Madam Secce 2. Bölüm: Duyuların bileylenmesi

Pek kıymetli anacığımın bugün bize gelmesinin şerefine yeni yazma fırsatı buldum. Bu yazıda yine sizinle Madam Secce kimliğimle konuşacağım. Bu satırları okuduğunuz sırada kafanızda “Ulen Madam Secce de kim?” diye bir soru işareti belirdiyse lütfen öncelikle yazının birinci bölümünü okuyup beş yıldız verin, sonra buradan devam edin.

Efendim, Montessori Eğitimi’nde dikkatimi çeken şeylerden biri de duyu organlarının kullanımına verilen önemdi. Toprağı bol olsun, Madam Montessori demiş ki çocuklar çevrelerini anlamak için duyu organlarını kullanır. İnsan bu cümleyi ilk kez okuduğunda “Ayol ne var onda ben de derim bu lafı,” diye düşünüyor. E herıldın bimbıldın yani, elbette çevreyi anlamak için duyu organlarını kullanırız. Ama ne kadar kullanırız? Ne kadar hassastır bizim bu duyularımız? Görür de anlar mıyız? Duyar da dinler miyiz? Yutar da doğru dürüst tadar mıyız?

Madamcığım diyor ki duyu organlarımız ne kadar hassas olursa dünyayı da o kadar iyi kavrarız. Süper!! E peki nasıl hassaslaştırılır duyular? Bileği taşı alıp burnumuzu bileyemeyeceğimize göre ne yapabiliriz? Elbette duyu alıştırmaları yaparak, farkındalığımızı artırabiliriz.

O gün bugündür, bebelerin duyuları gelişsin diye çaba harcıyorum. Sokaktaki çiçeği böceği koklatıyorum, evdeki naneleri, çayları koklatıyorum. Kokusuna göre neyin ne olduğunu buldurmaya çalışıyorum. Göğsümü gere gere söyleyebilirim ki bebelerimin burunları inanılmaz gelişti. Artık rahatlıkla sadece koklayarak osuruk çiçeğini gülden ayırt edebiliyorlar.

oğlan koklama alıştırması yapıyor

Gelelim dokunmaya. Merak ettikleri herşeye dokunduruyorum. Yumuşak, sert, pürüzlü, ıyyy solucan gibi kaygan… hepsini öğrendiler. Sıcak, soğuk, ılık, popo yakacak kadar sıcak, buz gibi soğuk… onları da biliyorlar. Gariptir ama sıcak soğuk algıları çok farklı. Oğlan sıcağa karşı çok hassas. Kız o kadar kolay yanmıyor. O yüzden bazen zıtlaştıkları oluyor. Mesela geçen gün banyoda oğlanın poposu haşlanmadan önceki son konuşmaları şuydu:

Oğlan: Melikeeee, bu su çok sıcak. 

Kız: Hayır, Ahmişçim, o kadar da sıcak değil.

Farklı tatlara da alıştırmaya çalışıyorum. Şimdiye kadar yemeklerinde baharat kullanmamıştım. Artık kullanıyorum. Acı, ekşi, tatlı… hepsini öğrendiler. Artık yemeklerin tadına göre güzel olmuş, kötü olmuş diye ayırt ediyorlar. Geçen gün kız “Aferin anne, çok güzel pişirmişsin,” dedi. Hayatta aldığım en büyük takdirlerden biriydi valla, gözlerim doldu. Bir önceki günün konuşması da şuydu: “Annecim, bu dondurmanın tadı çok güzel. Artık hep bissürü bissürü yiyebilirim!”

Görme alıştırmalarımız da detaylar üzerine. Etraftaki her şeyi inceliyoruz. Küçük hareketleri incelemeye bayılıyorlar. Karıncalar özel ilgi alanları. Koloni koloni inceliyoruz. Kim kiminle nerede ne halt ediyor, yuvaya kim ne yemek götürüyor, hangisi yan gelip yatıyor… Gözlerimiz hep üzerinde, hiçbir detayı kaçırmıyoruz.

Bir de kulaklar var tabi. Madamı rehber edineli bebelerle “Bu ses ne?” oynuyoruz. Her hangi bir yerdeyken arka plandaki bir ses için “Aaaa bu ses ne?” diyorum. Atıyorum, kamyon geçiyor, araba frene basıyor, köpek havlıyor, bir çocuk düşüp ağlıyor… Bebelerim de hemen tahminlerde bulunuyorlar. Bu oyunu ikisi de çok sevdi. Artık dışarıdan geçen kamyon mu, otobüs mü, minibüs mü, araba mı rahatlıkla ayırt edebiliyorlar. Özellikle oğlan bu oyuna bayılıyor. Bir yaramazlık yapıp benden azar yerken birden dışarı kulak kesilip “Annea, bu ses nea?” diyerek çok güzel dikkat dağıtıyor. Bir de onun ezan yorumlarına bayılıyorum. Ne zaman ezan okunsa oğlana “Bu ses ne?” diyorum. Hemen “Allah diyor” diyor. “Kim Allah diyor oğlum?” diyorum. Cevap pat diye geliyor: “Panter!” Ne alaka? Vallahi bilmiyorum.

Sonra duyulan sesler üzerine de konuşuyoruz. “Bu ses nereden geliyor?” diyorum. Çamaşır makinesinin sesiyse bağrışıyorlar: Baaaanyoooouuudaaannn. Bulaşık makinesiyse mutfaaakkktaaaann. Artık o kadar keskinleşti ki kulakları bugün öğlen uyuturken komşumuzun kocasına çemkirdiğini duyup “Annea teyze kızıyor, baaa baaa diyor” dediler. Bunun bir sonraki aşamasında duvara bardak dayar dinleriz artık.

Bebelerin duyuları gelişsin diye saçımı başımı yoluyorum, nereden ne bulsam da uğraşsam diye kendimi paralıyorum ama tabi keskinleşen duyuların aleyhime delil olduğu durumlar da olabiliyor. “Aaaa anne pırt yaptı” / “Bu yemeğin tadı iğrenç, yemiycem” /  “Annenin burnunda bissürü saç var” … gibi şahane cümleler kalabalıkta insanı zor durumda bırakabiliyor. Olsun, bir kere bu yola baş koydum. Bebelerimi madama yakışır bir şekilde yetiştireceğim. Yüksek sosyeteye karışacağım. Biraz daha büyüsünler birer maske alıp opera opera, balo balo gezdireceğim. Tüm Türkiye görecek Madamı ve bebelerini. Nihahahaha

Madam Mekki

33 yorum

  1. bu kez gayet bilgilendirici bir yazıydı. 2 aylık bebeğim var, bir süre sonra işime yarayacak.Takipteyiz, devam lütfen 🙂

    1. daha o konuya ben de gelmedim.bi beğenmesinler, göstercem valla günlerini, zorla like ettiricem kendimi

  2. merhaba yaklaşık 2 aydır yazılarınızı zevkle takip ediyorum. benimde 10 aylık ikiz erkek bebeklerim olduğundan kendimden çok şey buluyorum yazılarınızda. Ya da ilerde beni nelerin beklediğini görüyorum.. bu arada bu yazınız çok bilgilendiriciydi,mutlaka aklımda kalacak.Teşekkürler. Aslı

  3. Selcen madamın tavsiye edebileceğin kitaplarını istiyoruz senden. Malum bizim ne eksiğimiz var;) Bu arada madam mekkiyi totosundan ısır benim için.

    1. valla özden bendeki kitap çık kıytırık.internetten baktım biraz. çok kitap var görünüyor ama içeriğini bilmediğim için bir şey diyemem.belki başka arkadaşlar tavsiye kitapta bulunabilir.

      1. o zaman senden öğrenmeye devam:) benimkide şimdilik tatma organını çok güzel öğreniyor:) her şeyi yalıyoruz. Bende serbest bırakıyorum arada dışardakiler aaa vermesene desede:)

  4. Seccecim döktürmüşsün yine…
    Ben Madam Montesorri’yi okumadım ama benim kızdaki algılar tavan maşallah. Daha çöp kamyonu sokağın taaa aşağısındayken başlıyo çöpçü geliyor demeye. Hem burnu gelişiyor hem kulakları, bi taşla 2 kuş..

  5. Selcen iyiki bahsettin valla… Madam sana, sen bana farkındalık getirdin..:PP
    Duru’nun burun ve özellikle kulakları çok iyi..Çok ilginç birşey anlatıyım, Duru doğmadan daha karnımdayken birden ani seslere tepki verirdi..Mesela dolabın kapağını kapatırdım içerde pıt diye bişi olur zıplardı..Yada konuşmıyım uzun süre benim öyle ani ve yükses sesli çıkışlarım olur..birden yükses sesle konuşurdum zıplardı yine..Şimdi de durum aynı..benim dikkat etmediğim arka plan seslerini duyup “anne bu ses nerden geliyor” diyor sürekli..mesela buzdolabının çalışma sesi okadar sessiz çalışıyor ki aslında ona da dikkat ediyor..yada yan komşudan konuşma sesleri geliyo kim konuşuyo diyor..Ezan bizim de çok komik..Geçenlerde ablalar vardı onlara diyor ki “ezan okunuyo ben susıyım biraz dinleniyim :)) (motorum soğusun diyo yaaanii)

  6. Canım, çok güzel özetlemişsin montessori felsefesini.
    Bu madamın kitaplarda analttıklarını uygulayacağım , yok ahşap montessroi oyuncaklarına para yetiştireceğim diye canım çıktı. Baktım montessori oyunları ktiaplarında zati evdeki ürünlerden oyunlar yapın diyor, ben de ‘hee, sen misin onu diyen’ deyip evde ne varsa, kurufasulyeden cevizine oyuncak diye önüne sürüyorunm çocuğun.
    Bu da marifetmiş gibi anlattıklarım 🙂 Yorumlarını bekliyorum 🙂 madam

    http://www.ceylinolmez.com/index.php/ariv/235-melek.html

    1. aha bunlara da ben hastayim,benim bir günde geri dönüşüme attığım materyalden bir anaokulu dolusu çocuğu bir hafta oyalayacak icat cikaran tipler var. anne kılıgında geziyorlar. animator şeyler.

      NLP duymus muydunuz bakalım? çoklu zeka kuramını??
      herkes herseye hassas değil.
      bazisi duyarak öğrenir, bazisi görerek, bazisi elleyerek.

      ay cok uzun mevzu ben yazacak olsam kendi bloguma yazarim zaten. bi zahmet kurcalayin
      yemişim madamını

      mösyö secce ne diyo bu balo arzunuza??

      1. valla mösyö camiden gelsin, sorcam:)
        NLPyi biliyoz zaten, madamla NLPyi birleştirdim ben.anlatırım:)

    2. kızım ceylinin annesi sen ayrı bir dünyasın zaten.nasıl uğraşıyorsun bunlarla yahu. ben senin gibi adanmadım henüz. tırı vırı uğraşıyorum. sevmem el işini zaten.madam dese de yapamam.senden alcam zaten eskileri, iş yerinde dağıtıp durma

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.