Hediye

Küçükken kapıdan kim girse eline yapışırdık “Bize ne getirdin” diye. Iyy. En gıcık olduğum çocuk davranışı. Ankara’dan rahmetli dedem gelirdi. Daha kapıda adamı görürüz, hoş geldin falan yok; “Dedeeee bize ne aldııınnn??” “Hay gızım, hele bir içeri girelim, soluklanalım” derdi dedem. O valiz açılana kadar heyecanla etrafında döner dururduk. Hey gidi!

Bu yaşta bu zekâ…

Bizim devirle bebelerimizin devri arasındaki en büyük fark ne biliyor musunuz? Tabi ki de zekâ ölçüm kriterleri! Bizim zamanımızda zekâ sümükle ölçülürdü. Yeşil yeşil sümükleri sallamadan “Aa zeki çocuk” denmezdi. Şimdi önüne gelene üstün zekâlı deniliyor kardeşim. Kriter mriter kalmadı ortada. Zekâ da ayağa düştü valla!

Örgü sevgi işi

Geçenlerde yine dönemsel kışlık-yazlık takasına soyundum. Kızın yatağının altını baza gibi kullanıyorum. Mevsim dışılar orada. Açmışken her şeyi döküp içini temizleyeyim dedim. En arkadan örgüler çıktı. Minnacık örgüler. Anneanneciğimden yelek, -daha dilimiz demeye bile alışmadı ama- “rahmetli” babaanneciğimden elbise, kız kardeşimden orta okul sergisi için örülüp saklanmış, bizim bebelere nasip olmuş bir bere, babaannelerinden süslü… Okumaya devam et Örgü sevgi işi

ANNNEEEEEAAAAA!!!!!

Küçükken evimizin önü oynamak için çok müsaitti. Kışın pek çıkamazdık ama havalar biraz ısındı mı eve girmeyi de bilmezdik. Hemen hemen her Anadolu veledi gibi akşam ezanıyla birlikte sokakta oynamak için bize ayrılan sürenin sonuna gelirdik. Ve yine hemen hemen her Anadolu veledi gibi biraz daha oynayabilmek için anamıza yalvarırdık. Evimiz ikinci kattaydı. Aşağıdan bağırırdım… Okumaya devam et ANNNEEEEEAAAAA!!!!!

Sözleşme

Varan-1 Çok zaman önceydi. Yine bir seçim vardı. Seçmen kartları gelmiş, tuvalet aynamın başında duruyordu. Sabah oy vermeye gideceğiz, ara ki kartları bulasın. Evin altını üstüne getirdik, kartlar yok. Babası kıza seçmen kartlarını görüp görmediğini sordu. Ben de içeri odadan güldüm. Çocuk ne bilsin seçmen kartını ayol? Kız dedi ki “Hani şu uzun kâğıtları mı… Okumaya devam et Sözleşme

Tek çocuk çok çocuk; iki çocuk hiç çocuk!

Yoo, yanlış okumadınız başlığı. Hayır ben de yanlış yazmadım. Yok valla, uykumu gayet iyi aldım. Kafama taş da düşmedi. Evet, biliyorum, normalde “tek çocuk hiç çocuk, iki çocuk çok çocuk” derler. Büyük ihtimalle bunu bebelerin ilk yıllarında söylemişlerdir. İnanın bana bebeler biraz büyüyünce bu ana öngörüsü tepetaklak oluyor.

Ev yapımı bilgi yarışması ;)

Geçen gün teyzem bizde. Şu aralar herkesin elinde gördüğüm bir oyun var. Trivia diye. Onu oynuyor. Hani Çarkıfelek gibi bir çember çeviriyorsun, coğrafya, tarih, sanat.. artık ne denk gelirse ona göre soru geliyor. Karşılıklı rakiple oynuyorsun. İkizler de teyzemin başında, heyecanla soruya bakıyorlar, minnoş parmaklarıyla çarkı sen çevir, ben çevireyim ya da taçı ben seçeyim,… Okumaya devam et Ev yapımı bilgi yarışması 😉