Babalara rehber – 1. Bölüm: Akşam rutiniyle ilgili bilinmesi gerekenler

Sevgili tekiz, ikiz, üçüz, dördüz, beşiz, bir oğlan bir kız, iki kız bir oğlan, iki oğlan üç kız… babaları yani kısacası babalar, Şimdiye kadar kendi rızasıyla bloğuma girmiş bir baba var mı bilmiyorum (iki kere zorla kocamı soktum, bir daha da uğramadı) ama içimden her nedense babalara yazmak geldi. İnşallah oradan bir yerden gözlerine çarpar… Okumaya devam et Babalara rehber – 1. Bölüm: Akşam rutiniyle ilgili bilinmesi gerekenler

Unisex hayatımız

İkizlerim olacağını öğrendiğimde, çocuklarım için ikisinin de aynı cinsiyetten olmasının daha güzel olacağını düşünmüştüm. İkisi de kız ya da erkek olsaydı bence daha “kardeş” olurlardı. Tabi bu çıkarımı yaparken kendi iki bacımı ve didişe didişe büyüdüğümüz ağabeyimle olan ilişkimizi göz önünde bulundurmuştum. Biri erkek, biri kız olduğunu öğrendiğimde de “Yaşasın, ikisini de tadacağım!” diye sevindim.… Okumaya devam et Unisex hayatımız

En sevdiğim sayı: 18

Bebelerim birkaç gün önce on sekizinci ayı doldurdular. Allah nice 18’ler 28’ler 38’ler nasip etsin inşallah. Hani bebekler 7.-8. aylarındayken anneye “Ayy en güzel zamanları, tadını çıkar” derler ya. Kesinlikle katılmıyorum. Bence bebelerin en güzel zamanı 18. ayları. Yani yeni aylar neler getirecek bilmediğim için şimdiye kadar gördüğüm kadarıyla diyeyim. Doğduklarından beri yaşadığımız serüveni düşününce,… Okumaya devam et En sevdiğim sayı: 18

Hatırlayınca gülmek güzel, yaşamak asla!

Bizim için çok zor olmasına rağmen şimdiye kadar bebeklerimi kontrole doğdukları ve yenidoğan yoğun bakımında kaldıkları hastaneye götürdük. Başka bir doktorda içimiz rahat etmedi. Bugünlerde on sekizinci ay kontrolüne gitmemiz lazım. Dün öğrendim ki yoğunluktan dolayı artık bir yaşından sonra bebeklerin takibi orada yapılamayacakmış. Evimize yakın, güvendiğimiz bir doktora gitmemizi önerdiler. Bir yandan sevindim. Çok… Okumaya devam et Hatırlayınca gülmek güzel, yaşamak asla!

Herkes bir değil-miş!

Bloguma arama motoruna “ikiz bakımı” yazarak ulaşan insanların olduğunu görünce acayip stres oluyorum. İnşallah hamile değildir diye içimden geçiriyorum. Açıkçası ben hamileyken böyle bir siteyle karşılaşsam acayip gerilirdim. “Her satırı şikâyet şikâyet. Bu ne be! Doğurmasaydın, doğurduysan da kendine saklasaydın” diyesi geliyor insanın, biliyorum. Ama sloganı “Çektiğimi bir ben bilirdim, bir de siz bilin istedim”… Okumaya devam et Herkes bir değil-miş!

Uykusuzum demiş miydim?

Hep uykusuzluktan şikâyet ettiğimin farkındayım. Aslında bunlar benim süper günlerim. Bundan beter olduğum günlerde bir blogum yoktu da yazamadım. Hoş yazmayı bırakın, bilgisayarın düğmesine bile basacak halim yoktu o zamanlar. En son uyuduğumda bebekler kuvözdeydi. Ne kadar doğru düzgün bir uyku çekebildiğimi siz tahmin edin. Lohusalığın da etkisiyle durup durup onlar için üzülüyor, ağlıyordum. Ben… Okumaya devam et Uykusuzum demiş miydim?

İkizlere tek başına bakılır mı?

Hmm. Zor bir soru. El-cevap: yani bakılır bakılmasına da Allah o durumda kimseyi bırakmasın. 🙂 Özellikle ilk bir sene ikizlere tek başına bakmak imkânsız gibi bir şey bence. Çoğunuzun içinden  “Çocuk var çocuk var. Usluysa bakılır,” diye bir düşünce geçtiğine eminim. Ama uslu bile olsa iki bebeyi aynı anda tek başına büyütmek – Shera bile… Okumaya devam et İkizlere tek başına bakılır mı?

Söyleyene değil söyletene bak!

Bebeklere en güzel hediyenin onları anlatan günlükler olduğunu düşünüyorum. Fotoğraflar ve videolar da çok hoş ama günlükte onlar için harcanmış ayrı bir emek var. Gebeyken günlük tuttum. Her gün neler yaptığımı anlattım. Doktor kontrollerimizi, o gün onlar için neler öğrendiğimi, onları nasıl heyecanla beklediğimizi, ne hayaller kurduğumuzu… anlattım da anlattım. Zaten vakit boldu. Ayağımı uzatıp… Okumaya devam et Söyleyene değil söyletene bak!