Mesaj Yığını

Ortaokula gidiyordum sanırım. Number 1 TV’de Demet Sağıroğlu çıkmıştı. Konuk sunucuydu galiba. Programın sonunda iletişim için mektup adresi verdi. Ben de düşündüm, kim Demet Sağıroğlu’na yazar ki? Yani tamam tatlı kadın da mektup yazacak kadar hayranı olabileceğine inanmadım. Lüzumsuz derecede empatik bir tipimdir, kadın için üzüldüm, adres verecek kimse yazmayacak, üzülecek diye. Oturdum ben yazdım… Okumaya devam et Mesaj Yığını

Yayım tarihi
Biraz da benden olarak sınıflandırılmış

Yetiş Secce Bacı! – 2. Bölüm – “Eşyası Batsın!”

Bugün Yetiş Secce Bacı yazılarına devam ediyorum. (Bkz. 1. bölüm) Bildiğiniz gibi temamız: bir ya da birden fazla bebenin olduğu kaos ortamında kafayı oynatmadan bebe büyütmek. Bugün işleyeceğimiz konu ise ev temizliği. Güldünüz değil mi? Ben de güldüm yazarken. 😉 Günün birinde benim gibi bir pasaklıdan temizlik tüyoları almayı beklemiyordunuz herhalde. Haklısınız. Zaten ben de temizlik… Okumaya devam et Yetiş Secce Bacı! – 2. Bölüm – “Eşyası Batsın!”

Yetiş Secce Bacı! – 1. Bölüm – Bağırmama Orucu

Çocuk büyütmek zor iş. Hele yaşları yakın, birden fazla çocuk çok zor iş! Sürekli mailler alıyorum annelerden. Ağlayan mailler. “Dayanamıyorum artık, dövdüm!” diyor. Ya da “Bas bas bağırıyorum, sonra oturup ağlıyorum.” / “Çocuğum beni görünce korkup siniyor, onu öyle görmek içimi parçalıyor!” / “Yorgunluktan sütüm olmuyor, perişanım!” / “Evimin halini gör, pisliğimizde boğulacağız!” … diyen.… Okumaya devam et Yetiş Secce Bacı! – 1. Bölüm – Bağırmama Orucu

Kız Anası!

Henüz çocuğum yokken bir arkadaşımın küçük bir kızı vardı. Bir gün birlikte markete gitmiştik. Hemen önümüzde bir kadın vardı. Yanında da iki küçük oğlu. Bir ara benim arkadaşın bebesi market arabalarını karıştırdı sanırım, o kadınınkinin yanına gitti. Kadın da yanına gelen kızı görünce “Aaa alırım vallahi seni. Bak iki oğlum var,” gibi bir şey söyledi.… Okumaya devam et Kız Anası!

Bir fuarın daha ardından…

Önceden ne zaman bir kitap fuarına gitsem, fuarda imza gününe gelmiş, kukumav kuşu gibi sandalye tepesine tüneyerek okuyucu bekleyen, ancak geleni gideni olmayan yazarlara acırdım. Utandırmamak için göz teması bile kurmazdım. Yazııııkk. Şu yaşımda hayat bana yeni bir şey daha öğretti: Kimseye acımayacaksın arkadaş. Sonra Allah da seni acınacak durumu düşürüyor! AHAHAHAHHA!

Devri Âlem

Biz küçükken anneannemlerle aynı şehirde otururduk. Anneannemlerde kalmayı çok severdim. Gel gör ki babam yatılı bırakmayı hiç istemezdi. Sırf anneannemlerin hatırı için bıraktığı olurdu ama bu sefer de “Ben sensiz nasıl uyuyacağım?” derdi bana tam kapıdan çıkarken. Kalıbımı basarım babam fosur fosur uyuyordur ama ben gece yatınca “Hüüü canım babaaaam, bensiz uyuyamamıştır şimdiiii, keşke kalmasaydım… Okumaya devam et Devri Âlem

Sor bakalım niye yaptım?

Küçüklüğümü pek hatırlamıyorum. Daha doğrusu beş yaş öncesi dönemle ilgili hemen hemen hiç kayıt yok kafamda. Bazen düşünüyorum da çocuklarım da bugünleri hatırlayamayacak. İster istemez hüzünleniyorum böyle düşününce. Oysa ne güzel zaman geçirdik birlikte. Canım çıktı geride hep güzel anılar bırakayım diye. Şimdi bunları hatırlamazlarsa büyük haksızlık yahu!

Veli=Deli

Genç kızdım. Bir gün bir komşumuz kızının ilkokuldaki temsiline davet etti beni. Niye davet ettiğini hatırlamıyorum. Herhalde yalnız gitmek istemedi, kurban olarak da beni seçti. Başıma geleceklerden habersiz tamam dedim ben de.