İkizlerle gezerken çok sık karşılaştığım ikiz muhabbetlerinin biri de şudur:
– Hiiiii ikizler mi?
– Evet.
– (Acıklı bakışlar eşliğinde) Bakması zor oluyor mu?
– E tabi.
– (Bir el havada sallanıp umursamaz bir tavırla) Şükret! Ya üçüz olsalardı?!
Açık konuşayım: Kıl oluyorum bu duruma! Yani niye kimse tek çocuğundan şikayet edene “Ya ikiz olsaydı?”demiyor da ikiz annelerine “Şikayet edip durma, ayağını denk al, bak ya üçüz olsalardı, o zaman görürdün günü, hadi yallah” tarzında laf çakıyor anlamıyorum. Hem ben bu diyaloğun bir gömlek üstünü de tahmin ediyorum. Kalıbımı basayım bebelerim üçüz desem, şükret dördüz değil diyecekler. Hele şu beşiz doğuran kadın iyice çıtayı yükseltti. Onu her duyan bana telefon açtı, yolda önümü çevirdi, “Gördün mü bak millet neler doğuruyor, sızlanmayı bırak, ikizden ne olacak” dedi. Artık kimse acımıyor bana. Benden daha “beterleri” var. Herkes de biliyor ne yazık ki. İşte birkaç ay önce tanıştım ben de “beterin beteri” sendromuyla.