Bilinçli ananın bilincine tükürdüğü an: Acaba?

Çocukların doğacağını öğrendiğimden beri ebeveyn kitabı alıp yığıyorum eve. Hepsi de en az bir kere elden geçiyor tabi. İşi o kadar abartmışım ki ninni antolojisi bile almışım. E yuh artık!

Peki okuduklarımı öğreniyor, öğrendiklerimi uyguluyor muyum? E herıld yani. Her şey bebelerimin öz güvenine öz güven katılsın, zekaları parende atsın, kapasiteleri tavan yapsın, beyinleri fırlasın… diye.

Peki başarılı oldum mu? Şey hmmm, ne yazık ki pek değil.

Bir çocuk tanıyorum çok küçüklüğünden beri. Annesi pek ilgisiz. Çocuğun ilk çocukluğu annesine daha çok temizlik yapma şansı kazandırmak için evlenme programı izleyerek geçti. Hani şimdi iki yaş öncesi kesinlikle TV izletmeyin diye bas bas bağırıyor ya uzmanlar. He işte bu çocuk iki yaşına kadar hiç izlemediyse günde ortalama altı saat TV izledi. Tabi konuşamadı. Dört yaşına sadece “dayı” ve “ayı” kelimeleriyle girince sağın solun da baskısıyla doktora götürdüler çocuğu. Acilen dil terapisine başlandı.

Ben hangi oyuncak zeka geliştirici, hangisi hayal gücünü canlandırıcı diye araştırıp kırı kırk yararken anası ona silah alıyordu seviyor diye. Tüfekler, kaleşnikoflar, roketatarlar… Hani çocuğu saldırganlaştırdığı için hiç tavsiye edilmeyenlerden…

Tuvalet eğitimine de hiç hassaslık göstermedi annesi. Parklara işeyip geze geze kendi eğitimini kendi tamamladı çocuk.

Beslenmesi ise acıklıydı. İlk yaşına kaşıkla sarelle yiyip biberonla kola içerek girdi. Pek emmedi de zaten. Biraz büyüyünce de bakkalın çakkalın müdavimi oldu. Şapır şupur abur cubur yedi durdu.

Sokaktayken de hiç ilgilenmezdi annesi. En son kaydırağın tepesinden kafa üzerine iniş yaptığında feryat figan parktaki kadınlar kaldırmıştı çocuğu yerden. “Bir şey olmaz, bir şey olmaz, hep düşüyor zaten,” demişti anası.

Babası mı?? Onun da ilgisi, işten gelince oğluna “Lan lan gel lan, baban geldi lan, niye bakmıyon lan, gel lan, gelmezsen çü..nü koparırım lan!” düzeyindeydi.

Çok acırdım o çocuğa. Aaah ah derdim, bilinçsiz ana babanın elinde mahvoldu güzelim çocuk. Zekası fabrika ayarlarında kaldı. Hiç bir gelişme gösteremedi. Hiç ilgi görmedi ki, nasıl gelişsin gariban. Yarın bir gün ne olacak bu çocuk? Nasıl okuyacak? Nasıl iş bulacak? El birliği ile embesil ettiler bebeyi.

Çocuk okula başladı. Geçenlerde öğrendim ki meğer benim arkadaşımın öğrencisiymiş. Laf arasında nasıl diye sordum. Bekliyorum ki çok geri diyecek, anlama kapasitesi yok diyecek, dersleri zayıf diyecek, aklı fikri vurdulu kırdılı oyunlarda diyecek…

DEMEDİ!

“Aaa o mu, en başarılı talebem,” dedi! “Sınıfta en iyi okuyup yazan o. Çalışmayı çok seviyor. Ayrıca matematiğe de özel yeteneği var. Çok zeki bir çocuk maşallah. Çok da uyumlu. Pek saygılı, efendi…”

Gerisini duymadım…

Bebenin büyüyüşü bir film şeridi gibi gözümden geçti.

Sonra da kendi bebelerimin büyüyüşünü düşündüm. Doğduklarından beri bebeleri uyaracağım da beyinlerinde nöron artışı yaptıracağım diye çektiklerimi… Sonuç ne oldu? Bırak matematikte üstün zekayı, henüz rakamları tanımıyorlar. Oğlana geçen dört rakamını gösteriyorum, bu ne diyorum, patlıcan diyor iyi mi? Halbuki müfredata göre rakamları geçtim, basit toplama çıkarma bile gösteriyorlar okulda. “Öğretmeniniz bugün toplama ödevi vermiş,” diyorum, “Odamızı mı toplayacağız?” diyorlar; “Öğretmeniniz çıkarma ödevi vermiş,” diyorum, “Üstümüzü mü çıkaracağız?” diyorlar. He qurban he!

Yakasım geldi bütün okuduğum kitapları. Nerede yanlış yaptığımı düşünüp duruyorum. Bebelerimle ilgilenmeyi hemen kessem acaba toparlanırlar mı? Ya da kola banyosuna mı soksam bebeleri? Kaleşnikofun beyin açıcı etkisi olabilir mi? Parka işetmedim diye mi gelişemediler ki? Seda’nın evlendirme programı varmış diyorlar, ona mı başlasak? Yoksa son çare olarak kaydıraktan aşağı kafa üstü iniş yaptırmayı mı denesem? Belki de bebe düşünce zeka hücreleri birden açıldı. Hmmm, olabilir mi ki acaba? Çok da geç kalmadan bi denemeli mi?

58 yorum

  1. Ayy benim çocuğum çok zeki bir yaşında sayıları şakır şakır arkamızdan sayıyor. Ben iki diyorum o üç.. Çok mu erken acaba?

    Face de yazamadım şişmiştim iyi oldu bu yazı 😀 😀 😀

    Ha bir de Ahmet’in sandalyeleri ters çevirmiş oynadığı fotoğrafa ayyylayanları görünce bir oturma odama baktım bir senin fotoğrafa. Odanın ortasında damacana vardı yav. Canı onunla oynamak istiyor oynuyor İki gün sonra hevesi geçiyor zaten.. Oynasın kendine zarar vermediği hatta zarar verecek şeyi benim gözetimimde oynasın evin ortasında damacana tüm yastıkları yer de kağıtlar paramparça oluversin. Secce çok derli toplu biri bilginize :))

    1. hehhe bitlicim, ezberden tekerleme gibi saymaya erken başlıyorlar. ama rakamları ifade eden sembolleri anlamaları biraz zaman alıyor. erken havalanma 😉

      ne kadarlık oldu şimdi seninki? damacana bizim de bir numaralı oyuncağımızdı. az mı kavga ettiler onun için. 😉

  2. Gülemedim bile, çok üzüldüm o çocuğa, belki okuldaki bu başarısı, evde hiç kayda alınmıyor olmasının bir sonucu, okul başarısı tek kriter olsa keşke sağlıklı bireyler için ama değil. Yine de ben de siZin gibi bir anneyim ve bazen hata mı yapıyorum kendimi bu kadar parçalamalar diyotum. Mesela geçen gün bir restoranda kızıma şeker verdiler engel olamadım, o şekeri yerken ben de kendimi yedim bitirdim

    1. aysuncum mutlu bir çocuk. üzülme. ailesinin de sevdiği, arkadaşlarının da sevdiği, tatlı bir çocuk. sadece ailesinin çocuk yetiştirme şekli uzman kriterlerine pek uymuyor 😉

  3. Secce şuan anaokulunda öğretmenlerle gülmekten öldük burda, harikasın :)) Hemen ivedi bir veli toplantısı yapıp Velilerimi bilgilendirmem lazım :)))

  4. :-)))) hey allam yaaa secce en moralsiz animda bile guldurdun ya…bende onu gecirdim aklimdan simdi. Hayatimda herseyin en guzelini,en iyisini en vs sini ben yapicam diye yirtinip durdum. Her anlamda benim bildiklerimin gosterdigim ozenin ceyregini bilmiyor/gostermiyor dediklerim,alip basini giderlerken,ben bugun her anlamda caktigimi dusundum..

    1. :)) herkesin nasibi kısmeti. elden geleni yapıp gerisine tevekkül etmek lazım. allah en hayırlılarını versin inşallah

  5. Ahh secce bacım yarama parmak bastın çocuk doğmadan önce başladım bende okumaya araştırmaya akıllı olsun diye adını bile furkan koydum ( tanıdıgımız bütün furkan lar süper zekaydı) ama yok yok yok olmadı olmuyor dört buçuk yaşında kreşe gidiyor bu sene okulda öğretmeninin ezberletmeye öğretmeye çalıştıgı hiç bir şeyi ögrenmiyor ilgilenmiyor sayıları bazen biliyor bazen bilmiyor iki yaşına kadar televizyon izletmedim canı sıkılmasın bir şeyler ögrensin diye yapmadığım faaliyet kalmadı ama ortaya vahşi inatçı huysuz bir çocuk çıktı bende arıyorum hep nerde hata yaptım diye birde şu çok ünlü pedagogların yazılarını okuyunca hepten umutsuzluğa kapılıyorum “çocugunuzda şu şu şu kötü özellikler var mı?” evet var ” o zaman yandınız özgüveni eksik bilmem daha neleri eksik bir birey olacak ” çok uzun yazdım ama kusura bakma bende şimdi hata nerde diye soruyorum kendime..

    1. :(( betül yaptıklarını severek mi yaptın zoraki mi? zoraki ise çocuk sendeki gerginliği almış olabilir. zevk almadığın hiçbir şeyi yapma onunla. bırak neyi seviyorsa onu yapsın.

  6. ahhh bende aynı annelerdenim evde çocuğa 7 sene yetecek kitap kalem boya cetvel var. 18 aylık olana kadar herşey mükemmeldi. 26 olana kadar ideal ne zamanki 30 aylık oldu eline ne kitap ne kalem ne boya almıyor. bir dönem 2 makasla gezen bebe şimdi hortumla yangın söndürme peşinde fazla ilgi sıkıyormu ne ben ona karar verdim saldım çayıra mevlam kayıra diyorum ama sanırım bizim en ilgisiz halimiz bile sıkıyor bebeleri

    1. Merhaba yorumlarınızı okudum da herkes ne kadar bilinçli anne olmuş maşallah. Benim de 23 aylık bir kızım var, evde kendim bakmayı tercih ettim işime ara verdim bir suredir. Gelişimini kitaplardan takip edip neyi yapabilir neyi yapamaz az çok öğrendikten sonra araştırıp bulduğum onun becerilerini geliştirebilecek oyunlar oynuyoruz.tv de izliyoruz genelde sabahları , kreşte sıkılmasın diye kreş aktiviteleri yerine kendi bulduğum şeyleri yaptırıyorum ona mesela pirinçler nohutlar mercimeklerle kapları doldurup boşaltıyoruz su koyuyoruz bardaklara çok severler

      1. Ayrıca ben de yığınla kitap okudum okuyorum da hala, ama her bilgiyi çocuğunuza basmakalıp veremezsiniz. Çocuğunuzu tanıyın ona göre iki bilgiyi sentezleyip verin.herkes özeldir çünkü. Çocuklar ömürlerini okullarda geçiriyorlar bırakın da evde sizinle doya doya vakit geçirsinler endişelenmeyin çünkü herkes Einstein olmak zorunda değil.keyif aldığı şeyi yapan bir çocuğum olmasını Einstein olmasına yeğlerim…

  7. Benim annem hiç okul görmemiş yazma yok okumayı abisinden öğrenmiş,dolayısıyla kitapla ve uzman tavsiyeleriyle değil kendi bildiği anneanne usülleriye büyüttü bizi.Şimdi çocukların kimisi doktor kimisi mühendislikte doktora yapıyor.Okul geçmişinde dereceler v.s…Yani anliican bacım fazla kaamasak mı ki acaba teorisini destekler nitelikte:)
    E ben de seni örnek alıyordum ya noolcak vaz mı geçeyim diyosun:):) Yok yok anacım aynen devam seninkiler seni utandırıcak inan şimdi değilse bile önünde sonunda emeklerin boşa gitmez Allahın izniyle,pes etme hemen:)

  8. Küçük gorumcemi eşim ve abisi 1-1,5 m den dusurmusler.Ailedeki tek Boğaziçi mezunu.Esim bu başarıda kendine hep pay çıkarır efem kafa üstü düşürdük aklı böle oldu diye
    Bizde çocuklar düştük ce ohh ohh Haward dan mezun olur bu diyoruz.
    Tam tersi salak olmazlar umarım. ..

  9. Canım içini rahatlatır mı bilmiyorum ama o bahsettiğin çocuk gerçekten istisna …öyle bir sey olsa benim gecen seneki ögrencilerimin yüzde doksanı bu seneki öğrencileriminda yüzde ellisinin dahi olması gerekirdir 🙂
    Pedagojik kitapları okuduğum zaman faydasını gördüğüm kadar beni bunalıma da sokuyor .. kitaplarda anlatılanlar ideal çocuk ve ideal ebeveynler .. anlatılanlar bazen gercekten çok ütopik olabiliyor .. hele bunların coğunluğunun yazarının erkek olduğu düşünülürse … en guzeli bunları okuyup bize uygun olanları uygulamak .. cünkü her birey kendine özgüdür ….

    1. sanırım yanlış beklentiye sokuyorlar. bunu bunu yaparsan çocuğun çok sosyal olur. ama elimizdeki çocuk çekingen yaratılışlı. çekip sündürüyoruz çocuğu yırtık olsun diye. iki tarafı da daha fazla bunalıma sokuyor. herkes aynı olmak zorunda değil. ama hepimiz de çocuklar sosyal olsun, öz güvenli olsun, lider karakterli olsun… peşindeyiz.

  10. Bence bizler cocuklarimizin hep mukemmel olmasini istiyoruz ve Belki bazen abartiyoruz. Her Cocugun kabiliyeti ve yetenegi farklidir. Belki matematigi iyi degildir ama sosyal iliskisi iyidir. Ayrica basarili cocuk ille mutlu cocuk olacak diye bi sart da yok. Yani basarili olur dr muhendis olur ama mutlu olamaz. Birakalim Cocuklar cocukluklarini yapsin ve yasasin. Biz elimizden geleni yapiyoruz daha da ustunde dusunmeye gerek yok.
    Konu da gecen cocuk da Belki bu sekilde dikkat ceke bildigi icin caliskandir. Ayrintiyi bilmiyorum ama dersler Her sey demek degil. Zaten berbat bi egitim sistemi miz var. Birde biz cocuklara baski kurarsak daha zor olur. Cocugun okulda kavga etmemesi ogretmenlerini dinlemesi o Cocugun cok zeki oldugunu da gostermez. Her cocuk farkli ve ozeldir.

    1. tabi herşey demek değil ama o kadar hadi hadinin altında çocuklar ders çalışmazken hiç hadi denmeyenin çalışması ilginç 😉 bebeleri bıktırıyoruz sanırım

  11. Bu arada takip ettigim kadariyla ben ikizlerin zekasina hayranim. Cok farkli bakis acilari var. Tek kalip degiller. They think out of the box.

  12. bende bir kitapkurdu ve internet annesiyim oğlum doğduğundan hatta hamileliğimden beri çeşitli çocuk eğitim ekollerini araştıran oluşabilecek tüm hastalıkları ,ne yiyip içmemesi gerektiğini fazla kasan kolayı eve sokmayan şekerin adını yasaklayan tvyi çok nadir açan bi anne..zaman zaman aynı ikileme bende düşüyorum yakın bir arkadaşım 2.çocuğunu doğurdu ilk oğlu tvnin başında elinde gofretle dişlerini çürüte çürüte büyüdü 2.yse nerdeyse doğduğundan beri sınırsız tv izliyor evde çocuklar ağlamasın diye ne derse yapılıyor ancak ilişkilerine baktığımdaysa kardeşler arasında ne bir kıskançlık anna babayla ne bir çekişme ne mutsuzluk hali..onları böyle görünce bi yerde yanlış mı yapıyorum bu sınırları abartıyormuyum diye düşünüp duruyorum bende:(

    1. valla bilim gofretin şekerin kolanın faydasını ispatlasa bile vermem bebeme. o kadar da gıcığım yani.
      uzun süre tv izlemek çocuklarda sinir bozukluğu yapıyor bence. tv sonrası nereye saldıracaklarını şaşırıyorlar.
      bence en güzeli yasaklamak değil, hayatımızda olmaması. becerebilirsek işte :/

      1. Bizler cizgi filmlerle buyuduk arkadaslar cailo bugs buny vs bunun gibi filnlerin ne zarari var.gunde bi saat seyretse..sonra resim yapsak birlikte oyun oynasak.. o ekoller annelik tezleri falan filan kitaplara bakarsaniz cocuklaru uzay ussunde bitji gibi yetistiricez e ne olacak okula gidince arkadslarindan ogrendigini kaziycaj beynine olumlu veya olumsuz onlari uygulayacak..kitaplari seven okumayi seven
        Sevgi dolu cocuklar yeter bence..astronot olamazlar zaten bu ulkenin sartlarinda.

  13. merhaba çok güzel bir yazı amabahsettiğiniz çocuklar 4, 5 yaslarinda acaba bizmi çok fazla şey bekliyoruz..çocuk olma haklarina mudahalemi ediyoruz.. bahsettiginiz ilgisiz cocuktan farkim yoktu benimde ama guclu cocuktum guclu birey oldum evet okul basarim berbatti cunku ozguvenim yoktu ama istedigimde yuz alip ciktigim sinavlar da oldu..kusura bakmayin okuyunca dayanamadim yazdim .. him peki benim cocugum ne alemde uc doktorda hiperaktif dedi kaile almadim suan alti yasinda birinci sinifta okur yazar ve zeki..ben oglumla hep oyun oynadim hala daha parka bahceye gider camurdan pastalar yapariz birlikte..hic aldirmiyorum aa kadina bak diyenlere..oyle iste.. sakinan goze cop batarmis birde

  14. okurken içim yandı ne yalan söyleyim sonunu güzel baglamasam bayılacaktım. Bu cocuk hayatındaki olumsuzluklardan olumluyu bulacağa benziyor. Çevrede görürüz kötü davranışları olan anne babaların bazen cocukları bu kötü alışkanlıklardan uzak duruyor. Nedendir bilmem Allah vergisi yada baska büyüklerinin duası olabilir. Bir de rızıklar şükürki sadece anne-babanın emeğine bağlı birşey değil, güzelden rızkı varsa alacak olan alıyor.
    Her zamanki gibi kalemine ve yüreğine sağlık. Kullandığın ifadeler, yazdıkların o kadar anleşılır ve samimi ki, vermek istediğin ne ise çok net veriyorsun emin ol.
    Çocuklara gelince ilgiye devam, benimkilerden ilgimi az ceksem tepeme cıkıyorlar o daha fena

    1. 🙂 bilmediğimiz sebepler beklemediğimiz sonuçları doğuruyor.

      hani anlatırlar ya alkolik bir babanın iki oğlu varmış. biri prof olmuş biri sokaklarda sürünüyor. prof olan demiş ki başarımın tek mimarı babamdır. onda gördüğüm kötü özellikler beni hep iyi bir insan olmaya itti. öteki de demiş babamı örnek aldım, onun yolunda gittim.

      tam böyle değildi de neyse mesaj anlaşılmıştır nasıl olsa;)

      1. Ama oyle beni de annesizligim iyi bir anne yapiyor bunun icin mucadele ediyorum ne zaman oglumu incitsem kendimi daha cok incitiyorum “insan alamadigini veremiyor iste ” diye hirpaliyorum iki uvey annem oldu dayak zaten yasam tarzi oldu cocuklugun annemi bulduk umrunda olmayinca o sacimdaki eksik el olarak kaldi.. ben oglumun saclarini gordugum her cocugun saclari oksarim.insan neye hasretse o olmam istiyor sanirim Secce ..tek sevgisiz ailesiz cocuklar olmasinlar da birakalim yasamlarini kendileri sekillendirsinler ❤

        1. 🙁 canım benim. içim sızladı kendi çocukluğunu okurken.
          ben de sana katılıyorum. önemli olan sevgini hissettirebilmek. gerisi fasa fiso.

  15. :))) günün birinde ben çocuklarıma hazır yiyecekler almıyorum ama alanların çocukları da anca benimkiler kadar hasta oluyor, diye düşünmüştüm o geldi aklıma. ne anladım ben o zaman olmuştum. hatta uzun sürmüştü biraz bu bocalama. sonra her şeyin neticesinin genel tabloda ortaya çıkmayabileceğini ama hiç bir gayretin de zayi olmadığını, herşeyin yazıldığını, kainatta boşluk olmadığını düşünerek rahatlamıştım. çocuğu birşeylerden korumayı da rahat bir halde ve tevekkülle yapabilmeli aslında. bazen çok takıntılı ya da sonuç odaklı oluyoruz, ara sıra bu yazıdaki gibi kendimle dalga geçerek bazense çok duygusal şekilde yaşıyorum aynı durumu.

    1. uzun vadeli yatırım diye düşünüyorum ben. pat diye karşılığını almamaız çok normal. özellikle beslenme konusunda.

  16. Merhaba Secce Hanım,
    4 yaşında ikiz çocuklarım var, bir kız bir oğlan 🙂 İçerik bakımından yazılarınız süper. Yazış tarzın ayrı bir süper. Verdiğiniz enerji ise bambaşka bir süper. Önünüzde saygı ile eğiliyorum…

  17. Ekonomi bakanı sanırım bu konuda güzel bir örnek. Doğduğu köy ile bulunduğu konumu kıyas edersek.

  18. Ben de sekiz aydır ikiz annesiyim. Bir süredir de yazılarınızın müdavimiyim. Dün 39 derece ateşle yarı baygın vaziyette yatarken okudum bu yazıyı ve o halimde bile beni güldürmeyi başardı.

  19. böyle olan o kadar çok aile var ki. sıfır ilgi/alaka ile süper çocuklar yetiştiriyolar. daha doğrusu çocuk kendi kendine yetişiyo 🙂

    zamanında davranışsal genetikle ilgili bir ders almıştım. orada çeşitli karşılaştırmalar vardı. genetiğin hayatımızdaki etkisi çok büyük. yetiştirmenin de etkisi var ama gerçekten az. örneğin bir durumda amerikadaki kimsesiz çocuklar ve kaldıkları evler (foster homes) ile ilgili bir araştırma vardı. biyolojik ailesi madde bağımlısı olan çocuklar iyi bir aile ile büyürse, madde bağımlılığı ve şiddete meyilli olmuyorlardı fakat kötü bir ailede büyürlerse şiddete meyilli oluyorlardı. buna karşın biyolojik ailelerinde böyle bir sorun olmayanlar, kötü bir ailede de büyüse böyle sorunlarla karşılaşmıyorlardı ya da oran çok düşüktü. bu davranışla ilgili bir örnek ama iq ile ilgili örneklerde yetiştirmenin etkisi çok azdı mesela.

    bu örnekteki ailede de genler sağlam demek ki. tabi sadece anne/baba ile olmuyor. ailedeki zeki birinin genlerini almış çocuk diye düşünebiliriz 🙂

  20. Bu yazıya bayıldım. İşyerinde okudum. Ama gülmemek için kendimi zor tuttum. Annemde beni hasta olmamam için çok korurdu. Komşu çocukları da ayakta çorap yok. Hırka yok gezerlerdi. Hep ben hasta olurdum onlar sağlıklı. Aklıma bu geldi.

  21. Buraya yorum yazmamisim aman eksik kalmayayim 🙂
    Ya ailede ki okulda ki aldigin egitim onemli olsa da yinede akademik basarida hersey cocukta bitiyor.etrafimda bikac ornegi var.anne babadan ilgi olmayip sadece kendileri calisarak hayatlari nooyunca okullari dershaneleri burslu okuyup sonrasinda universiteye turkiye derecesi yaparak giren yakin tanidiklarim var :)eger biraz zekiysen ve disiplinli bor sekilde calisiyorsan basari da yaninda geliyor mutlaka.
    simdi ki anneler bende dahil cok ince eleyip sIk dokuyoruz.Tabi beslenme faktorude var.yasadigimiz mekanlar.enerjisini atamayan cocuklar da o enerjiyi nereye kullacagini bilmeyip nereye saldiracaklarini sasiriyor cocuklar.
    parka gidince ilk cocugumun arkasinda dolasirdim sirekli de uyarirdim yavas in hizli kosma dikkat et dusme gibi.pimpirikli bir cocuk oldu cikti.ikinci cocugumda ise bu hatami anlayip cocugumu rahat biraktim.kendine zarar vermedigi surece hic mudahale etmedim.sonucta 2.cocugum ozguveni daha yuksek daha az korkan ve daha sosyal bir cocuk oldu.

    tabi her cocuk ozel ve farkli.kardes kardese bile benzemiyor.
    Bizler yinede elimizden geleni yapip cocuklarimizi sIkmadan cokta serbest birakmadan olcuyu tutturmak lazim.Rabbim cocuklarimizi imanli ahlakli edepli ve yaninda da basarili olarak yetistirmemizi nasip ederse daha ne ister insan. Tabi bide ayni ozellikde arkadaslarlada karsilasmamizi nasip etsin yaradan. amin

  22. Secce kiz bende seni örnek aldım da evi kütüphaneye çevirdim ya. Ama o duygu gercekten insani yipratiyor. Bazen kafayi yerken buluyorum kendimi

    1. beş sene sonrasından cevap yazıyorum kardeş, elhamdülillah evlatlarım pırrrrlanta. onlara yatırım boşa gitmiyor. 😀 çok kasma da kendini. su yolunu buluyor.

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.