Küçük bir çocukken Atatürk Orman Çiftliği’nin hayvanat bahçesine gitmiştim. Üzerinden yıllar geçti ama hâlâ o hayvanat bahçesinin pespaye halini unutamadım. Su aygırının suyu yoktu, arkadaş. Zavallı hayvan, suyun kaldırma kuvvetinden de yararlanamayınca malak gibi güneşin altında yatıyordu. Ara sıra hortumla su tutuyorlardı üzerine. Koca hayvanat bahçesi tezekhane gibi kokuyordu. Pislikten yürünmüyordu. Sinekler, sivri sinekler de cabası.… Okumaya devam et Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 2. Baskı: İstanbul Akvaryum