Bebelerimi boyama kitapları ve kalemle tanıştıralı çok oldu. Başlarda hep yanlarındaydım. Birlikte otururduk kitabın başına. İkisine ayrı ayrı kitaplar verirdim. Karalarlardı. Kesin bir kuralımız vardı: Sadece boyama kitabı boyanır! Başka yeri çizmeye kalkarlarsa kalemi alıyordum ellerinden. Ama zamanla gevşedim. Bebeler de coştu. Ellerinde kalemler duvarları çizik çizik ettiler. Görünce ellerinden kalemi alıyordum, ama açıkçası hiç de dert etmedim, yok duvarım çizilmiş, yok yerler boya olmuş, yok bilmem ne. Başımda on dakika yoklardı ya. O bile yetiyordu bana.