Suçlu bulundu!

Bu aralar yine blogu boşlamışım. Elimde değil, kitap yetiştiriyordum. Nisan ayı okul programlarımın yoğun olduğu dönem. Rahat rahat gezebilmek için Ramazan’da mesaiye kaldım. Çok şükür iki bayramı bir yaptım. Neşeli Günlük 4 editörünün elinde artık. Yakında çıkacak inşallah. 💕

Nisan ayı ilk programım Adıyaman’dı. Tam 4 gün evde olmayacaktım. Üç gün olmadığım olmuştu ama dört gün rekor yani. 😬

Benim evden çıkışı biliyorsunuz: Çamaşırlar, bulaşıklar, ütüler, tozlar, kirler, kediler… Bu sefer yemek yapmadım ama. Hep yemek yapıp bırakıyorum dönüyorum ki yemekler beni bekliyor. E niye yemediniz yavrum? E şey biz mısır patlattık annecim, cipis aldık annecim. Vay demek öyle, dedim bu sefer. Mısır patlatın, cipis yiyin. Yallah.

Son dakikaya kadar koştur koştur, havaiste atınca kendimi şükür dedim, nihayet tatilim başlıyor. Hemen ev halkına güncelleme geçtim: “Yatılı hizmetçiniz 4 gün kadar yok, evi ona göre kullanın.”

Ne kadar güncellersem güncelleyeyim, eve gelince başıma gelecekleri biliyorum yani. Ev yıkılacak, dökülecek, günlerce enkaz kaldıracağım… Bunun bilinci ile yattım yuvarlandım Adıyaman’da. Yemek derdi yok, temizlik derdi yok, o bu şu yok… Oh!

Allah biliyor ya tatil güzeldi de yine de dönüş için heyecanlandım. Özledim ailemi ve çöplüğümü yav. Allah ayırmasın.

Eve gece vakti döndüm. Herkes birlikte gelmiş beni karşılamaya. Yatılı hizmetçi önemli bir şey tabi. Allah ayırmasın.

Eve gelirken göreceklerimi düşünüyordum. Kim bilir ne hale geldi her yer. Direk belediyeyi çağırıp ilaçlatsam mı acaba?

Eve girdim.

Ev gıcır.

Allah Allaaah.

Mutfağa girdim.

Mutfak süper. Tek sorun oğlanın kendisine makarna haşlamak için aşiret gelini boy büyük tenceremi kullanması. Neyse o kadar kusur kadı kızında da olur.

Tuvalet, banyo…

Her şey düzenli, temiz.

Ay dedim ya, sürpriz yapmış bana yavrularım, evi toplamış, temizlemiş.

Yooo dediler. Yapmayı düşünmüşler ama hiç fırsatları olmamış.

Şaka mı?

Yoo valla.

Bir de kedileri de dışarı çıkarmayın demiştim. Gündüz kapıya geldiklerinde onları eve alacak kimse yok, gidip de komşuları darlamasınlar.

E kediler de çıkmamış.

Kıl, tüy nerede?

Yani şu dört günü evde geçirsem kaç kez süpürge açar, kaç kez döküm döküm evi toplar, orayı burayı yerleştireceğim diye kaç saatimi harcardım.

O an aydınlandım.

Yuh dedim ya.

Evi döken saçan ben miymişim?

😱

2 yorum

  1. 🤣🤣🤣Selcen demek sen mişsin. Rabbim nasip etti Hac çıktı bu yıl kısmetse Mayıs başı yolculuğum başlıyacak Haziran ortasına kadar yokum 35 gün civarı.Lgs ye girecek kızım nasıl psikolojiye girer,annem babam yaşlı hastalıkları vs, küçük kız bensiz psikolojisi bozulur mu?Eve kim yemek yapacak, kim etrafı toplayacak kaygılarım bir yana
    O kutsal mekâna gidecek olmanın şaşkın sevinci ile birlikteee bir ay ne yemek yapacam diye düşünmeyeğim, yemekten sonra tembellik etmek isterken bulaşıklarla boğuşmayağım sevinci bir yana😁Hangisi ağır basıyor tahmin et🙃😉

    1. Emineeeee maaaasallah. Allah kabul etsin şimdiden. En güzel şekilde geçirmeyi nasip etsin insallah. 35 gün beni bile korkuttu. Dönüşte evi yerinde bulursun inşallah

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.