Vizyonunu yediklerim

Çocuklar büyüdükçe dertleri de büyüyor diyorlar ya. Asla katılmadığım bir şey-di. Kısa süre öncesine kadar.

Yani çok şükür, kendilerinden kaynaklı hiçbir derdim tasam yok, Allah daim etsin inşallah. Ama şu yapay zeka çok kafamı kurcalıyor arkadaş. Geriye ne iş bırakacak da bu çocuklar büyüyünce yapacak?

En iyisi yine ticaret sanırım. Al sat. Gerçi yine para neyle kazanılacak da millet alıp satacak bilemiyorum. Neyse orasını da başkaları düşünsün. Her şey de benden beklenmesin.

Madem geleceğe doğru düzgün bir iş kolu kalmıyor, biraz ticarete ısındırayım çocukları dedim.

Geçenlerde bir gün arabadayız. Çok işlek bir caddede. Her taraf dükkân. Çeşit çeşit dükkânlar…

Çocuklara dedim ki “Bu dükkânlardan biri sizin olacakmış, hangisi olsun isterdiniz?”

 

 

İkisi de bakmaya başladı sağa sola.

Benim gözüm kuyumcuda. Ayy ışıl ışıl. Bebelerden biri alsın da devrini hemen takayım şu gerdanlığı boynuma. Düğün mevsimi de başlıyor. Parmağımda yüzükler, kolumda bilezükler, nedir bu güzellikler… Oooff offf gerdan kırayım, göbek atayım, çatır çatır çatlatayım eşi dostu asjdhg.

Çocuklar bir ona bakıyor, bir buna. Karşında koskoca iki katlı kuyumcu dururken seçim yapmak ne kadar zor olabilir ki?

Oğlan dedi ki “Peki para sıkıntımız olacak mı annecim?”

He, kuyumcunun devrine hazırlanıyor. İçeride kaç yüz milyonluk mal vardır tabi. Yavrum maliyet hesabı yaptı.

“Yok,” dedim. “Ne kadara ihtiyacınız varsa problem yok. Ayrıca dükkân da işlemeye devam edecek. Hiç bir maddi sıkıntınız yok, seçin.”

Benim gibi de bonkör anne bulunmaz ha. 🙂

Oğlan düşündü düşündü ve arada derede kalmış, en minik dükkanı göstererek “Ben çiğ köfteciyi istiyorum, annecim,” dedi.

LAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAN!

ŞAKA MI BU?

YOOO.

ÇİĞ KÖFTECİ İSTİYORMUŞ.

İki yanındaki kuyumcu, merkez bankası gibi para basarkene benim oğlan çiğ köfteci istiyor. İki sandalye bir masalı, bir leğen bulgurlu çiğ köfteci!

LAN BARİ İLERİDEKİ ÜÇ KATLI KEBAPÇIYI AL. VİZYONSUZ VELET! ORADA DA VARDIR ÇİĞ KÖFTE.

Yok efendim, madem para sıkıntısı yokmuş, sevdiği işi yapmak istiyormuş.

Sevdiği iş: Çiğ köfte sıkmak.

Delirecektim yemin ediyorum.

Peki güzel kızım, sen bari kurtar ananı şu hayattan. Seç şu kuyumcuyu.

O da gitti uyduruk süs püs satan kıçı kırık bir dükkân seçti.

Şıkır şıkır kuyumcu dükkanı bana, ben kuyumcu dükkanına bakakaldım. Yemin ederim kebapçıya bile razıydım. Ama no. Yüzlerine bakan olmadı.

Var ya, şakaklarım şakladı arkadaş. Bu neçe vizyonsuzluktur? O günden beri uyuyamıyorum. Gerçekten çocuklar büyüdükçe dertleri de büyüyor. Ne olacak benim bebelerin hali?

4 yorum

  1. Bebem astronot olacaktı bir zamanlar hey gidi günler. Şimdi tost dükkanı açıp tostçu olmayı düşlüyor. Bu vizyonsuzluk hepsinde var Secce Bacım yalnız değilsin 🙁

  2. Bende kızlarla kuyumcu penceresine yapışıp “10 a kadar sayıyorum seç birini o bizim olacakmış” oyunu oynarım veya güzel bir butik vitrininden mankende ki kıyafetlerden hangisini alırsın oynarız 😊
    Üniversitede okurken kapalı çarşıdan aşağı Eminönüne doğru yürüyoruz arkadaşla. İçerisi kuyumcu dolu malum, vitrinden bakıp beğendiklerimizi söylüyoruz birbirimize.İçerden bir bey çıkıp siz bunları alamazsınız demişti(artık pırlanta mı baktık antika mı vardı baktığımız kısımda bilemiyorum)halen unutmam o gazla şırank diye para çıkarıp en okkalı takıyı almayı çok istemiştim ama istemek yetmiyor, tırıs tırıs uzaklaşmıştık grurumuz yerlerde😅

    1. Utanmaz herif, yirmi sene sonra ben buradan sinir oldum ha. İnşallah batmıştır 😬😬😬

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.