Hasar Tespit

Sürekli hastalıklarını anlatan insanlara gıcık olurum. Kazayla bir “Nasılsın?” diye sorarsın oyyyyy, anlatır da anlatır. İşte şuramdan bir ağrı kalktı da şurama indi; şuram gup gup gupluyor, buram vık vık vıklıyor; midemde sanki sıçan var fır fır dönüyor; ellerim karıncalanmış affedersin zor taharetleniyorum, bacaklarım, belim, kıçım, başım…. oyy bir bitmez dertleri. O yüzden parkta bahçede özellikle elli yaş üstü yurdum teyzelerinden uzak dururum. Allah muhafaza yanlışlıkla dokunursam bir nasılsın butonuna artık dinle babam dinle. Ben de insanım canım, ben de hastalanıyorum. Ama sevmem sürekli oramdan buramdan konuşmayı. Anlattıkça derdi artar insanın. Söylemezse unutur gider. Alt alta bir toplasan nerenin ağrıdığını, ekşidiğini, kalıbımı basarım sağlam organ kalmaz vücutta. Bak işte mesela ben. Geçen gece yatağa yattım, bebelerden sonra ne kadar yıprandığımı falan düşünüyordum. Sonra aklıma geldi vücudumda ne oldu ne bitti diye bir hasar tespit yapayım dedim. Ay neler çıkmadı ki. Durun hazır yakalamışken size de anlatayım. Hmm nereden başlasam ki?

Bir kere her şeyden önce kafamın içi iyi değil. Psikolojim pek bozuldu. Son iki buçuk senedir evde ölü bulunma isteğimde ciddi bir artış oldu. Sık sık psikolojiye giriyorum, debelenip duruyorum, bir türlü çıkamıyorum. Sonra hafızamı da yitirdim. Fillerinki kadar olmasa da gayet pırıl pırıl bir hafızam vardı. Hiçbir lüzumsuz detayı unuttuğum olmamıştı hayatta. Hele olayları, insanları, dedikoduları asla unutmazdım. Her lafa anlatacak bir hikâyem vardı. Artık akşam ne yediğimi unutuyorum diyecektim ama maşallah bizim evde akşamın, hatta öğlenin, hatta sabahın menüsü masa altından belli olduğu için unutmak gibi bir şansım olmuyor. Ama bebelerden öncesi sıfır. Onlardan önce hayatım var mıydı, yok muydu, nefes alıyor muydum, hafta sonları ne yapıyordum, nereye gidiyordum… hiçbir şey hatırlamıyorum. Ayrıca artık en basit şeyleri bile unutabiliyorum, hiç yaşamamış gibi olabiliyorum. Misal birkaç gün önce uyandığımda telefonumu açacaktım ki 2005’ten beri kullandığım telefon hattının pin numarasını bir türlü hatırlayamadım. Bir anda unuttum gitti ya. Ne başını hatırlıyorum, ne sonunu. Sap gibi kaldım ortada. Merhaba almayzır dedim, merhaba. Çok erken geldin hayatıma.

Tek giden kafamın içi olsa yanmam, bir de kafamın dışını kaybettim. Açık konuşayım hiç bir zaman Rapunzel gibi olamadım, saçlarımı salıp kocamı balkondan çıkaramadım. Ama sorun saçlarımda değil ki adam yüz kilo, anacım. Hangi saç dayanır bu ağırlığa? Üç Rapunzel gelse yerinden oynatamaz valla. Gerçi benim saçlarımın hacmi de hiç fena değildi hani. Üstelik hamilelikte hormonlar sayesinde Blendax güzeli olma yolunda da ilerliyordum. Sonra doğurdum ve kelaynağa döndüm. Bir daha hiç toparlanamadı kafam. Elveda saçlarım, dedim, elveda.

Kafadan aşağı doğru dertlerimi saymaya devam edersek, sağımda solumda çıkan ne olduğunu bilmediğim morluklarımı atlamamak lazım. Dalmaçyalı gibi benek beneğim yeminlen. Ne zaman nereye vurduğumu bilmiyorum. Vurup vurmadığını da bilmiyorum. Ben mi yaptım, ondan bile haberim yok. Resmen faili meçhul. Bacaklarımda, kollarımda göz göz morluklar var. Bebelerle oynarken oluyor herhalde. Yok, yok, diş izlerini demiyorum. Onlar da ayrı. Sanırsın ki mısır koçanıyım, bir oram dişlenmiş bir buram. Doktora gitsem darp raporu verir valla. Altı üstü iki bebe birden büyütüyorum, bu kadar da olmaz ha.

He bir de ne olduğunu bildiğim şeyler var vücudumda. Kocaman bir kesiğim var artık sezaryenden hatıra. İnek gibi kesildim diye çok ağladığım oldu başlarda. Neyse, artık alıştım. Sonra bir de karnım fiziki harita gibi. Yedi ayda bebe taşımak mahvetti, dokuz ay bekleselerdi ne olurdum ki?

Bu arada bacak ağrılarımı da unutmamak lazım, henüz teşhisleri konamasa da. Varis diye korktum, çıkmadı şükür. Ne olduğu belirsiz şimdilik. Koparcasına ağrıyor bacaklarım. Sürekli havada sallayasım var ya da kucağımda taşıyasım. Ayak altlarım da hep zonkluyor, hep zonkluyor. Gece koyacak yer bulamıyorum. Bazen acıdan ağlıyorum, uyuyamıyorum. Biraz takip edelim dedi doktor. Etsin bakalım. Bu arada dinlenecekmişim, yormayacakmışım kendimi. Nasıl olacaksa?

Yine bacaklarım şanslı. Becerdim, doktora gösterdim. Bir de gösteremediklerim var elbette. Bir hemanjiomum var karnımda bir yerlerde üzerinize afiyet. Takibi lazımdı, büyüyordu en son. Bebelerden sonra bir kere bile gidemedim. Çok büyürse patlayabilir dedi doktor. E patlarsa duyarız herhalde diye kendimi teselli ediyorum şimdilik.

Sonra diş takibim de yapılamadı. Diş taşlarım bildiğin kaldırım taşı kıvamına geldi. Ağzımı açsam taşocağı sanırsınız. Dişler görünmez oldu. Olsun, dış kalkan olarak kullanıyorum taşları, dişlerimi koruyor diyerek teselli buluyorum. Bir de implantım vardı kontrole gitmesi gereken. Ben gidemedim, bari onu göndereyim diyorum. Aklımda, bir giden duyarsam dişçiye yanına katacağım implantı. Bir bakıversin doktor her şey yolunda mı.

Öyle böyle daha bir sürü hasar var vücudumda. Bir gün oram ağrıyor, bir gün buram ağrıyor. İki buçuk yılda hızlandırılmış turda canımı çıkardım. Hurdaya ayrılmam yakındır yani. Bu annelik beni mahvetti diye düşünüyorum bazen, geberttim kendimi. Sonra içeriden seslerini duyuyorum. Mesela biri öğle uykusundan uyanıyor. ANNEEEAAA diye bağırıyor. Gidip kapısını açıyorum, işte kapıda beni gördüğündeki o gülümseme yok mu, unutturuyor bütün dertlerimi. İyi ki doğurmuşum lan sizi diyorum, iyi ki vermiş Allah. Darısı tüm hurdaya çıkmak isteyenlerin başına inşallah.

 

 

45 yorum

  1. Bir kızım var, Allah cümlesininkini bağışlasın.
    Okudukça kahroldum.
    Annen kimbilir nasıldır?

    Lütfen paraya kıy, bir kadın tut, yarım gün de olsa canını kurtar. Benim yüreğim dayanmıyor artık.

    1. ay ipek çok eğlenerek yazmıştım ben yav. sen böyle deyince ağlayasım geldi kendime:)

  2. seneye 30 yaşıma giriyorum kocam bana 30000 bakımı yaptıracakmış:))) ben de her gün sayarım böyle şuram ağrıyo buram ağrıyo diye senin son kullanma tarihin geçti diyo:))

  3. Merhaba Secce,
    Blog’un ile hamileyken kaşılaşmıştım, ikiz arabası/öküz arabası alım ikilemi sırasında arama yaparken çıktın karşıma. Bizim de bir kız bir oğlan ikizlerimiz var 5,5 aylık oldular şükür 🙂 Yazılarında kendimizi gördüğümüzü söylememe bilmem gerek var mı? Çok yerinde tesbitlerin ve harika bir mizah anlayışın var. Bizim babamız doktor ama mecburi hizmet görevi nedeni ile yanımızda değil, bir bakıcı ablamız bir de yakındır hurdaya ayrılacak anamız – ben – var bakım işinden sorumlu. Bir okudum ki senin dertlerin çoğu bende de mevcut. Eyvahlar olsun diye hayıflandım, bende kesin bi üretim hatası var e nerden baksam sen 2 seneyi devirmişsin hizmette, bense daha 5,5 ay! Gerçi ben raf ömrümün sonuna doğru bebek sahibi oldum belki ondandır, iş hayatında da zaten oldukça hor kullanılmıştım ya… Yetmemiş olacak ki 15 Ekim’de bebeler 6 aylık olduğunda bende işe geri dönüyorum. Aklım evde kalacak kalmasına ya, bir yandanda senin yazdıklarına bakınca acaba kaçıp canımı mı kurtarıyorum diye düşünmüyor değilim 🙂 Neyse kafamda kalan 3 beş tel saçımı daha uzun süre yerinde tutmak amacı ile kırptırmak niyeti ile zırt pırt lokasyonunu değiştiren, bunca işin arasında bana bir de kendini bulma dedirini çıkartan kuaförümün yeni yerini nette aramaya devam edeyim ben en iyisi… Kal sağlıcakla, merakla yeni yazılırını bekliyorum. Sevgiler, Pınar

    1. pınaaaaaar çok tşk ederim. çok eğlendim okurken. bazı esprilerini cımbızladım aldım, haberin olsun, yarın bir gün karşına çıkabilir:)
      şunu da diyeyim ki ilk sene çok daha kötüydüm ben. bunlar iyi günlerim:) bundan kötü olmayacak emin ol:) kolaylıklar dilerim, allah analı babalı büyütsün

  4. Benim kocada çürüdün artık senden fayda gelmez diyor.Baya çürüğe ayırdı beni.Artık önümüzdeki maçlara bakacağız….

    1. cık cık cık cık. iki gün sonra da yenileme esprileri falan yapacak bence. oy şimdiden gözünü:)

      1. yok canım yaa eşime güvenirim bayada esprilidir kendisi,zaten böyle lafları da sırf beni gıcık etmek için kullanır.Birde ben alırken gözünü oyup eline verdim ölsede yuvalarını bulamaz o derece yani. :)))

  5. kovulursam senin yuzunden olacak secce:))dunku yazını okurken klavyeye çayı döktüm, bugunkunu okuyup kahkaha atarken patrona yakalandım,bakalım 3te ne olacak:))
    gelgelelim durumuna 🙂 şimsdi sana kalk ille de doktora git diyebilmem için önce kendimin gitmesi lazım ki,açıkçası benimde senden pek bi farkım yok:( sen 2 çocukal evdesin ben ev-iş-çocuk üçgeninde koşuyorum. biraz daha büyüyüp laftan anladıklarında iyi birer gezme arkadaşı oluyorlar ama:)
    bak sen ne yap biliyor musun? çocukların rutin kontrollerine giderken anneni ve eşini de al. dr randevunuzdan 3 saat önce git hastaneye. sonra da çocukları onlara sat,sen tek tek butun dr’ları gez.

    1. hehe buya adamın niye neti yasakladığını anladım şimdi:)
      dahiliyeden başladım şükür. gezecem hepsini, aklımda. bir sonraki hedefim psikiyatri!

    2. Evet evet, bende bizimkilerim aşı randevusuna 2 saat erken gidip, Allah korusun, kemoterapi görmüş gibi dökülen saçlarımı gösterebildim 15 gün önce… Zaten doktor ziyaretine 3 yetişkinden az mevcut ile gidilemediğinden yapılabilirliği olan bir öneri kesinlikle…

  6. Henüz evladım yok ama olduğunda sizin yazılarınızdan destek alacağım inşallah. Dişleriniz için -istanbulda mı yaşıyorsunuz bilmiyorum ama- çekmeköy’de dentailem var orada arkadaşımız çalışıyor, eli de pek hafiftir, benim fobim vardı da kurtardı, ondan sebep tavsiye etmek istedim size.
    bende de mesane sarkması, gizli şeker tarzında şeyler var, onları halledip girmek istiyorum hamilelik yoluna..dua edin bu melankoliğe, onun duaları sizinle.

    amin.

    1. dişçi fobim yok da zamanım yok:) yine de tşk ederim. allah gönlünüze göre versin inşallah. sevgiler

  7. Yaa herzamnki gibi süper bir yazı ve konu 🙂 bende kendimi doğumdan sonra tanıyamaz oldum resmen. Çoook yıprandııım çok.

  8. Ben son paragrafta koptum. Ağladım. ( Gerçi ben sütaş reklemındaki yavru ineğe de ağlıyorum).İşte herşeye değer dediğimiz anlardan.
    Keşke o anlardan daha çok olsa:) Gene de Allah sağlık sıhhat versin de çocuklarımıza bakabilelim.

  9. selam secce, bizimkiler 1 yaşında ve bende aynen senin gibiyim..ne olacak bizim bu halimiz:(( yok yok Allah bu günümüzü aratmasın, hep şükrediyorum bu günlere geldiğim için, bundan sonrası daha da güzel olacak inşallah…

  10. merhaba secce,hep severek okuyorum ve arada yorum birakiyorum biliyosun,ama bugun merak ettigim biseyi sormak istedim,amacim kirmak degil ama blogunda hedefledigin okurun yas ortalamasi kac acaba?50 yas ustune yurdum teyzesi seklinde hitap ettigine gore bayagi dusuk yada sen cok gencsin ki 50 lili yaslar cok uzak geliyor sana:((artik bir bayana teyze diyebilmek icin bayaga bir 65 leri gormesi gerekiyor..sevgilerimle

    1. ay tijen utandım valla. 60 mı yazsam 50 mi diye çok düşünüp 50 yazmıştım:) annem 50 yaşında. 50 yaşlar bana teyze olabiliyor şu an. ayrıca yurdum teyzesi olmak için yaşın bir önemi yoktur. bu bir felsefedir, yaşam biçimidir filan:) kırdıysam özür dilerim. ver elini öpeyim hehe:) muck

      1. elimi opmene gerek yok:)) ben daha 38 yasindayim ama artik 50 yaslarda kadinlar teyze olmuyor diye dusunuyorum

  11. Ah Selcen’im ya zaten bir iki tel tutuyordu beni kopmamak icin.. Yazini okudum koptu onlarda.. Ayni seylerden bende muzdaripim bu sira…. Yazini okuyunca iyice dertlenip kederlendim,4,5 aylikken bu hale geldiysem,2,5 yaslarinda ne olurum acaba bilemiyorum..simdiden iltihabli romatizmam azdi,6.aya kadar sut vereyim diye direniyorum icmiyorum kortizonlari,gozler feci halde gidik,batiyor sisiyor bilanik goruyorum cok agriyor,disler fena..feci halde saclarim dokuluyor yakinda kel dolasicam belli oldu.. Bacak kol komple vucut agrisina hic deginmiyorum zaten…. Halim gidik yani.. Psikolojime de hic deginmeyecegim cunku BERBAT.. Al iste bir dokun bin ah isit.. Haa esime gelince…..kasim 11de 30 olucam,ama o 40 olmami bekliyor,ozam beni bozdurup iki yirmilik alicakmis:))) ahh ahh onlarin cok umurunda sanki.. Yipranan biz oluyoruz valla.. Neyse guzel annem cok sisirdim basini.. Ama biraz rahatladim sanki hee:))bu ara tahammul sınırlarim sonda.. Sinirlerim gerginn.Ece yi uyuttum Ege yi babaya verdim de bir yazini okuyayim bari dedim.. Ayagimda gitti bandajli suanda..twitterdan aticam ne oldugunu.. Coookk opuyorum seni ve miniklerini.. Sen harika bir annesin sakin unutma.. Herzaman hayranim sana..

    1. tijen benim de ikizlerim var 16 aylık. sen şimdi en zor zamanlardasın. 1 yaşına kadar en zoru. sonra yavaş yavaş herşey kolaylaşacak. aynı yollardan geçtim biliyorum. psikolojini sağlam tutmaya çalış. sevgiler

      1. ayy negüzel yaa maaşallah yarabbım.rabbım banada gostersın o gunlerı..sosyal ve calısan bırısıydım.. bırden boyle eve kapanınca ve tek basıma kalınca gırdım bu hale.. gececek ınsallah bu gunlerde gececek.. bırde 10 yasında oğlan var benım.. bu sıra onun dertlerı bebelerden beter.. okulundan dolayı derslerı bıraz agır cok odevı oluyor.. aksamları işkence oluyor bıze ailecek uc cocukla ugrasıyoruz valla.. cook tesekkur ederım Şukran cımm.. operım senı ve bıdıkları..

    2. dileeeeeeeeek canıııııııım en zor dönemdesin yemin ederim. ilk sene ben çok daha felakettim.üstelik senin gibi tek başına bakmayı da beceremiyordum. gittikçe düzeliyor. şimdi ölmediysen hayatta ölmezsin hiç üzülme:) ayağına da geçmiş olsun. allah yardımcın olsun

      1. ahh sağolasın canımınn içiii .. moral oluyor bana yemınle.. ıkı hafta sonra 5 bıtecek gecıyor ya zaman.. ha bu arada uzun zaman aradan sonra bebelerımın ıkısı bırden uyuduu SELCEENN ::)))sırtımdakı t shırt su gıbı suan.. sabahtan berı onlarla cebellesıyorum ama ıkısını bırden uyuttum yaa fecıı mutluyuum ::)) oohh kaptım hemen pc yı (mmaasallahhhh::)) gececekk bu gunlerde… her güzel seyın bır zorlugu var neyapalım.. tibitırdan okudum yazdıklarını.. dertt arkadasımmm.. valla her yazdıgın moral oluyor bana sen cok yasa emii. neyse fazla uzatmayım da bı yazını okuyayım.. ece hanım kımıl kımıll 🙂 uyanmadan okuyayım.. koskocamannn optummmmmmm….

  12. Hasar tesbite katiliyorum . Sacimdaki beyazlar ve tepemin acilmasi 🙂 acep acilan bolgeyi nasil eski haline getiririz diye kuafor arkadasima sordum . Mayonezin ? icine dogum kontrol h

  13. anaa yorumu yazarken ( karanliklar icindeyim :p ) birden gonderdim nasil becerdim anlayamadim 🙂 neyse , iste mayonezin icine dogum kontrol hapi kir haftada bir sacina sur dedi :p saclarimi geri getirecegini bilsem itin boku deseler onuda surecem anasini satimm :p artik gobekteki catlaklara yapcak bisey yok 🙁

  14. hiç üzülme, bizde de var bu hasarlar…
    bu kadar hastalık, sıkıntı üzerine son paragraf güzel gitti ama:)

  15. Umarım şimdi herşey daha iyidir.bu arada yolunuz Ankara’ya düşerse yazılarınızı severek takip eden iyi bir diş hekimi tanıyorum:))

Dilek için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.