Bir doğuma gidemeyiş hikâyesi

Çocuklar doğalı 2,5 yılı geçti. Blogumu açalıysa 1,5 yıla yaklaştı. 300 civarında yazı yazmışım. Kıyıdan köşeden değindiğim oldu doğum hikâyeme ama hiç etraflıca anlatmadım. Çünkü nefret ediyorum doğurma hikâyemden. Böyle olacağı hiç aklıma gelmezdi. Gecenin bir yarısı sancım tutacak, çimdirerek eşimi uyandıracağım, o panikleyecek, heyecanla üzerimizi bile değiştirmeden pofidik terlikler, pijamalarla kendimizi kapıdan dışarı atacağız, doğum çantasını o taşıyacak, iki adımda bir ben durup nefesleneceğim, olmadı kocam hop kucağına beni alacak, gece vakti karanlıkta koca karnımla adamın tepesinde naralar attığımı gören güvenlik uyku sersemliğiyle ne olduğunu anlayamayacak, cin bastı sanacak, dili tutulacak, biz fırr diye arabaya atlayıp, apar topar şiş gözlerle hastaneye koşacağız gibi her genç kızın rüyası, romantik bir hikâye vardı aklımda. Ama asıl hikayenin bununla uzaktan yakından bir alakası olmadı ne yazık ki…

27 haftalık gebeydim, bu evimize yeni taşınmıştık. Bir hafta falan olmuştu. Yerleştik sayılır. Ben pek iş yapmadım zaten. Annemler geldi. O gün de teyzem gelip güneşlikleri ütülemişti. Ben de yanında çene vermiştim. Akşam yalnızdık eşimle. Salondaki üçlüye uzanmıştım ben. Aşk ve ceza diye bir dizi vardı o zamanlar. Onu izliyordum. Son dizi izleyişim de o oldu zaten. Eşim sandalyeye çıkmış avizeleri takıyordu. Bir şey lazım olmuş, “Koçtaş’a gidip geleyim” dedi. “Yaaa gitme, boş ver sonra yaparsın,” dedim. Israr etti. “Bari ben de gideyim,” dedim. Ayağa kalktım, iki adım attım, nasıl bir yorgunluk var üzerimde. Geri uzandım. Hemen döneceğim diye çıktı gitti o. Bilirim onun hemenini, dükkan kapanmadan dönmez. Kös kös geri uzandım kanepeye.

O sırada garip bir şeyler hissettim. Nişan mişan derler ya anlarsınız işte. Doktoru aradım. Doktorum da bizim Meliş’in isim annesi Melike abla. “Sancın var mı,” dedi. Yok dedim. Hiç bir şey hissetmiyordum. “Uzan, elini karnına koy, derinin altında büzülme var mı?” dedi. Dediğini yaptım. Ama işte angutluk hiçbir şey anlamadım. “Hemen yat, kalkınca direk bana gel, sakın kendini yorma,” dedi. Tekrar uzandım ben de. O sırada doktor geri aradı, “Sen en yakın hastaneye git, NST çektir,” dedi. Tamam dedim. Eşimi aradım gelsin diye. Aha! Telefonu evde çaldı! Annemleri aradım, “Hastaneye gidiyorum, haberiniz olsun,” dedim.  Cüzdanımı aldım. Kapıya “Üst komşuya çık,” diye not yazdım. Üst komşuya çıktım. Tanıdığım tek o vardı apartmanda. Eşimin telefonunu bıraktım, “Sizden alacak, alınca beni arasın” dedim. Tıkır tıkır çıktım. Araba da yok. İşlek bir cadde üzerinde de değilim ki. Güvenliğe “Bir taksi çağırır mısınız?” dedim. O sırada sağ olsun apartmandan bir komşuyla karşılaştım. Tanımıyorum da. Anladı bir anormallik olduğunu, “Dur ben de seninle geleyim,” dedi. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete hesabı, hayır diyemedim valla. İkimiz bir bindik arabaya en yakın hastaneye gittik.

Genç bir doktor kız vardı nöbetçi. Derdimi söyledim. NST’ye bağladı. BİNGO! Sancılar 4 dakikada bire düşmüş ayrıca şiddeti de tavan yapmış! “Doğuruyorsun sen,” dedi. “Ne diyorsun ya dedim, daha altı aylık bebekler.” “Sancıların çok güzel, doğurtur bunlar seni, durdurmaya çalışacağım ama..” dedi. Ağlamaya başladım. LAN ALTI AYLIK BEBEKLER NE DOĞURMASI diye höyküre höyküre ağladım. Bir kadın geldi, bana önlük giydirmeye çalışıyor. Doğum önlüğüymüş. “Ya bırak daha altı aylık bebeklerim, doğurmam ben” diye zırlıyorum. Kendi doktorum aradı tekrar. Başımdaki doktordan bilgi aldı. “Doğuracaksın diyorlar Melike ablaaa,” diye zırladım ona da. “Korkma, durdurmaya çalışacaklar,” dedi. “Doğarsa ne olur,” dedim. Biraz durakladı, “Küçük bebeği kaybedebilirsin,” dedi. Küçük bebek dediği bizim bıliş oğlan yaa. 750 gr o sıralar. Onu duydum daha çok ağlamaya başladım. “Sana hastane ayarlamaya çalışıyorum güzelim,” dedi telefonu kapattı.

Beni yatırdılar, serum bağladılar. Kocadan hâlâ haber yok. Annemler geldi. Derken eşim geldi. Kayınvalidemler. Doğum durdurulmaya çalışıyor. Sancılar hâlâ tavan. Ben bir yandan zırlıyorum bebeklerim ölmesin diye. Doktor “Bu hastanede yoğun bakım yok, hemen hastayı yenidoğan yoğun bakımı olan bir yere aldırın, burada yaşamaz çocuklar,” dedi. Gel de aldır. Sabaha kadar aranmadık hastane kalmadı. Ne özel, ne devlet. Hiç biri beni kabul etmiyor. Bebekler çok küçük diye risk almak istemiyor kimse. Doktor gelip gidip yer buldunuz mu diyor. Yok, yok, yok , anasını satayım memlekette beni alacak tek hastane yok. Kimi yoğun bakımım dolu diyor, kimi kadın doğum koğuşunda yer yok, kimi elektrik kesildi… Herkeste bir bahane.

Sancılar hâlâ en tepede. Bir ara yavaşlar gibi oluyor, sonra tekrar tırmanıyor. Ben hâlâ hiçbir şey hissetmiyorum. Elim karnımda sadece dua ediyorum. Sabahı sabah ettik. Gözüme bir an bile uyku girmedi. Bütün gece uğraşıldığı halde tek bir hastane bile bulunmadı beni kabul edecek. Sancılar da düşmedi.  Melike abla tekrar aradı, “Cerrahpaşa’yı ayarlamaya çalışıyorum. Telaşlanma,” dedi.

Bir saate nöbetçi doktor da gitti. Doktor sıfatıyla yelloz bir karı geldi. Bağırdı çağırdı, “Ben olsam seni kapıdan sokmazdım, nöbetçi doktorun bilgisizliği, bu halde burada doğuramazsın, çocuklar ölecek, hemen başka bir yere git” dedi. Bak halim de yok ki gırtlağına yapışayım, saçlarından sürüyeyim. Ardından bir erkek doktor geldi. Beni sakinleştirdi. “Sancıyı hissetmemen çok güzel. Bu iyiye işaret, durdurulabilir bu doğum,” dedi. O sırada Melike abla tekrar aradı. Torpille beni Cerrahpaşa’ya sokuyor. Yaa böyle işte, devletin hastanesine girebilmek için hasta olmak da yetmiyor memlekette.

Nasıl sevindik, bizde bir bayram havası. Ambulansla nakil olacağım. Sedyeyi iki adam taşıyor. Sabah olmuş, her yer vırvırlı. Herkes acıyarak bana bakıyor. Birbirlerine soruyorlar, ne olmuş diye. Ambulansa bindirdiler beni. Annemle eşim öne oturdu. Haydi bakalım, istikamet Cerrahpaşa. Oranın yoğun bakımı iyiymiş. Bıliş oğlan bile kurtulabilirmiş. Ağlayarak gidiyorum yine.

Ambulanslar geçerken hep içinde neler yaşandığını merak ederdim. Yakinen gördüm. İşte ben de ambulanstayım. Naniii nanii sesleri benim için ötüyor bu sefer. İnsanlar benim için yolu açıyor. Bebeklerim için. Hastaneye yetişsinler diye. Yoğun bakımı iyi olan bir yere ulaşsınlar diye. Bıliş oğlan da yaşasın diye.

Yanımda iki görevli var. Biri hemşire herhalde. Çok da nezih bir muhabbet dönüyor aralarında. “Yaa geçen haftaki ikizler ne oldu, 27. hafta mıydı onlar da?” “Aa sorma ya ölmüş onlar.” “Hadi ya tüh tüh.”

Duymamaya çalışıyorum dediklerini. Ambulans da öküz arabası gibi bir şey. Tangır tungur. Her deliğe girişinde hopluyorum. Neredeyse tavana çarpacak karnım. Sağlam binen, hasta iner, öyle diyeyim, siz anlayın yani. “Ya çok zıplatıyor bu, burada doğuracağım valla,” diyorum. Hemşire gülüyor, “Yok yok merak etme, ne gebeler taşıdı bu.”

Moralim sıfırın altında. Durup durup ağlıyorum zaten. Elim karnımda dua ediyorum. “Allah’ım lütfen doğmasınlar! Allah’ım lütfen ölmesinler!”

Naaaniii naniii gidiyoruz. Yattığım yerden gökyüzünü görüyorum ön camdan. Burası Şirinevler herhalde, hmm burası da Bakırköy’ün üst geçiti…” Eşimi görüyorum bembeyaz olmuş. İyi kapris yaparım artık, kim bilir kaç sene dilimden düşmez, “Bak sen beni dinlemedin bırakıp gittin, ne oldu!”

Ambulans ara sokaklara giriyor. Yavaşlar gibi oluyor. “Neredeyiz,” diyorum. “Geldik,” diyorlar. Tekrar yukarı bakıyorum, tersten okuyorum: CERRAHPAŞA!

Sevinçten ağlıyorum, doğurmadan geldim şükür! Doğurmadan da çıkabilirim inşallah!

Devam edecek…

34 yorum

  1. çok zor olmuş seninde gerçekten… biraz olsun durdurabildiler mi bari?? bende de 22.haftada problem olduğu yani düşük tehlikesi olduğu ortaya çıktı, o zaman dr, doğum olursa yaşamazlar dedi ben beynimden vurulmuşa döndüm ve yatış o yatış 36+3’e kadar!!!

  2. Benim hikayeme çok benziyor çoğu yanı. Bu sefer hiç komik değilsin Secce, gözlerim doldu:(

  3. kendi doğum hikayem geldi aklıma içim ezildi bende çok ağlamıştım bebeklerime bşey olmasın ölmesinler diye 🙁

  4. Ambulanslar geçerken hep içinde neler yaşandığını merak ederdim. Yakinen gördüm. İşte ben de ambulanstayım. Naniii nanii sesleri benim için ötüyor bu sefer. İnsanlar benim için yolu açıyor. Bebeklerim için. Hastaneye yetişsinler diye. Yoğun bakımı iyi olan bir yere ulaşsınlar diye. Bıliş oğlan da yaşasın diye.

    Gözlerim doldu…

  5. offf seccem gece gece ağlattın beni… benim çok maceralı bir doğum hikayem olmadı hiç kimsem olmadığı için eşimin o zamanlarda işleri çok yoğundu az kalsın tek başıma doğuracaktım dr. doğum başlamak üzere hemen yatışnı yapayım bebeği alalım dediğinde olmaz kocam yok doğuramam demiştim :)bu olaya şimdi gülümsüyorum ama senin ambulansla hastaneye gittiğindeki o duygularını bende yaşamıştım duru nöbet geçirdiğinde ambulansla tam 4 hastane gezdim kimse kabul etmedi çocuk yoğun bakımım yok diye bizde torpille cerrahpaşada yer bulabilmiştik. offf hastanelerden nefret ediyorum 🙁

  6. Hikayen bitmemis ama ben de kendi dogumumu hatirladim. 29+4’te biraz rahatsizlanip doktora gittim, hicbirsey anlamadi. 12 saat sonra dogum basladi. Durduramadilar. 2 saat icerisinde dogum yaptim. Aylarca agladim.

  7. Ben 1,5 aylık hamileyken trafik kazası geçirdik bebeklerimin ilk kalp atışlarını dinlemeye gidiyorduk doktorumuza bir anda 4 araba zincirleme birbirimize girdik alt geçitte arabamız pert oldu ,şoka girmişim ben ambulansla hastaneye gidişimizi hiç unutmam….saatler sonra ultrasonda ikisininde kalp atışlarını duyduğumda hıçkırıklara boğularak ağladığımı hatırlıyorum … Rahmimde bebeklerimin yanında kanama olmuştu ama iğnelerle ve yatarak 32.haftaya kadar ancak dayanmıştım ama o güne kadar hatta hayatım boyunca doğuma giderken korktuğum kadar hiç korkmamıştım bebeklerime bişey olacak diye …Allah evlatlarımızı bizlere bağışlasın

  8. Gercekten ilk kez bi yazinda gozlerim doldu, Allah ikisine de uzuuun omur nasip etsin insallah, hepimizin evlatlarina..

  9. Neyse ki şu anda evde dolanan iki tane minik var, hikayenin sonunun iyi bittiğini biliyoruz yoksa okumak çok zor olacaktı. Ben benimkilerle anlaşıp 3 Kasım’dan önce doğmayın demiştim, 9 Kasım (38+0)’ı beklediler. Hatta Kurban Bayramının 9 günlük tatili başlıyor olmasaydı sezaryene girmeyecektim daha. Çok şanslıymışım çok

  10. Gerçekten gözlerim dolarak okudum o anki duygularını anlayabiliyorum kaybetme korkusunu Allahım kimseye vermesin. Bundan sonraki yaşamları inşallah sıkıntısız sağlıklı geçer.Allah herkesin evladını annesine, babasına bağışlasın.

  11. Bütün yazılarınıza hep güldüm. Benimde 8 aylık bi oğlum var acaba benimkide biraz büyüse böylemi olacak derdim. İlk defa bi yazınızda salya sümük oldum. Bide bıliş oğlan deyince içime ılık ılık bişeyler aktı sanki kendi oğlumu hissettim çok zor olmuş ama geçmiş olmuş artık. Bitmiş geçmiş çok şükür..

  12. akşam akşam duygulandıdın bizi allah çocullarına ve sana uzun sağlıklı ömürler versin

  13. çok zor ağlarim ben ama çooook duygulandim seccem ALLAH yardimcin olmus devamini sabirsizlikla bekliyorum

  14. Benim kizda 7 aylik premature dogdu,bende sancisiz gittim hastaneye, kendimi hazir hissetmiyorum, dogum yapmicam diye ziril ziril aglamistim, ufff ne zor gunlerdi, beni 2 yil onceye goturdun, ne zor gunlerdi:(( devamini bekliyoruz

  15. off off ben dokuz doğurdum burda okurken.. ambulastakilere gıcık oldum.. o yelloz karıyada.. zaten sen senden gitmişsin.. dönen muhabbete bak..
    ama en heyecanlı yerinde de kesmişsin olmaz ki..

  16. Bir ikiz annesi olarak okurken hem kendimi buldum! Hem sanki hayatımın en heyecanlı yazılarından birini okudum! Öyleki kendimi sıkmışım- sanki ben durduruyorum doğumu öyle sıkmışım!

  17. ;,,( Allah yardımcın olmuş neyse ki bebelerin sağlıkla doğmuş büyümüş. İstanbul da böyle ise küçük şehirlerde yaşayan kadınların acil doğumları ne kadar korkunçtur, yoğum bakım ünitesi yok büyük hastane yok, hemşireler cahil acil gelen hamıle kadını bile sıraya sokuyorlar, doktorlar desen cesaretsiz oluyor.. Karar veremıyor topa girmek istemıyorlar

  18. Bu yazıyla anladık ki;Güldürebildiğin kadar,belki daha da çok ağlatıyorsun,yazı dilin çok güzel…
    Devamını bekliyoruz…

  19. Off be Secce en heyecanlı yerinde kesme yahuu bak zaplıycam sayfayı o olucekk hee :Pp Nefes alış verişim bile değişti heyecan yaptım :)))

  20. merhaba selcen. sevda ben. uzun zamandır giremiyorum. yazın beni çok duygulandırdı, üstelik şuan 30 hafta 2 günlük gebeyim (ikinci bebeğime) kızım erken doğmuştu (35 hafta 5 günlük)ama seninkiler kadar değil. bende benzerini yaşadım. Şimdiden doğum heyecanı sardı benide. Okurken ağlayacak gibi oldum…görüşmek üzere…

  21. Ağlamadan bitirebildim buna da şaşırdım… Ben 28 de sancılanıp 29+3 te doğum yaptım. O anları yaşadım, esas doktorumun sahiplenmeyişini, fakülteye de geç gidildiği için artık çok zamanın kalmadığını , haftam küçük olduğu için Nst de sancı çıkmadığını ama aslında 7 cm açıklıkla doğurmak üzer olduğumu hatırladımm… Allah uzun ömür versin yavrulara az çekmedik:(((

  22. ne zamandir yazılarını okuyamıyordum. okudum da iyi mi ettim yani şimdi??
    kendi hikayemi ne zamandir hatirlamamisim… hemen hemen aynisi da benim basima geldi 31+2de. tek fark ambulansta dunya tatlisi omrumun sonuna kadar iyiligi icin dua edecegim bir hemsire vardı, elimi tutup moral veren. o olmasaydı hersey cok baska olabilirdi.saglik calisanlarina baska turlu bir egitim verilmesi lazım heralde.

  23. ay gece gece ne ağlattın şimdi ama ya kendi doğumum geldi aklıma ağlayarak girmiştim bende…sanki başıma gelecekleri önceden bilmiş gibi Allahıma çok şükür ki ikimiz de sağsağlim kurtulduk zor ve uzun bir sürecin sonunda…Allah kimseye o sıkıntıları yaşatmasın

  24. merhabalar selcen hanim seneler gecmis yazdiklarinizin üzerinden bende 40 gun once ikizlerimi dogurdum 27 haftalikken. yasadiklarinizi okuyunca birden kendimi gordum gozlerim doldu gercekten cok zor bi durum allah size ve cocuklariniza hayirli omurler nasip etsin.

    1. Mineciiiiim inşallah sağlıkla sıhhatle eve çıkarsınız en kısa zamanda. Allahu teala sana ve çocuklarına da hayırlı guzel ömürler nasip etsin. Bak hepsi geçiyor, senin de sıkıntıların geçecek inşallah. İç döküp rahatlamak istersen secce81@gmail.com dayım. 😉 öpüyorum.

Hediye c için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.