30 yıl sonrası

Geçen gün arkadaşta Doğan Cüceloğlu’nun Geliştiren Anne-Baba kitabını gördüm. Tabi ki hemen alıp eve geldim. Bir iki gündür kitabı okuyorum. Kitabın sonlarına doğru şöyle bir şey var çok hoşuma gitti: Doğan Hoca, İstanbul Florya’da bir okulda yaptığı konuşmada orta ikiden bir çocuğu sahneye alıyor ve ona diyor ki gözlerini kapayacaksın, açtığında yirmi sene geçmiş olacak,… Okumaya devam et 30 yıl sonrası

Söz uçtu, yazı kaldı. 500!

Anneme küçüklüğümüzü anlatsana derim. İşte benim küçüklüğüm: çok zırlakmışım, her yediğimi kusarmışım, vızvız vızlarmışım… E başka? O kadar işte, çok zırlakmışım. ? Hani ben şunu nasıl yapmıştım anne? “Bilmem, hatırlamıyorum ki!” “Peki ya bunu?” “Bilmeem, unutmuşum.” “Ya şunu?” “Sen yaptın mı ki böyle bir şey? Valla hiç hatırlayamadım. Sizin zamanınızda böyle şeyler yoktu herhalde.” Hadi… Okumaya devam et Söz uçtu, yazı kaldı. 500!

Madam Secce – 12. Bölüm – Madam Montessori’nin artı hanesi

Çocuklar doğduktan sonra Allah biliyor ya en çok zorlandığım zaman dilimi Ramazan ayıydı. Başta hadi yine iyiydim, gebe, lohusa ve emzikli kategorilerini tepe tepe kullandım. Çocuklar büyüdükçe e mecburen sahalara geri döndüm. Hayatta hiç unutamayacağım Ramazan – Allah daha zorundan korusun- çocukların iki-üç yaşlarına tekabül ediyor. Gece boyunca zaten uyumazlardı da bir de sabah 7’de… Okumaya devam et Madam Secce – 12. Bölüm – Madam Montessori’nin artı hanesi

Hacı Secce – 5. Bölüm – İlk Oruç

Her sene Ramazan gelince olağan reklam vaktim geliyor benim de. Benim Orucum, ilk yazdığım kitaptı. Kendi çocukluğumun oruçlarından yola çıkarak yazmıştım hikâyelerini. Bende yeri apayrı. Bu sene de facebooka resmini koyayım diye kitabı aradım, evde bulamadım. Yeniden ısmarladım. Kitap gelince daha önce kendi çocuklarıma okumadığımı fark ettim. İçinden seçip bir kaç hikâye okudum. Çok hoşlarına… Okumaya devam et Hacı Secce – 5. Bölüm – İlk Oruç