İrmik Minnoş

Mutlaka anlatmışımdır, çocuklar milyon yıldır eve hayvan istiyor. Ben de anamdan aldığım terbiye üzere yok diyorum anacım. Evlenince evinize ne istiyorsanız alırsınız. Yeni bir canlı sorumluluğu istemiyorum üzerimde. Size zor bakıyorum ben. Ben bakmayacakmışım ki onlar bakacaklarmış. Hee hee. ? En son teyzeleri memlekete giderken kuşunu bize emanet etmek istedi. Çocuklar söz verdiler bakmaya, yemini… Okumaya devam et İrmik Minnoş

Macera Başlıyor ;)

Şu aralar arkadaş çevremde annelerin çocuklarından şikayetleri arttı. Hepsi de dönüp dolaşıp aynı konuya geliyor: Ergenlik. Geçen sene bir arkadaşım benimkilerden bir yaş büyük kızının evden çıkma ritüelini anlattı. Her sabah duş alınıyor. Sonra o kıyafet oldu, bu kıyafet olmadı kavgası. Saçım güzel oldu, olmadı davası. Bu beni kısa gösterdi, şişman duruyorum ağıdı. En son… Okumaya devam et Macera Başlıyor 😉

Törkiş Horror Story

Yaz bitti. Ne çabuk geçti yahu. Aklımda oğlumun ilk yaz tatili repliği dönüp duruyor. “Hüüüü 90 gün tatil demişlerdi. 90 günün bu kadar kısa süreceğini hiç söylememişlerdi hüüüü.” Neyse ki tatili güzel geçirdik. Bu yaz bir çok şeyle ilk kez tanıştı çocuklar. Lastik bileklik yapıp fahiş fiyatlarla akrabaları dolandırmak mesela. ? Paten parkuru kullanmak, tek… Okumaya devam et Törkiş Horror Story

Nerede çokluk…

Bir kaç yıl önceydi. Sanırım ikizler dört yaşlarındaydı. Birlikte denize gitmiştik. Uzunca bir koy. Epey de kalabalıktı. Biz insanlardan uzak sayılacak bir yerdeyiz. Çocuklar sahilde oynuyor, ben de başlarında bekliyorum. O sırada ağlayarak bize doğru gelen küçük bir çocuk fark ettim. Ağlamaktan katılmak üzereydi. Bağıra bağıra bir şeyler söylüyor, ağlaya ağlaya, gözyaşlarını, sümüklerini saçarak koşarcasına… Okumaya devam et Nerede çokluk…

Muhteşem Anne Kız Günleri

Yaz tatili bitiyor. Düşünüp düşünüp ağlaşıyoruz evde. Oğlan 200.000 yıl okul olmasın diye dua ediyor. Şansı olsa Çernobili bir de burada patlatacak. 😀 Okul olmasın yeter yavruma. Kız daha insaflı. Ara ara özledim diyor. Ben de mutsuzum arkadaş. Hiç özlemedim okul günlerini. İyiyiz böyle bebelerle, keyfimizce takılıyoruz. ?

Hayatın normalleşmeye başladığının resmidir – X – Gece gezmesi

(Daha önceki anormal “normalleşme” hikâyeleri için bkz: 1. turşu, 2 çiş partisi., 3. gezenti, 4. cüzzamlı kurabiye, 5. AVM, 6. metrobüs, 7.tatil, 8.doğa, 9.titiz) Dün çocuklarla bisiklet sürmeye çıktık. Daha da güneş inmemiş, cayır cayır hava, zaten hamlamışım, pedal mı çeviriyorum traktör mü itekliyorum belli değil, attım kendimi bir ağaç altına. “Siz sürün yavrılarım dedim, benden geçmiş.”? Çocuklar bisiklet sürerken iki çene etsem diye sağa sola… Okumaya devam et Hayatın normalleşmeye başladığının resmidir – X – Gece gezmesi

LOOOOOOOOL!

(Ay çok üşendim yeni giriş paragrafı girmeye eski bir yazımdan kopyalayarak başlıyorum. İnşallah telif hakkı problemi doğurmaz asdkfhjd. Çaktırmayın. ? ) Küçükken epey oyuncağım vardı. Ay tabi şimdiki çocukların oyuncak sayısıyla hayatta kıyaslanamaz ama yine de akranlarıma göre şanslı olduğum söylenebilir. Babam yurt dışına giderdi. Dönerken burada kimsede olmayan oyuncaklar getirirdi. Ama hiçbir zaman bir… Okumaya devam et LOOOOOOOOL!

Hacı Secce – 8. Bölüm: Camici

“Büyüyünce ne olacaksın?” sorusunun bizim evde yeri olmadığını daha önce anlatmıştım. Yine de tabi çevre insanı rahat bırakmıyor. Çocuk görünce üç soru geliyor insanların zihnine: Adın ne? / Anneni mi çok seviyorsun, babanı mı? / Büyüyünce ne olacaksın? İnsan adını bile bilmediği çocuğun büyüyünce ne olacağını neden merak eder acaba? Şahsen ben kendi çocuğumun büyüyünce… Okumaya devam et Hacı Secce – 8. Bölüm: Camici