Yaşlıların teknolojiyle cebelleşmelerini izlemek ne kadar zevkli değil mi? Ya da mesaj atmak, telefon numarası kaydetmek gibi en basit şeyleri bile bacak kadar torunlarına yaptırmalarını görmek ne komik. Benim yaşlı bir komşum var. Telefonuna kontör yüklemek için sürekli bana gelmesine gülüyordum. Anneannemin ilk cep telefonu kullandığında telefonun şarjının bittiğini nasıl anladığını bize anlatırken “Baktım ekran zından oldu, (zindan gibi karanlık oldu) anladım ki şarjı bitmiş,” demesini hatırlayıp hatırlayıp güldüğüm de doğru. Ya da doğruydu! Artık gülmüyorum. Çünkü söz konusu teknoloji olunca 80lik teyzelerden hiç farkım kalmadı.
Hiçbir zaman çok teknolojik bir insan olduğumu iddia edemem. İlk cep telefonumun deterjan kutusundan hediye olarak çıktığını söylemem sanırım durumu anlatmaya yeter. Evimize bilgisayar geldiğin eşek kadar kızdım. Küçük kardeşimin duvardaki çekirgeyi bilgisayar virüsü sanması boşuna değildi yani. Sonra işte okuldu, işti, güçtü derken bir ara teknolojiyle fena değildi aram. Tabi burada teknoloji derken sadece cep telefonu ve bilgisayarı kasdediyorum. Derken bebelere hamile kaldım.Cep teli ve internet kullanımını en aza indirdim. Sonra bebeler doğdu, gün boyunca gördüğüm en teknolojik şey ampul düğmesi oldu. Zamanla bebeler biraz toparlanınca ben de hayata döndüm. Tabi bu arada teknoloji almış başını gitmiş. Milletin elinde daha ne olduğunu bile tam çözemediğim ayfonlar mı dersin aypedler mi… (Bak örnek verecektim, isimlerini bile bulamadım ya. Bir şey daha vardı şöyle defter gibi. Tablet mi tablot mu ne.) Doğal olarak ben bunlara trene bakar gibi bakakaldım. O sıralar henüz zamanının en teknolojik ürünü olan tek tuş nokya kullanıyordum. Sonra bebeler onu da kırdı. Bacılarımın eski bir nokyasını aldım. Sonra bebeler onu da kırdı. Bu sefer kocam bana bir -ne denir ona android mi ne- dokunmatik telefon hediye etti. İlk gördüğümde bayıldım. Hem internete giriyor, hem telefon, hem hmm başka da ne yapıyor bilmiyorum. Bir sürü zamazingosu var ama. Radyosu da var sayılır mı? Neyse işte başta çok sevinmiştim. Sonra kullanmaya başlayınca sevincim yerini kafa atma içgüdüsüne bıraktı. Allah’ım telefona dırt diye dokunduğum an, anam bir yerler açıyor, töbe billah bulup geri çıkamıyorum. Rehbere isim kaydedeceğim, sürekli olmaz olmaz diye mesaj veriyor. İki yaş sendromunda mıdır nedir geri zekalı. “Lan daha ne istiyon, numarayı da girdim, ismi de diyorum,” yok olmazmış. Hayır, kaydetmemeyi geç, kaydedileni de bulamıyorum ki. Biri mesaj atıyor, mesajda ismi gözüküyor, rehberden bulayım da tel açayım diyorum, yok yok yok. Tüm rehberi harf harf dolaştım, nereye sakladıysa çıkarmıyor numarayı şerefsiz. Bir de zaten klavyesini kullanamıyorum. Parmağım kalın geliyor, sürekli yandaki harflere basıyor. Ben de benim kızın parmağını kullanıyorum geçici olarak. O rahat oluyor. Tabi gönlünü yapmak gerekiyor küçük hanımın da.
Geçen bacım diyor ki “Abla sen de insagrama girsene.” Cevap olarak hööö?? dedim. İnsagram neymiş, nasıl girilirmiş? Ne zaman foto çeksem telefon soruyor, “Appa insagramda paylaşayım mı?” diyor, “Yürü len” dedim, “Sen önce dediklerimi yap fentezik şeylere sonra soyunursun.”
Bu hafta feysbuka girdim, biliyorsunuz. Daha yeni yeni onu çözmeye uğraşıyorum. Yani daha ne yapacağımı, ne edeceğimi bilemiyorum. Sayfayı da zaten imece usulüyle açtık. Telefondan bacım komutları verdi, ben bir türlü bulamayıp ağladım, komşunun kızı geldi, bacımın nişanlısı mesajlarla destekledi. Sonuçta ortaya bir sayfa çıktı ama daha işi çoookkk. Ha birem bildirim gönderiyor, seni ekledi, beğendi, falan diye. Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemiyorum. “Anam nidiyim, gönderenler, beğenenler sağ olsun,” deyip oturuyorum.
Sonra bloğumun kolpa görüntüsünün de gayet farkındayım. Sürekli bir şeyler yapayım diye giriyorum ama bir yenilik katamıyorum. Küçük bacımın okulunun tatil olmasını bekliyorum, o halledecek, söz verdi.
Geçenlerde oğlan babasının telefonunu istedi. Onunki de dokunmatik. Hani şu sürgülü tuş kilitleri var ya, ondan var. Nasıl olsa açamaz, kilidi kapalı diye, oğlanın eline verdim. Tek hamlede tık diye sürgüyü çekti, galeriye girdi, videosunu açtı. Benim gözlerim yerlerinden fırladı. Kocama sordum, o da göstermemiş. Babası yaparken görmüş demek ki. Kız da dün babasının telefonunu aldı. Tek hamleyle kilidi açtı, ayaklarının resmini çekti, bana gösteriyor, “Anne bak ayak, Mekki çekti,” diye iyi mi. Sonra da duvar kâğıdı olarak atamış resmi. Artık o kadarının da denk geldiğini umuyorum. Anlayacağınız, titreyip bir an önce kendime gelmem gerekiyor. Hemen ayfon mayfon her şeyi öğrenmem lazım. Bebelerim gümbür gümbür geliyor. Onların gözünde telefonunu bile kullanamayan anne olmamam lazım. Ene, noldu len? Ekran zından gibi oldu. Elektrik mi gitti ne!
ben universiteye basladigimda hane halki ne videoyu ne de fotograf makinesini calistiramadilardi da bir sene beni bekledilerdi..
gulmustum
teknoloji basini aldi gidiyor, yetismezsen bekleyecek gibi degil.
dogru yoldasın.
veletler şakkır şakır nete girecek yarin bir gun.. şaşçaksın.
biyere gittiğimizde iki lokma yemek yemek, ağız tadıyla bir çay kahve içmek için herkes kendi veledinin önüne birer ayfon, birer tablet atar oldu.
onlar kafalarini engri bördse, videolara filan gömdüklerinde hayat bayram oluyor.
hakkatten instagram neyse de, engri börds versene seninkilerin eline.
inanılmaz başarılı oluyorlar..
bu arada, cemi cumlenizi draw something’e davet ederim.
teknomanyak, internetsüel avrat: İpek
draw something mi? paint mi diyon hahahha
Alistira alistira gidelim. Bi gugil var once…
Lol
ay bi de Şebo’nun yazısı var ki bana kapak olaraktan:
http://www.ogretmenlersitesi.com/yazarlar/sebnem_cavusoglu/22
valla çok güzel yazmış
yeğenimin 2.yaşını bitirdiği gün yani doğumgününde bir fotoğrafını çekmiştim, hala açıp açıp vay bee diyorum. kare aynen şöyle, üzerinde çıtçıtlı body’si, altında kendinden büyük bezi, yere oturup bacakları açmış, babasının i-pad’ini önüne almış, kendi kendine tuş kilidini açıp, sayfalar arasında ilerleyip sevdiği oyunu bulmuş, çatır çatır oynuyor! ben korkuyorum bu veletlerden yeminle 🙂
ben deeeeeeeeeeeee
benim durum senden de vahim…
yok artık
anlamadığınızı belli etmeyin arkadaşlar…ben hep öle yaptım…bi araştırim öyle anlatırım dedim…bütün çocuklarım da yedi…beni süpersonik teknolojik anne zannediyorlar :)…maalesef öğretmenlere de aktarıyorlar…öğretmenlerde sınıfın bütün powerpoint sunularını bana paslıyorlar 🙁 yani siz çocuklarınızın okul zamanı gelince sıkı sıkı tembihleyin…teknolojik olduğunuzu anlatmasınlar 😉
var ya süpersin handan kesin kullancam bu fikri.
:))) küçükken bende aynı şekilde annem ve babamla dalga geçerdim bi öğrenemediniz diye:), çünkü tv’de ne zaman kanallar kaybolsa tek tek ekranın altındaki tuştan – UHT miydi neydi – bi yerden kanalları aratıp, istediğimiz kanal numarasına kaydederdik. şimdiki gibi digiturk , uydu falan nerde? :))
valla 3 senede uçuyor teknoloji. hayatta yetişemeyiz bu hıza. anamız babamız ne öğrendi? tv kumandası ve cep teli. ya biz?
yukarıda linki verilen Şebnem hanımın yazısını da okudum valla bayıldım …doğru söylemiş….
Süpersin süper… Başka da bişi demiyorum 🙂
tşk ederim
sevgili secce bloğunu keşfedeli kaç gün oldu hatırlamıyorum ama tesadüfen gördüm ve baştan sona okudum 🙂 çok eğlencelisin 🙂 henüz bekarım ama bende bi ikiz takıntısı var yazdıklarını okuduğum halde o takıntı gitmedi :)) süpersin yazılarının devamınııı dört gözümle bekliyorum 🙂 ve ikiz bebeklere sahip olupta bu kadar uzun yazabildiğin için seni tebrik ediyorum..
çok tşk ederim duygucum. süper gaz oldu bana yazdıkların
benım çook eskı bır cep telefonum var. artık yenısını alayım dedım. qeçenlerde qıttım dükkana, dükkandakı adama sordum “ayfon nedır?” dıye. olaya damardan qırdım yanı. adam bana anlattı şu özellığı var, bu özellığı var falan dedı. yarısından çoğunu anlamadım. pekı deyıp çıktım. telefonumu da değıştırmekten vazqeçtım:)))
ay vallahi benimki de kırılmasa değişmezdi ya. parçalıycam bunu parçalıycaaammm hırsımı alamıycam duvarşlara çalıcam
hahaha secce anneannene çok güldüm:)) benim de bi anneannem var..telefonu da var..diyor ki;
“bağattır beni accık” (türkçesi;biri ona abe kaynana naptın bize müziğini yüklemiş..çaldır telefonumu azcıkın diyo…Ve o müziği kullanıyo dışarıda da:))))
:)))))))))) seninki benimkimden de süpermiş
Tebessumle okudum) cok hos anlatmissiniz…
tşk ederimm
Ooo secce çok geri kaldık kayınvalidem bile dokunmatik android kullanıyo düşün artık:) Gerçi ekran kalibrasyonunu bozmuş ama:) Benim 7 aylık bebe bile bilgisayarın klavye yerine eline sürtüyo düşün artık yeni nesil nasıl geliyor. O insagrammıdır nedir hakkat güzel bişey ama bende tam çözemedim çözersen bi anlat be bacım. Birde İpek hanımın dediği oyunu (draw something)bende indirdim güzel hakkat..
ooo bakıyom da sen de pek teknolojiksin. beni ezer gibi bir hava sezdim yazılarında. hııı?!!
Bu yazını yeni okuyorum çok yol katetmişsin bu yazın artık espri de kalmış ama o zamanlar bile Facebook kullanmayı bilmiyorken blok açmışsın daha nolsun. Ben Facebook çok kullanıyorum, tivitırda idare eder, yeni instagram a da başladım: beceriyorum. ama şu blok işi olmuyo bacı naapcam nerden gircem bilmiyorum sorabileceğim tekkişi de sensin bi akıl verirmisin
senaa blok açmak en kolayı. gir wordpress.com a. get started a bas. ilk adım bu:)
http://evimizdekiordu.blogspot.com/2013/04/ben-bitmisim-arkadas_5.html ordan beceremedim ama becerdim vallahi becerdim okursan niye bu kadar sevindiğimi anliicaksın sonunda becerdim 😉
çocuklardan önce bilgisayarda hackerlik yapan, bulduğu her şifreyi kırabilen, photoshopta harikalar çıkaran ben, çocuklardan sonra alık gibi oldum ne telefon kullanabiliyorum ne bilgisayar.. geçen birine soracaktım şarkı indircem nasıl yapılır diye, utandım sormaya.. rezillik 🙁