Anaevi Dinlenme Tesislerine Kapağı Atmanın Yolları

Yıllar önceydi. Daha öğrenciyim. Bir gün bir telefon geldi. Bir tanıdığımızın bir tanıdığı İstanbul’a gelmiş. İlle de bizimle görüşmek istiyor. Hemen hemen hiç tanışıklığımız yoktu, tuhafımıza gitti ama tabi geleyim diyene yok denmez, buyur ettik. Bir adam, karısı, üç çocuk geldiler. Yemekler yendi, çaylar içildi, meyveler yendi… Saat gece 11’e geliyor, ev halkı olarak uyuklamaya… Okumaya devam et Anaevi Dinlenme Tesislerine Kapağı Atmanın Yolları

Yurdum Teyzelerini Ağırlama Kılavuzu

Çocuklarım olalı acayip sosyalleştim. İnanılmaz bir çevre edindim. İnanılmaz diyorum çünkü çevremin yüzde doksanı 60 yaş üstü teyzeler! E çocuklar yüzünden kış yaz parkta yaşayınca ister istemez torun gezdirmeye /  bacaklarını güneşlendirmeye / gelin çekiştirmeye / spor aletlerine oturup kıpırdamadan spor yapmaya (!) / çekirdek çitlemeye… gelen teyzelerin hepsiyle tanış oldum. Çoook severler beni. Ben… Okumaya devam et Yurdum Teyzelerini Ağırlama Kılavuzu

Yayım tarihi
Oradan buradan olarak sınıflandırılmış

Kız Anası!

Henüz çocuğum yokken bir arkadaşımın küçük bir kızı vardı. Bir gün birlikte markete gitmiştik. Hemen önümüzde bir kadın vardı. Yanında da iki küçük oğlu. Bir ara benim arkadaşın bebesi market arabalarını karıştırdı sanırım, o kadınınkinin yanına gitti. Kadın da yanına gelen kızı görünce “Aaa alırım vallahi seni. Bak iki oğlum var,” gibi bir şey söyledi.… Okumaya devam et Kız Anası!

İkizlerine yalnız bakan süpersonik anneler -4. Bölüm – G. Betül Anne

Neredeyse dört yıldır blog yazıyorum. Bazen fırsat bulunca girip eski yazılarımı okuyorum. Kendi yazılarına gülene deli denir mi? Öyleyse ben en zırından deliyim. Eski anılar depreşiyor, unuttuklarımı hatırlıyorum, bazen gözümden yaş geliyor gülmekten. E kolay mı yaa, neler neler yaşadık beraber. O zamanın bekarları evlendi, evlenenleri bebelendi, gebeleri doğurdu, bebeler büyüdü, kimi okullu oldu…

Hayatın Normalleşmeye Başladığının Resmidir – VI- Metropol Yerlileri Metrobüste!

Çocuklarla toplu taşımaya hemen hemen hiç binmedim. Tabi bu her yere bizi limuzinimizle şoförümüz götürüyor anlamına gelmiyor. Bu şu anlama geliyor: Toplu taşımanın topunu attırırlar korkusuyla bebelerle hemen hemen hiç dışarı çıkmadım! Şu dört buçuk yılda yanılmıyorsam birlikte hepi topu iki kere otobüse, bir kere de dolmuşa bindik. Üçünde de çektiğim sıkıntıyla tahmin ediyorum ki geçmiş… Okumaya devam et Hayatın Normalleşmeye Başladığının Resmidir – VI- Metropol Yerlileri Metrobüste!

Bir fuarın daha ardından…

Önceden ne zaman bir kitap fuarına gitsem, fuarda imza gününe gelmiş, kukumav kuşu gibi sandalye tepesine tüneyerek okuyucu bekleyen, ancak geleni gideni olmayan yazarlara acırdım. Utandırmamak için göz teması bile kurmazdım. Yazııııkk. Şu yaşımda hayat bana yeni bir şey daha öğretti: Kimseye acımayacaksın arkadaş. Sonra Allah da seni acınacak durumu düşürüyor! AHAHAHAHHA!

CNR’a gelmezseniz, üzülürsünüz ;)

Tamam, TÜYAP uzaktı. Evet, ulaşımı da zordu. Pekiii, hava şartları da müsait değildi. Ama artık bahaneniz kalmadı. 😉 04 Mart 2015 Saat 11:00 -14:00 arası CNR Kitap Fuarında Carpe Diem Standındayım. (Salon 7, E10) Bekliyorum 😉

Yayım tarihi
duyurular olarak sınıflandırılmış

Benim Evim Benim Pasağım – 6. Bölüm – Muhteşem Tatil Pasaklısı

Yarışmaya verdiğim süre çoktan doldu aslında ama üzücü gündemden blog gündemine dönemedim bir türlü. Ülke değil gerilim hattı mübarek. Ne zaman elimi klavyeye atacak olsam olaylar, olaylar… Bu sabah biraz da güneşi görebilmenin mutluluğuyla oyları saydım. İşte tatilin en muhteşem pasaklısı!

Yayım tarihi
duyurular olarak sınıflandırılmış