Yıllar önce bebek baktığımı söylemiştim size, değil mi? Amerikalı bir ailenin çocuğuydu. Evde yedi yaşında da bir ablası vardı. Bir sabah abla annesinden çizgi film izlemek için izin istedi. Annesi 8 dakika (evet 8! 10 değil, 5 değil 8! Neye göre hesapladıysa bunu) izlemesine izin verdi. 8 dakikanın sonunda çizgi filmin tam da sonu geliyordu… Okumaya devam et Bir mola verme zamanı geldi hayata! (içerikle biraz alakasız oldu ama içimden geldi)
İkiz analarına SOS! Doğurmak üzere olan biri var!
Arkadaşlar aşağıdaki yorum da geçmiş yazıların biri için yapılmış. Arada kaynamasın. Belli ki yardıma ihtiyacı olan biri var!
Acar şoför geliyor, düt düüüütt!
Oğlan analığı damarım iyice kabardı. Şimdi oğlumun saftirik bir sünepe sanılmaması için yeni bir post yazmaya karar verdim. Efendime söyleyeyim, kız oğlandan iyi konuşuyor ama oğlan da ondan iyi yuvarlanıyor, tekme atıyor, kafa gömüyor, hızlı koşuyor… Elbette kıyaslanacak olurlarsa farklı farklı alanlarda birbirlerine göre daha iyiler. Tabi ben elimden geldiğince kıyaslamamaya çalışıyorum ama ister istemez… Okumaya devam et Acar şoför geliyor, düt düüüütt!
Ezdirmem oğlumu!
Şimdiye kadar karşılaştığım bütün ikiz aileleri çocuklarımdan hangisinin baskın olduğunu sordu. Tuhaf bir soruydu bence. “Herhangi biri daha baskın değil,” diyordum. Onlar da hemen kendi evlerinde kimin baskın olduğunu, öbürüne neler ettiğini anlatıyordu. Ben de için için gülüyordum. İşin aslı, ben eşit davranırsan çocuklar arasında farklılık olmaz sanıyordum. Ne kadar da yanılmışım meğersem.
Mekki’den öte Mekki’den ziyade
İki yaş çocuklarının kendi aralarında konuşmasını izlemek kadar zevkli bir şey var mı, Allah aşkına? Bıdır bıdır bıdır, ne şekerler yaa. Özellikle kendilerinden başka biriymiş gibi söz etmelerine hastayım. Oğlan yere düşüyor, “Amet düştü paaattt,” diyerek kalkıp tekrar kendini yere atıyor. Ya da su istiyor, koşarak yanıma gelip “Amet’e su,” diyor. Kız tabi biraz daha… Okumaya devam et Mekki’den öte Mekki’den ziyade
Bu bir reklamdır: Market işkencesine sanal çözüm
İki bebeyle markete gitmek bizim için tam bir işkence. Oğlan üçüncü dakikadan sonra market arabasında durmak istemiyor. Aşağı inip reyonların arasında deliler gibi koşuyor. E tabi ben de peşinden koşuyorum. Kız biraz daha sabırlı. O market arabasında birkaç dakika daha oturuyor. Ama Ahmi inince o da çığlık çığlığa “Mekki inceek” diye bağırıyor. Artık bağlasan durmaz… Okumaya devam et Bu bir reklamdır: Market işkencesine sanal çözüm
Panda, panda, paanndaaa, içimiz dışımız panda!
Daha önce de sözünü etmiştim, bebelerime masal anlatmaya pek bir meraklıyım. Belki böyle biraz oyalanırlar, kolay uykuya dalarlar diye hevesleniyordum. Son birkaç aydır bu hevesimi de giderdim. Artık bebelerim masal dinliyor. Ama henüz bilmedikleri birşeyi kafalarında canlandıramıyorlar. O yüzden onlara okuduğumuz kitapları anlatıyorum. Konuyu bildikleri için gayet rahat takip ediyorlar. Hatta sanırım ben anlatırken kitabın… Okumaya devam et Panda, panda, paanndaaa, içimiz dışımız panda!
Turist oğlan ile tercüman kız
Benim bebeler ikiz ama birbirine hiç benzemiyorlar. Kızım ilk senesinde kapkaraydı. Sene sonuna doğru epey açıldı. Oğlan kızıl doğdu, sarıya döndü. Bir gün ikizleri parkta oynatırken bir kadın ikisiyle de benim ilgilendiğimi görünce “Bunlar akraba mı? İkisine de sen mi bakıyorsun?” dedi. Anca bu kadar benziyorlar yani. Oğlum sarışın olunca millet onu “Ayyy şuna bak… Okumaya devam et Turist oğlan ile tercüman kız