1. “Aaaa annesi aç mı bırakmış benim yavrumu?”
En sık duyulan cümlelerden biridir. Bu cümleden kurtuluş yolu, hmm düşünüyorum da, açıkçası yoktur. Öğle yemeğinde bebeye orta boy bir sığır da yedirseniz, ellerinden bir kaşık yemek yemesi halinde, ananız / kaynananız mutlaka bu cümleyi kurar. Sakın “Yok doyurdum da / yaaaa bir şey yemiyor ki / valla üç çeşit yemek yaptım, ağzını bile açmadı…” tipli cümleler kurup işi uzatmayın. Çocuğunuzu aç bırakmadığınıza ananızı / kaynananızı asla ikna edemezsiniz. En iyisi çocuğunuzun açlık grevinde ya da oruçlu olduğunu söyleyin. Belki bir işe yarar.
2. “Aaaa annesi hasta mı etmiş benim yavrumu?”
İşte kurtuluşu olmayan bir cümle daha. Bebenizin her hastalığında mutlaka bu cümle kurulur. Üstelik cümleyi kuran sanki bebeniz hasta olsun diye soyup dipfrize yerleştirdiğinizi görmüş gibi kendinden emin konuşur. Anne bu cümleyi duya duya ince hastalığa yakalanır da yine de bu cümlenin kuruluşunda bi sekte olmaz. O yüzden açıklama yapmaya uğraşmayın, anacım. Allah şifa versin!
3. “Aaaa annesi üşütmüş benim yavrumu.”
İşte tası tarağı toplayıp ekvatora taşınsanız da duyacağınız bir cümle. Üzülerek söylüyorum ki bu cümleden de kurtuluş yoktur. Ananıza / kaynananıza göre bebenizi kaç kat örterseniz örtün mutlaka üşütürsünüz. Onlara göre anneler yazın bile çocuklarını üşütme kapasitesine sahiptir. Ay düşündüm de iyi ki Eskimo gelini değiliz. Her yer çatır çatır buz. Artık akşama kadar laf yerdik: “Çocuğu üşütme gocuğunu giydir, bir gocuk daha giydir, bi gocuk daha giydir, bi gocuk…..”
4. (Çatır çatır altını dolduran çocuğa daima babaanne tarafından) “Et yavrum, et. Babanın parasının içine et. Anan da etti zaten.”
Direk annenin kafasına koca bir taş olup düşen bu cümleden de ne yazık ki kurtuluş yoktur. Üstelik bu lafı duymamak için işe başlasanız, ev hanımlığını bırakıp iş kadını olsanız da bir şey değişmez. Bu konuda tüm kadınlar eşittir. Her daim kocanızın parasını yediğinizden şikayet edilir. Üstelik kocasının parasını yiyen bir kadın tarafından!
5. “Aaa bunu kim almış yavruma? Babası mı almış?”
Bu da bir üst maddeyle bağlantılı, tipik babaanne cümlesidir. Annesi para kazansın kazanmasın evde alınan her şeyi baba alır. “Yoo onu annesi aldı,” falan diye savunmaya yatmaya gerek yoktur. Bu sefer de “Parasını babasına mı ödetmiş?” diyerek bir taş daha atılır kafanıza. Susun anacım, susun. Bırakın kocanız almış olsun. Yabancı değil ya, kocanız.
6. “Benim kızım büyüyecekmiş de anneannesinin / babaannesinin evini mi temizleyecekmiş?”
Aha! Anneannelerin / babaannelerin en bayıldığı cümle. Hiç uğraşmayın, anacım. Bu laftan da kurtulamazsınız. Doğan her kız bebek anneanne / babaanne için potansiyel gündelikçi olarak algılanır. Aslında hiç biri büyüdüğünde torununa iş yaptırmaya kıyamaz. Ama adettendir, bu cümle kurulur mutlaka.
7. “Annesi yavrumu bırakmış da işe mi gitmiş?”
Aha işte tam kafa attırmalık bir cümle. Zaten içiniz kan ağlayarak işe gitmişsinizdir. Gelince bi de bu lafı yersiniz. Hiç kafanıza takmayın. Çalışmayı bırakıp evde kalırsanız da bu cümleyi duymayacağınızı sanmayın. Bu cümle o zaman da ananız tarafından “O kadar okuttuk, ettik, evde otur diye mi?” versiyonunda; kaynananız tarafından da “Oğlumun parasını yiyorsun,” versiyonunda yeniden karşınıza çıkar. Kısacası bundan kurtuluş yoktur.
8. “Bizim zamanımızda hazır bez olsa ben on tane doğururdum. Annesi benim yavrumu yalnız bırakmış.”
Her daim kendi anneliğiyle sizinkini kıyaslamanın özeti olan bu cümle bizzat babaanne tarafından bol miktarda kurulur. Karşısına geçip günün şartlarını, çocuk yetiştirmenin sadece alt değiştirmek olmadığını falan filan anlatmaya kalkmayın. Susun ve kaynananız zamanında hazır bez olmadığına şükredin. Çünkü o zamanın hazır bezi bu zamanın yeni görümce ve elti derdi olarak karşınıza çıkardı. Elhamdülillah.
9. “Annene söyle sana bir kardeş alsın.”
Off offf. İşte menopoza kadar hiçbir zaman yakanızı bırakmayacak / insanda kendini kısırlaştırma isteği doğuran o sinir cümle. Ne yazık ki bu cümleden de kurtuluş yoktur. Yooo, yooo. Bir kardeş daha alıp kurtulacağınızı sanmayın. Unutmayın, her yeni kardeş, bu aklın verileceği yeni bir çocuk demektir. Kıyamete kadar üreseniz, yeniden üremeniz istenir. O yüzden hiç uğraşmayın.
10. “Bi de yaramaz diyorlar, nesi yaramaz benim yavrumun?”
Bütün gün burnunuzdan getirip anneannesi / babaannesi kapıdan girdiği anda, bir beş on dakika aksiyon yaşamadan duran çocuğa kurulan söz. Yok, ne yazık ki yok. Bu cümleden de kurtuluş yok. Eve kamera da kursanız, ananızın / kaynananızın gözüne bebenizin yaptıklarını da soksanız, çocuğunuzun sizi yorduğuna onları inandıramazsınız. Hep siz abartıyorsunuzdur.
11. “Kendisi süslenmiş, yavrumu kirli kirli getirmiş annesi.”
Bu da anneanne / babaannenin, anne-çocuk ikilisini kapıda karşılama cümlesidir. Kaç cümle kurarsanız kurun evden çıktığında pırıl pırıl olduğu halde yoldaki her su birikintisine girdiği + kedilerin peşinden araba altlarına yuvarlandığı + “sümüğümü sildirmem” diye tutturduğu + kum havuzuna balıklama daldığı… için çocuğunuzun bacadan çıkmış kedi kıvamında oraya ulaştığına ananızı / kaynananızı inandıramazsınız. Boşuna nefesinizi tüketmeyin bebesine bakmayan süslü kokanalar sizi!
Harika saptamalar, gün geçmiyorki bir yenisi yaşanmasın 🙂
Sevgiler,
http://www.ceylinolmez.com
tşkler:)
hepsini az çok duymuştumda babaannesinin evini temizleme olayı nedir yahu? tutsun bir gundelikçi.. bir de gelinlerden de beklenir böyle şeyler.. hadi ordan ben daha kendi evimiz zor topluyorum… valla ben kayınvalideyle görüşmediğim için o taraftan rahatım da,annem tarafından emek yemek istemiyor dediğim de sen yedirmesini bilmiyorsundur diyor ya,telefonu çaaaat diye kapatasım geliyor ama sadece derin derin nefes alıyorum…
yedirme kursu açsın annen katılalım şekerim.
Bizim babaannemizin en sık kurduğu cümle:( Gelininden yani ben de çok bekledi ama aradığını bulamadı, Umudunu kızıma bağladı:)
harikaaaa
🙂
süper her yerde var bu babaanne/anneannelerden 🙂 elinize sağlık
aman allah başımızdan eksik etmesin
Selamun aleykum kardeşim,
4-5 gündür bloğunu didik didik ettim yaşdıklarının kat ve katını yaşıyoruz iki evladım var 22 aylık küçüğüm saçlarım ağrıyor onunla uğraşmaktan ama yoklukları daha kötü geccek elbet bü günler yada ben en azından kendimi öyle avutuyorum:) Yazdıklarını okurken kahkaha atmamak için parmağımı ısırıyorum yanlış anlama gülmem yaşadıklarına değil anlatım tarzına gelip gidip eski yazılarını okuyorum bazen unuttuğum içimden gelerek gülmeyi hatırlıyorum çok yaşa sen emi 🙂 Rabbim evlatlarının günü göstersin yaşadıkların sana mükafat olarak geri dönsün ki dönmeye başlamış bile sağlıklı iki evladın var güle güle büyüt kardeşim..
aleykümselam melek teşekkür ederim güzel mesajın için. kolaylıkla büyütelim bıdıkları inşallah güzel günlere
Bende ”annesi bırakıp işe mi gitmiş” cümlesine kıl oluyorum resmen,keyfimden gidiyorum çünkü! Ben diplomalı ev hanımı olmak istiyorum bu günlerde off ya off 🙁
peki şuna ne dersin: “sen onu böyle kreşe bırakıyorsun o da seni huzurevine bırakacak!!”
:)) oyyy yine çok güldüm:) Eline sağlık secce:) Bu arada kulağını çınlattık bugün Serpil Hocamla:)
heyyy dur bakiim serpili ne biliyorsun sen?
🙂 Aynı yerde çalışıyorduk samimi olup kaynaşanlardanım:) iyiki tanımışım kendisini herkese lazım:)
aynen katılıyorum.ben de ugrardım eski iş yerine. belki denk bile gelmişizdir
denk gelmedik ama geliriz inş birgün..
Süpersin.. 😀
Anneleri çıldırtan sorular yazı dizisi bir de bunları okuyun 🙂
Bölüm 1
http://www.egitimcianne.com/anneleri-cildirtan-sorular-dizisi-bolum-i/
Bölüm 2
http://www.egitimcianne.com/anneleri-cildirtan-sorular-dizisi-bolum-ii/
ben neredeyse bunların hiçbirini anane-babaneden duymuyorum, çok şanslıyım ama benim 95 yaşında bir ananem var ondan yediğim fırçaların haddi hesabı yok. oğlum doğana dek gözdesiydim şimdi oğlum için çıldırıyor geçen grip olduğunda hemen ardından annem de grip olunca, enes’ten bulaştı dedik ananem ne dedi beğenrsiniz: yapmaz benim oğlum öyle şey!
puhahaha çok komikmiş:)
:)P
“Aaa bunu kim almış yavruma? Babası mı almış?” cümlesine bence en güzel cevap:
“Hayır anneannesi aldı. Saolsun sürekli eli dolur gelir yada elidolu karşılar bizi.” Haha, sorana göre babaanneye de çevirebilirsiniz isterseniz.
:)))))))) evet, anlayana güzel cevap
Selcencim bende de var bir bıdık 2 yaşına girdi bu ay..Oda kızın gibi çok bilmiş konuşuyor ve bu yukarıda yazdıklarının aynısını bizde yaşıyoruz..Bizde birde ilave şu var..”benim kızım büyüyünce doktor olucakta dedesine bakacak. bunlardan yok hayır kızım bakacak yaşlanınca bana” Allah’tan bende doktor olmasını istiyorum da meslek çatışmasına girmiyoruz da bakma olayına gelince sesimi çıkarmıyorum 🙂 yazılarını çok beyeniyorum..hem anlatış tarzını hem de yaşadıklarımla aynı olduğu için..ben bi bebe ile zor başediyorum..Aynı sorunları bende yaşadım uyku (ki hala uyku problemi mevcut) yemek problemi gaz problemi..ben pedagoga bile gittim de pek işe yaramadı uykusuz olunca çocuk rutin mutin hakgetire..inanmıyorum ben her çocukta rutin oluşmuyo..bazıları 7 günden uyku rutini oluşturmuş yok bilmemne..ben 3 ay bir fiil hergece uğraştım baktım olmuyo vazgeçtim..1 çocuk 3 ay uyumamak için diretir mi?? Bunlar niye böyle yahu?? acaba hamile iken yanlış birşeymi yedim içtim de böle oldu ki 🙂
Gerçekten sana Allah büyüüük kolaylık versin canım..
Harikasın..
malum velet kısmısı düşe kalka büyür ve bunu herkes bilir. ama bu düşmelere yurdum babannesinin verdiği şaşmaz tepki şöyledir; “anan düşürdü mü seni yavrum?”
heee özellikle kafamı da sandalyeye denk getirmek için üç saat açı hesabı yaptı
Bizde malesef lafin devami var. Annesi….. yapmis kizimi (hasta etmis, uykusuz birakmis, kızmış vs…). Döverim ben o anneyi
Çok sevimli 🙂 Ama galiba annaanne-babaannenim bu blogdan haberi yok 🙂
:)) genel bir yazı bu. klasik anadolu kadını çilesi:) inanmayacaksın ama bana tekini söyleyen bile çıkmadı 🙂
hahhaaaaaaa
secce biz bu konuda şanslıyız 🙂
ikiz çocuk büyütmemiş olan anne ve kayınvalidem ihtiyacım olduğunda 2 saat bakamıyolar çocuklarıma :))
altlarını yeme içmelerini gene ben hallediyorum
üstünede lafımı veriyorum :)) bide bilmem kaç çocuk büyüttük diyosunuz hani bak görüyorum nasılda büyüttüğünüzü :))))
Herşeye cevabı vardır anadolu kadınının, bizden geçti diyorlar ooo, biz sizin yaşınızdayken
Sonradan farkettim. Yazıyı okuyup puan vermiyormuşum.Artık okumadan puan veriyorum .Niye mi? Yahu onca iş güç içinde bizlere mesai harcayıp yazılar yazdığın için.
Teşekkürler.
🙂 tşk ederim yasemin
Her Yazınızda olduğu gibi bu yazıda da tespitler tam yerinde .Hepsine aynen katiliyorum