Koş Secce Kuzu Koş – 4. Bölüm – Evde çekilenler

Bitmeyen gün yapmışlar… :/

Nerede kalmıştım efendim. Heh, saat 9 oldu, bebeler paketlenip okula teslimat yapıldı, Secce Kuzu koşarak eve geliyor…

Kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Bebeleri okula bıraktıktan sonra koşarak eve geliyorum. Kapıyı açtığımda içeride kesif bir koku beni bekliyor. E tabi akşamdan mutfağı toplamazsan, bebelere öğle yemeği koyacağım diye sabahın köründe tavuk cücük kızartırsan, kahvaltıyı ortada bırakıp arkana bakmadan evden kaçarsan olacağı budur!

Acilen camları açıp bir yandan evi havalandırıyor öte yandan ağzıma bir şeyler tıkıyor (e biz de yaşayan bir organizmayız şükür, bizim de besine ihtiyacımız var) beri yandan da koştura koştura evi topluyorum.

Bir arkadaşım vardı. (Aslında hâlâ var ama anamın “titizlerle görüşüp moralini bozma” düsturu uyarınca kendisiyle artık görüşmüyorum o yüzden -dı diyorum. Anamın sözünü dinlemedim geçen kış bir uğradım da lavabosunun parıltısı günlerce kabusum oldu, hayata küstüm. O nasıl ışıltıydı yav fotoşop gibi :/) Bu arkadaş bebeyi okula salınca yirmi gün temizlik yapardı. Dalga geçerdim “Eve davar mı dıktın, bu ne temizliği ayol” diye. Haklıymış yemin ederim. Bebeler evden bir gitti, duvarlar üzerime yürüdü! Üç haftadır ev temizliyorum! Camlar,tüller, halılar, buzdolabı, fırın…

Aksilik bu ya, okul başladı ütüm bozuldu. Bu yıl evliliğimizin onuncu yılı. Biri bir yerlerden düğmeye bastı, evde elektrikli ne varsa kendi kendini imha etti. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, tost makinesi, elektrikli ısıtıcı, elektrik süpürgesi… On seneye hepsi pert! Ne fırtınalı evlilikmiş arkadaş! Bir ütü anlamamıştı onuncu yıl olduğunu. Arka odada diğer elektrikli cihazlardan uzakta tabi, dedikodulara uzak kaldı kendisi. Nasıl olduysa o da uyandı. Bir sabah kalktım ki ŞAK kazanı buhar basmaz olmuş! Tamire gitti, tamirci “yapılmaz artık bu, atacaaan yenisini alacaaaan” dedi, biz yeni ütü alana kadar da arka oda ağzına kadar ütülenecekle doldu. Bu arada çamaşır yıkayamadım, kuruyanı atacak yer kalmadığı için! Duş kabinini dev bir kirli sepetine çevirdim. At atabildiğin kadar! Sonunda ütü geldi ama bitmiyor arkadaş, bitmiyor! Yıka, kurula, ütüle… Sonu bir türlü gelmiyor!

Bu arada malum Eylül ayı, milletin kışın aç kalma korkusuyla domatese saldırdığı zaman dilimi. Yazın toplasan beş kilo domates yememişizdir ama herkes domatese hücum edince ben de kurtlandım. Hurraaaaaaaa! Her salı, pazarda kollarım uzayarak eve domates yığınağı yapıyorum. Acı sos, tatlı sos, hafif acı sos, tatlımsı sos, tatlımsı gibi duran ama aslında damarı acı olan sos, biberli sos, bibersiz sos… Kışın su bulamazsak domates banyosu yapacak kıvama geldik elhamdülillah. 😉

E turşusuz olur mu? Zamanında damacanayla “deli damacana turşusu” kurmuş insan, hazır ayağının altında bebe belik yokken turşu kurmaz mı? Elime ne geçerse turşu oluyor bu aralar. Bebeleri de camlamam yakındır. 😉

Evi temizledik, ütüyü yaptık, turşuyu kurduk… Başka ne kaldı? Hea yazlık kışlık – kışlık yazlık sorunsalı! Hava tam kararını verip oturmadığı için ailece kurutucudan, çamaşır askısından ve hurçlardan giyinmeye devam ediyor olsak da epey bir kıyafet temizliği yaptım. Yer bezi olacaklar, yere bez bile olamayacaklar, verilecekler, alınacaklar, saklanacaklar…

Ay bu arada inanmayacaksınız ama yün bilem dövdüm! Bu ne annea yaaa! Başıma bir de yün çıkardı! Çeyize yün koymak yasaklansın! Koskoca ünlü yazar balkona oturmuş yün çırpıyor! Asdfjhdsjkghdjkf 😉

inanmayanlara gelsin!
inanmayanlara gelsin!

Yemek tabi en büyük dert olmaya devam ediyor. Bebeler okuldan aç kurt gibi geliyor. Dinlemediniz ananızı, okulun yemeğine yazılsanız ne olurdu sanki! İlk fırsatta öğle yemeğini pişiriyorum. Bir de bunun akşam yemeği kısmı var oyyy.

Tabi bunlar sadece ev işi kısmı. Bir de ünlü yazar ve çevirmen kimliğim var malumunuz. 😉 Yeni kitaplar geliyor heyoooo. Almayanlar hemen öncekileri alıp okusun, birikmesin, sonra altından kalkamazsınız. 😉 (Bir de buraya bakın. Siz uğraşmayın diye alış verişi yaptım, sepete bile koydum. Böyle hizmet nerede var Allah aşkına? 😉 ) (eheh şimdi baktım da alışveriş sepetimi boşaltmışlar sahipsiz görünce. kitaplar şunlar: dua, esma, ayet, sözlük. Üstelik kargo bedava! 😉 ))

Böyle işte…

Göz açıp kapayıncaya kadar bebeleri okuldan alma vaktim geliyor. Evde o kadar yorulmuş oluyorum ki bir de okula yürüyüp bebelerle geri eve tırmanmayı gözüm yemiyor. Amaaan dünyayı ben mi kurtaracağım deyip, bütün çevreciliğimi bir tarafa bırakarak arabayla sınıfın ağzına kadar gidiyorum. 😉

Aman sarmaş dolaş oluyoruz bılişlerimle. Ne çok özlüyorum, Allah ayırmasın yav.

Okul çıkışı genelde çocukları sokakta havalandırıyorum. Ben de bir nefes alıyorum bu sayede.

okul sonrası rehabilitasyon ;)
okul sonrası rehabilitasyon 😉

Eve gelince bebelerin önüne yemeği koyup kendimi ilk bulduğum yumuşak yere atıyorum. Biraz dinleneyim, daha günün yarısı bile olmadı, hem daha ödev yaptırılacak. 😉

Bu arada evdeki ödev çilesini bitirdim. Yoo yo öğretmeni ödev verirse şişlemekle falan tehdit etmedim, nereden çıkarıyorsunuz yahu. 😉 Süper insani bir metotla ödev çilesine son. Çok yakında! 😉

Neyse hadi ben kaçar, daha pazara uğranıp eve domates çekilecek, bebeler okuldan alınacak. 😉

15 yorum

  1. Tursular domatesler boyle yazıları okuyunca kendimi pek bi beceriksiz hissediyorum yav masallah size;) Kitapları inceledim Benim Namazım ı 7 yas ve ilk okuma hediyesi olarak gözüme kestirdim. Onu almışken Benim Kurbanım da sepete eklim dedim ama tükenmiş görünüyor. Gelecek Kurbana kadar gelse bari 🙂

    1. benim kurbanımın tükendiğine çok sevindim. yeni yüzüyle çıkacaktır. çok eğlenceli bir kitap. kurbana yetişir inşallah. 😉

  2. koskoca yazinin içinden aldiğim mesaj:”çeyize yun koyma yasaklansin “altina imzami atar alkış tutar slogan falan atarim o derece katiliyorum yani.Daha birkaç gün önce iki kişiyle 5 saatte(abartmiyorum) diktiğim yün yorganimi kullanmamaya karar verdim maazallah kirlenir mirlenir..;)
    Ama seninki kadar olmasa da bilirim o okul telaşesini Allah yardimcimiz olsun anacım.Bu ev işleri ne ünlü dinler ne yazar…

    1. ev işlerinin ünlü ve yazar dinlememesine güldüm. elif şafak da yün çırpıyor mudur? 😉
      sadece yastık çırptım. yorgan falan aklım çıkıyor bir şey olacak diye. yün yorgan yıkayan yerler varmış. arkadaş vermiş. arastırıciim 😉

  3. Tikkat.
    Yoldan cikarici bilgi: ben utuyu biraktim.
    Evet yanlis duymadin. Utu yapilmiyor evde.
    Gomlekleri utucuye yolluyorum. Kalan hersey katlanip kalkiyor.
    🙂

  4. Sen çok yaşa secce, gülmekten öldüm yaa. Kayserili miydin? ben de Kayseriliyim övünmek gibi olmasın ? arada kayseri şivesiyle yazmışsın bazı yazılarda, koptum resmen. Takibimdesin artık, kolay gelsin.

  5. Sitenizi az once kesfettim ve son 4 yazinizi okudum.4. Yaziyi esime yüksek sesle okurken once gulme sonra aglama mrizine girdim. Benim de 6 yasi da ikiz kizlarim var. Bu sene anaokuluna başladılar. Ben de ogretmenim. Bu yil benim de tempom sizden cok farkli degil. Belki de kendi halim gozumun onunde canlandi ve psikolojim bozuldu. ama sanirim bundan sonra sitenizin mudavimi ucam.Allah yardimcimiz olsun.

    1. ooo zeynep çok sevindim. hoş geldin. 500 yeni yazı var okuyabileceğin. hadi yine iysiin. 😉 hep beklerim. sevgiler

  6. Hosbulduk. Can havliyle ilk yazilari okur okumaz yazmistim o yorumu. O gun bugundur elimde telefon her firsatta okuyorum hem de gozlerimden akan sakir sakir yaslarla. Tabi esim bu durumumla epey dalga geciyor ama olsun. Uzun süredir boyle gulmemistim. Allah da seni guldursun inşallah. Ama sanki soyle bir bakinca aglanacak halimize guluyoruz ?

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.