Şu kuvöz dedikleri

İkizlere gebe kiminle karşılaşıyorsam “İnşallah kuvöze girmezler” diye dua ediyorlar. Ne yalan söyleyeyim, ben de çok etmiştim o duayı. Benden önce ikizlerini zamanında doğuran bir arkadaşıma demiştim, inşallah kuvöze girmez benimkiler de diye. O da “Öyle deme. Kuvöz kötü bir şey değil,” demişti. Açıkçası ne demek istediğini düşünmemiştim bile. Yine aynı duayı tekrarlamaya devam ettim: Allah’ım inşallah kuvöze girmezler! Tabi doğum öncesi bu duayı yüz seksen derece değiştireceğim, kuvöze girebilsinler diye dua edeceğim hiç aklıma gelmezdi.

Otuz ikinci haftada doğumum başladığında tahminlere göre biri 1,5 – diğeri 2 kg civarıydı. Doktorlar endişelenmememi, gayet iyi bir haftada olduklarını söylemişlerdi. Ama bir problem vardı. Yattığım hastanede boş kuvöz yoktu. Bizden acilen başka bir hastaneden kuvöz ayarlamamızı istediler. Benim doğumum başladığı için beni göndermiyorlardı. Çocuklar doğar doğmaz gönderilecekti. Karı koca kâğıt imzaladık, bebekleri transfer etmeyi göze alıyoruz diye. İyi de nereye gönderecektik? Nasıl gönderecektik?

Kocam elinde telefon sürekli sağa sola bildiğimiz bütün hastanelere telefon açıyordu. Hem yenidoğan yoğun bakımı iyi olan, hem bize yakın, hem de sigortanın masraflarını karşılayacağı bir hastane arıyorduk. Riskli olduğu için çoğu hastane bebekleri almaya gönüllü olmuyordu. Alanlar da “Çocukları sizin hastane transfer etsin” diyordu. Bizim hastane de “Hayır onlar alacak, biz transfer etmeyiz” diyordu. Benim NST’de sancılarım tavan yapmıştı. Doğuma ha girdim ha gireceğim. Bir yandan kocam hastane bulmaya çalışıyor, bir yandan ambulans ayarlamak için uğraşıyordu. Ben sürekli kuvöz boşalsın da çocuklarım girebilsin diye dua ediyordum. Doğumhaneye girişimi hiç unutmuyorum. Hâlâ kocamın elinde telefon, bir yerlerle görüşüyordu. Henüz hiçbir şey ayarlanmamıştı. Annemin yüzündeki endişe ise hayatta aklımdan silinmez.

İçeride beni sezaryen için hazırlamaya başladılar. Başıma sezaryeni gerçekleştirecek doktor geldi. “Şanslı günündesin 2 kuvöz birden boşaldı” dedi. İşte o an benim de gözyaşlarım boşaldı. Aylardır çocuklarım girmesin diye dua ettiğim kuvöze girebilecekleri için sevinçten ağlıyordum. “Lütfen annemle kocama da verin müjdeyi,” dedim. Bir oh çektim. Allah’a şükrettim.

Gözümü korkunç acılarla açtığımda ilk bebekleri sordum. “İyiler, kuvözdeler” dediler. Kocam gitmiş görmüş bile bebekleri. Ben de durur muyum? Ayağa kalkar kalmaz soluğu yenidoğan yoğun bakımda aldım. İki büklüm içeri girdim. İkisi de yan yana kuvözlerde yatıyorlardı. Kızımın solunum problemi varmış. Makineye bağlanmış. Göbeğinden besleniyordu. Burnundan, ağzından hortumlar, kablolar giriyordu. Göğsü körük gibi inip inip kalkıyordu. Onu öyle görünce höyküre höyküre ağladım. Oğlan da hortum falan yoktu. Ama o kadar küçüktü ki. Kuvözün bir tarafına kıvrılmış, ana karnındaki pozisyonda yatıyordu. Ara ara istemsiz hareketler yapıyordu. “Bu nasıl büyüyecek. Büyüse de ne olacak?” diyerek hıçkırdığımı hatırlıyorum.

Oğlan hemen ertesi gün yoğun bakımdan çıktı. Sadece küçük olduğu için başka bir birimde kuvözde kalmaya devam etti. Canım kızım biraz daha yoğun bakımda kaldı. Hatta orada çok kritik günler yaşadı.

Gün boyunca oğlanın başında kalmama izin veriyorlardı. Emziriyordum. Temizliğini yapıyordum. Hatta yıkadım bile. Ama karı-koca kızımızın yanına sadece beş dakika girebiliyorduk. Kucağımıza da alamıyorduk. Yalnızca ellerine ayaklarına dokunmamıza izin veriyorlardı. Ona “Buradayız, canım” diyorduk. “Buradayız, seni götürmek için iyileşmeni bekliyoruz. Kardeşin de seni bekliyor. Hadi hemen iyileş de çıkalım buradan.”

Bir gün hemşire, önceki gece kızımızın çok ağladığını söyledi. “Bu annesini istiyor, emmek istiyor,” dedi. Ben de oturdum zırıl zırıl ağladım. “Buradan bir çık bitanem, bir daha asla seni ağlatmayacağız,” dedim. Tabi bunu derken kızımızın ağlama kapasitesinden haberim yoktu. Hanımefendi o gün bugündür ağlıyor. Bazen deliriyorum. Bas bas bağırasım geliyor. Sonra kuvözdeki halini hatırlıyorum. Minnacık. Ağzından burnundan giren kabloları tutup çıkarmaya çalışması geliyor gözümün önüne. Ağlayıp ağlayıp susturulamayışını düşünüyorum. Çok şükrediyorum. Bugünlere gelebildiğimiz için. Ağlayıp başımı şişirebildiği için. Hepimiz birlikte olabildiğimiz için. Elhamdülillah. Keşke hiç ihtiyaç olmasaydı ama iyi ki kuvöz diye bir şey var. İyi ki yavrularım da girebildi.

bal oğlum taburcu olurken. 18 günlük 1500 gr.

35 yorum

  1. Bu yazıyı gözyaşları içinde okudum benim bebeğim 29+3 haftalık doğdu , 40 gün küvözde kaldı , Allah ım kimseyi evladı ile sınamasın , o küvözde çaresiz yatışını her yerinden iğnelerle kanlar alınışını , ememeyecek kadar küçük olmasını , kabloları o öten satürasyonu ölçen aletleri hatırladıkça çıldıracak gibi oluyorum ..Bugüne geldim ya rabbime bin şükür…Tıbba da doktorlara ve hemşirelere de binlerce teşekkür miniğim şu an gayet sağlıklı , emek veren herkese her an dua ediyorum…

    Rabbim tekrarını yaşatmasın…

    -gülengülen-

    1. amin amin.
      derler ya Allah yokluğunu vermesin, oralara da düşürmesin diye. o hesap.
      hep güzel şeyler yaşayalım, hep güzel şeyleri hatırlayalıp gülelim inş.

  2. Beni de aglattin… Allah hep saglikla
    Mutlulukla beraber etsin ask ile sevgi ile buyusunler:)

  3. yaw bacım ya çatlatasıya güldürüyorsun ya da salya sümük ağlatıyorsun.yok mu senin orta yolun:)

    Allah bebelerimizi bizlere bağışlasın.

  4. anacım beterin beteri varmış deyip her halimize şükretmeliyiz.çok gerçekçi yazmışsın duygularını aynen yaşadım.senin gibi ağladım.hep güzellik dolu günler sizin olur inş.

  5. Sizin yazılarınızı okurken hep gülmekten gözlerimden yaş geliyordu ama bu sefer öyle olmadı:( Yazınızı gözlerim dolu dolu okudum. 1,5 senelik tüp bebek tedavisinden sonra kızımı iki hafta erken de olsa kucağıma verdiklerinde “Allahım”a şükürler olsun” dedim. 2 yaş bunalımı, 3-4 yaş ergenliği derken benim de çok bunaldığım ve bağıracak duruma geldiğim zamanlar oluyor ama sinirim geçtikten sonra kızımın güzel yüzüne bakıp, doğum sırasında oksijensiz kaldığı için şu an rahatsız olan 7 yaşındaki yeğenimi düşünüp Allahıma binlerce kere şükrediyorum. Size çocuklarınız ve sevdiklerinizle beraber sağlıklı ve huzurlu güzel günler diliyorum…

    1. valla yine neşeli yazacaktım ama öyle çıkmadı yazı. bazı şeylere istesen de gülücük katamıyorsun galiba:)
      güzel duaların için teşekkür ederim. bilmukabele. Allah elimizdekilerin şükrünü yapabilmeyi nasip etsin inşallah. Güzel günlere büyütelim bıdıklarımızı.

  6. walla beni de ağlattın cnmm bu ara çok duygusalım zatenn derdi veren allah dermanını da veriyor allah çözümsüz dert vermesin ailelerimize binlerce şükür bugünümüze..bende çok bunaldığımda hep geleceği düşünüyorum diyorum ki büyüyecekelr okula gideceler bugünler geçecek el ele tutuşup gezeceğiz, kaşılıklı kahve içeceğiz genç olacaklar…ooo bi sürü hayallerim var

  7. bu yazıyı okuyunca 2 ay önceki yaşadıklarım gözümün önünden tekrar geçti… bende 35 haftalık doğum yaptm 8 gün küvezde kaldı oğlumla kızım hergün ağlaya ağlaya camın arkasından izliyordum, doktora bari birini verin diye yalvarıyordum o da git dinlen evinde napicaksın biz iyi bakıyoruz diyordu gerçekten de doğru söylüyormuş o bir hafta dinlendim uyudum :)) şimdi uykusuz gazlı gecelerden uykuya hasret kaldk eşimle:))

  8. aahhh ahhh 9 ay öncesine gittim geldim çok zor erken doğum hem bebek için hem anne için hele eve eli boş gelmek yok mu en çok o koyuyor insana sen evdesin yavrun küvezde sanki yalnızlığının farkındaymış ve sen yanında olmadığın için sana kızıyormuş gibi 🙁

  9. Merhaba,
    Ben de bir ikiz annesiyim. Kizlarim 29+5’te dogdular. Yalniz ben yurtdisinda yasadigim icin dogum ve yogun bakim tecrubem farkli oldu. Bizim hastane “ebeveyn dostu” idi. Bebekler 2-3 gunlukken kuvozden cikarip kucagimiza almamiza izin verdiler. Hatta bunu tesvik ettiler. Kizlarimizla “kanguru” yaptik. Yani gogsumuze ciplak sekilde yatirip 1 saate yakin bu sekilde durduk. Bebeklerin nefes almalarina cok faydasi oluyormus. Bir keresinde kendi sutumu koyduklari besleme tupunu elime verdiler ve kizim agzindan sonda ile beslenirlen sutu ben tuttum. Cok hosuma gitmisti.

    Iceri girerken de oyle ozel kiyafet giymiyorduk. Sadece kollar dirseklere kadar sivanip sabunla yikaniyor ve dezenfekte ediliyordu. Hemsireler surekli ellerini dezenfekte ediyordu. Biz de oyle. Yalnizca burnumuz akarsa maske takiyorduk. Yoksa maske de takilmiyordu.

    ROP muayenesi yazinizi da okudum. O konuda da hakikaten sansli imisiz. Hic korkulacak birsey olmadigini bastan beri biliyorduk. Sadece cocuklarin gozlerine takilan kancalara anne-babalar dayanamaz diye bizi almiyorlardi ve iceride cocuklar cok agliyordu (anestezi yok) ama 2 dakikalik birsey. Ben hic uzulmedim bu muayenelere.

    Bu arada blogunuzu yeni kesfettim ve cok guldum. 2 gundur gelip gelip eski yazilarinizi okuyorum. Bu arada ben de ikizlerime yalniz bakiyorum ve benim gibi annelere “supersonik” demeniz cok hosuma gitti.

    1. betülcüüm hoş geldin bloğa.özendm yazdıklarını okurken.aslında herşey burada da mümkün ama anneye bebeğe önem veren kim?

  10. Boğazımda bir düğüm, gitmek bilmiyor yazıyı okuduğumdan beri.. İnsan bazen istemeden de olsa önyargıda bulunabiliyor ve aslında kendisinin hayrına olan birşeyi belki hiç düşünemeden istememezlik edebiliyor.. Ne mutlu ki bunu anlayabilene, bu sorguyu kurup doğru yolu görebilene.. Herşeyden genelde hep şikayet eder ya insan oğlu, o anlarda yolun başındaki anları hatırlamalı ve şükretmeli herşeye rağmen.. Rabbim, dünyalar tatlısı evlatlarını analı babalı büyütsün sağlık ve sıhhatle inşallah…

  11. 32 haftalık doğum yaptım ve bebeklerimin ikiside küvezde kaldılar yirmi günden fazla, o günleriAllah bir daha yaşatmasın çok zor günlerdi.seni çok çok iyi anlıyorum o yüzden, yaşayan bilir küvezde bebeğinin olmasının ne demek olduğunu.

  12. Ben de gözyaşları içinde okudum yazınızı. Benimle aynı seyleri yaşayan başka insanların da olduğu nu bilmek çok garip bir duygu.Ben 34 +2 ‘de doğum yaptım bir kız bir oğlan. Sizin gibi tam 5.45 te.sanırım ben sizden daha şanslıydım çünkü benim bulundugum hastanenin şahane bir yenidogan yoğun bakımı vardı. Kızım 1920 gr oğlum 2270 gr doğdu. Oglumun kilosu daha iyi olmasına rağmen kızımın sağlığı daha iyiydi.kızım 5 oglum 8 gun kaldı. Gerçekten cooooook zorgunlerdi.cok sukur geçti.Bebekleri almadan eve dondugum zaman aklımı yitirecegimi sanmistim.allah bu durumda olan tum annelerin ve bebişlerin yardımcısı olsun.

  13. Yazını her okuduğumda ağlıyorum.
    24 haftalık ikizlere gebeyim ve doktorum rahimde açılma olduğunu daha en az 4 hafta beklememiz gerektiğini söyledi. Nidilat diye yasaklanmış bir ilacı kullanıyorum ve eşim zorda olsa buldu. Daha çok küçücükler her biri 590gr geçiyor mu bu günler gerçekler

    1. yasemincim, kendini ağlatacak şeyler okuma. pozitif olmaya çalış. yavruların senin stresinden etkileniyor. doktor kontrolünde olman çok güzel. iş işten geçene kadar fark da edemeyebilirdin. o ilacı bana da kullandırdılar. bir arkadaşa çok yan etki yaptı. bende bir şey olmamıştı şükür. kafamı da çok karıştırdılar o dönemde ilaç yüzünden. doktoruna güveniyorsan duyma bile denilenleri.
      bu günler geçecek elbet. allah sağlıkla kucağına almayı nasip etsin. biz adaklar adamıştık. 🙂 bol dua, adak, sadaka… inşallah herşey yoluna girer, bıdıklar vakitleri gelene kadar bekler. çoğul gebeliklerde oluyor böyle stresler. ama çoğunun sonu büyük mutlulukla bitiyor. seninki de öyle olacak inşallah. gidişattan haberdar edersen sevinirim.

      1. Çok teşekkür ederim içim rahatladı. Dediğiniz gibi zamanında farketti doktorum. Doktoruma çok güveniyorum Kayserinin en iyi doktoru diye tavsiye etmişlerdi çok şükür bizim doktorumuz oldu. ayrıntılı ultrasonun son günü diye yetiştik eşimle baktık herşey yolunda bebeklerimiz çok iyi sağlıklı. Üst üste durdukları için alttaki baskı yapıyor olabilir dedi radyoloji doktoru, inceledi, hem rahim geniş hemde 1cm açılma var dedi. Doktorum hastaneye bile almadı şükür, eve gönderdi yat diye. Tüm gün yatıyorum. Bebeklerim çok güçlü, eşim hep destekçim iyiki varlar hayatımda artık 3 erkek var 🙂 Küveze girebilsinler diye dua ediyoruz, 1 kurban adamıştık hamileliğimi öğrenince eşim 2 olsun dedi bu defa. Nidilat artık yasaklanmış bizde zor bulduk, ne kadar çok arayan insan varmış öğrendik, eşime her girdiği eczanede bugün soran 3. kişisiniz demişler. Kayseride bulamadıkta eve geldik Şefaatlide bulduk, yani Yozgatta. Bir ikiz annesine içimi dökmek inanılmaz iyi geldi.

  14. Nidilat 10mg isimli ilacı biz de çok aradık. Ancak eczanelerde artık kalmadı. O ilacın üreticisi Sanofi Aventis. Firma ile irtibata geçtik. Aynı firma nidilat’ı Almanya’ya ve İngiltere’ye ihraç ediyor. Almanya’daki ve İngiltere’deki isimleri farkı. Ancak ilaç içerikleri ve formülleri tamamen aynı. Nidilat’ın Almanya’daki ismi “NİFİCAL 10 mg”. Sanofi Aventis’e ait olan Zentiva markasıyla piyasaya sürmüşler. İngiltere’deki ismini bilmiyorum. Almanya’da Damla ve tablet formları var. Eğer Almanya’da tanışınız varsa oradan ulaşabilirsiniz. Başka çaresi yok görünüyor

    1. Kamu ve Üniversite hastanelerinin eczanelerinde mevcut Nidilat Tablet hastanelerden temin edin ben hastane eczanesinden istedim verdiler sağ olsunlar…

  15. Küveze şükreden anneler arasında bende varım üstelik tekil gebelik oğlum 27 hafta 1030 gr doğdu 28.07.2018 doğumlu…

    iyi bilirim o yoğun bakım ünitesini o dezenfektan kokusunu 🙁 Hala yoğun bakımda ilgilenen doktoruna kontrole gideriz ve aynı yopun bakımın önünde bu kezde dr için sıra bekleriz. ( Güvenemniyorum başka doktorlara ) 55 gün kaldı küvezde canım oğlum hala psikolojik savaşını veriyorum bir şeylerin… Bu süreçte o kadar yalnız hissettim ki kendimi evliliğim bile yıkılma aşamasına geldi ve toparlayamıyorum hala yıkıntıları devam ediyor. şimdi dönüp arkama bakıyorum da abartmışmıyım yoksa normal olan bumuydu hala araftayım…
    Ama olsun yinede en büyük yaşama sebebim oğlum Rabbim onu bize bağışladı ya en büyük şükür sebebim…

    1. elhamdulillah gülfemcim. inşallah evliliğin de bir an önce yoluna girer. çok zorlu günler. geçmiş gitmiş ne güzel. allah beterinden korusun

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.