Bizim eve bilgisayar ben liseye giderken geldi. Bilgisayardan kısa bir süre sonra da internet bağlandı. Tabi ki de her şey abimin odasına kuruldu ve biz kızların abim evdeyken bilgisayarın başına oturması mümkün değildi. O zamanlar ben 15-16 yaşındayım. Bir küçüğüm, Gökçen 10. En küçüğümüz Mediha Ayşen 5. Abim dışarı çıkar çıkmaz Gökçenle bilgisayarın başına kurulurduk.… Okumaya devam et KodLAMA Atölyesi
Dökülen dişlerin ardından…
Bir iki ay önce bir işle meşguldüm, kız geldi yanıma. Yüzü ağlamaklı. “Anneciğim, ekmeğin sert yerini ısırdım, dişimi kırdım galiba,” dedi büyük bir kabahat işlemiş gibi korkarak. “Yok canım, olur mu öyle şey,” dedim. “Baak” diyerek dişine bir dokundu. Ayyy diş sallanıyor! Panikledim. “Abariiiii, gız sen dişiyooosuuuunn” diye öyle bir tepki verdim ki bebe de… Okumaya devam et Dökülen dişlerin ardından…
Benim Evim Benim Pasağım – 7. Bölüm – Şampiyon Pasaklı
Benim Evim Benim Pasağım yarışmamızda bir ilk yaşandı sevgili takipçiler. İki minik pasaklı aynı puanı alarak şampiyon oldu. Kıyasıya bir yarış olacağını biliyordum ama bu kadarını da tahmin etmiyordum doğrusu. İşte karşınızda bu bölümün birincileri:
Benim Evim Benim Pasağım – 7. Bölüm – “Anasının Yavrusu” Finali
Yine müthiş çekişmeli bir yarışmaya ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşıyorum sevgili takipçiler. Birbirinden iddialı küçük hanımlar ve küçük beyler yerlerini aldı, oylarınızı bekliyor. Birincimize, annesi harika yemekler pişirsin, o da sağa sola pıskırsın diye Hayykitap’tan müthiş bir hediye geliyor:
TİV TAV TUV
Her çocuğun çok sevdiği, diğerlerinden ayrı tuttuğu oyuncakları olur. Benim bebelerin de her dönem akıllarını taktıkları bir şeyler mutlaka oluyor. Mesela üç yaş döneminde ayıcıkları vardı. Kankiri ve Beyaj ayıcık. Onlarla birlikte uyunur, birlikte yemek yenir, birlikte gezilir tozulurdu. Vücutlarının bir uzvu gibiydi ayıcıkları. Dört yaşa kedicikler damgasını vurdu. Okula bile beraber gittiler. Beş yaşa… Okumaya devam et TİV TAV TUV
Benim Evim Benim Pasağım – 7. Bölüm – Anasının Yavrusu
Geçen gün bebelerle eski videoları izledik. Yemek yiyişlerine bakarken gülmekten gözümüzden yaş geldi. Kafalarıyla direk dalıyorlarmış tabağın içine. Çiğneyip çiğneyip atıyorlar. Her yemek saça kür, yüze maske. Burun deliklerine, kulak kepçelerine kadar yemek dolular. Iyyy dediler izlerken, “Ne kadar iğrenç yemek yiyormuşuz.” Ziyan olmasın diye atıp tükürdüklerini de toplayıp yediğimi söyleyemedim artık. 😉
Kurtlu Anadolu Kadınından İngiltere Kraliyet Ailesi Varisi Prenses Charlotte’ye Dünür Düşme Mektubu
Sevgili Kate, Nasılsın, iyi misin? Efendin, evlatlar, hanımannen hep iyilerdir inşallah. Bizi sorarsan biz çok iyiyiz elhamdülillah. Dünya meşgalesi, uğraşıp duruyoruz işte. Biliyorum bugün hafta başı, sen de pazartesi temizliğiyle meşgulsündür, hafta sonu herifler evdeyken ne kadar batıyor evler değil mi? Aman Allah yokluklarını göstermesin, herifleri evde de oturtmasın şekerim. Boşuna dememişler kârı içeri, kendi… Okumaya devam et Kurtlu Anadolu Kadınından İngiltere Kraliyet Ailesi Varisi Prenses Charlotte’ye Dünür Düşme Mektubu
Sinema qeyfi!
Yanılmıyorsam dördüncü sınıftaydım. Bir akşam babam geldi. Size bir sürprizim var dedi. Şu mu? Bu mu? Hiç biri değil! Ne ola ki? “Giyinin bir yere gideceğiz!” Ora mı? Cık. Bura mı? Cık. Sinemaya gittik! Evde Tek Başına’ya. Bayılmıştım. Ay ne anlatıp durmuştum herkese yaa. Tabi bir kere tadını alınca durup durup sinemaya gitmek istemiştim. Annem… Okumaya devam et Sinema qeyfi!