Hay beni rezil kepaze eden o dilini yiyim senin

Lisede bir öğretmenimiz vardı. Pek çekinilen bir kadındı. Öyle bağırıp çağırmazdı. Çünkü gerek duymazdı. Ters ters bir baktı mı hepimiz hizaya girerdik. Güldüğünü gördüğümü hatırlamıyorum. Kimileri çok karizmatik bulurdu. Açıkçası ben korkardım! Kendisi aynı zamanda sınıf öğretmenimizdi. Bir gün tüm sınıfı kahvaltıya davet etti. Ürke tırsa, biraz da merakla gittik evine. Bir buçuk yaşlarında bir kızı vardı. Masaya sığmayız diye yere sofra serdik. Kurulduk hepimiz. Çok ölçülü hareket ediyoruz. Öyle gülmek, laubali laubali konuşmak yok. Her ne kadar okuldaki gibi sert davranmasa da hocamız yine epey mesafeliydi. Konuşursa o konuşuyordu, biz de en fazla sırıtıyorduk. O sırada içeri kızı girdi ve hocamızın gözümüzdeki karizmasını caaaaaaaaaaart diye ortasından yırtıp koyacak o cümleyi kurdu:

– ANNEA MEMEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE!!!!!!!!!

Kadın çaktırmamaya çalıştı ama pek bozuldu. “Mama mı istiyorsun, annecim,” dedi. 1,5 yaş veledi karizmadan, rezil olmaktan ne anlar?

MEEMEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE diye yapıştı annesine. Kadın, bıyık altından kıs kıs gülen öğrencilerini salonda bırakarak çocuğu aldı içeri gitti. Bebe hâlâ MEMEEEE diye bağırıyordu.

Bu ve benzeri birkaç olaydan sonra günün birinde çocuğum olursa onunla şifreli konuşmaya karar vermiştim. Mesela memme’yi memme değil de lulu olarak öğretsem halkın içinde rezil olma ihtimalin %70 azalırdı. Ya da kaka yerine çaça desek ne sakıncası olabilirdi ki? Tabi ben seneler önce böyle düşündüm ama bebelerim doğunca uykusuzluktan zekamla birlikte hafızam da sıfırlanınca bu kararımı unuttum gitti. Bundan birkaç ay öncesine kadar bir derdim yoktu. Ama kız çatır çatır konuşmaya başlayınca ben de rezil olmaktan kendimi kurtaramadım.

Mesela telefonda iş görüşmesi yapıyorum. Pek karizmatik bir sesle çatır çatır para pazarlığına soyunmuşum. Kız arka fonda Bremen mızıkacısı gibi ötüyor: “Anneaaaa, memeeeee, annea memeeeee.” Heyt hüyt, kaç göz ediyorum. Ayağımla kıçından itip kurtulmaya çalışıyorum. Mümkün mü? ANNEA MEMEEEEEEEEE. Belli ki karşı taraf pis pis gülüyor. “Meşgulsünüz her halde, isterseniz sonra konuşalım,” diyor. Kem küm edip kıpkırmızı halde telefonu kapatıyorum.

Sonra bir yere gidiyoruz. Salon dolusu misafirin arasında kalıyorum. Çocukların oyalanmasını fırsat bilip tuvalete sızıyorum. Ama kızdan kurtuluş var mı? Sıvıştığımı fark etmiş. Bir ara insanlar, “Annen nerede?” diyor. Cevap güm diye salonun ortasına düşüyor: “Annea kaka dapıyo.” Ardından önce bir sessizlik salonu kaplıyor, sonra da benim sifonun sesi. Rezalet!

Hafta sonu marketteyiz. Kızı market arabasında taşıyorum. Bir ara zeytin seçmeye çalışıyorum. Bizimki hapşuuuu diye bir hapşuruyor. Ardından tüm marketi bize baktıracak bir ses düzeyinde “Annea şümüüük” diye bağırarak ağzına kadar sarkmış iki tel sümüğe halkın dikkatini çekiyor. Ben sümükleri yalamaması için ışık hızıyla hareket edip burnunu silmeye çalışırken millet tiksintiyle karışık bir gülümsemeyle “Iyy yaladı” diyerek bize bakıyor. Bundan sonra markete kar maskesiyle gitmek şart oluyor.

Bir de balgam olayı var. Olmaz mı? Hastayken öğrendi onu da. Yine bir yerde yemekteyiz. Bunun midesi bulanıyor gibi oluyor. “Ne oldu, annecim?” diyorum. “Annea, balgam” diyerek boğazını gösteriyor. Şansı olsa höakkkk diyerek balgam atacak ortaya. Ben hemen konuyu kapatmaya çalışıyorum. O sırada ağzından midesini bulandıran iri bir kekik sapı çıkarıyor ve bana takdim ediyor. “Annea, al balgam.” Sofradakiler bu nezih muhabbetimize bakakalıyor.

Daha bunlar 1,5 yaş muhabbeti. İleriki yıllar neler gösterecek diye düşünürken sırtımdan ter akmıyor değil hani. Bir an önce şifreli konuşmaya geçmeliyim. Aksi halde evden canlı yayın yapmadığımız konumuz kalmayacak.

23 yorum

  1. annem kuzenime bakıyordu. birgün kadıncağız tuvalette ,o sıra telefon çaldı. bizim minik de 3 yaşlarında falan.koşarak açtı telefonu. baktım samimi samimi konuşuyor bende tanıdık biri zannettim. en son ” annem tuvalette” diyip telefonu kapattı. meğerse kardeşimin öğretmeni aramış .annem utancından adamı geri arayamamıştı 🙂

  2. 7-8 kişilik bir toplaşmada ablamın sessizce yaptığı pırtı duyup, teyzem pırt yaptıııı diye bağıran bir yeğenim var :)))

  3. 🙂

    benim de 2 yaşında bir yeğenim var, biz öğretmemiş olsak ve nereden öğrendiğini çözemesek de mama, bu , meme gibi hecelerle kelime dağarcığını oluşturdu 🙂 annesi de uzunca bir süre eğitmeye çalışmıştı annecim bu değil su diye , tabii ki sonuç değişmedi..

    sanırım bu şifreli hecelerde doğuyorlar, yine de onları değiştirebiliriz belki çaba sarfederek …

  4. bizimki 2 yaşını geçti hala emiyor geçen gün AVM’de bana “anne bi yer bul da beni emzir” dedi. O da bir gariplik olduğunun farkında 🙂

  5. Bu dönemi ABDde atlattığım için şanslıyım. Millet meme’den çok anne kelimesinin ne demek olduğunu merak ediyor. Kızım sürekli annih aniih diye dolanıyor çünkü.

    Ben ortaokulda sınıf öğretmenimi balkonda kilim çırparken gördüğümde çok şaşırmıştım. O insan değil başka bişey gibi gelirdi o haliyle hemen insana döndü 🙂

  6. Karın ağrısı, cuma sıkıntısı ile işe geldim. Sabah rutini olarak Nurturia’yı açtım ve sizin sayfanızın önerisini gördüm. İş yerimde rezil olmamak için sessizce gülmekten çenem ağrıdı. Kızmayın ama iyi ki günlüğünüz kaybolmuş da buraya yazmaya karar vermişsiniz.:)

  7. okurken çok güldüm, bizde “agaaa memeeeee” kelimesi var.( babası hadi oğlum ANA de dedi, bizimkisi aga dedi, öylece kaldık)

pınar için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.