Biliyorum, uzak değil o günler

Bugünlerde yine bunalımdayım. Günler birbirinin aynısı. Saatler birbirinin aynısı. Dakikalar birbirinin aynısı. Hadi sor, sor, şu saatte, şu dakikada ne yapıyorsun de! Cevap veremezsem namerdim. Her şey o kadar sıradan, o kadar aynı ki. Bazen boğulduğumu hissediyorum. Geçenlerde bir akşamdı. “Keşke yarın tatil olsaydı” dedim. Sonra da güldüm. Resmi tatil, bayram tatili, şubat tatili, adli tatil… Benim için değişen ne var ki? Yine bir gün babama dedim ki, “Baba, yarın perşembe mi cuma mı?” Babam cuma deyince havalara uçtum. “Niye bu kadar sevindin, cuma olsa ne, perşembe olsa ne?” dedi. “Olur mu baba, bir gün daha geçmiş, bebeler bir gün daha büyümüş” dedim. Kabul ediyorum, bu rutinden çok sıkıldım. Ama durup düşününce, günün birinde bu rutini de çok özleyeceğimi, bu günleri hatırladıkça burnumun direğinin sızlayacağını da bilmiyor değilim. Bu akşam neleri özleyeceğimi düşündüm. Hazır bebeler de uyumuşken sıcağı sıcağına yazmak istedim:

*Uyandıklarında yanlarında beni görünce gözlerinin parlamasını, yüzlerinin gülmesini,

* Pepee’nin “çişimiz tuvalette, kakamız tuvalette” şarkısı eşliğinde ailece yediğimiz akşam yemeklerini,

* Bizi “annesiii, babaaann” diye çağırmalarını,

* Çoraplarını çıkarttığımdan “Hadi, hadii fırından yeni çıktı, poğaçaya gel abii” diye bağırarak parmaklarının arasını temizlemeyi, kokularını içime çekerek sıcacık ayaklarını öpmeyi,

* Sabah kız kalktığında boynundan öpüp, ekşi kokusunu içime çekerek “ekşiiiii” diye bağırmayı,

* Gece yatağımıza oturup, karı koca el ele tutuşup muhabbet ederek ayağımızda bebeleri sallamamızı,

* Sincaba oğlanın CİMCAK, kızınsa PANCAK demesini,

* “Cici kardeşler birbirlerini nasıl öperler?” diye sorduğumda dudaklarını birbirlerine uzatıp itinayla dudak dudağa öpüşmelerini,

* Düşmesinler diye merdivenden inerken ellerinden tuttuğumda, birinin beş adım ilerimden gidip ötekinin üç adım gerimden gelerek beni gerim gerim germelerini,

* Oğlanın sabahları ben süt hazırlamaya giderken “Şüp, şüp” diye bağırarak peşimden tıpır tıpır gelmesini, sütü ısıtmama sabredemeyip ağlayarak yerlerde yuvarlanmasını,

* Oğlan göğsüme uzanıp sütünü içerken saçlarını okşamayı,

* Oğlanın saçlarına attığı düğümleri kesince içinden bulgur, pirinç çıkmasını,

* Kızın, kızıyorum diye üç dakikada bir memmeeee diyemeyip, eliyle gözüyle işaret ederek, utana sıkıla memme istemesini,

* Oğlanı mutlu etmek için “Hadi addaa gidiyoruz, annecim” dediğimde aklınca işi hızlandırmak için ADDAAA diye bağırarak kafasını duvarlara vurmasını, ben “Gitcez lan gitcez,” diye bağırınca da yerlere atlamasını,

* Bir yerim acıdığında koşup öperek bana acil sağlık hizmeti sunmalarını,

* Ben bir taraftan çamaşır asarken öbür taraftan çamaşırları yere indirmelerini,

* Kıza “Asansörü çağır,” dediğimde “Asansööörr gel buayaaaa,” diye bağırmasını, gelen giden olmayınca asansörün kapısını çalıp “Tık tııık, asansööör, aç kapıyı, biz geldik, hoşgeldin,” demesini,

* Kum havuzunda kürek kürek kumları kafalarına atarak, kum havuzunu küvetimize taşımalarını,

* Akşam erken zıbarsınlar diye saatlerce sokakta tutup, eve gelince kaynar suyla haşladığım halde gözümün içine bakıp sırıta sırıta yatakta saatlerce zıp zıp zıplamalarını,

* Sabahın altısında lego oynamayı,

* Birini sağıma birini soluma alıp onlara kitap okumaya çalışmayı, anlattıklarımı dinlemek yerine her şeye “Anne bu?” diyerek konuyu dağıtmalarını,

*Pepee’nin iki ekmek aldım şarkısı eşliğinde ailecek gerdan kırıp göbek atmamızı,

* Salıncaklarına yatırıp uyutmaya çalışırken, salıncağa oturup park havasına girmelerini,

*İki bebeyi  salıncaklarında sallarken ortalarına oturup bloğa yazı girmeyi,

* Bloğa yazacaklarımı unutmayım diye not aldığım defteri ellerine geçirip her sayfasına onlarca kez bana çiçek çizdirmelerini,

* Kitaplarımı açtığımda ara ara karalanmış sayfalar görüp gülümsemeyi,

* Oğlan dolaba saklandığında “Oğluum, neredesin?” diye aradığımı duyunca “Buradayım,” diyemeyip “Ahmiii” diye bağırmasını,

* Yemek yedirmeye çalışırken kızın ağzına verdiğim her lokmayı iki kere çevirip tükürmesini,

* Oğlanın ağzına verdiğim yemeğini çıkarıp saçına kür yapmasını,

* Ağızlarındakini çıkarıp birbirlerine ikram etmelerini, hatta zorla bana da yedirmelerini,

* Yemek masasında zor bela yemek yedirip, doyurdum diye masadan indirdiğimde aç kurtlar gibi yere döktüklerine saldırmalarını, onları yemek için kavga etmelerini,

* Mutfaktan ayrılırken “Bay bay kalörfeeeer, bay bay masaaaa, bay bay sandalyeee,” diyerek bir cümle mutfak eşyasıyla helalleşmelerini,

* Gece ikisini zor bela uyuttuğumda, yatarsam yine sabah olacak korkusuyla bir türlü içimden uyumanın gelmemesini,

Onlarla yaşadığım her günü, her şeyi ama her şeyi o kadar çok özleyeceğim ki. Onlar bugünleri hiç hatırlamayacaklar, hiç bilmeyecekler belki. Ama ben her küçük çocuk gördüğümde onların o halini hatırlayıp gülümseyeceğim, belki iki damla da yaş dökeceğim.

37 yorum

  1. Yarim gun bi spa masajina filan kacip “oh be” demenin zamani gelmis…
    Tamam, bunlar cici seyler, hoş seyler.. Ama…. Yurek tuketici seyler. Son maddeye icim burkuldu. satir aralarini mi okudum nedir?
    Abla sozu dinle,
    Sharpen the saw!

  2. şu an seninle aynı psikolojideyim ve eminimki bebeği olan bir çok anne aynı yorgunlukta.kendi adıma konuşayım ki çok yıpranıyorum,yaşlandığımı, bazen tükendiğimi hissediyorum,hatta bazen her şeyi bırakıp gidesim bile oluyo.Rabbim canlarını sağ etsin,ne diyim 😉

  3. secce seni takip ediyorum ve yazılarını okumaktan zevk alıyorum,ama seni çok merak ediyorum.adın ne ,kaç yaşındasın, nerde yaşıyosun,nerelisin.sende kendimi o kadar buluyorum ki seni tanımak istiyorum.bi yazı yazsanda kendini anlatsan biraz.ne dersin ? (bu arada önce ben kendimi tanıtayım; ben cemile,30 yaşındayım 8 yıllık evliyim,istanbul anadolu yakasında yaşıyorum,7 yaşında bir kızım,11 aylık bir oğlum var,aynı seninkiler gibi bir kız bir oğlan) 😉

    1. cemilecim güncelliycem ana kısmını. 31 yaşındayım. valla 2006da evlendim sanırım. ist avrupa.
      alllah güzel ömürler versin evlatlarına inşalah

  4. çok huzunlu olmus bu sefer:( bende doğurduğımdan beri her gun oğlum buyuyor ve ben daha doyamadım modundayım:( 2 ay önce yuvaya verdik,ama görsen sanki adam univeristeden mezul olup kendi hayatına gececekmiş gibi mudirenin odasında 3 saat ağladım:)) kadın bana cocugunuzun hazır olmadıgını dusunuyorsunuz diyor ben hayır o hazır daben onu daha gondermeye hazır değilim diye ağlıyorum:)) neyse şimdi bayıla bayıla gidiyor okula çok şükür…bu arada süperanneye katılıyourm kendini de anlat biraz,nerde yaşıyorsun falan. bu arada ben buya 32 yaşındayım.ist. and. yakasında yaşıyorum 3 yaşında bir sıpanın annesiyim:)))

    1. kelimeperisi öncelikle yazılarımı beğen tuşunu bol bol tıkladığın için özel teşekkrü ederim. doyulmuyor evlada, anaya babaya yaa. allah hep güzel günler yaşamayı, hep güzellikleri hatırlamayı nasip etsin inşallah. allah ayırmasın

  5. Yine severek okudum şahane yazını. İki bıdığın senin gibi bir anneye sahip oldukları için çok şanslılar. Zaman geçtikçe tek tesellimiz onlarlala yaşadığımız hayatın her anının güzel olacağını bilmek. Geçmişi özleriz ama yeniliklerin de tadını çıkartırız. Allah birlikte yaşamayı nasip etsin yeter.

    Kızın asansörle muhabbetine bayıldım bu arada.

    1. evet gülsüm, tadını ne kadar çıkarırsak o kadar kâr vallahi. gerçi bu ara annelik bana pek bi kabak tadı vermeye başladı hehe. yoruldum yaa.

  6. Duygulara tercüman olmuş bi yazı.. Bende bazen boğulacak gibi oluyorum özellikle şu aralar.. Kendi evimde bu kadar uzun durmamıştım hiç. Sadece ben değilmişim demek vicdanımı rahatlatmadı degil. Rabbim hepimizin yavrusunu/yavrularını esirgesin,ayırmasın.

  7. merhabalar . bloğu tesadüfen gördüm okumadan geçemedım. çok güzeldi bir annenin evlatları ile sevgi dolu muhabeti .rabbım çocuklarınızı sizelere bağışlasın.hayırlı ömürler versin inşALLAH ..Anne olmak çok güzel iyi anneyim

  8. sonunda göz yaşlarımı tutamadım, gerçekten zor ama çocuk büyütmek kadar güzel ne var ki

  9. duygularıma tercüman oldun cidden bende çok merak ediyorum seni yazılarının bu kadar samimi içten olması seni takip etmeme en büyük etken!!!bayılıyorum iletişimine çok doğalsın sende kendimi buluyorum bende 29 yaşındayım izmirden eskişehire!!!evlendim 6 yaşında bi kızım 15 aylık bi oğlum var anlayacağın bizdede macera çok!!!!!kendimi ev işlerine yetişeyim diye parçalarken en çok içimi sızlatan olay ev hep temizlenecek ama çocuklarım bi daha bu yaşta olmayacak!!!kıymetini bilip tadını çıkarmak lasım lakin aradada nefes almak şart!!!

    1. şart bacım şart. ev temizliği de nankör. oyy birer sihirli değneğimiz olsa, işi gördürsek, bebelerin kapatma tuşu olsa, yorulunca kapatsak, çok mu bee

  10. OFFF o ayaklar cıdden süper. tazecık peynırlı sıcak poğaça qıbı kokuyorlar:)) ensedekı kaymak, qıdıdakı bal, qöbektekı fındıkla beraber poğaça ayaklar da benım favorılerımden. düşünsene: daha kaç sene daha o ayakları böyle ısırıp öpebılırız kı? qerçı benım 10 yaşındakı oğlunun ayaklarını hala öpen bır kuzenım var :)))

  11. ılk defa gulerek değilde boğazımda bı yumruyla okudum yazdıklarını… hanı utanmasam ağlayacaktım… asıl sen ıkızler buyuyup kocaman olduklarında bunları okuduklarında neler hıssedeceklerını bı dusunsene…annelerının kıymetını bır kez daha anlayacaklar.. çok çok duygulandım.. opüyorum kocamann..

    1. ay o günler de gelir mi acaba? okurlar mı hakkaten yazılarımı. daha çok uzak yaa. (bebelerim eğer yıllar geçtiyse ve şu an bu satırları okuyorsanız bana bir bardak su getirin, içim yandı hehe)

  12. selcen
    sana bu yorumu yorgun bir kazakistan akşamında yazıyorum.Yataktan kalktığımda gece 1256892 kez kalkan oğlum sayesinde uykusuzdum ve dişim ağrıyordu.gurbette bir başıma biri 11 aylık biri 6 yaşında iki hasta çocukla bu günü bitirdim ama bende tükendim bittim resmen.bir ara sinirden ağladım ulan bari bir tane yakınım olsaydı da bir kap çorba getirseydi dedim…neyse tam kafa dağıtayım derken açtım bir de bu yazına hıçkıra hıçkıra ağladım allah razı olsun içim boşaldı:)))
    bu günleri de özlerim elbet…

  13. hep gülüyodum hep gülüyodum duygulandım şimdi çoook 🙁 büyüsün isteyip durmicam artıkkk 🙁

  14. Okumayı bitirdiğimde her normal anne gibi hislenmek yerine kalas gibi duvara baktığıma göre..
    1- İki senede benim gibi hisli bir insandan hakikatli bir öküz neydana getiren oğlumu tebrik ediyorum.
    2- Bu yazıya duygulanmak için daha çok yolum var demek ki..
    3- Cüzi iradem dahilinde bir çocuk daha edinmeme andımızı bir kez daha yüksek sesle okuyorum.

    1. tüm yüreğimle cevap veriyorum HAYIR! 🙂 Allah güzel ömürler versin inşallah, hiç gözümde yok eski halleri.

  15. Tam çocukları uyutup acaba hangisi geri uyanacak diye mutfakta beklerken,bloğa girdiğimde tesadüfen okuduğum yazının bu olması çok manidar? hemen yarın bi liste hazırlayım bu günleri unutmadan..

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.