Kendimi bildim bileli acayip programlı bir insanımdır. Hep önceden planlayıp yazarım, şu yapılacak, bu yapılacak diye. Hatta o kadar çok şey yazarım ki altından kalkamam, bu sefer de kendimi suçlar dururum, vay yapamadım, vay boşa harcadım vaktimi, vay benden bir cacık olmaaaz… Zamanında terapiye gittiydim de terapist iyi de niye bu kadar yüklü bir program yapıp sonra kendini kötü hissediyorsun dedi. Ay sağ olsun dedi de kendime geldim. Daha insani programlar hazırlamaya başladım kendime.
Çocuklar doğduğunda bile program yazmaya devam ediyordum. Yok şu kadar kitap okunacak, yok şunlar izlenecek, şunlar yapılacak… Sonra bir ara baktım, kafayı çizeceğim, kâğıdı kalemi kaldırdım ortadan. Gün ne getirirse o kadarını yaşamaya karar verdim. Zaten yeterince yorgundum. Olduğu kadar amaaannn.
Bundan birkaç yıl önce Mehmet Teber‘in kendi sitesinde verdiği yıllık programını okudum. Ay yine içimdeki program canavarı uyandı. O günden beri program yapmaya yeniden başladım. Önceleri haftalık yapardım. Hedefleri belirlemek açısından yıllık daha güzel. Hem koskoca bir yıl yahu. Bugün yapmazsan elbet bir gün yaparsın. 😉 Yaptım da. Her ne kadar beklentimin beşte birini ancak yapmış da olsam yaptım! (Daha insani programın 😉 )
Ertesi sene ilk yılki fiyaskoyu göz önünde bulundurarak biraz daha hedef düşürdüm. Bu sefer beşte üçüne ulaştım hedeflerin. E iyi!
Geçen yıl bir kez daha hedef güncelledim. Yapamadıklarımı alıp üzerine yeni işler katarak. Aslında bu yıldan çok ümidim vardı. Çocuklar ilkokula başlayınca otomatik olarak kendime ayırdığım süre artacaktı. Gitmek istediğim birkaç kurs, yapmak istediğim özel şeyler vardı. Ama işler hiç de tahmin ettiğim gibi gitmedi. Okulun açıldığı ilk iki ay zaten korkunçtu! Ödevler, öğrenme süreci, okulda sürekli dönen şiddet dilinin bebelerimi hırçınlaştırması, anne-çocuk ilişkimize ilk kez başkalarının müdahil olmasının bana verdiği rahatsızlıklar… Bu arada tabi ülkenin üzen, korkutan, geren gündemlerinin verdiği ağırlık da cabası. Epey kötü bir dönem geçirdim. 🙁
Aralığın son günü yeni umutlarla yeni ajandamı açtım. Bu sefer biraz daha belirgin bir program yazdım. Mesela önceden -atıyorum elli kitap okunacak diyorsam, bu sefer okunacak kırk kitabı belirleyip adlarını yazdım, on kitabı da duruma göre belirlemek üzere bıraktım. Katılmak istediğim kursun tarihlerini belirttim. Biraz bütçe hesabı yaptım, neye ne kadar ayırmam gerekiyor, ona göre bir kalkınma programı yaptım. Okunacaklar, dinlenecekler, yazılacaklar, yapılacaklar…. derken bütün günüm program çıkarmayla geçti. Tabi bunlar hep temenni, Allah nasip eder ümidiyle yazılan şeyler.
Neyse yıllık planı çıkarınca programı aylara böldüm. Tabi tam eşit bir iş dağılım yapmadım, dikkat ettiğim noktalar var, mesela Şubat ayının yarısında çocuklar evde, çalışmam çok zor.
Bütün gün masa başında ne iş yaptığımı merak eden bebelere de program canavarcılığının tohumlarını attım. 😉 Onlar da birer defter alıp geldiler.
Onlarla şimdilik okuyacaklarını değil, okuduklarını yazıyoruz. Okumak açısından çok motive edici oluyor. Kitap bitince, adını yazacağız. VAAUUUVVV SÜPEEER! 😉
Epey başlayıp bıraktıkları kitap var. Adını yazmak için gaza gelip onları tamamlamaya uğraşıyorlar şimdilik.
İlki kızın.
İkincisi de oğlanın. 😉
Gördüğünüz gibi oğlanın okumaktan ziyade yazmaya ihtiyacı var. 😉 Kimi büyük, kimi küçük harf. Kimi düz, kimi ters, kimi eğik. 😉
Bu da listeye yeni kitaplar ekleme çabası. 😉
2017’ye büyük bir hevesle girdik bakalım. Gerçi girer girmez ilk hayal kırıklığımızı da yaşadık. 🙁 Bundan sonrası güzel olsun inşallah. Allah-u Teala umduklarımıza nail etsin, korktuklarımıza uğratmasın. Âmin.
Oğlanın yazısını görünce bir gülme tuttu beni:)) Benim oğlanda aynı böyle beter yazardı hala beter yazısı var maalesef:) Planlarınız tutsun dilerim, sevgiler.
çok teşekkür ederim. inşallah 😉
milletçe ümit verici yazılara her zamankinden çok ihtiyacımız olan bu günlerde… anahaber gibi.ben de üniversiteyi o programlar sayesinde bitirdim.
artık yapmıyor musun?
şimdi iş yerinde yapıyorum herkesin konuyu unuttuğu bir dönemde benim programım kurtarıcı oluyor:)alışkanlık işte.ama bir yıllık yapmam muhtemelen.daha çok şöyle; evde yapılması gereken işleri çıkarıyorum iş bölümü yapıyorum.günü kurtarma derdindeyim anlayacağın.
ben de ev işleri için yazıyorum. 1. seviye: topla, süpür. 2. seviye… aylardır 2. seviyeye geçmek nasip olmadı. toplayıp süpürmek bütün enerjimi yiyor. tekrar enerji bulduğumda yeniden 1. seviyeden başlamak zorunda kalıyorum, ev leş. :/
o zaman süpürgen çok iyi çekiyor bacım ben senin kaç tane öncesi sonrası fotonu gördüm yerler parıl parıl parlıyor.silme öyle bir durumda:)bırak tozlu kalsın
yok beeeeeeeeee. 😉
Bende normal olmayan programlar yapıp kendimi kötü hissediyorum .Siz yazınca farkettim gerçekten Allah razı olsun kendime geldim
önce program yap. sonra beşe böl, dördünü sil. benim taktik eheheh.
Selcen abla,kusura bakma,amacım akıl vermek değil.kendim için faydalı bulduğum için paylaşmak istedim.Barış Özcan’ın 2017 de zincirini kırma videosunu izlemeni tavsiye ederim.çocuklarla da uygulayabileceğimiz güzel bir uygulama. Küçük bir hedef belirliyoruz.kağıdımızın üst kısmına yazıyoruz. altına da bir takvim yapıyoruz. her gün hedefimizi uyguluyoruz.plan yapmayı biliyoruz ama uygulamak zor oluyor.Hedeflerimizi gerçekleştirirken motivasyon çok önemli. Başardığımızı görmek bize iyi gelecektir.
ok teşekkür ederim. bu biraz benim temizlik uygulamalarım gibi olmuş. çentikli 😉 bakacağım inşallah videoya. çok sağ ol
secce bacım yazı bekliyoruz ya onbeş tatile mi çıktın sen de?
🙂 yettim bacım. kitap teslim ettim. anca kendime geldim. 😉
oğlanın okuduğu son kitap fransızca heralde ?
🙂