Yıllar önce bebek baktığımı söylemiştim size, değil mi? Amerikalı bir ailenin çocuğuydu. Evde yedi yaşında da bir ablası vardı. Bir sabah abla annesinden çizgi film izlemek için izin istedi. Annesi 8 dakika (evet 8! 10 değil, 5 değil 8! Neye göre hesapladıysa bunu) izlemesine izin verdi. 8 dakikanın sonunda çizgi filmin tam da sonu geliyordu ki kız çat diye ekranı kapattı. Ayy deli oldum. Ben meraktan çatladım valla sonunda ne oldu çizgi filmin diye. O umursamadı, gitti. Sonra yine bir gün bu bir şey yaptı, şimdi hatırlamıyorum ne olduğunu. Annesi kızdı, “Mola veriyorum sana,” dedi. Bu da suratını asıp odanın kenarında yüzü duvara dönük halde bekledi. “Anam dedim bizim bebeleri bağlasan durmazlar. Mola veriyormuş, hıh!” Yine de bu mola işi epey merakımı cezbetti. Daha bebelerim doğmadan kollarımı sıvadım, bu işi öğrenmeye başladım.
Kendisi de iki erkek çocuk annesi olan, anaokulunda danışmanlık yapan psikolog bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine SOS Ana babalara yardım kitabını aldım. Bebelerden önce hatmettim, ama aklımda sadece molanın 2 yaşından itibaren kullanılacağından başka bir şey kalmadı. Bebelerden sonra yine fırsat buldukça kitaba döndüm. 2 yaşına da son bir viraj kaldığı için bu aralar yavaş yavaş kullanmaya başladım. Ama iki bebe olunca tabi bazı teknik aksaklılar oluyor!
Öncelikle kitabın tavsiyesi üzerine bebelerden biri yanlış bir şey yaptığında görmezlikten gelme metodunu kullandım. Adı üzerinde bebe yanlış bir şey yapınca tepki vermiyorsunuz. Kız oğlanı ısırınca ben de tepki vermedim. Ama refleks olarak ister istemez “Eşek kafalı ısırma bebemiiiiiiiiiiiiiii” diye bağırdığım doğru. Baktım bu tepkisiz kalmalar işe pek yaramıyor, ben de yavaştan yavaşa mola uygulamaya başladım.
İlk problemimiz oğlanın parktan kaçmasıydı. Zira otuz altı çocuk mutluluk içinde parkta oyuncaklarda oynarken benim oğlum daima caddeye kaçıyor. Ne ettiysem olmadı, ne dil döktüysem anlamadı. Ben de şimdi parktan kaçacak olursa bebek arabasına bağlamakla tehdit ediyorum. Parktaki molamız bu. Dinliyor mu? Hayır! Geçen yine kaçtı, yakaladım, kucağımda o rodeo yaparken zorla geri parka döndüm. Bebek arabasına bağladım. Ayy nasıl ağlıyor, bağırıyor, kesin bana küfür ediyordu. Kız gördü durumu, koştu geldi, “Amet ağlama” dedi, yanına oturdu. Kıza “O cezalı. Sen oyna” dedim. “I-ıı” dedi. O kadar dil döktüm, yalvardım, arabadan inmedi. Neredeyse ben mola vermeden molaya girdi diye mola verecektim valla. Bu durumda oğlan verdiğim cezayı anlamadı. Şimdi oğlan ne zaman arabaya bağlansa kız da sevinçle koşup yanına geliyor, öteki koltuğa oturup kardeşinin cezasının bitmesini bekliyor.
İkinci mola konum da kızın kesintisiz zırlamasıydı. Ona ağlaması bitene kadar salonda kalacağını söyleyip kapıyı yüzüne kapattım. Amaaannn nasıl feryat figan ağlamaya başladı. Oğlan bu sefer koştu geldi kapıyı açtı “Mekki ağlama, çıııkk” diye kapıda bağırıyor. Ona Mekki’nin cezalı olduğunu orada kalacağını söyledim, kapıyı geri kapattım. Bu sefer oğlan kendini yerlere attı. İkisi iki taraftan beynimi yedi. Sonuçta ben bir mola alıp kendimi banyoya kapattım.
Ama yılmadım. İnatla denemeye devam ediyorum. Bebelerim 8 dk TV izleyip kapatmayı öğrenene kadar ya da ben izleyiciler önünde karizmatik bir şekilde “sana mola veriyorum,” dediğimde yüzlerini duvara dönüp bekleyene kadar devam edeceğim. Kafaya taktım, olacak bu iş, nihahahaha.
2018 yılında edit: Olmadı ahahahha.
aY hadi inşallah 😀
Bende bu mola işin kız kardeşimin sayesinde tatbi ediyorum…Ben kızımı 3 aylıken bırakıp çalışmaya devam ettiğim için onun ağlamasına kıyamıyorm (her anne gibi) Ancak bi ara bende kafayı yicektim. Her şeyi ağlayarak istemeler, tepine tepine yerde yuvarlanmalar….Tabi ben bayağı üzülmüştüm…Çünkü benim kızım yaşıtlarına göre sakin bir çocuk…Eczacı arkadaşım sevda bu 2 yaş sendromuna benziyo dedi…O da ne…Bi karış bebenin ne sendromu olacak dedim…Gerçekten varmış…Yani bu ara inat dönemini yaşıyoruz…Cezalandırsam da umrunda değil…en son dün akşam aşağıda oynattım üşüdü diye yukarı çıkardım, yıktı ortalığı…Kapının önünden içeri girmiyo,,, ağlaya ağlaya “anne yaaa sende diy ayakka, nüdnen” diye yırtınıyo…Bende yatak odasına geçtim bekliyorum, yanıma gelecek diye, o kargaşada babası aradı,,, evde bisikletiyle dolaştır sakinleşir dedi,,, gerçekten de sakinleşti ama bu seferde bisikletten inmedi…Velhasıl kelam evet uzmanlara katılıyorum…Bi dönemden sonra kural koymak lazım…Ama her bebe de tutmuyo ki kurallar:))) Ama secce senin şevkini de kırmayayım, sen inşallah tutturursun…
yok yok inanıyorum tutacak.ben de hiç beklemiyordum ama öğreniyorlar inan bana. bazılarında biraz daha zaman alır o kadar
benim arkadaşımın da ikizleri küçükken dr demişki yaramazlık yapınca bulunduğu yerden yüksek bir yere oturtup bir süre inmesine izin verme..o garibimde kaşıkçı elmasını bulmuş gibi sevindi taaa ki uygulayana kadar..:çocuklar sanırım iki yaşlarındaydı ve bu uygulamayı o kadar sevdilerki sırf anneleri yükseğe çıkarsındiye hiç ilgilenmedikleri eşyaları bile yere atıp ceza almaya çalışıyolardı:)))bir hafta sonra herşey yalan oldu:))
herşeyi oyuna çevirmekte bıdıkların üzerine yok
merak etmeyin…her bebe de kural işliyor, yeter ki siz iradeli olun :))
katılıyorum
bizim okulda çocuklara kesinlikle ceza kelimesini kullanmayın diyordu psikolg müdür. ama sonra oğlumdan öğrendiğime göre çocukları bazen kenarda düşünmeye yönlendiriyorlarmış. sadece adı ceza değil düşünme…ben üstün dökmenin kitabında okuduğum şekli ile mola bir ceza verme değil sadece çocuğu verya kendini o ortamdan uzaklaştırıp sakinleştirme yöntemiymiş… özellikle denemedim ama bazen benimki çıldırınca ya salona ya banyoya gidip deriiin nefes alıp veriyorum sakinleşmek için, sonrasında da ağlama zırıltısı geçene kadar kendini yerlerde paralamasına izin veriyorum. (arada uzaktan bakıyorum gözünde yaş bile yok oylesine bağırıyor) bende geçip salonda oturuyorum. valla bu ara her aksam kesintisiz en az yarım saat ağlama krizi çıkıyor.hatta öyle ki istediğin şeye izin veriyorum diyorum onu bile duymuyor . bende görmedim, duymadım, bilmiyorum yapıyorum.. bazen sakinleşip geliyor bazen uyuyakalıyor. hiç elleşmiyorum…
vaaay harikasınız 🙂
aynen yaa ben de azıttıklarında elleşmiyorum sürüne sürüne geliyorlar:)
O kadar ütopik ki, ben bir ‘mola’ lafıyla çocuğumun sus pus kalması hayalini bile kuramam…
göreceksin olecek
ben mola ve koltukta oturup düşünme olayıyla ikizler 3 yaş civarındayken (şimdi14 yaşındalar)oynatmaya az kaldı doktorum nerde modundayken tanıştım .tanışmamız öncelikle doktorumuzu bulmamızla yani bir psikologa gitmemizle başladı ve gerçekten dediği gibi 3 gün de dediklerini uygulayarak olayların büyük çoğunluğunu çözmeyi başardık.bize tavsiye ettiği ve sabırla uyguladığımız kitabın adı ‘Çocuğunuza sınır koyma’.
evet o kitap da var bende. direk molayı anlatmıyor diye yazmadım. ama ben de çok faydalandım
mola her cocukta işe yarar.
mekkiyi odaya kapatma. kapi acik kalabilir. gerekirse ucunuz de oturun. sure yaş başına bir dakika.
yani iki dakika hic bir sey yapmadan oturacak Mekki. gerekirse sarıl, ama surat mahkeme duvarı. mimik yok, gulmek yok. sohbet, açıklama, talep,pazarlık yok.
“MOLA” dendi mi iş biter.
süre dolunca hayata geri dönün.
deniyorum hocam
yaa nasıl beceriyosunuz…ben 1-2 saniye suratımı düşürünce aybike gelip bana “kıjım kıjım oyyy oyy” diye yalakalığa başlayınca şeytan dürtüyo gülesim geliyo…ya da gözünün içine bakınca yine dürtülüyom hemen gülüyorum:)) ama bende denicem söz veriyorum….
çok yaşa sen secce! gülme krizine girdim de gözümden yaş geldi inan mola maceranızı okurken:))) çocuk büyütmek zor zenaat bir de ikiz olunca! ne diyeyim Allah kolaylıklar versin sana..
tşk ederim eflatun
Seccecim merak ediyorum hala mola, düşünme paspası vs ceza yöntemlerini uyguluyor musun ya da doğruluğu konusunda ne düşünüyorsun.