Havaların soğumasıyla birlikte bebelerin sonbahar kış koleksiyonunu çıkarmam gerekti. Öyle koleksiyon dediğime bakmayın eti topu birkaç parça eşya. “İyi de” dedim “Bunlarla koca kış nasıl geçecek.” Bizimkilerin kirletme kapasitesi malum. Bir üstlerinde görüyorsun, bir makinede bir de çamaşırlıkta. Zaten çamaşırlıktan alıp çekmecelerine kaldırmaya bile fırsatım olmuyor. Hemen oracıkta giydiriyorum. Neyse, uzun lafın kısası bu kadar giysiyle idare edemeyeceğim için bir çözüm düşünmeye başladım. Alayım desem, sezon fiyatları uçuk. Düşmesini bekleyene kadar da kış çıkar. En iyisi Z planıma geçeyim dedim. Z planı: bebelerimin doğumunda gelmiş, ıyy ne zevksiz şeyler, bir garibe vereyim de sevinsin diye ortadan kaldırılmış hediyelere bir kez daha göz atmak. Dolabın “gidecekler” bölümünü bir açtım ki amanın yok yok. Elbisesinden tut, eldivenine, gömleğine, donuna kadar bir sürü örgü. Sevincimden deliye döndüm. Hemen toplayıp bebelerin “giyinilenler” bölümüne ekledim. Tabi bu işi yaparken de tekrar inceleme fırsatı bulduğum örgüler bana epey eğlenceli bir gün yaşattı. Zira durum çok vahim. Dedim şunları yazayım da olur ya birine bir şey örüp götürmek isteyen olur, buradan okudukları kulağına küpe olsun, üstümde vebali kalmasın:
* Şimdi arkadaşım, birine bir şey örüp götüreceksen, bunu giyecek canlının bir insan evladı olduğunu unutma. “Aa üstüme iyilik sağlık, o da ne demek?” dersen diyeyim: bendeki bazı örgüleri giyebilmek için şempanze kolun altına koala gövdesine ihtiyaç var. Öyle bir hırka ör ki giyen çocukcağızın hem göğsünden aşağısı kapansın hem de dokuz kat kolunu kıvırmak zorunda kalmasın. Bunlar yine iyi olanlar. Bir de tek kolu ya da bacağı diğerine göre uzun olanlar var ki ne yazık ki doğadaki hiçbir canlı türü bu şekli karşılayamadığından örnek bile veremiyorum. Bir de daracık boğazlar var. Oradan çıkması için kafanın limon kadar olması lazım. Bizim çocuklar normal doğumla da gelmedi ki idmanlılar desem. Valla birimiz itiyoruz, birimiz çekiyoruz yine de o daracık boğazlardan kafayı bir türlü çıkaramıyoruz. Günah be yavrulara, şu yaşta çektikleri eziyete bak.
* İkinci kural, örgünü yine bir insan evladının giyeceğini unutma. Aladdin’in sihirli lambasına kılıf örmüyorsun. Onlar nasıl patikler öyle? Uçları sivri sivri. Boğazına da ip koydum diye enini de bir geniş tutmuş, ipini çıkar kafana bere diye tak valla.
* Bir kural daha: örgünü yine bir insan evladının giyeceğini unutma! İnsan evladı dediğin kaç kiloluk şey? Bunlar eşek değil ki sırtlarına kendilerinin üç katı yük yüklenebilsin. Benim yavrularım daha 10 kg civarındalar. Bazı hırkalar düğmesiz 25 kg’a yakın. İçi dışı ayrı renk olsun diye teyzenin biri almış hart hart bir ip. Sıcak tutsun diye en kalınından. Bir dış örmüş, bir iç örmüş, içini de daha sıcak olsun diye bir şeyle mi doldurmuştur nedir, bebelerime giydirince yününü değil de koyunu sırtlamışlar gibi belleri bükülüyor yavruların. Bu sadece ip kısmı. Bir de düğme kısmı var ki evlere şenlik. Düğmeler ya dökme demir ya kurşun. Anca bu kadar ağır olunur. Takıldığı yerde, yer çekimini artırıyor. Aha şimdi bunu yazarken aklıma geldi. Herhalde ipin ağırlığını karşılasın diye bu kadar ağır düğme kullanılmış. İpin ağırlığıyla geriye doğru bükülen bedenler düğmelerin öne doğru yaptığı baskıyla dengeleniyor ve insan evladı dik durabiliyor. Bak bunu hiç düşünmemiştim. Olabilir, bir şey diyemem.
* Dördüncü maddemiz ise şu: örgünü bir insan evladının giyeceğini unutma! İnsan evladı şirin bir canlıdır. Şirin renkler içinde daha şirin durur. Şimdi “Zevkler ve renkler tartışılmaz, şekerim” diye bir tartışmaya girmeye kalkma. Elbette istediğin rengi örebilirsin. Ama en azından ipi ziyan olmasın diye rahmetli dedenden kalma bir hırkayı bozup, bir parçadan on parça çıkardım yihuuu diye minik bebeklere bilumum şeyler örme. Yani benim bebelere öyle şeyler gelmiş ki siyah üzerine kahverengi. Bir de boyun kısmına ip yetmemiş, lacivert de bir dede patiği bozmuş, onunla da boyun örmüş. Üstelik ikizler diye iki tane. Kıza bari nenenden bozduğun bir şeyi örüp getirseydin yahu.
* Önemli kurallardan biri de şu: örgünü bir insan evladının giyeceğini unutma! Sosyal hizmetleri giydirmiyorsun. Ortada sadece bir (rakamla 1) evlat var. Hadi bende iki tane. Ama ben istisnayım kaideyi bozmam. Sadece bir çocuk için bir ton ip alıp aynı iple boy boy etek, elbise, yelek, hırka, süveter, pantolon, şapka, atkı… örmenin bir anlamı yok. Biraz çeşit olsun yahu. Yarısını da başka bir iple ör.
* Bir başka önemli kurala değinecek olursak: örgünü bir insan evladının giyeceğini unutma! Ve sen bu örgüyle ona verdiğin değeri gösteriyorsun. O yüzden bir zahmet malzemeden çalma. Yelek, hırka ördüysen, dişini biraz daha sık, düğmelerini de dik, ponponunu da koy.
* Geldik en önemli kurala: örgünü bir insan evladının giyeceğini unutma! Tıpkı senin yavrun nasılsa, götürdüğün yavru da anasına / babasına / anneannesine / babaannesine / dedesine.. o. Seninkine gelmiş, burun kıvırdığın bir hediyeyi, aman elim boş gitmeyim hem böylece hediyeden de yırtarım diyerek başkasına kakalamaya çalışma. Hadi çalıştın, en azından paketin içindeki, “sevgili bilmem ne, iyi ki doğdun” yazısını çıkar. Çakıyoruz, olmuyor.
Yani uzun lafın kısası, senin için bu yazıyı bir cümleyle özetleyecek olursam diyebilirim ki birine bir şey örüp götüreceksen, örgünü bir insan evladının giyeceğini unutma. Ördüğün bir şeyi “Bak bacım olmuş mu?” diye göstermek istersen ya da benim bebelere de bir şey örüp gönderecek olursan unutturma açık adres vereyim.
supersizniz:)) gulmekten kirildim:)) “Aladdin’in sihirli lambasına kılıf örmüyorsun”
akliniza ellerinize kalbinize bebelerinize saglik diliyorum.gulincege
çok tşk ederim
Budur …. 🙂
Bir de örgü yününün bebekler için cilt tahriş etmeyen, alerjik olmayan yünden seçmeyi unutmasınlar, ekleyiver :PP
Eline , aklına sağlık
hahaha organik de olsun mu bacım? sen de çok şey istiyorsun yahu. kolu bacağı düzgün olsun yeter:)
Bir kere istemeye basladik yuzumuz var herseye 🙂
Mükemmel. Ince espriler, super anlatım. Bunlari bir yerde yazmalisin, keşfedilecegin günü iple cekiyorum
haha açıkçası ben de o günü iple çekiyorum:)
On numara yazı olmuş. Okurken gulmekten gozumden yas geldi :))
Aynen böyle bir ise yaramaz diye ayırdığım bir poşet yünluyu eseleyip 5-6 tanesini yanımda getirdim Amerikaya. Neyseki cok bicimsiz degillerdi. İyiki getirmişim aksam soğuk oluyor.
Sen de baskasına hediye et olayına sinir oluyorum. Gelenler kim bilir kaçıncı kez el değiştiriyor. Bir bebek kıyafetlerinde bir de borcamda var bu olay. Ben beğenmediğim şeyi baskasına da goturemiyorum. Benim zevkimi temsil edecek çünkü…
aynen, ben öyle dönüp geleni, döndürüp bana verene götürmeyi düşünüyorum. bu kafa çok şükür bizim nesilde azaldı. büyüklerin taktiği olarak kalma yolunda
Canım sen bu örgüleri bir yıka da gör bakalım neye benziyor hele malzemeden çalındı ise üzerine 2 yazı daha yazabilirsin :))
aha bak bunu hiç düşünmemiştim. şimdilik sezon finali olsun bari bu yazı.
bu yazıdan çıkardığım sonuç:örgünü bir insan evladının giyeceğini unutma!
:)))))))))))) ellerine sağlık…
mesajın alındığına sevindim!
Bayildim, ben de su dugmesiz gelen yeleklerden muzdaribim 🙂
Bi de bana gelenlerden hediye etmeyi planladiklarim vardi, simdi bir kere daha dusunucem :)))
düğmesiz hadi neyse de bi de ilik bile konmayanlar var!
bu tosbikler cok tatli anasi… dielrim surersin sefasini (buyudukleri zaman !)
🙂
amin insallah
🙂 allah da seni güldürsün. eline sağlık!
tşk ederim:)
gülmekten kırıldım ama çok doğru ben de birebir yaşamasam da örneklerini gördüm ablamda falan 🙂
görmemek mümkün değil zaten memlekette
çok sempatiksiniz benim de ikizlerim var
tşk ederim
benim bebeğime de kv min hastane çıkışı diye giydir dediği örgülerini müzede falan sergilemek istiyorum..
Birincisi Allah aşkına 3 kiloluk bir canlıyı nasıl örgü bir kazağın içine sokarsın boğazı 10 mt açılan bodilere bile sokarken heyecandan ölüyordum..
İkinicisi o kadar ufaklardı ki hani oyuncak bebeklere anca olur..
Bir de bahsettiğin gibi evdeki kalan iplerden 🙁
Ölece duruyorlar çekmecede ..Tabi ki giydirmedim.. O da bir daha örmedi sinir oldu heralde giydirmediğime 🙂
:)))))) çok güldüm okurken. herkesin derdi aynı. çabuk bitsin, çok parça var gibi gözüksün diye minik minik örmüş herhalde.
yaa bayıldıımmm ::)))) benım de ıkızlerım olacak kısmetse ..bır kız bır erkek.. sabırsızlıkla beklıyoruz..25 haftalıklar henüz.. twitterdan eklıyorum sızı… (Elmayra_DeB)
ooo sahane maasallah. allah tamamina erdirsin saglikla insallah
gülmekten çenem ağrıdı ya… nerden geliyor bu ince espriler.çok zeki bir kadın olmalısın sen secce…
yok beeee:P
çok hoş bir yazı olmuş.
Görüşmek üzere
http://www.bakbuharika.blogspot.com
http://www.facebook.com/harikadekorasyon
teşekkür ederim
Benimde kaynanamin öldükleri muazzamdi tek renk ipten hırka Yelek patik ama düğmeler o renkle alakasız ne kadar renk varsa hepsinden bir hırkada 5 ayrı renk düğme hiçbiri de hırkaya uyumlu değil birde bu hırkaların üzerine yine alakasız renklerde iplerle çiçek motifleri işlemiş aklınca süslemiş ama torununun erkek olduğunu unutmuş :)))
hahaha
çok güldürdün beni akşam akşam, Allah da seni güldürsün 🙂
amin:)
Çok güzel ,kahkahalarla güldüm Allah sizi de bol bol güldürsün
ay söylemeden edemicem bizim akrabalar fln okursa hepsi kapıma dizilir ama neyleyimm:D bizdede ilk torun kızımda kim ne gördüyse ördü saolsunlar ancak ben küçük örün dedikçe büyük ördüler kızım 3 yaşını bitrdi hala bazı yelek ve hırkaların içine giremiyo hani yeleklerin boyları uzun olsa ben giyicem öyle düşünün tamam ben balık etliyim ama cocugum obez değilki 🙁 kv ördükleri sergisi açılırsa benimkileride gönderiyim hayatınızda öyle sarı yeşil renk görmezsiniz …
kv ördükleri sergisine çok göndereceğim olur, secce bir yarışma da bunun için yapsan ya 🙂
herkes gibim okurken yaş geldi gözümden, iki şeyi çok iyi anladım bir:bu örgüleri insan evladının giyeceğini unutma iki: örgü borcam değil döndürüp döndürüp başkasına götürme (ben sevmedğim ama hediye götürmek zorunda olduklarıma yapıyorum o ayrı, koca kişisinin akrabaları bunlar genelde).
benim kayınvalide iliğin birini bi taraf birini diğer tarafa açıyo, evde topladığı bin bir çeşit düğmeyi yanına koyuyo sen dikersin diye, ipler ise tiftikten.
senin bebelere birer yelek öreyim, düğmesini filan dikerim yani :)kaynanamın yaptıklarını göndermem valla 🙂
Hediyelerin ipliklerini pazara çıkarmışsınız. Elle tutulur yanları olmadığı gibi başkasına verecek nitelikleri de yok. Fuzuli yer işgali!