Ben beş yaşındayken kız kardeşim oldu. Çok çok hatırlayamıyorum onun bebekliğini ama aklımda birkaç net hatıram var. Mesela babamın onu nasıl uyuttuğunu hatırlıyorum. Kardeşim çok uslu bir bebekti. Bir de çok sarışındı. Tombikti de. Tam anlamıyla “şişko patates, yarım kilo domates” kıvamı şeker bir şeydi. Sarı olduğu için babam ona “Sarı Çiçeğim” derdi. Hâlâ lakabı Çiçek. Onu uyutmak için babam onu kucağına yatırır, ayakta gezinirdi. Gezinirken de ninni olarak Sordum Sarı Çiçeğe ilahisini söylerdi. Tabi ben o zamanlar bebelere ninni bulmanın bu kadar zor bir şey olduğunu, yeri gelince bütün repertuvarı ortaya dökmenin gerektiğini, hatta günü gelince bebelerimi uyutabilmek için Oynama Şıkıdım Şıkıdım’dan tutun da İstiklal Marşı dâhil nağmesi olan her şeyi kullanacağımı bilmezdim. Sanırdım ki Sordum Sarı Çiçeğe şarkısını babam kardeşim için bestelemiş. Bir gün televizyonda karşılaştım bu ilahiyle. “Bu adamlar ne biliyor babamın şarkısını?” diye şok oldum. Uzun süre babamın şarkısının meşhur olduğunu sandım. Bizimkiler de hiç bozuntuya vermedi. Bir arkadaşım sağ olsun yıktı bütün hayallerimi!
Kızım doğduğundan beri lakabı Melek. Aslında ilk zamanlarında –özellikle geceleri- melekten çok Deccali andırsa da ana yüreği tabi Melek koydum lakabını. Hatta tam künyesi ile “Melike Melek tatlı su kuşu, annesinin yavrusu, babasının kuzusu.” Tamamını kullanması biraz zor oluyor ama ne yalan söyleyeyim kullandığım oluyor işte. Şimdi büyüdü, maşallah gerçek bir melek oldu.
Bebekler küçükken teyzem ne zaman bize gelse Candan Erçetin’den melek şarkısını açar Melike ile dans ederdi. Melike o şarkının Deniz teyzesi tarafından kendine hediye edildiğini sanıyor. Ben de bozmuyorum tabi. Kendi kendine mırıldanıyor evde.
Hoş geldin Melek safalar getirdin.
Ya gelmeseydin yetişemeseydin ne yapardım?
Yarım kalırdım Melek.
Ama nasıl bir havayla söylüyor. “Bak kardeşim, bu benim şarkım. Melek diyor. Deniz Teyzem aldı bu şarkıyı bana.” Oğlan da mahzun mahzun onu dinliyor. Bir gün oğlanın haline üzüldüm. “Ahmetçim, senin de şarkın var, biliyorsun değil mi?” dedim. Çok heyecanlandı. “Benim de mi şarkım var, annecim?” dedi. “Tabi” dedim, “Dur açayım sana.” Elbette ne açacağımı bilemedim. İçinde Ahmet geçen bir şarkı duymadım şimdiye kadar. Düşündüm, düşündüm bulamadım. Sonra “Ahmet diye şarkı olur mu, olsa olsa ilahi olur,” dedim. Ahmet ilahisi diye bir arattım. Bingo! Karşımıza Gül Ahmet çıktı. Hemen açtım. Amanın nasıl yanık söylemiş adam da. İçi parçalanıyor söylerken. Neyse hiç bozuntuya vermedim. Birkaç kez dinledik oğlanla. Çok hoşuna gitti. Durup durup, “Bak Melike bu da benim şarkım, Ahmet diyor, annem almış bana,” dedi. O günden beri lakabı Gül Ahmet. Bazen durup durup şarkıyı mırıldanıyor evde. Tabi çok az dinlediği için sözlerini henüz öğrenemedi. Şimdilik şöyle söylüyor:
Hoş geldin Gül Ahmet safalar getirdin.
Ya gelmeseydin yetişemeseydin ne yapardım?
Yarım kalırdım Gül Ahmet.
Geçenlerde bir misafirimiz vardı. Oğlan karşısına geçti eliyle gözlerini kısıp tuhaf şeyler yapıyor. Ablanın da oğlu var, tabi ne yaptığını hemen anladı. “Sen örümcek adam mısın?” dedi ona. Oğlandan cevap hemen geldi: “Hayır, Gül Ahmedim diyorlar bana.”
Şimdilik Hoş geldin Melek ile Gül Ahmet’im aşağı, Gül Ahmet’im yukarı. Kendilerini çok özel ve mutlu hissediyorlar. Bozuntuya vermiyorum tabi. Elbet onların da gözünü açan biri çıkar, bırakayım da şimdilik tadını çıkarsınlar.
benim oğluma da anneannesi ilk doğduğu zamanlar o ilahiyi hep söylerdi. ben de ara sıra gül ahmedim, can ahmedim diye seviyorum..
adaşımız çok tabi:)
Deccal kısmına sesli güldüm neyseki odada tekim secce:) yazılarını sabırsızlıkla bekliyorum keşke daha sık yazma imkanın olsa:) ama yeni blog olayına girdim hiç de kolay değil yazı yazmaya zaman bulmak:) çok seviyorum tarzını, samimiyetini.. bilgisayarda satırları işaretleyip okuyordum baktım kopyalanmıyor, çok iyi yapmış dedim, insanlar emeğe saygı göstermiyor..gül ahmetine ve melekine Allah hep güzel günler göstersin:)
🙂 konu çok da zaman bulmak gerçekten zor. şimdi yarım gün de olsa çalışıyorum ya hepten zorlaştı. çok tşk ederiim güzel sözlerin için. evet kopyaya kapattım, sağda solda imzasız yazılarımı görünce epey canım sıkıldı doğrusu:) bloguna da şimdi girdim. bakayım sen nerelerde geziyorsun:)
Çalışmaya mı başladın bilmiyordum, hayırlı olsun, bebeler napıyor o sırada?
abla geliyor,onunla oynuyorlar
Deniz Seki’nin bir şarkısı vardı. “Bak sana bu defa kesin söylüyorum kuş uçtu uçacak Ahmet ” diye… Nedense o geldi aklıma Ahmet’e şarkı deyince;):)
ıyy evet ben de hatırladım söyleyince siz
guzel fikirmiş bende oğluma deniz’li bi sarki bulayim olmadi ben bestelerim 🙂 ama uyuturken en sevdiği şarki ünziledir 🙂
derya deniz karpuz keseriz nasıl?
siz yemezseniz biz yeriz
Gül Ahmed’in ve Melek Melike’n hep en büyük mutluluklarının, sevinçlerinin, heyecanlarının sebebi olsun Secce ! Allah birlikte uzun yıllar göstersin. Çok duygulu bir yazı satır araları :)))
amin çok tşk ederim
Selcen,
Ahmet’te hafiften bi James Bond havalarıda başlamış sanki:)
Ben Ahmet, Gül Ahmet.
hah benim de aklıma o gelmişti
Atiye’nin de bi ahmet sarkisi var simdi sozlerini hatirlamiyorum ama ilahi daha mantikli olmus tabii. Ama gene de yanik degil de hareketli ahmet isterse kuzu bi de onu acabilirsin;)
Çok matraksınız, çokça güldüm ahmedin şarkısına. Bahtları açık olsun inşallah. Sizin de aklınıza sağlık neşem geldi sabah sabah ?
❤️