Hiiiii ikizler mi? 11. bölüm – “Bu kadar da eşit olunmaz ki be yavrum!”

(Daha önceki Hiii İkizler mi? yazıları için tık tık.) Birden fazla çocuğunuz varsa ister istemez en sık karşılaştığınız sorulardan biridir “Anlaşıyorlar mı?” sorusu. Tabi bu sorunun pek çok türevi vardır: Birbirlerini kıskanıyorlar mı? / Kavga ediyorlar mı? / Çok dövüşüyorlar mı?/ Ağız dalaşına giriyorlar mı? / Hırgür çıkarıyorlar mı? / itişip kakışıyorlar mı? / Birbirlerinin… Okumaya devam et Hiiiii ikizler mi? 11. bölüm – “Bu kadar da eşit olunmaz ki be yavrum!”

Devri Âlem

Biz küçükken anneannemlerle aynı şehirde otururduk. Anneannemlerde kalmayı çok severdim. Gel gör ki babam yatılı bırakmayı hiç istemezdi. Sırf anneannemlerin hatırı için bıraktığı olurdu ama bu sefer de “Ben sensiz nasıl uyuyacağım?” derdi bana tam kapıdan çıkarken. Kalıbımı basarım babam fosur fosur uyuyordur ama ben gece yatınca “Hüüü canım babaaaam, bensiz uyuyamamıştır şimdiiii, keşke kalmasaydım… Okumaya devam et Devri Âlem

Sor bakalım niye yaptım?

Küçüklüğümü pek hatırlamıyorum. Daha doğrusu beş yaş öncesi dönemle ilgili hemen hemen hiç kayıt yok kafamda. Bazen düşünüyorum da çocuklarım da bugünleri hatırlayamayacak. İster istemez hüzünleniyorum böyle düşününce. Oysa ne güzel zaman geçirdik birlikte. Canım çıktı geride hep güzel anılar bırakayım diye. Şimdi bunları hatırlamazlarsa büyük haksızlık yahu!

Sürpriz!

Bebelere sürpriz yapmaya bayılıyorum. O gözlerinin ışıldaması, mutlulukla zıplamaları, sevinç çığlıkları yok mu! Onlardan çok ben seviniyorum! Hep maddi sürprizler değil tabi kastettiğim. Sürpriiiiiz kuzeniniz geliyor! Sürpriiizzz tünelli parka gidiyoruz! Sürpriiizzz sizin için harika bir şey pişirdim! Benim bebelere sürpriiiz de, ellerine birer lazımlık tutuştur, zıpzıp zıplarlar mutluluktan!

Veli=Deli

Genç kızdım. Bir gün bir komşumuz kızının ilkokuldaki temsiline davet etti beni. Niye davet ettiğini hatırlamıyorum. Herhalde yalnız gitmek istemedi, kurban olarak da beni seçti. Başıma geleceklerden habersiz tamam dedim ben de.

Altın Portakal

Geçen hafta bir gün okul çıkışında çocukların öğretmeni elime iki kâğıt tutuşturdu. Bebelerin yerli malı gösterisi için ezberlemeleri gereken şiirleri. Biri portakal, öteki muz. Zaten sevmem tören işini, haa hıı dedim aldım cebime attım. Evde bir iki kere okutayım istedim, kız okuyuşumu beğenip de tekrar bile etmedi. Yanlış okuyormuşum, öğretmeni öyle okumuyormuş. Sinirlendim, “Yürü git,… Okumaya devam et Altın Portakal

İnanamıyorum!

Geçen akşam mutfağı topluyorum. Babaları yok. Neredeydi acaba? Hatırlamıyorum. Çocuklar içeride oyun oynuyor. Oğlan yanıma geldi: “Anneciğim, yatağını dağıtabilir miyiz?” dedi. Bizim evin klasik sorusudur bu. Yatma vaktinden önce yatağımı dağıtmalarına izin veriyorum. Önceden gündüz de dağıtırlardı. Uzun süredir sadece gece dağıtımına izin var. Böylece hem benim sinirlerim daha az yıpranıyor hem de onlar yatak… Okumaya devam et İnanamıyorum!

Teşekkür

Bildiğiniz gibi 16 Kasım Pazar günü, 33. İstanbul Uluslararası Kitap Fuarında Carpe Diem standında imzam vardı. Allah’ım böyle yazınca ne kadar havalı duruyor yaa. 😉 İmzaya gelen olmazsa yayıncıya rezil olmayayım diye kendi ekibimi yanımda götürdüm. Anam, babam, kayınbabam, kocam, benim bebeler, büyük bacım, eniştem, küçük bacım, ortanca kaynım, eltim, küçük kaynım, eski ev arkadaşım… Okumaya devam et Teşekkür