Ben planlı programlı bir insanımdır. Planımın bozulmasından da hiç hoşlanmam. Yeni evlendiğimde akşama yemek yapardım. Birden zil çalar komşunun biri bir yemek getirirdi. Haydiiii, benim yemek yenmez, o yenir ya da o yenmez benimki yenir, başıma yok yerden tüketmem gereken bir tabak daha yemek çıkar diye sinir olurdum.
Ha bir de tabağı geri gönderme derdi var tabi. Şimdi bunun içine ne koysam diye kara kara düşünürdüm. O yüzden nefret ederdim şu tabak trafiğinden.
Bir de güvenip yiyemediğim yemekler var tabi. Iyyy o pasaklı kadının yemeği yenir mi cinsten yemekler asıl başımın belasıydı. Hem yemeğini yemezsin hem tabağına yemek pişirip gönderirsin, hem de yemeği kadın çöpte görür diye çöpü çıkarırken on takla atarsın. (O günlerden kalma alışkanlık, birine yemek verirsem çaktırmadan bir iki gün çöpünü takip ederim yiyor mu, atıyor mu diye.) Gıcık iş valla!
Hamileyken durum epey değişti. Hiç yemek yapasım yoktu. Gönderenin pasağı hiç fark etmez, sağdan soldan yemek gelse diye yalanarak camda beklemeye başladım.
Ama bir yandan da istemezdim yine. Elbette tabağa ne koyacağım derdinden! Yemin ederim kapıda komşunun elinde üzeri peçete ile kapalı bir tabak görünce aklıma ilk gelen şey peçetenin altında ne var değil de lan ben şimdi ne pişirip koyacağım kadının tabağına oluyordu. İster istemez bu düşünce suratıma da yansıyormuş demek ki. Kısa sürede komşuların ayağı kesildi.
Hiç unutmam, çok tatlı bir alt komşum vardı. O sene ben hamileyken apartmanda bir komşu daha hamileydi. Alt komşum ona da bana da sürekli yemek taşırdı. Bana üç dört kez geldi, bir daha da gelmez oldu. Bir gün dedi ki “Ya ben sana yemek getirmek istiyorum, ama kapıyı açıp yemeği görünce hiç mutlu olmuyorsun, hatta suratını asıyorsun, istemiyorsun herhalde diye getiremiyorum. Öbür komşu kapıyı açınca “Ooooo ablaaaa yine nefis kokular geliyor, bugün bana ne yaptın” falan diye tezahürat yapıyor. O yüzden ona vermeye devam ediyorum,” dedi.
Ben de bozuldum tabi. Hık mık dedim, “İstemez olur muyum, yok valla zahmet veriyorum diye üzülüyorum,” falan dedim ama kadın bir daha çok nadiren yemek getirdi. Suratımla bana yemek getirmeyin mesajını ister istemez diğer komşulara da vermişim demek ki, hamile olduğumu duyunca taşınmaya başlayan tabaklar çok kısa bir sürede kesildi.
Allah’tan bebelerden hemen önce yeni bir yere taşındım. Burada da aynı şey başıma gelmesin diye tabak getiren komşulara büyük tezahüratlar yapmaya başladım. “Valeeeeeeeeeeee bu nasıl yemek lov, parmaklarımı yiycaaam şimdi,” / “Oooooo bu koku senden mi geliyordu, benim de midem manyak salgı yapmaya başlamıştı,” “Yihuuuuuu lan kokusu bile insanın aklını başından alıyor, bak iştahtan ağzımdan salyalar akmaya başladı, nasıl süper bir aşçısın sen kadın!” tarzında apartman boşluğunda bağrışıp çığırışmaya başladım.
E malum, bebelerle birlikte artık camda yalanma evresinden açlıktan direk camı yalama evresine geçmiştim. Pavlov’un iti misali her çalan zille birlikte acaba biri yemek mi getirdi diye midem salgı yapmaya başlamıştı. Şükür Allah’a çabalarım boşa gitmedi, tezahüratlarım sayesinde tabak trafiği bu apartmanda arttı da arttı.
Karşı komşum sağ olsun her misafiri olduğunda bana da tabak gönderirdi. Ben de içine koyacak bir şey bulamadığımdan tabakları geri göndermezdim. Bizim ev tıkır tabi. Gel zaman git zaman, sanırım kadında tabak kalmadı, bir şey göndermez oldu. Geçenlerde taşınıyorlardı, yemek takımını kadına iade ettim, “Ayy kusura bakma, boş gönderdim,” falan da demeyi ihmal etmedim tabi.
Sonra bir komşum daha vardı. Şahane bir yemek geldi ondan da. Ben de ona makarna göndereyim, kadına daha çok yemek gönder diye mesaj vereyim dedim, sanırım mesajı yanlış anladı. Bir daha tık çıkmadı.
Hee bu yazıda üst komşumu anmamak olur mu? Sevgili üst komşum süper bir aşçı. Uygur türkü. Manyak güzel ve orijinal yemekler yapıyor. Bol bol yemek gönderiyor bana. Şimdi karşımdaki benden iyi bir aşçı olunca valla eziliyorum, pişirsem de bir şey gönderemiyorum kadına. Bir gün ben de manyak güzel bir çorba yaptım. Kime versem diye düşünürken aklıma üst komşum geldi. Çorbama da çok güveniyordum ha. Kapısına gittim. Sırf mütevazilik olsun diye “Sizin yemekleriniz kadar güzel değil ama buyurun” dedim. “Madem güzel değil niye bu kadar çok koydun, keşke az koysaydın,” dedi. Direk mort olup eve geldim. O son oldu işte bir daha bir şey yapsam da veremedim. Bu arada komşu da baktı benden tabaklar geri çıkmıyor, şimdi sırf tabağını almak için geliyor. Ben de “Ayyy boş veriyorum tüh, ben bir şey koyup gönderecektim, hay Allah” falan ayağına yatıyorum.
Bebelere yalnız bakmaya başlayalı gelen tabak trafiğinde de gözle görülür bir artış oldu. Ben de boş oldukları için geri veremiyorum tabakları tabi. Bir aşevi ile anlaşırsam tabakları iade edebilirim. Bu arada tabakları mutfakta sergiliyorum. Artık hangi tabak kimindi karıştırmaya başladım. Gelene geçene gösteriyorum, “Kusura bakmayın boş ama şurada tabağınız varsa alın,” diyorum. İşi iyice yüzsüzlüğe vurdum anlayacağınız. E ne yapayım, kendi tabağımdan çok komşu tabağı birikti mutfakta. Hareket alanım gittikçe daralıyor. Gördüğünüz gibi harika komşularım var. Bir de şu yemekleri kâğıt tabakta gönderseler valla ömür billah taşınmam buradan, ayrılmaz dizlerinin dibinden.
Vallahi aklımdan geçeni son cümlede yazmışsın. Bende hep aynısını düşünüyorum yani bana kağıt kabakta getirsinler değilde ben komşuya kağıt tabakta vereyim de bana geri getirmesin diye. Valla bana hiç ayıp olmaz 🙂
bana da olmaz yaa!!
:))) komşuların okuyor sa artık bi sorun kalmamıştır:) getiren kapıda bekler sen tabağı kendi kabına boşlatır hemen geriverirsin:)) yada getirene ay dur dur hemen tabağını geri vereyim sonra unutuyorum ayağına yat hemen iki dakkada kabı boşalt ver:))
evet. cook dogru.
bir de, tabaga meyve ve cerez de koyup gonderebilirsin. illa bisey pisirmene gerek yok. iki kilo erik bulundur evde, kiraz miraz işte…
en olmadı, bi dilim karpuz..
ko tabaga sal geri komşuya..
ister yesiiin ister yemesin..
hahah geçen birine pane harcı verdim bende çok diye:)
kelime perisine katılıyorum aşure tabakları o şekil geri verilir aynı mantıkda ilerleyebilirsin 😀
kağıt yada normal tabak..benim yemek getiren bi komşum bile olmadı hiç..
hadi şimdi çalışıyorum..
eskiden 18 ay boyunca bir fiil evdeydim..yani bulamama durumlar yok yalan söyleyemezler..onlar olmasa ben apartmanın güvenlik görevlisi gibi hep evdeydim..
ozamanda hiç olmadı..ya bunlar çok beceriksiz yada pasaklı..yada bende farkında olmadığım bi surat var ki kapıma gelmeye bile cesaret edemediler..
amaaan bak gelenler de çöpe döküyoz diyor, ne yapacaksın elin yemeğini? elden gelenle öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz
hahhaa senin komşuların cömertmiş. benimkiler tabak birkaç defa rehin aklınca kağıt tabakta getirmeye başlamıştı kısırı, mercimekli köfteyi. benim açımdan da çöpe atması daha kolay oluyordu böylece:)tabak yıkama derdi olmadan hoop çöpe:)aşureyi bile alüminyum bilmemne şeysinde getirdiler ayıp ya bir de KOnyalılar misafirperver olur derler. Biz Adanalılar birine yemek verdiğimizde tabağıyla bağışlarız, o yüzden ben tabak peşine düşmem ama en iyi tabağımı da komşuya vermem yani:P
çöpe mi?:) adresi vereyim bana gönder yaa
valla bize de birşey getiren hiç olmadı, zaten bir tek karşı komşumla tanışıyourm diğerleriyle sadece selamlaşıyoruz. o yuzden bizde de hiç öyle yok tabaktı, yemekti, kahveysi, soğandı,tuzdu bahanesi, hiç olmadı. bir kere onlar aşure yapmıştı folyo kasede geldi. birkere de bizim eşm oğlumu bir yarımsaatliğine onlara bırakıp ben aldığım için teşekkur babında brownie yapmıştım. o kadar.. keşke benimde böyle gidip geldiğim komşum olsa.. bizde herkes bizim gibi çalışıyor sanırım, ben dah açok market çalışanlarıyla haşır neşirim:)
çalışınca zor. benim de çalışan komşularım var bir iki kez kapıda karşılaştım sadece.
valla bende de aynı dert var…bide çalıştığım için günü kurtarma derdinde olduğumdan pek süslü bişeyler ya da harika lezzetler çıkarmaya vaktim olmuyor…zaman zaman bende de birikmiş tabaklar oluyor… sonra oturup bu kimindi diye kara kara düşünüyorum…en kötüsü tayini çıkıp ilden giden arkadaşın tabağını ne koyupta versem diye düşündüğümden tabak elimde kaldı:))) bu adeti kim çıkarmış diye de kızmıyo değilim hani…yemek yaparsın komşun tatsın diye ona da verirsin tabak geri gelsin de boş gelsin dolu gelsin hiç önemli değil,,,gelsin de,,,bu adeti kim çıkardıysa kaldırsın artıkkk…korkudan tabak elimde kalacak diye gelen tabağı en geç 3 iş günü içerisinde gönderiyorum:))))
3 iş günü iyiymiş. kaldıkça çörekleniyor mutfağa tabaklar
Bizim oralarda eskiden konuya komşuya aşure dağıltılırken aşure tabağı boşaltılır yıkanmadan geri verilirdi.Allah kabul etsin aşure tabağı yıkanmaz denirdi.Aşure için o kadar uğraşıp bir de komşuların yıkamadan iade ettiği tabaklarla uğraşılırdı.Sende oyle yap bizim oralarda böyle bereketi içinde kalsın de yıkama derdinde kurtulursun böylece 🙂
bu da iyiymiş..
:))
haha bana biri aşure getirdi tepside. beş kase. birini alacakmışım ne bileyim. evde de beş nüfustuk tepsiyi aldım:)
http://www.eskiliufaksozluk.com/sozluk.php?process=word&q=demir+tabaklara+ojeyle+isminin+bas+harfini+yazma
antep agzini sökebilen varsa, tavsiye ederim..
*-*-*-
bizde cenaze evine gelen tepsiler borcamlar karismasin diye, kağıt bant (maskeleme bandı) ve tukenmez konur bir kenara, her bir tepsi tabak etiketlenir hemen. kimin nesi var karışmaz…
ipek bu sayfa nece allahaşkına?antep ağzı mı?yok canım
Funda %100 antep agzi bacım.
🙂
hahah süpermiş!
Bak ben ne ince fikirliyim,aynı gıcık duyguyu yaşadığımdan komşularıma şöyle bir teknik geliştirdim.Tabak gelir gelmez ayyy ellerine sağlıkk,süpersin,ömrümde görmedim bunun gibisini felan diye komşuyu şişirip,ayy çocuk var evde şimdi kırar dur hemen tabağı boşaltıp sana vereyim diyorum.oh mis.Bende misafir felan geldiğinde fazladan yapıp arada onlara götürüyorum ve hemen tabağı alayım sana sıkıntı olmasın diyorum:) şimdi bütün apartman alıştı 🙂
akıllı kadınsın vesselam
hahaaa secce kalbimi okudun herhal az önce karşı komşum bana plastik tabakta müthiş bir yemek getirdi ama süperdi açtım telefon bayıldımmm dedimm..biz iki komşu plastik tabak olayına iki yıldır tam gaz devam ediyoruz..komşu candır ..plastik tabak ta candır..ben bazen mısır falan patlatıp gönderiyorum hoş oluyo hele kışın:))keşke komşum olaydın..ben sana paso kek yapardım..en sevdiğim şey kek yapmak:)))
plastik tabak candır. benim de gidip gelmeyen porselenlerim oldu. ucuna ip bağlayıp çekmedim diye çok pişmanım
Sirf bu yuzden belki yuzlerce saklama kabim var.Ayrica geri donusumlu kullanabilecegim yogurt,margarin kutulari ya da kavanozlari atmiyorum.Eger birine yemek gondermek istiyorsam bunlari degerlendiriyorum.Sirf geri bir sey gondermesinler diye de isin bitince cope atabilir istersen de kullanabilirsin diyorum :)Sadece Turklere ozgu bir davranis degil burda da tabak dolu gidip dolu geliyor .
çok şaşırdım amerikada da böyle birşey olduğuna
hemen bir anımı anlatayım bende.zamanında enteresan bir kapı komşum vardı.birgün annem bana buğday,mısır ve nohutla yapılan bayıla bayıla yediğim gölle getirmişti.ben de yazık yalnız yaşıyor diye bir tabağını kaptım komşunun kapısına dikildim.kapıyı azıcık araladı,sevinçle tabağı uzattım,bana ”ayyy,ben hiç sevmem,sağoooll” dedi.ben tabi hönk oldum.ama çok güzeldir kem küm dedim,şimdi çöpe gitmesin,sağol dedik,tak diye kapıyı kapattı,kalakaldım öyle.bu arada kedim şerafettin evde deli gibi ayaklarıma sürtünüyor,baktım tabaktakinden istiyor,verdim biraz,yaladı yuttu,götürdüm tabağı mama kabına boşalttım yarısını,gerisini de kendim oturdum yedim.bir daha da acından öldüğünü bilsem yemek götürmedim.
yazık ya kıyamam…ne ayıp komşunun yaptığı yemesen yeme niye geri çeviriyosun…o da ayrı bi dünyaymış demek ki…iyi yapmışsın sende oturup yemekle….(zıkkım ye diyeydin yerkende:)))
:)))))))))))) zıkkım ye evet!
neyse en azından israf olmamış. çöpte görsen daha çok üzülürdün
Ya site yenilenince maile gelme olayı da bitmiş, ben de mailime yazılar gelmiyor, herhalde yenilenme bitmedi sanıyordum, bugün bir baktım hem de yazılar birikmiş çok şanslıyım:)
Secce çok süper yazıyorsun, senin yerinde başkası olsa yüksekçe bir yer bulur aşağı atlardı bence,sen bi de blog tutup neşe saçıyorsun:)
off üyeleri çekmeye çalışıyorum, henüz olmadı. tekrar üye olmanız lazım sanırım. vakit bulsam eski adresleri tek tek gircem ha.
ayrıca blogda iyi gülerim, telefonda iyi ağlarım:)
bi de blogun yeni halini çok beğendim:)
sağ ol cnm
günlük olayları çok komik anlatıyorsunuz:))
ben de hiç sevmiyorum ama tabak gelmesini. şöyle bir şey yapıyorum. evde meyve gibi bir şey varsa ondan koyuyorum:) sonuçta tabak boş gönderilmez ama içinde yemek olmak zorunda değil
tşk ederim medukas
bu akılları deniycem anacım.önceki gün komşuma yarım karpuz gönderdim:=)
Ben evli değilim,çalışıyorum. Son 2 senedir genelde yalnız yaşıyordum annem kardeşimle ilgileniyor başka şehirde diye. Apartmanda bir dairede yengem oturuyor bir dairede çok eski komşu teyzemiz. Bana gelen yemeklerin haddi hesabı yok, hani hem çalışıyorum hem yalnızım diye 🙂
Ve tabakları %90 boş götürüyorum ki yabancı değiller diye. Bazen de hazır börek, çörek alıp koyuyorum. Bir keresinde dışarıdan yaprak sarması aldım daha yeni pişmiş sıcacık. 2 ayrı tabağa koydum, espri olsun diye ‘ben yaptım yeni pişti’ dedim ama acı acı güldüler!
sanırım benden hiç umutları yok :))
sen de en zor işle girişmşsin olaya.1.seviyede sahanda yumurta göndermeliydin. sonra omlet.. sonra karışık kızartma….
şekerim al 5 paket makrna tuz koy ıcıne yolla ohoo benım taktık bu, gecen gun ındırım vardı 5 şişe fa..y bulasık deterjanı alıp koydumj tabakların yanına işini görmez mı gorur :d hem mesaj acık ve net valla yemek yapamıyom ben 😀 sen yap ben de senın ufak tefek ıhtıyaclarını gıereyım 😀