Acil eylem planı

Her insanın ani olaylar karşısında bir acil durum planı olmalı. Evde sürekli bebelerle meşgul olduğum için bütün planlarıma elbette onları da dahil etmem gerekiyor. Onlar için de fizibilite yapmam lazım. Neyi, ne kadar zamanda, nasıl yapabiliriz düşünmem lazım. Mesela Allah korusun bir deprem olsa evde nerede saklanacağımızı belirledim. Oraya yiyecek ve su koydum. Ama üzerinden zaman geçince yiyecekleri karınca yedi, su da buharlaştı gitti. Minik sığınağımıza da şu aralar elektrikli süpürge yerleşti. Klasik bir Türk insanıyım işte, en lakayıtından. Zaten son depremde de “Allah’ım lütfen çok sallayıp çocukları uyandırma. Vallahi yeni uyuttum, gördün,” diye dua ederken bulmuştum kendimi. Bu bebeler ve uykusuzluk bitirdi beni!

Allah korusun, evde bir acil durum olsa ne yapacağımı düşünüyorum kara kara. Hangisini kucaklarım, nasıl kaçarım? Allah mecbur etmesin! Şimdiye kadar bizim evdeki en acil durum sütün bitmesiydi. Oğlanın şüppaaaaa diye melemesini önleyememiştim. Ne yaptıysam kandıramamıştım veledi. Komşularda da bulamadım. Baktım olmayacak, hep birlikte şüppa almaya gitmiştik. Oy ne gündü.

Bugün de yoğurt kalmamıştı evde. Olacağı o ya, sabahtan beri aklıma bebelere pişirmek için ne geldiyse içine yoğurt lazım. Başka da pişirecek bir şey bulamıyorum. Konu komşudan isteyeyim dedim, Ramazan günü, kim aygındır kim baygındır, Allah bilir. Kimseyi rahatsız etmek istemem. Zaten en yakınım karşı komşumdu, bakkal olarak bana uzun süre hizmet verdikten sonra tası tarağı topladı kaçtı.  Başka bir kata gitmek için bebeleri yanıma almam lazım. Benim bebeler de cins mahluklar. Evden dışarı çıkarlarsa, hayattan komşudan bir tas yoğurt alıp gelmeyle kandıramam. İçeri sokamam. Apartmanda meleşir dururlar artık.

Online mağazalara gelince… Bir tas yoğurt için kim gelir kapıya? Hadi geldi. Taşıma parası, getirene bahşiş, bilmem ne derken astarı yüzünü geçer. O şıkkı da eledim.

Geriye tek bir çare kaldı: Bebelerle çıkmak. Tam üç kere geceliğimi çıkardım, geri giydim. Gözüm yemedi yemin ederim. Şimdi bebelere hadi markete gidiyoruz diyeceğim. Önce kendim giyineceğim. Sonra yakalayabilirsem onları giydireceğim. Malum bizim oğlana üstünü giydirmek ahtapota ince çorap giydirmekten zor. Adam kayıp gidiyor elinden. Kız daha iyi ama oğlanı görünce o da azıyor. İkisi iki taraftan kaçışıyorlar. Ben de dış kapıya çıkıp, kapıyı açıp çaaaaaaaaaaaaaaaaaaat diye kapatıyorum. Sesi duyunca onları bırakıp gittiğimi sanıyorlar. Ağlayarak “Ben de gelceeeem,” diye zırlaşarak yanıma koşuyorlar. E gelin eşekoğlueşekler, ben de gelin diye uğraşıyorum zaten. Kapıda kavga dövüş giydireceğim. Sonra giyinen dışarı kaçacak. Merdivenlere koşacak. Düşmesin diye ona bağıra çağıra ikinciyi hazırlayacağım. Birlikte evden çıkacağız. Aşağıda arabaya binmek istemeyecekler. Parka kaçmaya çalışacaklar. Bin bir hile aldatıp arabaya sokacağım. Bu sefer kız tutturacak ben arabayı süreceğim diye. Oğlan hiç bırakır mı. Direksiyonda kapışıp duracaklar. Sinirle birini çekip arka koltuğa oturtacağım. O orada poposunu ittire ittire ağlayacak. Kemeri bir türlü takamayacağım. Bu arada öteki arabadan inip kaçacak. Araba çarpmasın, uzağa kaçmasın diye bir gözüm onda, elimdekinin kemerini takacağım. Sonra iki numara yakalanacak. Onu da itişe tepişe bağlayacağım. Sırtımdan su akarak şoför koltuğuna oturacağım. Bizimkiler başlayacak, vay orası babanın yeri de, anne sürmesin de baba sürsün de… “Ulan beş dakika önce siz sürmeye çalışırken babanın yeri olmadı da ben binince niye babanızın yeri oluyor? Tapulu malı mı? Hem araba babanızınsa babanız kimin ulen, bastım nikahı aldım herifi, var mı itirazı olan?” diye bağıracağım. Sonra yola koyulacağız. Marketin önüne park edeceğim. Yine elimden kaçırmadan arabadan indirmek için çaba sarf edeceğim. İkisini iki kolundan tutup markete sokacağım. Bu sefer de vay market sepetine ben oturacağım, sen oturacaksın diye kavga çıkacak. Ben malımı bilmez miyim? İkisini ikna edip aynı sepete tıkacağım. Orada tepişmeye başlayacaklar. Oğlan oyuncakları görecek onlara asılacak. Kız durur mu? Her gördüğünü isteyecek. “Evde dondurma yiyeceğiz, çikolata yiyeceğiz,” diye dil dökerek yoğurdumu kapıp kasaya geleceğim. Bu sefer de “Bizim yoğurdumuzu ablaya verme” diye kasiyer kızın yoğurdu makineden geçirmesine izin vermeyecekler. Hadi orayı da becerdik geçtik. Yeni imtihanımız arabaya geri dönme, bebeleri direksiyon başına geçirmeden, otoparktaki herhangi bir arabaya çiğnetmeden, koltuklarına geri bağlama. Öyle her yiğidin harcı değil bu da haaa. Onu da halledince evin yolunu tutacağız. Arabayı park edince ben yine çil yavrusu gibi dağılacaklar. Oğlan park diye zırlayacak, kız ilk gördüğü kedinin peşinden koşacak. İkisini zor bela yakalayıp apartmana sokacağım. Eve çıkmak istemeyecekler. Ağlayıp bağıracaklar. Zorla asansöre tepip kata çıkaracağım. Ben kapıyı açana kadar biri alt kata öteki üst kata kaçacak. İkisini de toplayıp geleceğim. Ağlaşa bağrışa tepişe eve sokacağım. Oğlan tepinecek. Kapıya saldıracak. Kapıyı kilitleyeceğim. Bu sefer kendini yere atacak. Kız da durur mu o da ambulans gibi bağıracak. Terden ıpıslak olan üstümü çıkarıp geceliğime geri döneceğim. Şansım olursa bir de elimi yüzümü yıkarım artık. Çene vere vere bebeleri sakinleştireceğim. Baktım olmuyor, küvete su doldurup atacağım. Sakinleştiklerinde çıkarıp bezlerini bağlayacağım. Sonra onlar oyuna dalınca mutfağa çorba yapmak için gireceğim. Bir de bakacağım ki yoğurdu eve getirmemişim. Kasada kalmış!!!! İşte o an bende de film kopacak, deliler gibi anıracağım.

Şimdi soruyorum size bir kase yoğurt için bu çekilenlere değer mi? Elbette değmez. O yüzden gerekirse taş kaynatırım yine de bebelerle tek başıma alışverişe gitmem. Zaten onlarla dışarı çıkmak gibi bir acil eylem planım da yok. Ne olursa evimizdeyiz arkadaş! Arayan bizi en fazla masanın altında bulur. Süt ve yoğurdun eksik olduğu böyle sıkışık durumlar için de balkonda inek beslemeye karar verdim. Süt gerekirse sütünü alırım, et gerekirse budundan biraz koyarım. İneğimizle birlikte yuvarlanıp gideriz işte.  Aman bebelerle dışarı çıkmam gerekmesin de!

marketten bir sahne
bir sahne daha
ve bir sahne daha…

35 yorum

  1. Ay ben bunu okurken yoruldum. Bence siz bir bebek bakicisi edinin de iki tarafa kosturma iskencesi olmasin. Kabus gibi bisey bu.

  2. Facebook hesabımı kapattığım için beğenemiyorum yazıyı, komşun olsaydım çıkarken sana da bir şey lazım mı diye sorardım herhalde, başka da bir çare gelmiyor aklıma.

  3. yoğurtlu çorbaı boşver, mercimek çorbası yap. bu biiir. İki:en kısa sürede altında bildiğin eski usul bakkal olan bir eve taşın camdan sepet sarkıt, meyveni,sebzeni, sütünü,yoğurdunu koysun bakkal amca:)) aa aklım ageldi bi pazar araştırması yapayım ben ikiz bebeliler en çok nerede oturuyorsa ben oraya market açıp evlere servis yapayım.süper fikir:))haa birde bu bakkallı eve tasınana kadar herşeyi yedekli al:))bizde de sopan patates bitti dun akşam veledi giydirip gitmektense yemek yapmaktan vazgeçtim:)) bugun eve gidince düşünücem birşeyler…

  4. Bakici olursa o cocuklara bakar, siz de rahat rahat alisveris yapar gelirsiniz. Butun bu strese gerek yok bence.

  5. ayy kıyamam okurken ben yoruldum…Allah yardımcın olsun…Ama pek tatlılar yaaa, baksana hiç birşeye aldırış etmeden yayılmışlar merkete araba oyunuyolar:))

  6. mm.
    “ipek geliyo” demeyi denedin mi?

    zor valla cocukla suraya buraya gitmek.
    de seninki iyicene feci..
    hatun, lafını dinlet şunlara.
    arabaya “ayşegül’ün doğumgünü” cd’si al bir defa..
    a) cocuklar cok seviyorlar sarkilarini, arabada neşe ortami hakim oluyor.
    b) bağrışma esnasında sesi köklemekte de sayılmaz faydalar var. bir yandan sen de höykürerek şarkıya eşlik edebilirsin. İki kere dayanıyorlar, morarana kadar anırıyorlar, üçüncüde baktılar amansızca volüm yükseliyor, derhal çeneler kapanıyor. ne canımı yoracağım “susun” musun diyerek.. Ali babanın çiftliği bağırıyor, çocuk sesini bastırıyor.

  7. acil durum çıkması ihtimalinden “gerçekten” ürken insanlar, gecelikle gezmezler.
    uyanırlar, tamamen giyinirler. deprem de var, kaza da..

    gecenin 2’sinde oğlum dudağını patlattı.
    buzluktan mavi buzu dayadık suratına.
    gürültüye kapıya fırlayan komsuya attık kızı.
    terlikle acile fırladık.
    insan gerekirse yalin ayak da çıkar dışarı amma… bir sütyen’in ne kadar önemli bir detay olduğunu anlatamam. rezillik yemin ederim.
    bagajdaki montla ameliyathanenin kapısında geçmeyen dakikalar..

    teknik tedbirler listeme eklenen maddeler:
    buzluktan o mavi jelli soğutucu eksik olmayacak.
    (ileri manyaklik evresinde soğutucu sprey-kan durdurucu sprey de bulundurulabilir)
    arabanin anahtari her zaman ayni yerde olacak.
    çantan her zaman aynı yerde olacak.
    çantanda asla harcamayacağın 50 lira acil durum parası olacak…

  8. Secce,

    Sonunda yoğurt alınaydı iyiydi ama sağlık olsun.
    Üç parça eksiksiz eve gelmişsniz o daha iyi.
    Hani şu zeka problemlerinde sorulurya
    kuzu,ot,kurt üçlüsünü karşıya geçirme sorusu.
    Kurtla kuzuyu, kuzuyla otu bırakmaycaksın,
    yok sandal iki kişilik falan…
    Senin durumun tam o hesap olmuş.

  9. Çocukların en iyi zaptedildiği yer ev, bu yüzden haftasonu kafalarını camdan çıkarmıyorum. O kadarını da babaları yapsın, çocuğu yapmaktan başka bi işe yaramış olur en azından!

  10. Hem araba babanızınsa babanız kimin ulen, bastım nikahı aldım herifi, var mı itirazı olan?” diye bağıracağım. 😀 😀

    Marketlerin eve servisi çok iyi aslında ya. Belirli mikdarı geçince getirme parası almıyorlar. Evde mutlaka bir eksik vardır zaten. Hiç olmadı bas kıymayı buzlukta bekliyo zaten 😀 Valla market bana çok uzak değil ama ben tek başıma bi tarafımı kaldırıp gitmeye üşeniyorum.

    İkincisi mutlaka yapıyorsunuzdur zaten.. Benim eşim de çok süt içiyo. Canı isterse eğer günlük süt alıyor. Ama yine de uht’lerden evde en az on tane bulunuyor..

    Bu konumumla yukarıda dedikleri gibi benim komşum olsanız rahat edermişsiniz diyerek bitiriyorum 🙂

  11. off selcen..harbiden ben okurken yoruldum..gözlerim sağa sola gitmesinden 250 gr verdim:)..sen zaten 40 kilosun düşüçen sonra 35 kiloya yahu yazık günah etme eyleme..dediğin gibi boşver yoğurdu..koca kişisi alsın..hatta 1 koli kutu süt alsın..yoğurt biterse eğer sen bu saydıklarını yazana kadar koydummu sütü zaten havada sıcak..hemen yoğurt olur gider zati :))

  12. Ya cok guldum AMA bi taraftanda keske yakinda olsak da benden istese. Hatta tel acs a da disari cikmasa Ben goturuversem dedim. Komsularin okumuyorlar mi bunlari, hayrina destek olsunlar. Bende amerikadayim. Burda da konu komsu yok. Yank madden varlarda komsuluk kulturu yok. Evde yoksa artik esimi bekliyorum.

    Yogurdu kasada unutman cok normal, Akil mi kalir insanda onca kosturmaya…

    1. ya komşu var da çok zorunda kalmazsam istemiyorum yaa. komşuya gitmek de mesele bunlarla dedim ya. ben de adamı bekliyorum

  13. işin çok zor çokkkkk ben bi tanesini giydirirken kıçımdan ter akıyo sen x2 yanlız şeye takıldım fotoğraflarda çocuklar yerde yatıyo yaaa orda bir sürü mikrop vardırrrr ben manyak anne modeliyim biraz yanlız ikiz olunca sanırım biraz daha rahat olunuyo mecbur çok yakın arkadaşımın 1 yaşında ikiz bebeleri var ordan biliyorum :)))

    1. valla ellerini ağızlarına sokturmuyorum eve gelince de duş. oyalanıyorlar en azından, ses çıkarmıyorum

  14. oyyy okurken daraldım valla hele yoğurt kasada kalmış bide.allah sana sabır versin güç versin

  15. valla her seye oki ama deprem konusunda bence daha hassas ol lutfen,tabii ki isin sakasindayiz ama deprem denince orda durmak lazim.acil durumlar icin her zaman deprem cantani hazir et ve lutfen evinde yasam alanlari olustur ozellikle cocuklarin odasinda.8.8 lik ve 4 dakika suren depremden cikan bir anne olarak ve her ay en az 3 kez ve en kucugu 7.1 olan artcilarin gayet normal algilandigi bir ulkede yasayan biri olarak nacizane bunlari yapmani istiyorum.opuyorum..

    1. ya şaka bir yana ben de çok korkuyorum depremden tijen.dün senin uyarın üzerine yeniden açtım sığınağımızı. allah muhtaç etmesin.düşünmesi bile korkunç

  16. Selcen sen ne tarafta oturuyorsun bacım? Geçerken dönerken sana uğramak istiyorum, bebelerle debelenip sana nefes aldırayım istiyorum, bizim evde doğru dürüst yemek yemediklerinden, yemek yapma arzumu yaptıklarımı sana getirerek tatmin etmek istiyorum….

  17. bu kadar mı benzer olur yaşananlar secce… giyinmemelerinden, araba kullanmalarına, koltuğa güç bela geçmelerinden, market arabasına beraber oturmamalarına, apartmanda çığlık çığlığa bağırışmalarına kadar hepsinin aynından bizde de var. benim de cocuklarla markete bikaç kez yalnız gitmişliğim, ağzımın payını aynen yukarıda anlattığın gibi almışlığım var. bunca benzerlik olunca, bu tip maceralarını anlattığın yazıların bende dejavu yapıyor, okurken birden ter boşalıyor. direk gelişmenin bi kısmını atlayıp sonuca geçiyorum, sonra terimi silip işime devam ediyorum. 🙂

    1. ben de yorumlar üzerine acaba ben mi abartıyorum diye düşünüyorum ara ara.dün akşam kocamla markete gittik. vallahi mide kanaması geçireceğim diye korktum ha. bir ara gözüm döndü kızı arabadan atacaktım. bunlar nasıl bebe yaa

  18. hem güldüm hem de aradan geçen 2 yılın işleri ne kadar kolaylaştırdığını düşündüm:) az daha sabır, en zor zamanı bitmiş maşallah:) bizde 3 yaştan sonra daha bir düzelir oldu herşey. giydirirken daha az terledim mesela:) şimdi 5 olmak üzereler, atıyorum önlerine, daha doğrusu yere seriyorum falan giyinin çabuk bakiim gelip bakıcam diyorum, giyiniyorlar iyi kötü..çok yol katettik çok:) bu arada onlar özellikle küçükken benim de kendimce önlemlerim vardı acil durumlar için. mesela kiralık ev araken ilk ve vazgeçilmez şartım ya kapıcı günde 1 kez sipariş alcak veya çevrede 1 ekmeği olsun eve getirecek eve servis marketler olacak. bana tuhaf bakanlar oldu ama benim eşimin eve geldiği saatlerde nöbettçi market bile kalmıyor. 8 aylıklardı bebelerle yalnız kalmıştım ve biz kzım dünya kusma şampiyonasına hazırlanıyordu o sıralar. zaten yaşadıkça insan başetmeyi öğreniyor ama babaların olaya dış kapının mandalı gibi bakması ve bkmakla kalmayıp bazan akıl vermesi insanı çok sinir ediyor..baba aşkını anlatan yazınl bunu ardarda okudum da, ondan atladım birden buraya:) kalemine sağlık arkadaşım:)

  19. selcennnnn bütün hayllarimi bir bir yıkıyosun bende oğluşum büyüyünce gezmelere gitmek çok kolay olacak diyip duruyordum kendi kendime bebek arabasına falan gerek yok indir kaldır yok diye :((((

    1. Valla bebek arabasında oturan bir Çocuğunuz varsa şanslısınız. Şayet ben o bebek arabasında otursun yeter ki sırtımda taşıyayım arabayı

    2. Valla bebek arabasında oturan bir Çocuğunuz varsa şanslısınız. Şayet ben o bebek arabasında otursun yeter ki sırtımda taşıyayım arabayı

Özlemce için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.