İkiz arabaları üzerine

Anne olmanın en güzel yanlarından biri de bebekler için alışveriş yapmak herhalde. Ben de her hevesli anne gibi daha bebelerim doğmadan donlarını biçmek üzere kollarımı sıvadım. Neler lazım olur, neler lüzumsuz, nasıl tercihler yapmalıyım… diye uzun uzadıya yaptığım araştırmalar sonunda Alınmazlarsa Olmaz adını verdiğim upuzun bir listeyle kocamın karşısına çıktım. Listeyi görünce kocamın gözleri dışına fırladı. İnceden inceye listeyi inceledi. Her bir madde için üşenmeden “Yaaa bizim zamanımızda bu mu vardı. Almasak olmaz mı” dedi, ben de her biri için üşenmeden motor gibi niye alınmaları gerektiğini söyledim. Alırdın almazdın derken listenin adını “Ya alınacaklar ya alınacaklar listesi” olarak güncelleyip kocama sundum. Kimini biz aldık, kimini ikinci el bulduk, kimini annemler, bacımlar hediye almak zorunda kaldı, ağabeyimin oğlunun ve arkadaşların çocuklarının kullandıkları geldi, bazısı teyzeme zorlatıldı, eşti, dostu, akrabaydı derken benim liste tamamlandı elhamdülillah. Allah var şimdi, şahane de bir liste hazırlamışım. Aldırdığım herşeyi kullandım/kullanıyorum. Ama içlerinden birisi için hâlâ iyi mi ettim kötü mü ettim karar veremiyorum. Şu ikiz arabası meselesi tam iki yıldır kafamı kurcalıyor.

Daha bebekler gelmeden yaptığım araştırmalar sonunda ikiz arabası almamaya kesin karar vermiştim. İnternetteki ve e-5 üzerindeki bebek mağazalarını geze geze gördüm ki almak istediğim modeller çok pahalıydı, üzerine üç daha koyarız kendi arabamızı yenileriz diye düşündüm. Hem kendi arabamız da tosbağa kabuğu büyüklüğündeydi. Onun içine ikiz arabası hayatta sığmazdı. Bir de iki bebeyle dışarı çıkabileceğime hiç inanmıyordum. Sonuçta iki ayrı bebek arabası almaya karar verdim. İnternette bebek arabası birleştiricisi diye bir şey gördüm. İki tekli araba alıp gerekince onunla birleştiririm dedim. Ama sonra birleştirici de araya girince iki arabanın tır kadar yer kapladığını anladım. Onunla anca boş bir ralli pistinde yürüyebilirdim.

İki mi alayım tek mi alayım diye düşünmekten kafayı yeme kıvamına gelmek üzereyken ağabeyimin Amerika’ya gideceğini duydum. Bildiğim kadarıyla orada bebek arabaları çok daha uygun fiyata bulunabiliyordu. Hemen atladım internete, bebek arabası incelemeye başladım. Amanın amanın neler gördüm. On bin tane seçenek. Kimi süper konforlu, o kadar büyük ki önüne bir at bağla adalarda fayton diye kirala. Kimi minnacık, katlana katlana biraz zorlarsan T-box kutusuna bile koyabilirsin. Kimi upuzun tren gibi, bir de bunun üçlüleri dörtlüleri var ki insanın elinde değil, öküz gibi bakakalıyor. Kimi kısacık, ranza gibi, sanki bebeler üst üste oturuyor. Adamlar neler düşünmüş. Yok efendim bisikletinize bağlayabileceğiniz model, yok efendim koşu yaparken itebileceğiniz sütçü arabası kılıklı model, yok efendim normal yürüyüşleriniz için ayrı bir model… Anakucağı taşıyan, sonra araba olanı mı dersin, baston mu istersin, konforuna mı düşkünsün, zart mıdır zurt mudur derken binlerce model araba. Renk renk. Desen desen. En sonunda Türkiye’de de bulunan en hafif modeli almaya karar verdim. Malum hem başına bir iş gelirse burada da tamir ettirebileyim diye düşündüm hem de memleketin kaldırımları ortada. Tek arabayla bile yürümek çok zor. Küçük ve hafif olsun da hem yoldaki itlerden koşarak kaçarken, hem kaldırımdaki ağaçlar, elektrik direkleri arasında engelli yürüyüş yaparken, hem AVM’lerde mağazalara ağzımı ayırıp bakarken, hem yollardaki çukurlardan atlaya atlaya giderken kullanabileyim dedim. Çok amaçlı bir araba aldım yani. Pişman mıyım? Galiba.

Bebekleri ilk kez arabaya bağlamaya çalıştığımızda henüz altı aylıklardı. Kıçlarını oturtmak mümkün olmamıştı. İkisi de bas bas bağırdı. Sonunda babası birini arabaya bağlamayı becerdi, ağlamasını kesmek için saatte kırk kilometreye varan bir hızla koşmaya başladı. Ben de diğeri kucağımda, dilim dışarı sarkmış halde peşlerinde koşarak günü tamamladım. Böylece ilk aile gezintimizi (!) yapmış olduk. Eve geldiğimizde üzerimizden kamyon geçmiş gibiydi.

Zaman içinde bebelerim biraz daha ehilleşti. Artık zor da olsa arabalarına oturtabilmeye başlamıştım. Ama bu sefer de arabada birbirlerini yolmaya başladılar. Ne zaman sıkılsalar, ilgi çekmek isteseler, arabadan inmeye niyetlenseler yanındakinin üstüne atlar, saç baş birbirlerine girişir oldular. Şükür o dönem de geçti. Şimdi biraz daha iyiler.

Artık ikisiyle birden tek başıma kısa mesafeli yürüyüşler bile yapabiliyorum. Ama her ne kadar en hafif arabayı aldım desem de üzerine iki bebe konunca, yeminlen bir süre sonra ikiz arabası mı itiyorum, öküz arabası mı çekiyorum anlamıyorum. Hele bir de yokuş çıkıyorsam, kaldırımdaki engellerden atlıyorsam, arabama geçecek yer bulamayıp ara ara sırtlıyorsam boynumdan aşağı bir ağrı iniyor taa kuyruk sokumuma kadar. Tüm omurga sistemim ERROR veriyor. Bu arada çevreden gelen arabaların kornalarıyla boğuşmak da ayrı dert. Üşenmeyenler camı açıp da bağırıyor “Gebereceksiniz üçünüz bir / Evinde oturaydın kadın iki bebenle / “G.tünü yoldan çeeeek, aloooo”… Sanki memlekette benim arabanın sığacağı genişlikte kaldırım var da biz illâ yoldan gidelim diye uğraşıyoruz.

Tabi bir de bebek arabasını, arabada taşıma derdi var. Küçük müçük ama yine de sığmadı bagaja. Hanımefendi öne, kocamın yanına kurulup kırıtarak gidiyor, ben arkada iki bebeyle itiş tepiş yol alıyorum. Resmen kumam oldu. Deli gibi kıskanıyorum. O yüzden arabayla gidilen yerlere kendisi pek taşımamayı tercih ediyorum.

Geçen zaman içinde bebeleri tek tek dışarı çıkarmam gereken durumlar için bir baston puset aldım en ucuzundan. Malum ikiz arabasına tek bebek koyunca, iki bebekten daha çok dikkat çekiyor. Her gören bunun teki nerede diyor. Sanki siyam ikizleri, her yere yapışık gitmek zorundalar! Bu arada babam doğum günlerine itmeli bisiklet almıştı. Çoğunlukla ayrı araçlarda çıkıyoruz dışarı. İşte o zamanlar keşke hiç almasaydım ikiliyi, üzerine beş daha koyup arabayı büyütseydim diyorum. Sonra bir bakıyorum yalnız başıma çıkartmam gerekiyor çocukları. İkiz arabasız mümkün değil olmuyor. İşte o zaman da iyi ki ikiz arabası almışım diyorum. Anlayacağınız bir türlü iyi ki almış mıyım almamış mıyım karar veremiyorum. Şunun ikiye ayrılanını, istenildiğinde birleşenini yapsalardı da beni bu dertten kurtarsalardı ne olurdu sanki? Ha?

29 yorum

  1. Biz de hem ikiz arabası, hem 2 adet ayrı baston puset, hem de bisiklet aldık. Üstüne yazlıkta da iki adet puset bıraktık :/
    Ben ikiz arabasını çoğunlukla mama sandalyesi yerine kullandım ya da çok küçüklerken evde gezinti yaptık onunla müzik eşliğinde, çok işe yaramıştı. Ama artık dana kadar oldular, ikisini aynı anda itmek zor oluyor 😛

    1. valla o zaman baktim mi hatirlamiyorum, ama bakmisimdir. simdi de bakmaya korkuyorum. ya vardiysa?! bu eziyeti bosuna cektiysem, bu kadar parayi bosuna verdiysem? eger varsa bi cift daha dogururum inan ki sirf araba icin 😛

  2. Yok yok beni baktım en azından benim baktığım yerlerde yoktu. Ben de pazar günü baktım ilk kez. Ama şimdi düşünüyorum eş insanı ikizleri sürse, ben abilerini hangi cadde ve sokakta yürüyeceğiz ki oğlanın arabası daha bagaja sığmazken ikizlerinkini yukarı bağlayıp mı yerleştireceğiz. Bir de hakikaten ben bu bebelerle sokağa çıkabilecek miyiz çok merak ediyorum.

    1. turkiyede yok ondan eminim ama yurtdisinda belki vardir.
      cikilmiyor disari yaa. ozellikle ilk sene. pestil oluyorsun.doktor kontrollerine sadece onda da anakucaginda gidiyorlar.bence bekle hemen alma.

  3. İkiz bebeklerimizin olacağını öğrenip sizi takip etmeye başladığımızdan beri ilk yorumumuzu bu konuda yazmış olalım. Yaklaşık 1 aydır ikiz arabalarını araştırıyoruz. Fiyat olarak çok pahalı ama 3-4 araba eskitenleri okudukça 1 defa alalım en iyisi olsun diye düşünüyoruz. Türkiye’ye Kasım 2011’de geldi. 3800 TL Bugaboo Donkey Twin modeli Linkten izleyebilirsiniz.: http://www.youtube.com/watch?v=2QJo78A6_cg

    1. uuuu bu ne ya uzay mekiği gibi.
      3-4 araba eskiten mi? trekking mi yapmışlar ikiz arabasıyla yoksa arabaya ailece mi binmişler? nasıl eskir ki araba.
      bence bu kadar para verilmez. şöyle diyeyim bu paraya benim arabadan 6,5 tane alabilirsiniz. ona da bir düzine bebe oturtabilirsin. hem çocuklarınız oturacak mı oturmayacak mı onu bile bilmiyorsunuz. ayrıca zaten evden de çıkamayacaksınız:) paranızı saklayın büyüyünce çocuklara iş kurarsınız:)
      sağlıkla alın kucağınıza inşallah

  4. BİZ DE YANYANA OLANLARDAN ALDIK AMA ZATEN TEK BAŞIMIZA VE KÜÇÜKKEN DE ÇIKAMIYORUZ SIK SIK DA ÇIKAMIYORUZ ..ÖYLEYSE EN İYİSİ BENCE İKİ BASİT BASTON PUSET ALMAK… ÖYLE DE YAPTIK SONRADAN… ÇİFTLİSİNİ BOŞUNA ALMIŞ OLDUK MAALESEF…

  5. Aylardır bu araba mevzuundan ööğğğyykk geldı bıze de.. ne yurt dısı kaldı arastırmadığımız ne yurt içi… bebekler doğmadan da almak ıstedık.. evım sahıle 2dk benım.. oğlum doğdugunda onu her aksam cıkarıp denız havası aldırıyorduk..sakınlesıyordu.. ıkızlerde de nıyetımız o ınsallah..oyuzden acele ettık araba ıcın..ama bakın arkadaslar uyanık olun:)) devır ekonomı devrı..helekı bırde aıleye ıkız bebekler eklenecekse..ıkı sene kullanacağınız bırseye dunyanın parasını verecegınıze o parayı baska masraflarına harcarsınız..ben yukarıda lınktekı arabanın tıpatıp aynısını,(sadece markası farklı,hatta kuması ona bın basar) bır hafta once 500 tl ye aldım.. nasıl mı…bı arkadasımın uyarmasıyla ıkıncı el sıtelerını kontrol etmeye basladık bırkac gun.. boyle erken erken en pahalılarını hıc dusunmeden alıpta sonra paketını bıle acamadan satmaya karar veren okadar cok ınsan var kı!! benımkının de ılk sahıbı yurt dısından getırtmış.. sonra 29 haftalık dogmuş bebışler.. aylarca kuvozde kalmışlar,bu kıs doğmuş bunlar,sonrada arabanın kendı arabalarına sığmayacağını zor olacagını anlamışlar ve bı sekılde elden cıkarmaya karar vermışler..inanın bu sekılde bırkaç ay kullanılmış ya da hiç kullanılmamış okadar cok araba var kı.. bana pırıl pırıl sıfır paketınde geldı..ama uyanık olmak gerek,bır ıkı saat ıcınde satılıyor cunku sıteden..süreklı takıp etmek gerek…tabı bırazda sans meselesı ama aklınızda bulunsun derım….:))

  6. hakikaten de crsh nin verdiği linkteki puset çok güzel görünüyor ama fark ettiğim kadarı ile 1 yaşından sonra o alet bizim afacanları taşımaz bence sonuçta 2-3 sene binmicekmi bunlar o yüzden de şimdi gördüğüm kadarıyla 500 ve 1000 arasında yan yana ikiz arabaları sanırım onlardan düşüneceğim tabii doğuma daha 4-5 ay var o zamana kadar belki fikrim de değişir :O)

  7. bizimki iki ayrı. bebeconfort loola-up almıştık. oto koltuğu olan ana kucağı ilk 9-12 aya kadar tekerleklere takılıp aynı zamanda puset de oluyor. sonrasında asıl başlığı takılıp bildiğin bebek arabasına dönüşüyor, 4 yaşa kadar kullanılıyormuş. ama şimdi ben de ikiz baston puset arama telaşındayım. zira iki ayrı tek puseti tek başına kullanman mümkün değil. ikiz pusete tek çocuk koymak garip olsa bile mümkünken 🙂
    yani her ikisinin de avantajı ve dezavantajı var. iki ayrı tek puset daha pahalıya geliyor üstelik.

  8. Cok eski bir yazi ama sayfanin sag tarafinda gorunce dikkatimi cekti ve okudum. Artik secce’nin isine yaramaz ama (Roger Federer gibi 2. kez ikiz bebek sahibi olmazsa) Baby Jogger City Select gerektiginde ikinci oturak eklenebilen tandem (onlu arkali) bir ikiz arabasi. 6 aydan itibaren kullanilabilen koltuklari ve Maxi Cosi adaptoruyle yaklasik 900 dolara almisti esim Amerika’dan. Tabii Istanbul’un kaldirimlarinda itmesi zor ama ben memnun kaldim. Yalniz tek bebek arabasi gibi hafif olmasi beklentisinde bulunmak gercekci olmaz. Ikiz anasi olunca herseyinin cileli olacagini kabul etmek lazim.

    1. Betül hanım merhaba,

      Baby Jogger City Select modeli almayı düşünüyorum. Aralık ayında ikizlerimizi bekliyoruz. Çok araştırdım, ancak Türkiye’de kullanan yorumu bulamadım. Sizinle iletişime geçmemiz mümkün olabilir mi?
      Mail adresim anilozler@outlook.com
      Teşekkürler

      1. merhaba, biz de aynı model ikiz arabası düşünüyoruz, acaba sizden kullanan yorumu alabilir miyiz? Çok yardımcı olacaktır.
        Şimdiden teşekkürler

    2. Betül Hanım ben de bu ürünü kullanmak istiyorum, deneyimlerinizden faydalanabilmek adına bana obasak@gmail.com adresinden ulaşabilir misiniz zahmet olmazsa?
      Teşekkürler.
      Özgür

        1. şeeyy; bir istirhamımı dile getirmek üzere 🙂 :
          selamlar. buraya yazmam uygun mu bilmiyorum ama “görmeyebilir” ifadesini göründe atladım hemen. yoksa bir ara mail atacaktım sana abla. sitede yorumlar yapılıyor ya sen cevap veriyorsun ya da yorumlar birbirine yapılmış oluyor. senin bana verdiğin cevaplarla ilgili mesela bir mail bildirimi gelmeyince ve yorumlarda da hatunlar birbirine bir şeyler sormuş ama sorular havada kalmış bunu da görünce sen de farkındasındır 🙂
          kısaca;
          yoruma yorum atılınca maile bildirim gelse ya hocam :))
          öptü kaçtı :*

          1. ben var sanıyordum, yok muymuş? siteyi yenileyeceğim inş aklımda. o zaman koyarız inş. son yorumlara bakıp kendininkini bulabilirsin. yazıyı bulmana gerek yok 😉

Heidi için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.