Niye bu tekraşlar?

Bizimkiler bu ara kafayı günlük olaylara taktılar. En sıradan bir olay bile onlar için çok önemli. Sürekli soru soruyor, her şeyi anlatmamı istiyorlar. Tabi tekraş, tekraş ve tekraş… Tamam atalarımız et-tekraru ahsen velev kane yüz seksen demiş ama ben de insanım yahu. Emme basma tulumba gibi sabahtan akşama, akşamdan sabaha aynı şeyi söylemekten dilimde tüy bitiyor, dilim damağıma yapışıyor, gözlerim kararıyor, başım dönüyor, midem bulanıyor. Bunalıyorum, boğuluyorum, kuduruyorum yaaa. Aradım, buldum bebelerin niye her şeyi tekrar ettirdiklerini. Efendim, güven duyguları gelişiyormuş. Devamını ve sonunu bildikleri bir şey onlara güven veriyormuş. Anacım, evde sanki bir güvensizlik ortamı mı varda güvene ihtiyaçları var? Sıkıyönetim yok, olağanüstü hal yok, öcü yok, böcü yok… Evimiz desen akmaz, kokmaz. İçeride vahşi hayvan yok, dikenli tel yok… Açlar mı açıktalar mı? İki yıldır bir elleri yağda bir elleri balda vallaha. Saçımı süpürge ettim uğurlarında. Yemin ediyorum karı koca ağızlarına bakıyoruz, bir şey isteseler de yapsak diye. Tamam bazen benim bağırıp cırladığım oluyor ama o kadar kusur kadı kızında da olur. Bu bebeler neyi dert ediyor da kendilerini güvensiz hissediyorlar diye kafama takıldı. Hayır, ben mi bilmeden bir şey yapıyorum acaba dedim. Düşündüm, taşındım, olayın üzerine gittim. Ve sonunda çözdüm: Bu tekraş olayının güvensizlikle falan alakası yok. Tamamen başka bir sebebi var! Hiç tahmin edemeyeceğiniz bir sebebi!

Bir süre önce parktayız. Çocuğun biri top oynuyor. Topu yola kaçtı. O da peşinden gidecekti ki anası bağırdı. Çocuk da ağladı. Annesi kucağına aldı, birlikte gidip topu aldılar. Gayet sıradan bir olay oldu yani. Ama benimkiler çok ilgilendiler. Sürekli sorular sordular. Çocuk niye ağladı, annesi ne dedi, top nereye gitti… Ben de bu olayı bir hikâye şekline getirdim. Şöyle:

Bir çocuk parkta top oynuyordu. Çocuğun turuncu topu vardı. Oynarken top elinden kaçtı, caddeye gitti. Çocuk topun peşinden koştu. Tam yola çıkacaktı ki annesi bağırdı: “Duuuuurr, sakın gitme.” Çocuk korktu, ağladı. Annesi yanına gitti. Çocuğu kucağına aldı, öptü. “Ağlamaaa, ben sana kızmadım, caddeye çıkarsın da araba çarpar diye korktum. O yüzden bağırdım,” dedi. Çocuk annesi ona kızmadı diye çok sevindi. Hemen sustu. Annesi kucağında çocukla birlikte topu almaya gitti. Topu aldılar. Çocuk annesine teşekkür etti, annesini öptü. Bittiiiiii.

Bayıldılar, bayıldılar… O günden beri “Anne parktaki çocuğu anlat,” diyorlar. Ben de anlatıyorum. Tekraş ve tekraş. Bir milyon üç yüz elli yedi bin altı yüz on sekizinci tekraş deyişlerinde bir milyon üç yüz elli yedi bin altı yüz on dokuzuncu kez aynı olayı anlatmadan önce beynimde bir ışık yandı. (Sayelerinde benim de kafa epey rötarlı çalışmaya başladı.) “Ulan” dedim, “Niye ha babam de babam sürekli ben anlatıp duruyorum? Alemin enayisi ben miyim?” Bebelere döndüm veee “Şimdiiiiii bıliş Ahmet anlatacak,” dedim. “Anlat bakalım, parktaki çocuk ne yapmış?” dedim. Aval aval yüzüme baktı ve sordu:

Oğlan: Annea, parktaki çocuk ne yapmış?

Anne: Evet, ne yapmış, oğlum?

O: Ne yapmış?

A: Sen söyle.

O: Ağlamış. (Kıçından başladı olayı anlatmaya)

A: Aaa niye?

O: Çünküüüüüüü

A: Evet?

O: Çocuk ne yapmış, annea?

A: Ağlamış dedin ya, niye ağlamış?

O: Çünküüüüüü

A: Evet?

O: Annea bu ses nea? (Konuyu saptırmaya çalışıyor. Dolmuş geçiyor diyeceğim, göster diye pencereye çıkacak. Yutar mıyım?)

A: Bırak şimdi sesi, parktaki çocuk ne yapmış?

O: Ne yapmış?

A: Offf, anlat hadi.

O: Annesi anlatsın.

A: Hayır, ben çok anlattım, sıra sende.

O: Ne yapmış çocuk?

A: Ne yapmış?

O: Nenni yapmış.

A: ? (Ne alaka? Tutturamadığını anladı, başladı sallamaya.)

O: Panter yapmış.

A: Ahmeeeet, güzel anlat, parktaki çocuk ne yapmış. Top mu oynamış?

O: Annea bak müzik çalıyor. (Arabasını gösteriyor. Konudan kaçıyor yine.)

A: Parkta çocuk oyun mu oynuyormuş topla?

O: Annea bu ne? (Araba elinde hâlâ)

A: O arabanın plakası.

O: Evet, plakası. (Teşekkürler onay için ama konu bu değil.)

A: Parktaki çocuk ne yapmış oğlum, aloooo, de hele, deli etme beni. Topla mı oynuyormuş?

O: Top oynamış.

A: Sonra?

O: Sonra ne olmuş, annea?

A: Sen söyle ne olmuş.

O: Meaaaaaaaaaaaaa diye ağlamış çocuk.

A: Aaa niye?

O: Doktora gitmiş.

Omuzlarım düşüyor, suratım sallanıyor. Oğlan bir şey demesi gerektiğinin farkında. Ama ne demeli? Tekraş aynı soruyu soruyor:

O: Çocuk ne yapmış annea?

Daha fazla dayanamadım. Yutkundum ve olayı bir milyon üç yüz elli yedi bin altı yüz on dokuzuncu kez anlatmaya başladım. Gördüğünüz gibi tekrar ettirme sebebi güvensizlik falan değil. Çocuğun bana güveni tam. Tekrar sebebiyse çok açık: Anlamamış olayı velet, anlamamış! Kime çektin lan sen?

 

48 yorum

  1. Ahhhhhhhhhhaaaaaaaaaaaaaaahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhaaaaaaaaaaaaaa diye bir efekt yapmak istiyorum. Şu anda ekran karşısındaki halimi en iyi böyle anlatabilirim. Sinirlerim bozuldu resmen:)))))

  2. :))) çok güldümmm sesli sesliii
    Aynı şeyleri yaşamak. O anda insan sinirden duvarları tırmalayacak gibi oluyor ama sonra bir başkasının yaşanmışlığında kendini görünce kahkahalarla gülüyorsun :)))

  3. bizde aynı hikayeyi 10000 kez okuduk dün akşam.şimdi sen anlat annecim resimde ne var dedim.’hhaayyyıııyyy aanee anatcak’ dedi:)

  4. ayyy koptumm :)))
    şimdi bizde de durum geliştirilmiş versiyon olarak şöyle gerçekleşiyor; herhangi bir olaydan tüm konuşmalar “ben ne dedim?” “sen ne dedin ?” olarak altıyüzyetmişbeşbindokuzyüzkırkiki kez tekrar ediliyor. En son güftesi ve bestesi bana ait olan “ben ne dedim?” “sen ne dedin ?” şarkısı besteledim sıkıldığımda şarkı başlar diyorum ikimiz bi arada söylemeye başlıyoruz, eğleniyorum.

  5. Haahahaa bunlar iyi günlerin. Sonra da her konuyu anlayıp anlamadıklarına bakmadan sorup öğrenmek istiyorlar. Sıradaki sorular kim ne dedi niye dedi sen ne dedin o ne dedi vs…..Çocuk değil soru makinesi bunlar, direk beynine nişan alıyorlar..:)

    1. ayhhh aynen öyle ya,tekrar yine iyi,o dönemden sonra birde bitmez tükenmez soru dönemi geliyor ki akıllara ziyan.istediğin kadar cevapla bitmiyor anacım bitmiyooooorrr:))
      seninkilerde ikiz olduğuna göre çarpı 2 dersen amanınnnn allah kolaylık vere:)

  6. hahahhhhhh gerçektende bende anlamadıklarıiçin sorduklarını düşünüyorum bizde sürekli önüne ne gelse bunu nerden aldık pilav yapıyorum önüne koyuyorum bunu nerden aldık diyo sanırsınki evde yemek pişmiyo pilavı bile dışardan aldık bende pirinci marketten aldık ben pilav yaptım diyorum acaba karışık olan kafasını dahamı karıştırıyorum bilemedim şimdi :))))))

  7. Secce merak ettim aynı durumda Mekki ne yapıyor onda da denedin mi?Benim tahminim Mekki senden daha güzel anlatır 🙂

    1. valla tekraş diye soran genelde hep oğlan.ama melike de öyle süper anlatamıyor.olay anında yanımızdaydı.bir iki cümle etti o kadar

  8. abimin oğlu,gözünün önündeki birşeyi gösterip bu ne, derdi,kitap dersin,10 sn sonra bu ne,tekrar söylersin,tekrar bu ne? hakkaten bu ne yaa? diye düşünmeye başlardık.mama sandalyesindeki kızımın dibinde otururken, fatma nerede? diye sorar,söylersin,5 kez daha sorar.yahu nooluyozz yaaa.. derdim.hatta birgün fatma dağa kaçtı, demiştim,derin düşüncelere dalmıştı.bunları söyleyen çocuk 5 yaşında. benimki 4 yaşında benimle çatır çatır çene yarıştırıyor,garip gelmişti.sonradan bir bilenden öğrendik ki çocuk iletişim kurmaya çalışıyormuş,nasıl kuracağını tam çözemediğinden bu şekilde kurmaya çalışıyormuş.seninkiler de belki seninle iletişim kurmaya çalışıyordur secceciğim,iletişimini engelleme yavruların,bak ben de oğlana bir zamanlar uydurduğum şimşek mcquin+hotwells karışımı masalı anlatıyorum hergün 5 kez,tekraş tekraş hem de..

  9. Benim kuzen de bi ara böyleydi ama yaşını hatırlamıyorum demek ki bu civarlardaymış..
    Bu ne? Sandalye. Bu ne? Masa Bu ne? Yatak. Bu ne?….. (Odada bulunan tüm eşyalar bittikten sonra..)
    Bu ne? Sandalye. Bu ne? Masa. Bu ne? Yatak. Bu ne?…..
    Bittiğinde tekrar en baştan alıyoduk Bu ne? sorularını.
    Ama en kıl olduğum her defasında aynı sırasıyla sormasıydı. Bi kere de sırasını değiştir be velet…

  10. Normal degil mi ? Benim kis kardesim de 21546365532 kere bu ne , bu ne diye sorardi.Zamaninda cok kizmisligim var simdi acaba kinadim basima gelir mi korkusu yasamiyor degilim 🙂

  11. Simdi soyluceklerime hazir olun 🙂 bu asamadan sonra bir sonraki devreye giriyor. Buna sukretmeniz icin aciklayayim hemen. Baktigim tum yegenlerimde konu komsu cocuklarinda bunu yasadim. 3,5-4 yasindaki velet eline ne geciyosa alip yere atiyodu gozumun icine baka baka. Bardak tabak canak oyuncak kitap defter vitrindeki tugrali kahve fincanlari ve yurtdisindan aldigim cay fincani takimlari dahil! Doktora gittik artik bi gun. Nedeeeeen diye sordu
    . Doktor; cocuk, elindeki madde ve yere dustugu alan arasindaki derinligi cozmeye calisiyor. Yer cekimi kacramini bilmedigi icin onu idrak edene kadar atacaktir demisti. Hasbinallaaaah velete bak sen zarar ziyan. Biz bucurler plastikten rahatsiz olmasin diye cam bineron veriyoruz bizim velet kiriyo. O guden sonra her seyi tepelere kaldirmistik. Sonuc; 6 ay sonra yer cekimini tespit edebildi ve birakti. Benim yer cekimi testim ise cam vitrine dogru atlamak olmus. Uzerimde binlerce cam parcasiyla cok hos gorundugumden eminim 3 yasinda 🙂 annemin ambulans cagiralimcigliklari arasinda babamin elektrik supurgesiyle tum camlari vuudumdan sogukkanlilikla cekmesi de cok hostu. Anlatma sebebim ise bi gun bunlar da gelecekken basinize tekraş a alisip sukretmel olmali 🙂 esen kalin :))

    1. ulan Newton çözdü be.amerikayı yeniden keşfediyor veletler.tekraş ve tekraş
      ayy senin olaydan da çok tırstım valla.geçmiş olsun

  12. işte öğrenmek için soruyorlar ya. biz de birşeyi öğrenmek için tekrar etmezmiyiz. ezberlemek için on kere aynı şeyi okumaz mıyız. öğrenme heyecanı bence 🙂

    1. valla her öğrenmeleri gereken şeyi bir milyon kez tekrar etmem gerekiyorsa, ben bu işte yokum arkadaş!

  13. Gece yatmadan okuyorum yeni yazim varsa, gunum her ne kadar b.tan gecmisse bile gulumsetoyo yazdiklarin beni. Uyumadan once sitcom izlerdim bazen.. Daha iyisi seninki. Allah sabir versin tekraslardan

  14. ALlah iyiligini versin selcen.:) herkes gibi kahkahayi bastim ekran karsisinda :)) sence kime cekmis ahmis 😉

  15. Benim de büyük oğlum çok soru sorardi. Ilk başta ne ? Ne? Diye başladı. Sonra Ne bu? Ne bu? Oldu sonra da sürdü gitti. Iletisim kurmak için yapıyorlar anlamadigindan değil. Bir gün yine ne bu ne bu diye soruyordu teyzesi bilmiyorum diye bağırdı. Oğlum cevapladı :Ağaç. Yani anlıyorlar sırf konuşmak için yapıyorlar.

  16. Ahhhh , sen gel bir de bana sor :-). Okulda birinci sınıf evde birinci sınıf 🙂
    Benim kızın okulda calısan kafası evde duruyor .. bir soru soruyor , cevabı söylüyorum, iki metre gidiyor , anne neydi? Gecen gun herhalde 10 kere söyledikten sonra bende sigorta atınca kızın kafası açıldı 🙂 🙂 🙂
    Okulda ise durum daha vahim , biri dersle alakalı olmayan bir soru soruyor , arkasından yemin ediyorum 1 dk sonra baska bir öğrenci aynı soruyu soruyor , ardından bir baskası daha , sonra bir baskası daha 🙂 heyyyyt bir durun len 🙂 bari 2_3 dk gecsin değil mi? Okul sütünden sonra bir de kuru uzüm sardılar basımıza 🙂 her gün her ders sorulmaz ki kardeşim :-). Bugün safak attı , oglum yeter kuru üzüm diye beni yediniz , gelen üzümlerin hepsini ben yedim dedim , nasıl da gevrek gevrek gülüyorlar keratalar 🙂 🙂 🙂

    1. ayy bilmem mi yaa. öğretmenim hangi sorudan başlayalım? öğretmenim istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz? öğretmenim önce üçüncü soruyu yapsam olur mu? üniversiteye kadar bu böyle ehehhe

Yeşim için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.