Ekran manyağı

Bizim eve bilgisayar girdiğinde liseye gidiyordum. Eşek kadar kızdım yani. İnternetle de ilk o zaman tanıştım. Bilgisayar ve internet ağabeyimin tekelindeydi. Ondan fırsat buldukça kurulurdum başına. O zamanlar “Blood” diye iğrenç bir oyun vardı. Annemin ve babamın bütün itirazlarına rağmen ağabeyim onu oynardı. Tabi ben de. Bir gün yine onu oynuyorum. Babam gelmiş arkama. Uzun uzun oyuna bakmış. Bir ara tam ben bir adamın kafasını keserle parçalamaya çalışırken babam elini omzuma koyup “Bu iğrenç şeyi nasıl oynuyorsun?” demesiyle çığlıklar atarak yerimden fırladım. Oyuna o kadar kaptırmışım ki kendimi ne babamın girdiğini fark etmişim, ne beni izlediğini. Ne de elin ona ait olabileceğini düşünebilmişim. Yaşadığım korkuyla uzun süre kendime gelemedim. Bir daha da oynamadım zaten.

Çocuklar büyüdükçe hayat zorlaşıyor derler ya. Hiç inanmadım buna. Hayatlarının ilk iki yılı o kadar travmaydı ki benim için bundan beteri asla olamaz diye düşünüyordum. Hoş, hâlâ aynı şeyi düşünüyorum ama çocuklar büyüyüp elimden kaydıkça kafamı kurcalayan şeyler artıyor. Bunların en önde gelenlerinden biri ekran bağımlılığı! Kızım değil ama oğlum inanılmaz müsait bu bağımlılığa.

Çocuklara ilk iki sene neredeyse bir şey izletmedim. İlk bir buçuk yıldan sonra tek başına baktığım dönemlerde ihtiyaç molası için günde toplamda yirmi dakika kadar yaşlarına uygun şeyler açıyordum. Sonra tabi onlar büyüdükçe biraz daha arttı ekrana ayırdığım süre. Bu arada televizyonu da kaldırdık evden. Şu an kesintisiz olmamakla birlikte 1-2 saati buluyor günlük çizgi film. Bu arada çocuklara bilgisayarda oyun oynanabileceğini hiç göstermedim. Cep telefonumda da oyun yok. Ama tabi çevreden görüyor çocuklar. Geçen gün sırf evde sıkılmasınlar diye komşuya götürdüm. İçeri odadan sesleri gelmeyince baktım ki evin 6 yaşındaki oğlu elinde silah ekranda adam öldürüyor, benimkiler de oturmuş iki yanından onu izliyor. Benim oğlan beni görünce çok heyecanlandı, “Anneaaa, onların televizyonunda (bilgisayara hâlâ TV diyor) oyun varmış.” “Aa çok ilginç,” dedim. Hemen kapattırdım oyunu.

Sonra mesela yine sağdan soldan cep telefonlarından oyun oynanabildiğini görüyorlar. Geçen günlerde oğlan “Anneciğim, senin telefonun çok eskimiş. Babam sana pembeli yeni telefon alsın,” dedi. Allah biliyor ya ben de babaları bana telefon aldı, bebelerin ağzında bakla ıslanmaz, onu diyorlar sandım. Meğer benim telefonumda oyun olmadığı için bebem yeni, oyunlu telefon istiyormuş anasına. Çok romantik!

Bir de anneanneye gidiş var tabi. Şimdiye kadar “Anneannneaaa, yayamaz cocuğu anlat!” diye eve giren oğlum artık ilk olarak anneannenin ayfonunun şarjının olup olmadığını soruyor. 🙁

Başka da anlatayım mı? Birkaç gün önceki depremden sonra bir arkadaşımla konuşuyordum. Evde ergen oğlu yalnızmış. Kendi dışarıdaymış. Telefonla oğlana ulaşamamış. Koştura koştura eve gelmiş ki o da ne! Bütün apartman sokağa boşalmış. Altıncı kattaki evlerindeki oğlu bilgisayarda oyun başında olduğundan deprem olduğunu fark etmemiş bile! “Annen öldü, baban öldü deseler, oyundan başını kaldırmaz,” dedi. İnanıyorum ki abartıdır ama yine de çok içim acıdı. Gezmelere modemin adaptörüyle gidiyormuş kadıncağız. Çocuğu arkadaşlarına da gönderemiyormuş, bir araya gelince berbat bir oyun varmış, onu oynuyorlarmış.

Başka bir anneyle konuştum. Kızı okullarda verilen zıkkım tabletle yatıp kalkıyormuş. “Bazen zorla elinden alıyorum,” diyor. O zaman da güneşle birlikte dikiliyormuş kız anasının başına, “Anne, tabletimi ver,” diye. Önceden bebeleri evdeki ekranlardan kurtarmak için okula gönderirdik, şimdi orada yeni bir ekran tutuşturup eve gönderiyorlar. Sözünü ettiğim kız bize oturmaya da tabletle geldi. Dizi izledi el kadar şeyden. Sonra oyun oynadı. Vakit kaybetmemek için tabağına bile dokunmadı. Bir ara ikramları çiğneyip ağzına vermeyi düşündüm. Önceden gezmeye gidince kızlar servise yardım ederdi. Şimdi biz servis yaparken wi-fi’larına engel olduğumuz için önlerinden geçmemize bile izin vermiyorlar. Tabletler alınalı okulca teneffüse bile çıkmaz olmuşlar. Öğretmenleri çocukları dışarı çıkarmak için ne yapacaklarını düşünüyorlarmış. Yolunu bulan varsa beri gelsin.

Çağ teknoloji çağı, tabi ki çocuklar öğrenecek… bıdı bıdıları da saçma geliyor bana. Oyun oynayarak, adam kesip doğrayarak, ekranda bebe giydirilerek, saçma sapan diziler izlenerek ne öğreniliyor Allah aşkına? El göz koordinasyonu gelişiyormuş. Kahkaha attım bunu duyunca. Mantı büktür, emin ol daha çok gelişir.

Mal mal bakıyor çocuklarımız artık. İletişim kurabileni yok. Bir şey soruyorsun, cevap yok. Whatzzup’a yaz, daha hızlı geliyor cevap. Dışarıda ip atlayan, top oynayan, bisiklet süren neredeyse kalmadı. Hoş, bunlar için yer var mı sanki? Bizim sitenin oğlanları pencere altlarında toplanıp tabletlerde bisiklet yarışı yapıyorlar. Kızlar da Barbie giydiriyor yine ekranlarda. Anasıyla gezmeye gitmek zorunda olanlar için ise çantada tabletler var. Susturucu olarak!

Bence en korkunç bağımlılık bu: Ekran bağımlılığı. Çünkü insanlar bunun bağımlılık olduğunun bile farkında değil. Kim verir bebesinin eline uyuşturucu, sigara, alkol? Ama ekrana gelince herkes dayıyor bebesine. Sırf sesi daha az çıksın, ayağının altında dolaşmasın diye! Sonra da g.tümüzü kaldırabilirsek obeziteyle, dikkat eksikliğiyle, kanserle savaşırız. O da güzel!

Bu aralar benim oğlan da sürekli çizgi film izlemek istiyor. Ev dolusu oyuncak, zibille kalem, boya, hamur, kitap… Evde sıkılmasınlar diye it gibi sokaklarda geziyorum. Her gün nereye götürsem, kimi eve getirsem derdindeyim. Yorganımla yastığımla güreşmelerine, evin her tarafına fındık ceviz saçmalarına, banyoyu sulamalarına, sokaktaki kum havuzunu paçalarında eve taşımalarına, kitaplığımı boşaltmalarına, halıları katlayıp üzerlerinde yürümelerine, dolaplarının içini dökmelerine… bile ses çıkarmıyorum, sırf bir şeyle meşgul olsunlar, bedenleri çalışsın, zihinleri açılsın diye. Ama bütün bu genişliğime, bu kadar seçenek sunmama rağmen oğlan hâlâ hiçbir şey değil, çizgi film istiyor! Kanepeye oturacak, avanak avanak bakacak. Başında bırak, on saat de oturur yemin ederim. Ekranlar kapalıyken her on dakikada bir tek sorusu var: “Anne, çizgi film saati geldi mi?” Ya da ver eline cep telefonundan bir oyun, gözleri kan çanağına döner de gıkı çıkmaz. Çişi gelir de tuvalete gitmeyi akıl etmez.

Dün yine çizgi film istedi. Açtım. Kapanma saati geldi. Kapat! Son! Onu da izledi, yine son! Bir kere daha! Lütfen, nolur, hüüüüüüü…. En sonunda baktım kapanacağı yok, gittim interneti kapattım. Çok içim acıdı. Bu raddeye gelmek istemezdim. Henüz dört yaşında bile değil. Bunun onu var, on dördü var, yirmisi var. Ne yapacağım? Ben de evden çıkarken yanımda modemin adaptörünü mü taşıyacağım? Bilgisayarı da mı evden atacağım? Tabletlerin üzerine kilit mi vuracağım? Dışarı gönderdiğim çocuğumu internet kafelerde mi arayacağım? Arkadaşına gönderdiğimde pencerelerden mi dikizleyeceğim? Bu çocuğu ekran başından nasıl kaldıracağım?

Hesapta komik bir yazı olacaktı, ama olmadı. Hiç gülesim gelmedi. 🙁

 

20 yorum

  1. Oncelikle kac gundur diger yazilarina yorum yazamadim ama bunu okuyunca hemen yazmak istedim.
    Yazinin baslarinda gulsemde daha sonralari icim ciz etti.cunku benim oglumda boyle.ustelik ailemden cok uzakta ve etrafimda pek komsu yok ayrica disarida da cikip parka falan gidecek biyer yok 🙁
    Bunlar tabiki bahane olamaz ama bazen gercekten bende dinlenmek icin oglanin istedigi cizgi filmi aciyorum laptop dan veya ipad den.bugunlerde biraz daha az izliyor.belli bir sayida izleyince kapat diyorum tamam diyor ama okula giderken sabah pazarlik yapiyor benimle gelince su kadar oyun su kadar cizgi film seyredecegim diye.
    rabbim bana guc ve basiret ver diyorum.inan benim de moralim cokbozuluyor bazen onu ekran karsisinda gorunce 🙁 bu arada tv yi bizde iptal ettik.bakmiyoruz

  2. Yıgenım bu sene fen lısesıne basladı bulundugu sehrın derecesıne gırerek yaz tatılı boyunca anne babası hak ettı dıye ekran oyunlarına engel olmadı nasılsa okul acılınca oynayamıcak dedıler okul acıldı karne zamanı geldı cocuk hala ekran karsısında psıkıyatrı bagımlılık tedavısıne basladı cocugun okulunda klınık tedavısınde olan varmıs bıde bu cocuk oyle uyumlu oyle sakın cocuktu kı sımdı okuldan kacmalar gece kalkıp bılgısayar oynamalar… allah bıze kolaylık versın

  3. Benimkiler daha 18 aylık ama bende nasıl uzak tutarım diye düşünüyorum. Ciddi ciddi memlekete yerleşmeyi düşünüyorum. doğayla toprakla büyüsünler diye. Çözüm bulan bizimle de paylaşsın.

  4. Benim duygularıma tercüman olmuşsunuz kızım aktı yaşında yalnız büyüdü arkasaşsız iş gereği uzaktayız kardeşide yoktu dukuz ay önceye kadar. Bu yüzden öyle bir hale geldiki laptop ta be varsa izliuo maç haberler babası dizi izliyo onunla otup izliyo bavasına izleme diyorum beni anlayan yok sinirlerim bozuldu başka âlemlerde yaşıyor çok üzülüyorum ben kapatınca da asık suratıyla uğraşıyorum.gelince ellerini yıkamak gerekecek diye dışarı çıkmak istemiyor tuvalete gitmiyor kaçırıyor. Hiç mutlu olmuyor çok zor velhasıl şu taahhüd bştsin sınırlıya çeviricem interneti bin pişmanım eve soktuğumuz için.evde tv yok hiç almadık ama internet olduktansonra önemi yok. Elimize sağlık çok güzel yazı olmuş.

  5. Bende tv ve bilgisayar karşıtıyım 5 yaşına girecekler elimden geldiğince bilgisayardan uzak tutuyorum mümkün olduğunca da tutacağım.Eninde sonunda tanışacaklar.Yok efendim teknojiden kusur kalmasın diye aileler çocuklarını kendileri alıştırıyorlar.Eğitici konularda evet kullanıyorum ama bir oyun açıp al çocuğum demiyorum.Telefonumu da vermem ne gerek var.tv de kısıtlı.Çok mu gaddarım ne 🙂

  6. ay bir önceki yorumumda linki yanlış vermişim başkasının bloğuna gidiyor.Çok özür dilerim kusura bakmasın blog sahibi

  7. Secce “çocuğumu fişte unuttum” diye bir kitap var.kafana takilan sorulara cevap bulabilirsin.çocuklarimiza yaptigimiz kötülügün ne boyutta olduguna inanamazsin.

  8. daha dün bu konuyla ilgili yazı vardı bir gazetede.bebeklikten dokunmatik ekran tabletle tanısan cocuklarla ilgili.uc orneklerden bazıları soyle idi:
    bir kız dolasırken park goruyor ve eliyle havada onu kaydırmaya calısıyor.
    digeri kitap sayfalarını cevirmeyi beceremiyor cunku herseyin yumusak dokunusla işledigini sanıyor.işaret parmagı kanayıp ayfon parmagım acıdı diye aglayan cocuklar varmis…bunlar tedaviye gonderilmis.sanalla gercegi ayıramıyorlarmıs.benim ıkızler de 8 yasında erkekler ve tv ve tablete bayılıyorlar.ıkı gunde bir 1.5 saat ortaklasa oynuyorlar.ama bıraksan hic kalkmazlar.tatil geliyor evde artık bayagı mucadele olacak:(

  9. Yarama tuz bastın secce bacım.. Mantı bükmek mantıklıymış bak.
    Güldürürken düşündüren bir yazı olmuş.

  10. bizde de sadece cumartesileri yarım saat oynamasına izin var. hergün bugün cumaytesi mii diye soruyor. aynı şeyi çizgi film için de yapmayı düşünüyorum. film cdleri var hergün bir doz şimşek gidiyor. ama ne yazık ki çözüm bu değil hanımlar. çözüm bizim teknolojiden uzak kalmamız ki bunu ben kendim başaramıyorum. facebook, bloglar, gazeteydi, whatsup dı derken biz nasılsak onlar da öyle oluyor. evde babası tablette ben mutfakta bilgisayarsız bulaşık yıkarsam sıkıntıda ölüyorum :/ çocuğa sınır koymuşuz ne fayda.. önce bizim çıkmamız lazım bu internetten. ne kadar zor değil mi? :(((

  11. Biz diğer şehirlere göre nispeten çocukların sokakta daha rahat büyüyebildiği bir yerdeyiz. Benim oğlan da bir aralar böyleydi, kaldıramazdım pc başından sonra azalttı sokağa çıkmasına müsaade ettim bol bol ama onun dozunu kaçırdı bu sefer de eve sokamıyorum. Zile basan basana, ben çağırmasam gece yarısına kadar eve girmez. Şimdi 9 yaşında ama bunun tinercisi var esrarcısı var, kimden ne derece koruyabileceksin? Çok zor iş çocuk yetiştirmek vesselam..

  12. Ayyy.. Ben yeni gördüm yaziyi nasi heveslendim okumak için. Hatta basinda dedim benim son yorumdaki ” internette ne yapiliyordu?” soruma bi gönderme mi olucak diye. Ama ama secce içime honk diye oturdu. Oglum 14 aylik.. Babasi tam bir teknoloji manyagi, bagimlisi iste.. Evimizde bir masa ustu, 2 diz ustu bilgisayar, 2 tablet var:( sabah yüzümü yikamaya giderken babasina birakiyorum, ilk is tablette pepe açmak. Pepe ya egitici diye rahatliyo sanirim:( bu şartlar altında geleceğimiz hic de parlak değil. Çizgi film izleterek yemek yediren çok tanidigim var. Ogretmenim ayni zamanda. Tabletleri okula getirmeyi yasakliyoruz ama nereye kadar. Ödev veriyoruz. İlk soru: – tablette yapabilir miyiz?
    Ay bende çok dertliymisim. Daha çok yazasim var ama bi yorum için çok uzun oldu gibi geldi bana:))

  13. Sumeyye cok haklisin. Baska yolu yok, bu soylemekle sinir koymakla olacak is degil. Nasil cocugumuzun sigara icmesi icin yapabilecegimiz en iyi sey sigara icmemekse bu bagimlilik icin de ayni sey gecerli. Bizim kiz uc yasinda. Evde televizyon yok, baska yerlerde de izletmedim. Idarecinin bilgisayari haric bilgisayar olmayan bir anaokulu buldum. Ilkokul kriterim de tabletsiz olmasi olacak. Esim de ben de kendimize akilli telefon almamak icin disimizi sikiyoruz, bir kez eve girerse nasil cikaracagimizi bilemeyiz diye. Varsin whatsapp’im olmayiversin. Ben onunla birlikte evde uyanik oldugumuz saatlerde bilgisayarimi cok cok nadiren aciyorum. O zaman da yaptigim seyin is oldugunu soyluyorum ki hakkaten oyle oluyor zaten. Ekranda yazidan baska pek bir sey yok. Babasi ise evde de hemen hemen hep bilgisayar basinda, o da is diyor. Oyun filan oynayacaksa bizden gizli oynuyor 🙂 Yine de babasinin kucagina cikip ekrandaki yazilara bakmayi bile heyecan verici buluyor cocuk. Isigindan midir nedir, su lanet aletlerin bir cazibesi var. Kirk yilin basi (yani belki haftada 10 dakika filan) kosan atlar, ziplayan yunuslar filan gibi videolar seyrediyorlar. bana kalsa onlari da izlemese daha iyi. O kadarcik zaman (ya da gunde yarim saatler filan) zararli oldugu icin degil, o aletin icinde keyif verici bir seyler bulundugunu hic bilmesin diye. hem simdi kucuk kardes geliyor. Buyuk yunus izlemek icin de olsa bilgisayarin basina gecerse ufakligi ilkini koruyabildigimiz kadar koruyamamaktan korkuyorum. Bir de kiz cocuklarinin ekran bagimliligi egilimi daha dusuk gibi geliyor cevremdeki ornekleri gordugumde. Minik oglancik bizi bu kadar rahat ettirmeyecek belki de… anne babanin herseyi kendinden bilmesi de yanlis tabii, cocuklar mizaclariyla geliyorlar dunyaya… Yine de yetiskin olan biz oldugumuza gore davranislarini degistirme sorumlulugunda olan da biziz gibi geliyor bana. Amma yazdim ama belli ki hepimiz dertliyiz, korkuyoruz. Ben de o aletlerle az temas kurarak da bir sekilde yasaniyor demek istedim.

    1. aaa ben de hava atayım bari biraz. öncelikle hilal tebrikler. allah sağlıkla kucağına almayı nasip etsin.

      efenim, bizde de bilgisayarda oyun oynanmaz. babası dizi izliyor, ama o kadar sıkıcı ki bebeler bakmıyor bile ehehe. akıllı telefonum var ama oyun yok. sürekli elimde de dolaşmam zaten. ayrıca telefonumda internet paketi bilem yok 😉

      dediğin gibi erkek çocukları daha düşkün oluyor sanırım. mekaniğe, elektroniğe… ilginç

  14. secee bizim yanımıza gelin buralar oyun alanı dolu ama çocuk yok komşum ol neoluuur :)))))))))

  15. ABDde montesorri eğitimi veren bir anaokulu öğretmeni arkadaşım var. Bu dönemde artık teknolojik aletler sayesinde çocukların 3 yaşında sayıları 4 yaşında harfleri okuyabildiğini ama çoğunun kalem tutamadığını, kesme yapıştırmayı beceremediğini söylemişti.

secce için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.