“Bu yemek yenecek, küçük hanım!”

“Boğaz açtırmak” diye bir şey vardır, bilir misiniz? Bebe ilk kez emzirilecekken “bilmem kimin boğazı olsun,” denirmiş, öyle açılırmış boğazı. Bol yiyen bebe makbul olduğundan benim boğazım babaannemlerin obez komşusuna atıfta bulunarak açılmış. Gel gör ki 30lu yaşlarımın başında 45 kiloluk bir tıfılım. Gerçi şükür Allah’a!

Salla salla vur duvara!

Bu yazıyı konsepte uygun olsun diye ayağımda kızı sallarken yazıyorum. Şu an parmak uçlarımda ciddi his kaybı var. Topuklarım da büyük ihtimalle morardı. Karnıma yediğim tekmelerle de dikişlerim açılmak üzere. Ee 2 yaşına geldiler, 15 kiloya yaklaştı bebeler, can mı dayanır bu eziyete? Söylediğinizi duyar gibiyim: “E alıştırmayacaktın!” Sanki ben alıştırdım! Ayol bunlar öte taraftan… Okumaya devam et Salla salla vur duvara!

teşekkür

En nihayetinde yüzü yenilenen siteler kervanına biz de katıldık. Sitenin yenilenmesi sırasında elimi sıcak sudan soğuk suya değdirmeyen, a’dan z’ye bütün işlerle ilgilenen Ahmet Karaca’ya, yoğun iş temposu arasında bize de vakit ayırıp sitenin çizimini yapan Hülya Ceylan‘a, grafik sorunlarımızı bir tıkla halleden Billur Ekinci’ye ve pek tabi ki baştan beri her konuda yardımıma koşan… Okumaya devam et teşekkür

Yayım tarihi
Özel günler olarak sınıflandırılmış

2(4+4+4)

Bu yazıyı nicedir yazmak istiyordum, bir türlü olmadı. Aslında eğitim sistemine çemkirme yazılarının piri Blogcu Anne’dir. Eylül doğumlu Deniz’i hangi sene okula versem / büyüklerin küçüğü mü olsa küçüklerin büyüğü mü olsa diye kara kara bir seneye yakın düşündükten ve nihayetinde bir karara vardıktan sonra bir anda pat diye oğlunu ilkokula vermesi gerektiğini öğrenip aylardır… Okumaya devam et 2(4+4+4)

Yayım tarihi
eğitim olarak sınıflandırılmış

Beyinden naklen yayın

Ben üniversitede okurken kısa süreli bir ev arkadaşım olmuştu. Çok ilginç bir kızdı. Kafasından ne geçerse söylerdi. Tabi bunu derken “boşboğaz” demek istemiyorum. Boşboğazlığın da ötesinde birşeydi. Resmen kız beyninden naklen yayın yapardı: “Şimdi ayağa kalkacaaaammm, içeri gideceeeemm, bir bardak süt alacaaam…” İnanmadınız mı? YEMİN EDİYORUM! Herşeyi anlatırdı yaa. Beynine giren çıkan tüm komutları bilirdik.… Okumaya devam et Beyinden naklen yayın

Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 2. Baskı: İstanbul Akvaryum

Küçük bir çocukken Atatürk Orman Çiftliği’nin hayvanat bahçesine gitmiştim. Üzerinden yıllar geçti ama hâlâ o hayvanat bahçesinin pespaye halini unutamadım. Su aygırının suyu yoktu, arkadaş. Zavallı hayvan, suyun kaldırma kuvvetinden de yararlanamayınca malak gibi güneşin altında yatıyordu. Ara sıra hortumla su tutuyorlardı üzerine. Koca hayvanat bahçesi tezekhane gibi kokuyordu. Pislikten yürünmüyordu. Sinekler, sivri sinekler de cabası.… Okumaya devam et Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 2. Baskı: İstanbul Akvaryum

Derya kuzusu bunlar deryaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

Bu hafta sonu gecikmeli bir doğum günü kutlaması yaptık. Çocukların doğum günlerinde patates piyazı, kek , börek menüsüyle büyüklerin bir araya gelip sadece kendilerini eğlendirmesine uyuz olduğumdan doğum günlerinde bebelerimiz için özel bir şey yapmak istemiştim. Nicedir İstanbul Akvaryum’un adını duyuyordum. Komşunun kavanozdaki iki balığının başında rahat 45 dakika harcadıkları için koskoca bir akvaryumun bebelerimin… Okumaya devam et Derya kuzusu bunlar deryaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

Yayım tarihi
Özel günler olarak sınıflandırılmış

Hoşgeldin Bebek!

Demiştim ya benden 1,5 yaş büyük bir ağabeyim var. Üst üste olmuşuz biz. Annem çok sıkıntı çekmiş. Ağabeyimle küçükken birbirimizi yerdik. Acayip rakiptik evde. Büyüyünce değişir dediler, büyüyünce de pek değişmedi.

Yayım tarihi
Özel günler olarak sınıflandırılmış