Sıradan bir gecenin ardından…

Şu an saat sabahın 10’u. Çocuklarım ablalarıyla birlikte teptiğim odadan çıkabilmek için var güçleriyle bağırıyorlar, kapıyı tırmalıyorlar. Ama çıkamayacaklar. En azından ben dün gece yaptıklarını bir bir dökene kadar oradan çıkamayacaklar!

Dün yine çok sıradan bir gece yaşadık: Saat 9’da bebekleri yataklarına koyduk. Sevdiğim dizinin eşliğinde ortalığı biraz toparladım. Eşimle gündüzümüzden söz ettik. Biraz gülüştük. Çay içtik. 11’e doğru sabah erken kalkacağımız için yattık. Gözümü bir açtım ki gün doğmuş, dersem tabi yalan olur. Böyle bir şey olsaydı, bizim için ekstra-manyak-ultra sıra dışı bir gece olurdu.

Bizim sıradan gecemiz şöyle oluyor: misal dün gece. Saat 8.30’da babası oğlanı alıp yan odaya gitti, ben de kızı aldım ve bebeleri uyutma girişimimiz başladı. Muhtemelen 10’a doğru başarıya ulaşmışızdır. Muhtemelen diyorum çünkü uyuyup kalmışım. En son baktığımda saat 9 buçuk falandı.

Gece 1’de kızımın zırıltısıyla uyandım. Yatağımın bir ucunda yatan kızıma ulaşıp pışpışlayayım dedim. Ama başaramadım. Çünkü külçe gibi kaskatı olmuşum. Üstüm açık kaldığı için donma tehlikesi geçiriyormuşum meğersem. Allah’tan kız uyandırdı da hayata yeniden tutundum. Neyse ne diyordum? Biraz ısınma hareketlerinin ardından kızı pışpışladım. Hemen geri daldı.


Kızı odada bırakıp ortalığı kolaçan edeyim diye kalktım. Oğlanın odasına gittim. Her zamanki gibi babası karyolasına koymamış. Koynuna almış. Oğlan babasının sıcağından ateş topuna dönmüş. Çocuğu enkaz altından çıkardım. Şapp diye öptüm. Biraz havada sallayıp soğuttum. Uyku tulumunu giydirdim. Yerine yatırdım. Babalarının üstünü örttüm.

Oğlanın biberonun yıkamak için mutfağa gittim ki o da ne?! Tabi ki de akşam yemeğinin ardından Tazmanya canavarı uğramışa dönen mutfağı toplamamıştım. Ama mutfakla uğraşıp uykumu kaçırmaya hiç niyetim yoktu. Zaten uykum kaçmasın diye tek gözüm kapalı geziyordum. Sadece yemekleri kaldırdım. Hemen koşarak yatağıma atladım.

Daha sağa dönememiştim ki kızım zırladı. Hemen pışpışladım. Uyudu. Sağıma dönme girişimime geri döndüm. Tam sağıma dönüyordum ki kızım yine zırladı. Biraz emzirip uyuttum. Geri koydum. Tam sağa… kızım geri zırladı. Tekrar pışpış. Uyudu. Sağ taraf… yine zırıltı. Bu sefer çat çat vurdum. Sağa dönmekten vazgeçtim. Olduğum şeklimle üstüme yorganı çektim. Yine zırladı. Çat çat. Uyudu. Tekrar zırladı. Çat çat. Uyudu. Yine zırl.. çat pat. Zır.. küt çat… zır tak tuk…. Derken kızın sırtında bilumum sesler çıkararak saati 3.30 ettim.

Baktım böyle olmayacak hamağına koydum, ipini elime aldım. Salladım uyudu. Durdum zırladı. Yine salladım uyudu. Durdum yine zırladı. Tabi benim kafamın tası iyiden iyiye attı. Hışımla babasının odasına daldım. “Git şu kızına bak, yoksa elimden bir kaza çıkacak,” diye bağırdım.Allah’tan anlayışlı bir kocam var. “Tamam, sakin ol” dedi, güftesi ve bestesi kendine ait olan “kizııııım kizııııım” ninnisiyle kızın odasına girdi.

Tabi o zamana kadar küçük hanım boş durmuyordu. Benim odadan çıktığımı fark ettiğinden beri naralar atarak ağlıyordu. Babasının sesini duyunca daha da delirdi. Müteveffa Pavarotti edasıyla LİLALALAAAA tarzında apartmanı yıkacak bir sesle bağırıyordu. Üzerine babasının “kizııııım kizııııım” ninnisi de eklenince, tabi güvendiğim dağlara kar yağdı: O saate kadar tıkı çıkmamış olan oğlan kalktı, oturdu. Buyur buradan yak!

Uykusu açılmasın diye hemen oğlanı hamağına koydum. Kendi bestem olan “Ben ne zaman uyuyacağım ya Rabbim?” tarzında içli bir ilahi eşliğinde çocuğu hem sallıyor hem ağlıyorum.

Neyse içeride babası başarılı oldu. Hanım geri uyudu. Ben tam bir saat boyunca oğlanı salladım. Bu arada 7 kere kızın narasını ardından “kizııııım kizııııım” ninnisini duydum. Neyse ki her seferinde babası susturmayı başardı. Ama ben oğlanı uyutmayı başaramadım. Saat 5 sularında aldım mutfağa götürdüm. Mama yapıp içirdim. Sonra da salona girip tivitırı açarak, o saatin anlam ve önemini belirttim:

 

BirKizBirOglan secce
saat 5.1-4 arası kesintisiz kızı pışpışladım.4te öldürmeyim diye babasına verdim, oğlan kalktı oturdu. Sabaha haberturke manşet olabilirim.

 

Bu sırada oğlanın uykusu epey açılmıştı. Uyku tulumunun içinde yarı yürüyüp yarı yuvarlanarak odayı turluyor, yerden bulduğu kuru üzümleri yiyordu. Allah’tan ev açık büfe. Bu bir sağa bir sola yuvarlanırken flash diskimin kapağını buldu. Hemen ağzına attı. Ben de üstüne atladım. Kapağı çıkardım. Oğlan çok bozuldu, lokmalarını saydığımı sandı, ağladı. Sakinleştirdim.

Küçük herif yine yuvarlanmaya başladı. Masanın altında en sevdiği kitaba rastladı. Okuyum diye getirdi. Ben de kitaba bakmadan her cümlesini ezberden okudum. Kibar oğlum beni kırmamak için sanki yeni duyuyormuş gibi her cümlenin arkasından “Aaa?!” dedi. 5.30’a kadar salonda oyalandım. Tekrar odasına götürdüm.

Bu arada hayret ki ne hayret bizim çakma Pavarotti’nin bir süredir sesi gelmiyordu. Ondan aldığım gazla saatte 80 km’ye varan bir hızla oğlanı sallamaya başladım. Niyetim bir an önce oğlanı uyutup, 5 saat önce ara verdiğim uykuma kız uyanmadan geri dönebilmekti. Oğlanın uykuya dalması yarım saat kadar sürdü.

Tam daldı, aldım oğlanı yatağına koyacaktım kiiiiiiii Pavarotti yine sahneye zıpladı. Delirecektim. Bu sefer nasıl bağırıyor, nasıl bağırıyor. Yer gök inliyor. LİLALALALAA. Babasının “kizııııım kizııııım” ninnisi bile duyulmuyor. Şeytan dedi “Terliği at kafasına, indir kızı sahneden aşağıya.”

Şeytanın dediğini yapabilmek için oğlanı yatağına koydum. Tekrar uyanmasın diye koşarak kızın odasına –yani bir zamanlar eşimle bana ait olan odaya- gittim. Allah’tan ayağımda terlik yoktu. Şeytana uymak yerine hemen kızı pışpışlamaya başladım. Sesimi duyar duymaz sustu.

Tabi ben bir yandan zırlıyorum. “Vay saçlarım ağardııııı, vay öldüüüm.” Sevgili eşim de yarı uyur halde beni teselli ediyor: “Yok canım, çok ağarmadı saçın. Evlendiğimizde de böyleydi. Şuradan birazcık ağarmış, birazcık da şuradan, az da arkadan…”

Yeterince gergindim zaten, teselli dinleyecek halim yoktu. Babayı hemen oğlanın yanına gönderdim. Kızı pışpışlamaya devam ettim. Baktım uyudu. Bıraktım. Zırladı. Yine döndük mü başa? Bir kez daha uyuttum. Bıraktım. Zırladı. Ben de cırladım. O zırladı ben cırladım. O zırladı ben cırladım. O zırladı ben cırladım. En sonunda kaldırdım havaya, yemin ediyorum tam atacaktım ki uykum kaçmasın diye kapattığım gözümü açtım. O da ne? Dünya güzeli bir bebeği havada sallıyorum. “Allah’ım ne güzel ağlıyor benim bebeğim,” dedim. Göğsüme bastırdım. Öptüm. Kokladım. “İçine edeyim ne uykusu, insanın böyle güzel bebeği olur da uyuyacağım diye ona kızar mı?” dedim. Aman aman bir muhabbet ki  sormayın. Manyak mıyım neyim?

Bu sırada inanmayacaksınız ama kızı tam susturmuştum ki içeriden oğlan ağladı. Neyse ki babasının onun için bestelediği “Oğluuuuuum” ninnisi tam zamanında yetişti. Oğlan sakinleşti. Uyudu.

Ben de kızımın saçlarını okşaya okşaya uyutmaya çalıştım. O sırada gün çoktan ağarmıştı. Ne ara bilmiyorum ama bir ara ikimizin de içi geçmiş. Saat sekiz gibi bakıcı ablamızın kapı sesine uyandık. Kalkıp kapıyı açtım ve her zamanki gibi daha bir önceki gün bitmeden yeni gün başladı.

İşte böyle… Her gece olaylar, roller, besteler, kudurukluklar değişiyor ama bir şey hiç değişmiyor: 17 aydır uyku gözümde tütüyor!

ikisinin de uyuduğu nadir anlardan biri
ikisinin de uyuduğu nadir anlardan biri

60 yorum

  1. Blog hayırlı olsun geç bile kalmıştınız açmakta iyi oldu 😉 En zor anları bile espriyle anlatışınız takdire şayan daim olsun sevgiler

  2. Cok ama cok yasa e mi ?
    Hem guldum hem kuvvet diledim icimden, bir kere de disardan dileyeyim bu vesile ile …
    Hayirli olsun blogun, nice ic dokmelerine 🙂

    1. çok teşekkür ederim.içeriden bakınca o kadar komik değildi ama:) neyse artık çocuklarıma daha sabırlı davranırım.benim için hikaye üretiyorlar, kolay mı

  3. blog hayırlı olsun, sık kullanılanlar’a aldım bile 🙂 ama ben halâ daha bu kadar sık uykusu bölünen, her uyanışlarında tekrar uykuya dalmakta zorlanan bebeklerin ertesi gün nasıl ayakta durabildiklerine hayret ediyorum. öğle uykusu mu uyuyorlar napıyotlar anlamıyorum ki 🙂 gerçi onlar bizler kadar uykuya ihtiyaç duymuyorlar sanırım. ben en az 8 saat ve pek bölünmeden uyumazsam ertesi gün başağrısı çekiyorum feci şekilde..

    twitter’dan her okuyuşumda dua ediyorum, Allah kolaylık versin diye.. Bu güzeller büyüyüpte nasip olur bunları okurlarsa annelerini herkesten çok el üstünde tutacaklardır 🙂

    Selamlar..

    1. çok tşk ederim bireskizaman. valla gündüz uykuları da bölük pörçük.adamların hayat tarzı bu sanırım.

  4. olayı ne kadar komikmiş gibi anlatsan da çok tanıdık olduğundan(yani 2 bebe olmasa da) gözlerim doldu okurken allah yardımcın olsun

  5. Benim de zor uyuyan çabuk uyanan ve bolca ağlayan bir oğlum oldugundan aciyla okudum. 17 aydır da ben hasretim uykuya. Çok güzel bir yazı dilin var. Twitterdan takipteydim burdan da takip edeceğim.

  6. Super oldu bu blog 🙂 nese ile okudum, okurken ben bile yoruldum, sonunda rahatladım ama en cok acik büfe olayına güldüm. Tweeterda da burada da takipteyim.

  7. Blogun hayırlı olsun Secce.Benim de 11 aylık bir oğlum var.Tek çocukla bile anlattıkların o kadar tanıdık geliyor ki. Allah hepimize sabır ve kolaylık versin..

  8. Blogunuzu bugun kesfettim. Gulmekten gozumden yaslar geldi. Sizin bebeler gibi bende de bi tane var. Cok fena. 13 aydir uykuya hasretim, su anda bebe uyuyo ama ben sizin blogu okumayi birakamiyorum. Yarin yandim!!

  9. sen nasıl bişeysin ya…ne kadar da güzel anlatıyosun sahi…sizin evde ben de yaşıyorum sanki okurkennn…süpersin, müthişsin.. burcun ne bu arada?…

  10. Inan uzun zamandir bu kadar gulmemistim. Gozumden yaslar geldi, katila katila doya doya guldum. Cok yasa, cok guzel yaziyorsun.

      1. Hah işte ben aynen böyleydim. Tek farkla; ben de 1 tane vardı. Yani hala var da, geçmiş zaman olduğu için o şekil şaapıyorum. Efendicaazıma söyleyeyim, böyle her gece her gece, salla salla, pışpışla, ninniler, türküler, tekrar sallamalar, zombiye dönmüştüm. Gözaltlarım mosmor, gözümün feri gitmiş, sinirler laçka haliyle. Dedim bu böyle olmayacak. Uyku eğitimi vereceğim!!! Kesinlikle vereceğim!!! Sabırla, sabırla, sabırla, vazgeçmeden vereceğim. Önceleri de denemiştim bir kaç yöntem ama vız gelip tırıs gitmişti benim kıza. En sonundaaaaa KİM WEST metodunu uygulayarak ( Basurum çıkacaktı sabahlara kadar sandalye tepelerinde ama olsundu..) kızıma kendi kendine uyumayı öğrettim. :)))) 2 yaşına yaklaşıyordu, 20 aylıktı. Geç kalmıştım ama başarmıştım, başarmıştık… Tavsiye ediyorum. Okuyun, uygulayın, uyuyun:)))))

  11. yukardaki yazıyı ağlayarak ve kahkaha atarak okudum.küçük bir çocukken bu durum sık sık başıma gelirdi,ne gülmemi durdurabildim nede ağlama mı.birden çocukların bebeklikleri geldi sanırım aklıma.mükemmel,ideal anne görüntüsü vermekten uzak,sıcacık çikolata gibi tatlı bir blog doğrusu.yeni tanıştım ama müdaviminiz olacağımı zannediyorum.allah yardımcımız olsun:)

  12. merhaba, seyyafın annesinden bloğunuza uğradım. doğum hikayenizi yazdığınız yazılardan sonra en baştan bloğu keşfetmeye karar verdim. çok hoş çok eğlenceli yazıyorsunuz ama Allah kolaylıklar versin sabrınızı tahammülünüzü artırsın gerçekten zor olsa gerek iki hareketli bebeye bakmak.
    Şimdilik bu kadar tekrar uğrar yorum bırakırım 🙂
    görüşmek üzere

    1. canım hoşgeldin. başlardaki yazılar hakikaten tam trajedi. ama gittikçe kolaylaşacak bakımları merak etme:) kaçma diye yazdım:)

      1. yok kaçmadım merak etme:) sabahtan beri işi gücü bıraktım okuyorum. arada gelip gidenler oluyo yüzümde gülümseme garip garip bakıyolar:)

        2 yaşını dolduracak bir kızım var benim de. hareketli falan ama ikiz bakımına göre bir hayli kolaymış şimdi anladım.

  13. :))) kendim aklıma geldim yazınızı okurken …üstelik 1 çocukla …kızım tam 18 ay her 10 dk. bir uyanırdı.saat 9 da yatırmaya başlarım saat 12 ye doğru direnci kırılır o aralar yatar 10-15 dk sonra ağlar ben yine sallarım pışpışlarım 10-15 dk sonra yine ağlar ve sabah 4 e kadar böyle sürer sonra 4 te gözlerini cin gibi açıp hiç uymazdı …artık geceyle gündüzü karıştırmış ben arada çocuğu naptığımı bilemez halde aranırdım bazen deli gibi korkuyla uyanır yere düşürdüm sanar arardım bakardım yatakta, bir uyanırdım bakardım ayağımda dr gittim uyku düzenleyici bir ilaç verdi ilkgün dinlendik ikinci gün ilaç etkisini yitirdi bizimkinde…18 ayın sonunda biraz daha iyiydi. en zaından uyanma saatleri saat başına düşmüştü…şimdi 9 yaşında hala öyle gece 2-3 kere kalkıyor…

  14. off secce ya iyiki keşfettim seni ya işyerinde kahkaha ata ata okudum her odama biri girdiğinde toparlamaya çalışsamda “yine geldi bunun krizi galiba” dercesine sırıttılar bana mecbur açıkladım açıklamada şu “ya çok komik bir yazı okuyorum odama da girmeyeniniz kalmadı ha:) ne okuyon yine allahaşkına diye 2. soru geliyor tabi cevap şu “ikizleri olan bi kadın var neler yaşadığını acayip komik şekilde yazıyo ya” onlardan gelen cevapta şu “nasıl vakit buluyomuş” bilmiyorlar işte hayatım annelerin 2 ara 1 derede neler yapabileceğini neyse çok yazmışım be kısacası iyi ki varsın secce:))

  15. seccee sen beni güldürdün Allah da seni güldürsün. güleriz ağlanacak halimize 🙂

  16. işyerindeyim… zaman zaman yoruluyorum sinirlerim bozuluyor vs.. açıyorum senin bloğundan bir yazını okuyorum. günün en güzel anı sanki. nasıl eğleniyorum anlatamam. Allah seni, kocanı ve bebelerini hep güldürsün…

  17. Sizi yeni kesfettim ikizlerle ilgili neler yasicama dair interneti karistiriken Yazdıklarınıza hem çok güldüm hemde korktum açıkçası şu an ikiz hamileyim ve 6 yaşında bir kızım daha var ilk ders sabir çok ihtiyacım var bunu anladım

    1. :)))))))))))) ravza, allah sağlıkla kucağına almayı nasip etsin. çok güzel günler bekliyor seni. o kadarcık zorluğu da olsun 😉

  18. 81 doğum tarihli olman hasebiyle hayatımla tek ortak noktan ablamla aynı yaşta olmandan mütevellit acccaayip bi içim aktı sana 🙂 yok yok ablam yaşıyor şükür 😉 hayır yaa ben de bebe sayılmam 3-5 alt kadrodayım işte sizden 🙂 faceden takip et et nereye kadar bi gün girerim o gün girerim bu gün girerim derken iş yeri de mesaiyi uzatınca :/ yok yok tabiki siteyi zaman öldürmek için kullanmıyorum amaaann ne diyordum 😉 selaamün aleyküm, ben gelduuumm 🙂 her yazının altına yorum atayım da aklına kazı beni. beni beni bihterini. çok oldu de mi yazı uzatayım mı daha ahee uzatayım mıııı yaaa ole işte. (bu yazıdan sonra yorumlara karakter sınırı koyuldu 🙂 ) dostum Allah ilmini, sabrını, huzurunu,bilimum her insanın isteyeceği makul güzellikleri şeysilerini artırsın. öperum 🙂

    1. aleykümselam hoş geldin. bütün yazılara yorum atacaktın, tek yorumla kaçmışsın. 😉 bekliyorum. ablana çok selamlar. güzel dualar için de çok teiekkür ederim, yine beklerim. 😉

      1. mesai bitti yazamadım diyomuşum 🙂 bi anda tüketmeyim tek tek sindire sindire okuyup öyle yazacağum 🙂 aleyküm selam Allah razı olsun. hayırlı haftalarımız olsun <3

  19. İkiz aileleri bir günü nasıl geçirir, hangi bâdireleri atlatır, hangi psikolojik dönemeçleri geride bırakır suallerine teferruatlı cevap veren bir yazı olmuş. Yılmayan, kendi kendinin psikoloğu bir anne babayla karşı karşıya olan ikizlerin hamle üstüne hamle yapmalarını okumak gülümsetirken düşündürüyor.

Sezin için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.