Kod adı: Denyo!

Kasımda 2,5 yaşında olacakmış benim bebeler. Ben ocak sanıyordum. Şaşırdım. Geçen parmak hesabı yaptım, kasım çıktı. Birden stres oldum. Sanki ne değiştiyse? Birkaç gündür 2,5 yaş bebeleriyle ilgili yazılar okuyorum. Komşuda bir kitap gördüm. Kaptım eve getirdim. Haluk Yavuzer’in Çocuğunuzun İlk Altı Yılı diye bir kitap. Yaşlara göre çocukların gelişim özelliklerini vermiş, neler yapabilirler, o yaşlarda çocuklara nasıl yardımcı olabiliriz diye alt başlıklar var. 2,5 yaş için hoca demiş ki: “Tam bir serkeşlik dönemidir.” Ağzına sağlık! Ben desem laf olur. “Vay buldun da bunuyon, vay abartıyon, vay biz hiç mi çocuk büyütmedik, vay böyle böyle büyüyecekler işte…” Tefe koyarlar beni valla. Gördüğünüz gibi ben hocanın yalancısıyım. Ayrıca bu dönem için demiş ki hoca “Gelişimin en büyük kriz dönemlerinden biri olarak kabul edilir.” Demek ki boşuna değilmiş bizim evdeki feryat figan, demek ki abartmıyormuşum, demek ki bulup da bunamamışım… Hoca arkamda, artık bir şey söyleyemezler bana. Bakın 2,5 yaş çocuğu için başka hangi özellikler sıralanmış kitapta: dengesiz, olumsuz, kararsız ve isyankar. Anlayacağınız gibi şu aralar tam bir denyoluk kol geziyor bizim evde.

Dengesiz, benim bebeler için tam aradığım sıfat. Gerçekten de dengesizler! Bir dedikleri öteki dediklerini tutmuyor. Kendi içlerinde bile çelişiyor garibanlar. Oğlan önce “Ben bebeğim, beni kucağına al,” diye ağlıyor, üç dakika sonra “Ben abla oldum, çorabımı kendim çıkarıcam,” diyor. “Sen abla değilsin, abisin, Melike abla,” diyorum. Vay efendim, abla oymuş, Mekki abi olsunmuş.  Önce attaaya götür diye yerlerde debeleniyorlar. Sokağa çıkarıyorum, bu sefer de vay eve gidelim diye tutturuyorlar. Ne yapacağımı şaşırıyorum ya. Bir öyleler, bir böyle. Bir tane olsa yine neyse. Biri sokak diye tuttururken öteki ev istiyor, sokağa çıkıyoruz tam tersi oluyor, eve giriyoruz daha beter oluyor. Oydu buydu derken aralarında telef oluyorum şerefsizim.

Olumsuzluk desen diz boyu. Ne dersen tersini söylüyorlar. Gel dersin gelmem diye ağlar, iyi gelme dersin, vay gelecektim diye kendini yerlere atar. Ne halin varsa gör diye bağırırsın, vay görmiycem diye fenalık geçirir. Bazen şeytan diyor, çal duvardan duvara!  Gerçi ben bu işi çözdüm sayılır. Her zaman tutmasa da genellikle tutan bir taktik öğrendim Sabiha Paktuna’dan. İstediğiniz şeyin tersini söyleyin diyordu. Geçen gece aile boyu yatağımıza yattık. Kız uyudu gitti, oğlan tepemizde tepiniyor. Babası ayağına alıp sallamaya çalışıyor ama ne mümkün. Herif bir o tarafa dönüp atlıyor, bir bu tarafa dönüp kaçıyor. En sonunda “Sakın ayağına alma onu babası,” dedim. Aman bir çığlık attı, “Ben babamın ayağına yatcaaaaaaaaaam,” diye. “Hayır,” dedim, “Yatmayacaksın! Sakın uyutma onu babası!” “Baba beni sakın uyut!” diye ağlamaya başladı. Ben sallamayacaksın dedikçe ayakta kıpırdamaz oldu, üç dakikada yatağına baygın halde teslim edildi. Kocam benimle gurur duydu. Tabi çaktırmadım ben taktiğin bana ait olmadığını. Gayet havalı bir halde uykuya daldım.

Sonra efendim gelelim kararsızlığa. Anacım, benim bebeler bir kararsız, bir dönek, bir oyunbozan, bir hercai, bir maymun iştahlı, bir hıyar… anlatamam!  İki dakika önce tamam dediğine vay efendim ben bunu istemedim diye ağlıyor yaa. Bunun örneğini de yine gece hayatımızdan vereyim. Cincin Naciye’yi yanımda uyutmaya çalışıyorum. “Annea battaniyemi ört,” dedi. Örttüm. Zırladı, örtme dedi. Açtım. Daha çok zırladı ööörrrtt dedi. Örttüm. Daha da zırladı örtme dedi. Kızım kararını ver, örteyim mi örtmeyim mi? Ööörrrttt, ööörtttmeeeeeeeeeee! Gecenin bir vakti koskoca anasıyla aç kapa oynuyor terbiyesiz. Örterdin örtmezdin birbirimize girdik. Babası elimden zor aldı valla. Zırlaya zırlaya uykuya daldı. Gece uyanıyor, örrttt diye ağlıyor. Geri dalıyor. Yine uyanıyor örtttmeeee. Kâbus oldu bize!

Sonra son özellik neydi bakayım. Hmm isyankar! Elbette, olmaz mı? Yakında tamamen isyan bayrağını çekip dağa çıkacaklar diye korkuyorum. Ne desem bir asilik, bir cazgırlık, bir militanlık, bir manyaklık… Bacak kadar boylarıyla analarına efelenmeler, kafa tutmalar. Ulan üç gün öncesine kadar kafanızı tutamıyordunuz da ben tutuyordum, ne zaman büyüdünüz de ananıza artistlik yapıyorsunuz denyolar? Ayakkabını giydireyim, sokağa çıkacağız diyorum. Vay efendim, giymeyecekmiş, terlikle çıkacakmış. Giymiş ayağına bir takunya takır takır geziyor. Lan oğlum diyorum hamama mı gidiyorsun, çıkar şunu da ayakkabını giy. Olmazmış. Giymezmiş! O, onu giymek istiyormuş! Ben karışmayacakmışım. Bir de bunu öğrenmiş: “Karışma!” Kızınki daha fena “Çeneni kapa!” Allah’tan henüz bana demedi: “Şunu al da çeneni kapa, Ahmet!” Car car car…

Kitapta tabi bunların dışında özellikler de vermişler 2,5 yaş için. Terstir demiş. Aynen! Öfkelidir demiş. Hay ağzına sağlık! Her şeyi “kendi” yapma merakındadır demiş. Al birini vur ötekine, anca bu kadar olur. İlk karşı koyuş zamanıdır demiş. Allah beterinden korusun. Neyse ki 3 yaşında düzeleceklermiş. Tünelin ucunda ışık var yani. Ne derece inanılır bilmiyorum, ama heyecanla bekliyorum.

 

24 yorum

  1. Robert MacKenzie’ nin Cocugunuza Sınır KOymmak kitabini siddetle tavsiye ederim. Bir de Bebeginiz buyurken sizi neler bekler kitabinin genisletilmis versiyonu-4 yasa kadarki donemi ele aliyor-basucu kitaplarimdi benim:) 2 yasi fazla buyutmeyin gozunuzde:) Aslinda cok keyifli bir donemdir. Ters psikoloji daha uzun aylar sizi kurtaracaktir. Berberinde aniden sesinizi alcaltmak dikkatlerini 5-10 saniye cekecektr ki bu da baska bir manevra icin zaman kazandirir:)

    1. ilk kitabı okudum. ikincisini okumadım. keyifli ve zor bir dönem valla. bir anda düğmelerine basılmış gibi çığlık çığlığa bağırıyorlar.halbuki bir saniye önce keyifli gülüyorlardı. dengesizler yemin ederim

    2. her iki kitabı da yalayıp yutuyorum valla ikisi de süper kitaplar hele bebeğiniz büyürken sizi neler bekler tam bir baş ucu kitabı.. dönem dönem yaşanan sorunlara çok akılcı ve mantıklı çözümler tavsiyeler veriyor ve hepside çok işe yarıyor :)))

  2. ‘Neyse ki 3 yaşında düzeleceklermiş. Tünelin ucunda ışık var yani. Ne derece inanılır bilmiyorum, ama heyecanla bekliyorum.’
    Öle birşey yok. Hepsi hurafe, düzelme müzelme yok arkadaş.
    40 günlük olsunlar bak çok değişecekler lafından beri o tünelin ucu görünmedi….

  3. Secce daha dün başıma geldi bizim kızdan tavan yapan inkar olayı : İSTEMEK İSTEMİYCEEEEEMMM ben dumur tabi o ne demek diye :))

  4. yok yok inanma tünelin ucu b…..k :))))) 3 ü doldurmamıza 2 ay kaldı gittikçe daha beter oluyo 3 yaş erken ergenlik tükürcem ulan ergenliğine bu bide 16-17 yaşına gelsin yandık valla hergün bi sinir harbi sonrada vicdan azabı ben nasıl anneyim tahammülsüzüm diye sendede oluyomu? :)))

    1. hadi bee
      yok ben hiç öyle demiyom, nasıl annesin sen hehe, şimdi de biraz sen kendini kötü hisset:P

  5. Valla Selcen benide hep kandırdılar.Bak 1 yaşına gelsin düzelir.2′ ye gelsin herşey daha iyi olur.3’te sakinleşirler.Yok anam yok hiçbiri olmuyor moralini bozmak gibi olmasın.Benimkilerde aralıkta 3.5 olacaklar ama inatlaşma,kavga diz boyu.Bazen saçlarımı tek tek yolasım geliyor.arada öyle bir cırlıyorumki Allah inandırsın kendim korkuyorum o derece.

    1. yaaaa 3 yaşta sosyalleşeceklerdi, toplum kurallarına önem vereceklerdi, bencillikten uzaklaşacaklardı. yalanmıymış hepsi ulen!

      1. 😀 Bunu hangi insnaoğlu yapıyor ki üç yaşında ki bebeler yapmadığı zaman suçlu olsunlar 🙂

        Ama ne tatlı söylüyolardır karışma kapa çeneni diye.. )

  6. benimle alakalı her olaylı anı 2,5 yaşında geçiyor kadına ne yaptımsa hep o yıl olmuş boşuna değilmiş yani nasıl bir iz bıraktıysam artık hergünü 1 yıl gibi geçirmiş.
    anne adayı olarak biraz biraz anlıyorum ve annecimden sizin vasıtanızla özür diliyorum 🙂

  7. Secce iddialarını değerli bir hocanın kitabıyla ispatlamış oldun.Dediğin gibi artık kimse sana buldunda bunuyon abartıyon ben bunun gibi 4 bebe büyüttüm diyemez.Ammaaaa şunun şurasında 3 e ne kalmış.Dua et bebelerin hocanın dediği gibi düzelir.Yoksa artık kozlar bizim elimizde koskoca hocanın yalan söyliycek hali yok ya 🙂

  8. Bizim kucuk de ikibucuk magduru . yani oglum aslinda melek ama o yuzunu uc yasina basinca gostrecek insallah 🙂 kardes kavgalari ne yazik ki evlenene kadar bitmiyor bacim .ama uc yas civarinda genelde buyuk oranda iyi yonde degisiklikler oluyor . en azindan oglenleri uyutmuyorsun aksam anneyi fazla yoramadan zibarip yatiyorlar :p bu da bi seydir :))))

  9. Bizim Zeynoş ufaklıkken cana-VAR-a cana-YOK diyordu.. Nasıl bir inatlık siz düşünün 🙂
    Allah yardımcın olsun gerçekten 🙂 Tez zamanda düzelirler inş.

  10. 3 yasında düzeliyorlar evet ama 3,5-4 yasında bu kez tam bir felaket oluyorlar! 2 yasının masumiyeti kalmıyor. Bile isteye, inadına, seni kızdırmak için, domuzluguna, yapma dediğin ne varsa yapıyorlar. Doğrusunu biliyorlar evet ama gene de tam bir bozgun donemi yaşatıyorlar. Sorularına cevap yok, bağırırsın takmazlar kendi kendilerine şarkı söylerler, bütün güzel aliskanlikari uçup gider! Bugün okuduğum bir kitapta ancak 5 yasında tünelin ucunda ışık gorunebilirmis! 2 yas krizi meshurmus ama en cildirtici donemi anaokulu caglariymis! Doğru söze ne denir, 2 yas krizini kısmen çeşitli taktiklerle idare edebilmiştim şimdi hersey kontrol dısı!

  11. hamileliğimden beri “bu daha ne ki, bunlar iyi günlerin sen daha dur” diyenlere inat valla kim ne dersin bizim için herşey gitgide kolaylaşıyor. hamilelik bitti kendi bedenime kavuştum. ilk günler geceleri hiç uyumazdı sonraları en azından bir iki saat kesintisiz uyumaya başladı. 4 aylıkken kolik bitti kucaktan indi rahatladık. 6 aylıkken emekledi kendi kendini biraz oyalar oldu. şimdi iki yaşında konuşabiliyoruz, az buçuk anlaşabiliyoruz. en azından karnı mı açıkmış, uykusu mu gelmiş diye düşünmüyoruz, söylüyor. tehlikelerin biraz farkına vardı. elini kaynar suya sokmak, kendini merdivenden aşağı bırakmak gibi konularda tereddütler oluştu. eskiden yirmidört saatimi versem yetmezken şimdi önüne su koysam bi saat kendi oynayabiliyor. o bi saat de bana kalıyor. büyüdükçe de daha kolay olacak. hatta ev işlerine falan yardım edecek, siz üzülünce teselli edecek, dertleşebilecek, birlikte gezip tozacaksınız. karamsarlığa mahal yok!

  12. şu kararsızlık kousu beni en çok yemek kısmında öldrüyor. Çocuk tutturuyor anne beyaz çorba yap, anne beyaz çorba yap (beyaz çorba = yyla çorbası) diye, yaprsın ben beyaz demedim turuncu dedim diye:( makarna yap der yaparsın ben makarna demedim pilav dedim duymuyor musun der. hey alahım yaaa. ayrıca biz 4 yaşa geldik o krizler azalsa da hiç bitmedi. yuvada bu sene öğe uykusunu kaldırdılar, haliyle bizimki eve gelince pili bitmiş ve arızaya bağlamış oluyor,herhangi birşey için arızaya bağlanıp yarım saat salya sümük ağladığını biliyorum. Bırakıyorum bana sarılıp doya doya ağlasın diye, sakinleşince küvete atıyorun suyla haşır neşir oluyor. Sonra küvetten çıkacağı sırada sesleniyor “anneee çıkıcam gel, ağlamam bitti:)”

  13. hayallerini yıkmak gibi olmasın fakat üç yaşında düzelmeyecekler:)2.5 yaştan sonra sapıttıkları kesinlikle doğru ama.benim kız 5 yaşına girecek aralıkta eskisi kadar krizci olmasa da hala istediğim kıvama gelmiş değil.tabii bunda bizim payımız da var,baskılamadan yetiştiriyoruz ve özgüvenlerini geliştirebilmek için çaba sarfediyoruz-ki olması gereken de o- sonuç olarak her dediğimize he demeyen evlatlarımız oluyor:)çocuğunuza sınır koyma gerçekten işe yarıyor ama…

Fatma için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.