Gönül isterdi ki şuraya şahane bir sofra resmi koyayım, görenlerin midesi guruldasın, salyası salgılansın, ağzı sulansın. Ama ne yazık ki şapşallıktan resim bile çekmeyi unutmuşum. Neyse borcum olsun. Siz şimdi gözünüzü kapatın, mis gibi bir sofra hayal edin. Pırıl pırıl tertemiz örtüler, göz alıcı bir pasta takımı ve üzerinde birbirinden leziz pastalar, börekler, salatalar… Başında… Okumaya devam et Hayatın normalleşmeye başladığının resmidir – III – Gezenti
Kategori: Biraz da benden
Hayatın normalleşmeye başladığının resmi – II “Çiş partisi”
Yeni evlendiğimde börek çörek yapmayı bilmezdim. Bizim evde anca misafire pişerdi öyle şeyler. Annemin de klasik bir menüsü vardır zaten: teflonda börek, düdüklüde pandispanya, bir de mercimekli köfte. Evlendiğimde ilk misafirlerim çocukluk arkadaşlarımdı. Pasta, börek yapayım dedim. Tarif de bilmem. İnternetten buldum şahane bir kek tarifi, Portakalağacı‘ndandı büyük ihtimalle, geçtim hemen başına. Aman Allah’ım benim… Okumaya devam et Hayatın normalleşmeye başladığının resmi – II “Çiş partisi”
Erkek adı: Hakan – Kız adı: Hafize
Belirli günler ve haftalarla aram hiç iyi olmadı. Kabotaj bayramını hiç kutlamadım mesela. Cüzzam haftasının hangi hafta olduğunu da bilmem. Girişimcilik haftasıyla da işim olmaz. Polis teşkilatının kuruluş gününü de bulsam bulsam anca 365. tahminimde bulurum. Ama özel günlerde bu kadar kötü değildim hani. Doğduğumu pek hatırlamıyorum ama doğum günümü bilirim. Eşiminkini de bilirim. Ama… Okumaya devam et Erkek adı: Hakan – Kız adı: Hafize
Kaynana damarı
Yıllar önce yeni evli bir arkadaşımın evine oturmaya gitmiştik. Bilmem kaç kız. Konu döndü dolaştı – e tabi ki de – kaynana çekiştirmesine geldi. Yeni evli arkadaş pek bir muzdaripti kaynanasından. Yok şöyle etti, yok böyle etti, şunu dedi de bunu dedi de… anlatıp duruyordu. Hepimiz de yeni evliyiz. Sözü geçen kaynanaya karşı güçlerimizi birleştirdik,… Okumaya devam et Kaynana damarı
Hayatın normalleşmeye başladığının resmi I – “Küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk”
Hep diyorum yine diyeyim: bebelerden sonra hayatımız tepe taklak oldu. Bugüne bugün neredeyse 2,5 yıl oldu, daha bizim hayat tam olarak normale dönmedi. Belki de çocuklu hayatın normali böyle anormal yaşamaktır. Bilemiyorum, ama her geçen gün biraz daha düze çıktığımızı hissediyorum. Tamam, hâlâ doğru düzgün bir gece uykumuz yok, evimizin pasağı almış başını gidiyor, hâlâ… Okumaya devam et Hayatın normalleşmeye başladığının resmi I – “Küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk”
Ünlüler kervanı
Bugün yine konumuz kitap. Farkındaysanız bu aralar pek entelektüel takılıyorum. Kaka kitabı mı dersiniz, ayı kitabı mı, renkli filler mi… Madamlık tarafım ağır basıyor yine. Aslında bugün Secce bacı kimliğimle evde ayağımın altında dolanan iki bebeyle nasıl turşu kurduğumu anlatacaktım ama başka gün artık. Bugün de yine edebiyat, sanat dolu bir yazı olacak. Kitaplardan girip… Okumaya devam et Ünlüler kervanı
Hasar Tespit
Sürekli hastalıklarını anlatan insanlara gıcık olurum. Kazayla bir “Nasılsın?” diye sorarsın oyyyyy, anlatır da anlatır. İşte şuramdan bir ağrı kalktı da şurama indi; şuram gup gup gupluyor, buram vık vık vıklıyor; midemde sanki sıçan var fır fır dönüyor; ellerim karıncalanmış affedersin zor taharetleniyorum, bacaklarım, belim, kıçım, başım…. oyy bir bitmez dertleri. O yüzden parkta bahçede… Okumaya devam et Hasar Tespit
Erken yazılmış bir yazı
Biliyorum bu yazıyı yazmak için çok erken. Ama şu an çevremdeki bütün bıdıklar okula gidiyor. Sabah yavrularının elinden tutup hızlı adımlarla okulun yolunu tutan anneleri gördükçe heyecanlanıyorum. Hatta gözlerim doluyor. Bizim de sıramız gelecek bir gün, inşallah, biliyorum. Ama daha iki yaşındaki bebelerime şimdiden kaygı etmeye başladım okulu. Çocukları okula başlayan arkadaşlarla konuşuyorum, moralim bozuluyor.… Okumaya devam et Erken yazılmış bir yazı