Külyutmaz!

Dünden beri tebrikleri kabul ediyorum, ne kadar mükemmel çocuklar yetiştiriyorum diye. 199 adet “bunlar ne biçim bebe” temalı post üzerinde son yazdığım “cici kardeşler” postu her nedense çok tuttu. Sanırım bir anda evde iki adet sevgi pıtırcığı yetiştirdiğim, sabah akşam bebelerin birbirlerini öpüp okşadığı falan sanıldı. Yok canım, daha neler. İkisi de çocuk sonuçta, ben… Okumaya devam et Külyutmaz!

Tuvalet Eğitimi 2. Sezon, 1. Bölüm “Helacıbaşı”

(Yasal Uyarı: Bu yazı kızımın deyişiyle “iggggrenç” oğlumun deyişiyle “diksinç” olaylar içermektedir. Midesi hassas şahsiyetler okumasın. Sonra “Ay midem bulandı, ay kustum, ay kaka kokusu burnuma geldi, ay Allah belanı versin,” gibi yorumlar istemem ona göre!) Anne olmak beni çok geliştirdi. Kimliğime yeni kimlikler kattım. Hasta bakıcı mı dersin, ilk öğretmen mi dersin, oyun arkadaşı… Okumaya devam et Tuvalet Eğitimi 2. Sezon, 1. Bölüm “Helacıbaşı”

Sokakçı

Beni arayan nerede bulacağını bilir. Ya hemen ilerimdeki büyük parktayımdır, ya sitedeki küçük parkta. He bir de karşı taraftaki tarlada olma ihtimalim var artık. Oğlan orayı yeni keşfetti de. Sabah akşam köstebek misali delikler açıyor tarlada. Kız da salyangoz topluyor. Ben de ellerimi bağlayıp öğretmen edasıyla tepelerinde dikiliyorum. Aa tabi bir de evde olma durumum… Okumaya devam et Sokakçı

Kurt kocayınca

Demiştim ya ben resim yapmayı hiç sevmem. Yıllar geçtiği halde resim dersleri hâlâ kâbus olur bana. Hiç beceremem de hani. Nasıl isterdim eli kolu düzgün resimler çizmeyi. Bu konuda seviyem sıfırın altında. Tek bildiğim U’dan kafa yapmak, 69 mu 62 mi daha onu bile tam öğrenemediğim bir rakamla kedi ya da -isteğe bağlı olarak- tavşan… Okumaya devam et Kurt kocayınca

Üşütük kafalar

Ben çok çabuk üşüyen bir insanım. Ayağım terliksiz yere basamam. Allah etmeye, ayağım donar valla. Taşa desen hayatta oturamam. Rüzgârda hemen sırtım tutulur. Evde cereyanda kalsam hapşırmaya başlarım. E ben böyle olunca çocukları da kendim gibi giydiriyorum haliyle. Şu havalarda sokağa çıkarken yanıma çocuklar için bir kapşonlu hırka, bir uzun kollu penye, bir de yelek… Okumaya devam et Üşütük kafalar

Madam Secce – 3. Bölüm – Faaliyet başlıyor

Bu “Faaliyet başlıyor” lafını aylar önce Çocuk ve Oyun kitabının 2-3 yaş bölümünün başlığı olarak okumuştum. O gün içimin nasıl kıpırdadığını, nasıl heyecanlandığımı anlatamam. Bir an önce çocuklarım iki yaşına gelsin, bizim evde de faaliyet başlasın, sabah akşam tıkır tıkır, pıtır pıtır uğraşalım, oyunlar oynayalım, faaliyetler yapalım, kah kah gülelim, ortaya sanat eserleri çıkaralım, ben… Okumaya devam et Madam Secce – 3. Bölüm – Faaliyet başlıyor

Bir Kız Bir Oğlan TV

Küçükken çok sevdiğimiz bir oyun vardı bacılarımla: Kızlar TV oyunu. Herhalde ben ortaokula falan gidiyordum. Kardeşlerim de ilkokula. O aralar sabah programları pek bir popülerdi. Şarkıcılar o programdan bu programa koşar durur, sorulan aynı sorulara aynı cevapları verirdi. Hatta farklı programlara aynı giysilerle çıkanlar da olurdu. (Örnek Ercan Saatçi. Bir kere bir hafta hasta yatmıştım… Okumaya devam et Bir Kız Bir Oğlan TV