Kitap kurtçukları

Adettendir, her blog yazan anne, bebesinin kitaplarla birkaç poz resmini bulup buluşturup mutlaka bloğa ekler. Altına da kitap kurdu diye not düşmeyi unutmaz. Bu resimlerin arasında özellikle gece bebenin uykusunda koynunda kitap olanı pek bir makbuldür. Hele bir de bloğa çocuğumun kitaplığı diye kategori koyanlar vardır ki kıskanmamak elde değildir. Takipçiler “Yaaa benim çocuğum niye kitaplara bu kadar düşkün değil,” diye kendi kendini yer bitirir. Ayol, siz sanıyor musunuz ki o çocuklar o kitapları okuyor? Görmüyor musunuz kitaplar kitapçıdan yeni alınmış da dizilmiş. Üzerinde kırışık bile yok. Hiç çocuğun eline geçen kitap öyle kalır mı? Belli ki onlar süs! Şimdi haklarını yemeyeyim, bir de harbiden kitaplarla haşır neşir olan çocuklar vardır. Bunun işin de tek bir sırrı vardır: Çocuklara oyuncak verirsen oyuncakla oynar; kitap verirsen kitapla oynar. İşte bu yazım “İyi de ben de verdim, yedi kitabı yahu!” diyenlere gelsin. Biraz da bebesi kitap okuyan blogcu anne kimliğimle ben hava atayım, sizinle üst perdeden konuşayım:

Öncelikle kabul edin ki bebeler doğuştan okur yazar değil. “Aaa kitap verdim, bakmadı bileeee,” diye hiç içinizi parçalamayın. Herşey zamanla. Birçok blogda çocuklarına iki aydan itibaren kitap okuyanlar olduğunu okudum. Şahsen benim böyle bir lüksüm olmadı. İlk iki hatta dört-beş ay bebeklerin zorunlu ihtiyaçlarını bile zar zor karşıladım. Bu konuyu abartıp kitabı kasete okuyup karnındaki bebeğe dinletenleri de biliyorum. Şahsen böyle bir çaba içine de girmedim. Ben beş altı aylıklarken önlerine kitap koydum. Oyuncak babında. Oynadılar mı? Yoo, kemirdiler, yaladılar, ısırdılar. E o kadar da olacak tabi.

Yurtdışında özellikle bu dönem bebeleri için kumaş kitaplar var. Bizde de var yok değil, ama doğru düzgün bir şeye benzeyeniyle henüz karşılaşmadım ben. Ben ilk önce bebelere kalın karton kitaplar verdim. Favorim Timaş’ın Pofi serisiydi. Ama ne yazık ki duyduğuma göre yayından kaldırılmış. Yine de tek tük bulunabiliyor. Buna bir bakın derim.

Ahmiş ve Pofi

Bu dönem için önereceğim iki şahane kitap da Mandolin Yayınlarından: Mutlu Bebek ve Bebek Duyuları. Bunlar da büyük bacımın hediyesiydi. Anladım ki bebekler bebek resimlerine bakmaya bayılıyorlar. Bu kitapları çok sevdiler. Birçok kitap parçalandı gitti o dönemde ama bu kitaplar hâlâ evimizde mevcut. Hoş ön ve arka kapakları, sayfalarının bazıları eksik ama sonuçta öyle ya da böyle varlar. Bebeler de aynı iştahla bakmaya devam ediyorlar.

kitap en iyi oyuncaktır

Sonra yine dokun hisset kitaplarından çok faydalandık. Bunlar daha çok hayvanlı mayvanlı oluyor. Hayvanların kuyruğuna kürküne elliyor çocuklar. Tabi bizimkiler biraz daha ileri giderek derilerini yüzdüler, kuyruklarını kopardılar, gözlerini çıkardılar. Öyle ki bir ara ciddi ciddi çocukları doğaya salmaya korkar hale gelmiştim. Doğan Egmont’un böyle çok kitabı var. İçlerinde en favori olanımız Yavru Tavşan‘dı.

Dediğim gibi bu dönemdeki bütün kitaplar itinayla parçalandı, ısırıldı, tükürükle şişirildi. Ama böyle böyle alışacaklar diye dert etmedim. Bir de açıkçası hepsi de bacılarımın hediyesiydi. Parayı onlar verince içime pek oturmadı sanırım. Ama iki kitap var ki acısı hâlâ içimden çıkmaz: Türkiye İş Bankası Yayınlarının Hareketli Treni ve Hareketli Uçağı. Kitapları yine küçük bacım almıştı. “Lan yırtarlar mırtarlar Allah korusun, çok pahalı bu kitaplar,” diye uzaktan gösteriyordum çocuklara. Ellerine vermiyordum. Ama bir gün zırıltıları ayyuka ulaştığında yeter ki bir beş dakika sesleri kesilsin diye koydum önlerine kitabı. Çatır çatır yırttılar valla. Kafamı dinlemek için ses etmedim. Şimdi düşünüyorum da keşke vermeseydim. Şu yaşta epey eğlenirlerdi onlarla.

hareketli kitabın son hareketi

Neyse, gelgelelim kitap okuma işine. Kitabı çocuğun eline vermek kolay da peki nasıl okuyacağız? Açıkçası ben hiçbir kitabı okumadım bebelere şimdiye kadar. Sadece resimlere bakarak anlattım. İki yaşı bitirdiler. Hâlâ da öyle yapıyorum. Çünkü bu yaşa hitap eden kitap bulmak çok zor. Çocuklar uzun yazıların okunmasından sıkılıyorlar. O yüzden bir iki parlak cümle ile olayı ben anlatıyorum. Bu safhada herkes çocuğunun bir dakika bile yerinde durmadığından, anlatılanı dinlemediğinden şikayet ediyor. Peki bunu nasıl önleyeceğiz? E pek tabi bebenin dikkatini çekerek. Vurgulara dikkat, tonlamaya dikkat, mimiklere dikkat! Yapmanız gereken sadece bebenin dikkatini çekmek. Kitabı anlatırken sıradışı bir şey oluyor izlenimi verin. Örnek veriyorum: ses bir , ki.. “Aaaaa, anneciiiiiim, baaaaak panda mama yiyoooooooooo.” Buralarda araya efekt almak da işe yarıyor. Örnek: “Aaaaaaaaaaaaaaa, anneciiiiim, baaaaaaaaaaak panda hambali humbali diye mama yiyooooooo.”

oğlan kitaplığa saldırırken

Resimleri başta siz anlatıyorsunuz, sonra onlar anlatmaya başlıyor. Zaten bir süre sonra çocuklar “Annea, bu?” evresine giriyorlar. Resimdeki herşeyi söylüyorsunuz tek tek. Epey vakit geçiriyorsunuz birlikte. Hatta bir ara kusasınız geliyor.

Sözde bu dönem bebeleri için hazırlanmış ilk sözlük tarzı kitaplar var. Sayfaya bir çanta yapmış adam, altına çanta yazmış. Aman ne ilginç! Bunlara hiç boşuna para vermeyin. İçinde hareket olan, ama detayı az olan resimli kitapları tercih edin. Çocuklar, günlük yaptıkları aktiviteleri içerenlere özellikle bakıyorlar. Ud çalan yaşlı adam dikkat çekmiyor, ama hambali humbali diye yemek yiyen bebeye iştahları kabararak bakıyorlar.

Ben her ortam için ayrı kitap bulunduruyorum. Mesela arabada Cemile Serisi duruyor. Yolda ona bakıyorlar. Sürekli aynı kitaba bakmak, sürekli aynı oyuncakla oynamak gibi sıkabiliyor. Kitapları değiştirerek çıkarıyorum. Her seferinde kitap eve yeni gelmiş muamelesi yapıyorlar.

Tabi zamanla çocuklar büyüdükçe kartondan normal baskılı kitaplara döndüm. Elbette yırtma, parçalama devam ediyor. Ama eskisi kadar değil. Telef olan çok kitabımız oldu. Ayrıca dergi falan da verdim ellerine. Elime ne geçerse koydum önlerine anlayacağınız.

hamakta dergi keyfi

Çocuklar zaten anne babayla vakit geçirmeyi çok seviyorlar. Kitaba alıştıktan sonra kendilerine kitap okunmasına bayılıyorlar. Oku, oku çığlıklarıyla kitapları gözünüze sokuyorlar. Hatta bir süre sonra aynı şeyi anlatmaktan baygınlık geçiriyorsunuz. “Ulan ben eğitim hayatımda bu kadar kitap okumadım,” diye bağırıp kitaplarını kendi okuyacakları günleri hevesle beklerken buluyorsunuz kendinizi. Hepinize şimdiden bol okumalı günler dilerim…

kitap okuma köşemiz

19 yorum

  1. benim bi tanesi çok fena yiyo diye korktum vermedim. şimdi üzüldüm okuyunca. neyse henüz geç kalmış sayılmam. şimdi marketten kalın karton olanlardan alcam. onun da hakkından geliyo ama. bi yerden başlamak şart…

  2. Kitaplarla haşır-neşir olan çocuklara bayılıyorum. Ne güzeller. Bende kızıma kitap sevgisi aşılamaya çalışıyorum. Kalın karton sayfalı, yırtılmayan kitaplarımız var. ben okurken sıkılsada kendisi daha çok seviyor kitapla ilgilenmeyi. Kitabı kucağına alıp “dıgıll, bıgıl,aaaa… ” diyip birşeyler soylüyor:) İnşallah büyüdükçe ilgisi daha çok olur kitaplara.

  3. henuz daha tamamı bitmedi ancak şunu söyleyeyim , anne karnında daha hamileliğini ilk duydugu günden itibaren her gece masal okuyan varrrrrr , ben değilim tabi bu 🙂

  4. bende aşşağı yukarı aynı basamaklardan geçtim kitap konusunda ve şimdi kendimlede gurur duyarak söyleyebilirimki 11 yaşındaki kızım sınıfının en çok kitap okuyan öğrencisi seçildi.. çok okuduğu için hızlı okuyabiliyor ve vurguları çok yerinde diye tüm yıl sınıfa öğretmeninin yerine kitap okudu:) bacım büyüdükleri zamanda en uzun oyalayan şey kitap ..kitap candır:)

  5. kitaplarımı elletmemmmmm:)) asla ve kat’a çocuk kitabı bile olsa yırttı mı deliriyorum:)) yırtmıyor mu yırtıyor maalesef. birde cd’lerim çok kıymetliydi onları da mahvetti:(( ama kitapları kurtardım:) ayrıca ben yukardaki yazıya ek olarak eğer onlara okumak için kitap alıyorsanız bol resimli, az yazılıları tercih edin.benim gibi özenip 20 sayfalık şirin babayı alırsanız ve çocuk” tekrar anne tekrar” diye tutturursa kafayı yemeniz an meselesi oluyor:))

  6. valla ben kitap okuma manyağıyım ama bi rahat bırakmıyorlar ki… alıyorum kitabımı doğru tuvalete:) kendi evime gecersem minik bir kütüphaneyi banyoya yerleştiricem. canı sıkılan hiç olmazsa vakit değerlendirir:)))

    1. ben de nicedir doğru düzgün birşey okuyamadım. son okuduklarım: panda pandi, uyuyamıyor musun küçük ayı?, pat pat papatya bu ne lan?

  7. Ben konusan kitaplardan almistim kizkardesime ,1 yas itibariyle dinlemeye baslamisti.Ben Tansastan almistim.Bizim kontrolumuzde dinleyip , resimlerine bakiyordu.7 yil oldu 🙂 sakliyoruz oglum icin .Bir de ingilizce var mi o tarz diye bakiyorum.Okumayi daha cabuk sokuyorlar diye dusunuyorum.Ama senin tespitinde cok dogru 🙂

  8. Bizim kitaplarla aramız iyi açıkcası. Kızım 2 aylıkken tiny love’in yatak kenarı kitabını almıştım. Yatağının kenarına koyardım gözünü diker bakardı siyah-beyaz-kırmızı resimlerine. 3-4 aylıkken renkli tarafını kullandık hışırtılı yerlerini yakalardı. Banyo sonrası annem onunla oyalarken ben losyon sürer masaj yapardım. Sonra Galt’ın dev yumuşak kitaplarından birini aldım. Hışırtılı, renkli, ve bebekler için sayfa çevirmesi kolay. Dokun hisset kitabımız vardı kızım onun sayfalarını çevirmeye bayılırdı. (Kızım minik elleriyle heyecanla çevirirken 3 çocuklu ve gördüklerini sindirememiş biri bu ne boyle hayvanları gösteriyor ben de işe yarar birşey sanmıştım diye küçümsemişti.6 aylık bebeğe alfabeyi falan göstermeliydik tabi.hayvanlar ne ki.) Kısa hikayeli bir iki kitabımız, bir de ilk 100 sözcük müydü neydi öyle bir kitabımız vardı. Önüne koyarsam hiç zaman harcamıyordu ama ben bak bu şuyumuş bu buymuş aa ne şirin civciv falan diye gösterdikçe bakardı. Sonra ben nerede diye sorduğumda gösterebilmeye başladı. Arkadaşlarımdan hediye gelen kitaplar oldu. Severek okuduk.

    Kızım 1 yaşındaydı ABD’ye geldik ve kendimi çocuk kitapları cennetinde buldum. Gelmeden yeni yeni konuşan kızım yabancı bir dil duymaya başlayınca sustu. Yeniden konuştumak için bol bol kitap okuduk 2 aya kadar susturamaz olduk, .Kitaplar ucuz, çeşitli ve bol diye aldık okuduk sevdik. Ben kızıma kitap okumayı seviorum. O da seviyor. Yırtma isteği 1-2 kere oldu, görür görmez şaşırmış gibi yaptım, üzüldüğümü söyledim, yırtılırsa bir daha okuyamayız ki, sen aslında bu kitabı çok seviyorsun neden yırtıyorsun falan diyerek engelledim.

    Kitap okumayı sevmeyen çocuklar için bence bulabilirseniz resimlerde gösterilen hareketleri yapabilecekleri kitaplardan alsın. Mesela “aaa Zeynep kollarını bööyle uzatmış, hadi sen de yaaap”, “Kitaptaki çocuk koşmuş koşmuş, nasıl koşmuş işte böyleee” falan diye çocuğu aktif hale getirmek lazım. Bazı çocuklar pasif pasif oturup okumayı sevmiyor. Daha küçük yaştakiler için kapakları kaldırılan altından birşeyler çıkan ceee’li kitaplar var. Ben bile eğleniyorum onlarla 😛

    1. ay bizim de tanıdık bana kitap adı soruyor iki yaşındaki çocuk için “boş yere zaman kaybetmeyeceği birşeyler öğreneceği”. hö? dedim.
      amerika… amerika… harbiden çocuk kitabı cenneti. çok şanslısın gelmeden iyi stok yap.

  9. sağol canım aşağı yukarı aydınlandım.yani en azından kitapları ortada tutup göz aşinalığı kazanmaları açısından bir katkıda bulunmaya karar verdim.lakin sanırsam bu kitaba yemek ya da yutmak için dalmayıp bakılacak hatta okunacak bir nesne olduğunu anlama dönemleri konuşmayı söktükleri döneme denk geliyor doğru mu anladım?

    1. ilk 1.5 yılda herşeyi ağızlarına alıyorlar zaten. ondan sonra da yırtma dönemi başlıyor:) ama evet konuştukları zaman daha çok ilgi gösteriyorlar. alışana kadar işte ya

  10. ???
    cok gec okudum bu yazını.
    yırtma dergisi ayrıdır, migrosta filan insert dağıtıyorlar ya, onlar sınırsız yırtma dergisidirr. konfeti yapilır saçılır.
    kitap yırtılmaz, adamın elini kırarım ben. daha neler???
    kitap kurdunun vahşisi benim, ve evet, dort bes ayliktan itibaren kitaplar okudum ikisine de.
    Kızım 9 yaşında, 4,5 yaşında işi ele alıp kendsi okumaya başladı, şimdi ayrı bir kitap manyağı oldu, kitaplığına cinali koyacak yer kalmadı..
    Oglum 5,5 ve o da iyi bir kitapsever. Kitap diye delirmiyor henüz ama, eline alıp okur gibi yaptığı, getirip okuttuğu oluyor. günlük kitap okuma seanslarımız var…
    genelde klasik masalları okuyorum, hatta o kadar iyi okuyorum ki bi seferini kaydedip yayina vereceğim.
    ilk kitapları, (kumaş kitaba inanmadığım zamanlardı) NET yayınlarının sözlükleri.
    orijinal DK bulduğumda onlari da almiştim…
    ne güzel gunlerdi.
    ben bir ara derler toplar kendim yazarim en iyisi.
    🙂
    cocuklar okusunlar.
    ana babayı okurken, okuduklarini birbirlerine anlatirken gorduklerinde daha hevesli oluyorlar

  11. Öncelikle blogunu sürekli takip eden birisi olarak bu yazıyı elbetteki okumuştum ama şimdi ihtiyaçtan okuyunca tüm tık tık kitaplara tek tek baktım. Okyanus 17 aylık, yaşını doldurduğundan beri kitap, dergi, hep elinin altında. Çok denemedim açık söyleyim ama o dişleyip, yırtınca hevesim kaçıyor. Okumaya, farklı seslerle dikkatini çekmeye özen gösteriyorum. Sanırım sorun bebede değil bende. Ben okurken sessizce dinlesin istiyorum galiba. Baştan deniycem haber ederim.
    Teşekkürler tekrar

  12. Oyy ahmi çok şeker burda.. Bu arada secce bu hamağın markası ne ben de hamak alıcam da sığmıyoruz artık sallanan beşiğe

Pınar için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.