Bu aralar geç kalınmış bir uygulamaya başladım. Çocukları uyku battaniyesiyle tanıştırdım. Tabi uyku battaniyesi dediysem öyle sihirli bir şey beklemeyin. Çekmecede bir şey ararken hastane çıkışlarının penye battaniyelerini buldum. Biraz oynadılar ettiler. Uyku vakti yine cinlerim tepemdeydi. Bir türlü uyutamadım. O sırada gözüme ilişti battaniyeler. “Örtün şu battaniyelerinizi de zıbarın,” diye bağırdım. Tamamen doğaçlama yani. İkisi de çekti battaniyeyi kafalarına ve uyudular! İnanamadım. Ben bunu daha önce niye hiç düşünmedim diye çok hayıflandım. O günden beri battaniye ile çok çabuk uyumaya başladılar. Çekiyorum kafalarına, bir iki dönüp uyuyorlar. Tabi bu arada oğlan sallanıyor, kız yanıma yatıp uyuyor. E havalar sıcak, penye de olsa battaniye çekince kafalarına çocuklar boğuluyor gibi geliyor bana. Uyuyana kadar da sırılsıklam oluyor. Ben de kendimce yeni bir çözüm buldum. Battaniyeleri yok edip uyku oyuncağı ile bebeleri tanıştırdım. Hay kafama tüküreyim!
Tüylü, pelüş oyuncaklardan nefret ederim. Hem toz, kir tutar, hem de gıdıklar beni. Akarlar için iyi de bir yuva olduğundan çocukları oynatmam onlarla. Zaten alerjiye yatkın vücutları. Kendim hiç almadım, sağdan soldan hediye geldi. Hepsini dolaba kaldırmıştım. Geçen gün dolabı yerleştireyim derken döküldüler ortaya. Bizimkiler de hevesle kapıştı. Hemen hemen hepsinden de çifter çifter var. Uzun süre oyalandılar. Gece yatma saati geldi. Benim de beynimde bir ışık yandı. “Haydi” dedim, “uyumak için yanınıza hangisini istiyorsanız alın.” Oğlan beğenip almadı, çekti babasının yanına gitti. Kız da bir ona baktı, bir buna baktı, içinden seçmeye çalışıyordu en son gördüğümde. Çok yorgun olduğum için dalmışım. Gözümü açtığımda ufak boylarda bir canavarın bana doğru yürüdüğünü gördüm. Uyku sersemi tövbe bismillah, evi cin mi bastı diye düşünerek yanımdaki kızı koruyayım dedim. Baktım yanımda kız falan yok. Canavara biraz daha dikkatli baktım ki ayol bizim kız bu. Ne kadar pelüş varsa kucaklamış, bir oraya bir buraya sallana sallana yatağa geliyor. Pelüşlerin hepsini yatağa boşalttı, bir posta daha içeriden taşıdı. Aslan mı dersin, kaplan mı dersin, penguen mi, tavşan mı… Hepsi girdi mi benim yatağa. Bırakalım dedikçe kız ağlıyor, hepsini birlikte istiyor. “İyi” dedim ben de, “uyuyunca alırım çaktırmadan.” Aman bizim küçük hanım nasıl da mutlu. Yuvarlanıp duruyor hayvanlarla birlikte. Tabi bu kadar hayvanla haşır neşir olur da kendisi de normal kalır mı insanın? Başladı kedi taklidi yapmaya. Miyammmm deyip sağımı solumu yalıyor. Ayyy huylanıyorum ben de. Git diyorum yaaa, git başımdan; yok illa kolumu bacağımı yalayacak. Bu arada hayvanları da ayrı dert. Gıdıklanıp duruyorum. Bir yandan böğrüme penguenin ibiği batar; sırtımdaki potluk ne derim, altından kaplan çıkar; burnumun dibindeki ayıcık hapşurtur da hapşurtur… Bir de hepsinden çifter çifter. Bir taraftan da kız sağımı solumu yalıyor. Hayvanat bahçesinden bir kafesim eksikti yemin ederim. Bu arada içeride oğlanla baba da sinek yakalama derdinde. Oğlan sinek geldi diye ağlayıp duruyor, baba sineğe küfrediyor. Dayanamadım, bağırdım, “Kesin ulen, ben şurada Nuh’un Gemisi’nde seyahat ediyorum. Siz bir sineğin derdindesiniz.” Nuh’un Gemisi’ni duyan sinek de gelmesin mi başıma. Bir onun vızırtısı eksikti, o da tamamlandı şükür. Yatağın kenarına büzüldüm kızın uyumasını bekledim. O da debelendi debelendi uyudu gitti. Çaktırmadan hayvanları alayım dedim elinden. Anam bir tutmuş, mümkün değil vermiyor. Boştakileri alıp yere attım. Hemen oracıkta bayıldım. Daha on dakika uyudum uyumadım kız kalkıp tepinmez mi? Yoklama almış, hayvanlar eksik çıkmış, onları arıyor. El mecbur geri verdim, yeter ki uyusun diye. Sabaha kadar itle kurtla tepişe tepişe uyudum. Bir de kız arada kalktı yaladı. Iyyyy.
Ertesi gün öğle uykusuna hayvan getirmesini yasakladım. Başka şey bul uyuyacak dedim. Bu sefer de iki pense bir çekiçle geldi. Anladım ki bu çocuğun normali yok. Öğlen de alet çantası gibi bir yatakta biraz debelendim.
Akşam geri battaniyesini ortaya çıkardım. “Al annecim, bak uyku battaniyen,” dedim. Çok sevindi. Koşarak içeri gitti. Bu ne yapıyor ayol diye düşünürken ben, Tarzan kılıklı yavrum yine tüm hayvanatı toplayıp yanıma gelmesin mi? Üstlerine bir de battaniye çektiler. Mümkün değil hiçbirini bırakmadı. Sabaha kadar kurdeşen döktüm. Kız da isilik olmuş. Bana mısın demiyor ama hâlâ. Üstelik beni yalamaya da devam etti. Sabahı sabah ettim gene. Ayol ne işi var kutup ayısının, penguenin şu sıcakta bizim evde? Valla dünyanın dengesi şaştı, kıyamet alameti bunlar. Ben istemem evimde kıyamet mıyamet alameti. Vallahi şeytan diyor hepsinin yol tüyünü, yüz derisini; sallandır bir ikisini Sultanahmed’de; baktın olmuyor bir kibrit çalıp at üstlerine… Bu sefer de hayvan severler ayağa kalkar diye korkuyorum. İki ucu b.klu değnekle yaşıyorum yani. Hay onları ortaya çıkaran kafama tüküreyim!
En iyisi tüm peluşları ortadan kaybet,aaa annecim annelerini özlediler de gittiler felan de bari,bu sıcakta çekilmez yoksa:)
evetkışa da bi ayı postu alcam
Bu modellerin hepsi böyle oluyor :)) Bizde de aynı durum vardı..Her akşam kendimi Darıca Hayvanat Bahçesi’nde uyuyor sanırdım.
Bizim evde ki son durum; Yaş 14 Koca dana oldular.Bir yatakta dinazor, diğerinde su aygırı.Sarılıp uyuyorlar.
Kuzularınızı öperim
Sevgiler size..
hahahaha 14 yaşında dinazor ve su aygırı mı.aman allahım.
BENİM KIZ DA KEDİSİ, KÖPEĞİ, İNEĞİ, AYISI, ZÜRAFASI, ARISI, MANDALIN UCUNA TAKILMIŞ KUŞ TÜĞÜ, PİPETLİ SULUK VE BALIKLA BERABER UYUYOR. BAŞININ ALTINDA YASTIK, ÜSTÜNDE DE BATTANİYE OLMALI. NEYSE Kİ AYRI YATIYORUZ BİZ:)))
:)))))))))) ayrı yatsın, kimi atarsa atsın yatağa, hiç dert etmem valla
Bizde de kermit var. Geçen gece yatağının parmaklıklarından bişey sallanıyor anam bi korktum meğer kurbağasıymış.. Allah yardımcın olsun bu sıcakta…
ayı postu etkisi yapıyorlar yemin ederim sıcakta
hahahaha…öldüm gülmekten okurken…benimkiler birer küçük plastik arabayla uyuyor bazen…uyur uyumaz da ellerinden düşüyor arabalar…havalar sıcak…çekilmez o kadar hayvan..kibriti benden tutuşturması senden olsun 😛
başka yolu yok valla
yatma rutinine gecin artik.
dis fircalanir, sadece 1 hayvan yatağa gelebilir, o hayvan seçilir.
yataga yatilir.
kalkilmaz.
diger hayvanlar bu gece seninle uyumak istemesinler.
“ben yarin gece seninle uyumak istiyorum mekki” desinler mesela.
bir hayvanla yatma fikri nerden bilmiyorum bunlarda.. kizim ayi ile yatiyor. terden vıcık oluyor.. kendim yatmadan gidip ayikliyorum yataktan ayıyı..
oglum bazen araba bazen de cd ile yatiyor. su aralar kung fu panda dvd kutusu ile.
sarilmak yok, yastigin kenarina biraktiriyorum, elini uzerine koyuyor..
yatağa bir adet oyuncak gelebilir. sınır o kadar. tutturursa onu da alamaz. oyuncaksiz kalir. o durumda, “ayı mı kopek mi” diyorum
ikisi de olmaz.
ayi ise ayii,kopek ise kopek..
cok gereksiz bir şeyle yatmak için israr ederse, sivri kenarli filan ya da ağır, ya da yataktan düstügünde hepimizi hoplatacak kadar sesli bir sey ise..
yatagin yanina sandalyesini cekiyorum, uzerine de oyuncak. “oradan sana bakacak” diyorum..
beri yandan, once senin kızını kendi yatagina alistirman lazim ya. hic oraya girmeyecegim.
aslinda, iyi fikir bak.
“ya hayvanlar ya ben” de. oyuncakla yatmak isteyen yatağında yatsın.
seninle yatmak istiyorsa, oyuncak giremez büyük yatağa…
bacim geri basma, kararli ol. sen kazanırsın.
şimdi bi düşün bacım, bu dediklerini yaparsam, iki dene meleğim olursa ben bu bloga ne yazacam???
ay bizde de bir dönem plasma car denen oyuncak ve bisiklet yatak odasına götürülür, park edilir, daha sonra bisikletin sepetindeki bilumum oyuncaklar,(tuylu,tuysuz bir de bunun sesli olanları var hani bi dokunursun vik vik öter)süt dolu biberon ve emzik ile yatağa yerleşilirdi:)) uyuyunca hepsini atardım vala:) bir sure sonra sıkılıp vazgeçiyorlar yada başka oyuncağa geçiş yapıyorlar.
oo siz de tam kadroymuşsunuz yatakta
Selcen harikasın:))) öldüm ya yine gülmekten..
bizim de uyku arkadaşımız battaniyemiz yok hiç istemedi de..e zorla mı bende hiç vermedim..
benim onun uyku arkadaşı, peluş oyuncağı..parmaklarını saçlarıma doluyor..biberonu da tutmuyor ben biberon tutacağı oluyorum..ve elleri ile oynaması yetmez ayak parmaklarını geçiriyor saçlarıma…gecenin bi yarısı uyanırsa bunun sorumlusu ben gibi ceza olarakta yine kafama dan dan tekmeler yiyerek uyanıyorum 🙂
benim bi arkadaşın kızı da annesinin memmesini tırnaklayarak uyurdu.sen haline şükret!
ne tuhaf evlatlar doğuruyoruz be Selcen’cim..Geçenlerde komşunun gelini doğum yaptı 6 aylık oldu..dedim var mı bir sıkıntı?..”Çok sakin hiç sesi çıkmıyor sadece acıkınca ağlıyor” dedi..Oracıkta boğacaktım kadını..
Anam biz 28 aylık olduk evde hala sürekli bir mıymıylama, ağlama ve söylenme sesleri var…
Benim kızın her gece başka bi uyku arkadaşı var. Barbiler, Mini Mouse, ayıcıklar,saç tokaları, tarak… Ama daimi uyku arkadaşı benim. Yanına yatıyorum ve serçe parmağımı kaşıyarak 5-10 dakkada uyuyor. Serçe parmağı kaşımazsa olmaz. Parmağımın derisi yüzüldü resmen.Diğer parmakları veriyorum ama kabul etmiyor küçük daha güzelmiş.
:)))))) çocuk milleti bi garip
secce yazılarını okurken acaip eğleniyorum iş yerinde gülmekten tepiniyorum yani resmen o derece. cocuklu hayatın getırdıklerını bılıyorum da senın 2 cocuklu hayatda extrem oluyor okurken tadından yenmıyor valla:) üsubunla süper hatunsun vesselam…
heyyy çok tşk ederim.suratımda koca bir sırıtış belirdi sayende. iyi eğlenceler:)