Bebenin ağzına gever verip gebermek!

Hani derler ya “Allah çok dinleyesin diye iki kulak, az konuşasın diye bir ağız vermiş,” ilk kim dediyse güzel demiş. Henüz twitter’da rastlamadım ama Mevlana falandır büyük ihtimalle. Ondan çıkar böyle beylik laflar. Az konuşmak güzel şey. Ne çekerse insan çenesinden çekiyor. İki düşüneceksin, bir konuşacaksın. Hele muhatabın bir bebeyse otuz altı kez düşüneceksin, sonra söylemekten vazgeçeceksin. Gerçi ben bu dersi taa çocukken almıştım ama çocuktum, unutmuşum işte. Hatırlamam fena oldu!

Yıllaaaaar yıllar önce daha küçücük çocukken dedemlerle kampa gidiyorduk. Arabada dedem, anneannem, teyzem, annem, ve biz üç bebe. Yol da altı yedi saatlik yol nereden baksan. Vay senin ayağın bana değdi, vay ben öne oturacaktım, vay kolunu oradan çek, vay camdan dışarı ben bakacaktım… Kavga dövüş gidiyoruz işte. Dedem emekli karayolcu. Zamanında üzerinde bulunduğumuz yolda çalışmış. Çenesi durmadı yolda dedi ki “Bu yolda tünel var.” Biz de heyecanlandık tabi, tünel göreceğiz diye. “Hani nerede tünel? Tünel nerede?” “Birazdan gelecek,” dedi dedem. Artık abim durur mu? Kurulu saat gibi her on dakikada bir tüneli sordu: “Dede tünele geldik mi?” / “Dede tünele ne kadar kaldı?” / “Dede ne zaman tünele geleceğiz?” / “Dede hani tünel?”… “Şu dağın arkası,” dediler. “Bu dağın arkası.” “Az kaldı, geliyoruz.” “Hadi sen uyu, gelince uyandırırız.” “Ha geldik ha geleceğiz.”… Bizim için hava hoş tabi ama arabadaki büyüklerin burnundan geldi. Anneannem “İlaa Aliiii çenen durmaaaz, ne diye bebenin ağzına bi gever* veriyon,” diye dedeme kızıp durdu. Yaklaşık beş yüz kilometre ve beş bin beş yüz sorudan sonra dedemin dediği tünele geldik: Bildiğin üst geçitten biraz hallice bir şey. Kemik gibi, incecik. Abimi kesmedi tabi tüneli görmek. “Bu tünel nasıl tünel böyle,” diyerek de yolun kalanını tamamladı. Bak o zaman anneannem açık ve net olarak demiş, bebelerin ağzına bir gever verme diye ama unutmuşum işte yaa. Ben de o geveri dün verdim kızın ağzına.

Bu aralar uyku düzenleri yine kaydı. İkisini aynı anda uyutamıyorum. Öğle uykusuna oğlan yaklaşık 1,5 -2 saat sonra yatıyor. Haliyle kız ondan önce kalkıyor. Bu sefer oğlanı uyandırmasın diye kızı ondan uzak tutmaya çalışıyorum. Dün yan odada camdan dışarı bakıyorduk birlikte. Çok rüzgâr vardı. Biraz ilerideki bir apartmanın tepesinde bir bayrak var. Çat çat çat rüzgârda dalgalanıyor. Çenem durmaz, kıza dedim ki “Aaa bak Melike bayrak.” “Hani nerede?” dedi. “Aha şurada,” dedim parmağımla gösterdim. O an beynim dank etti, şimdiye kadar parmağımla bir şey göstermeyi hiç başaramadım bebelere. Benim parmakta mı bir yamukluk var yoksa bebelerin gözünde mi şaşılık var bilemiyorum, ama benim parmakla onların gözü ortak bir noktada buluşmayı bir türlü beceremiyor. İş uzamasın diye hemen “Boş ver boş ver bayrağı,” dedim. “Yaaa nerede anne?” dedi. “Aha bak karşı binanın üstünde!” Ben üstünde diyorum saftirik bebe yerlere bakıyor.

“Annecim, yere bakma. Bak binanın üstünde diyorum!”

“Yaaa göremiyorum, nerede bayrak?”

“Bak şu bina var ya. Kahverengi. Hani kahverengi bina nerede?”

“Bu mu?”

“Hayır, o yeşil.”

“Bu mu?”

“Hayır, o mavi. Kahverengi diyorum. Ayıcığın gibi.”

“Bu mu?”

“Melike o araba! Bina diyorum binaaaa.”

“Bu mu?”

“Kızım o ağaç. Ay tamam üf boş ver.”

“Yaaa nerede bayrak?”

“Bayrak yok gitmiş.”

“Yaaaa yaaaa ben bayrak görcem.”

“Yok diyorum.”

“Meaaaa bayrak istiyom.”

“Bak şurada. Bak parmağıma bak. Gördün mü, orada.”

“Bayrak nerede?”

“Sokacam parmağımı gözüne. Baksana ucuna. Sinir etme yaa.”

“Nerdeeee?”

“Kaldır bi kafanı da bak. Aloooo, yerlere bakma. Parmağımın ucuna bak. Kızım gökyüzüne değil, biraz indir, biraz indir. Hah. Duuuurrr. Dur deyince duuuurrrr. Daha fazla indirme. Az indir. Hayır olmadı, kaldır, kaldır. Oooffff.”

“Bayrak nerede!”

“Alacam o bayrağı kafana dikcem.”

“Yaaa bayrak hüüüüüüü bayrak nerdeee..”

“İn aşağı, in aşağı eşek sıpası, Ahmiş uyancak.”

“Hüüüüü ben bayrağa bakcam.”

“Bakamıyorsun işte. Göremiyorsun, boş ver sonra gösteririm.”

“Yaaaaaa hüüüü ben bayrağı çok merak ettim ama. Nerde bayrak?”

“Bak, bak şurada. Gördün mü? Kahverengi binanın üstünde. Bak.”

“Göremiyoooomm hüüüüü nerede bayrak?”

“Görme, görme, görmeyiver! Bela mısın kızım ya?”

“Hüüü bayraaaakkkk, nerdeeee.”

“Sus, Ahmiş uyanacak, anırma!”

“Hüüüüüü bayraaaak.”

“Kızım sus, kafanı kırcam valla. Bayrak mayrak yok.”

“Hüüüü bayrak var dedin, nerede bayrak. Hüüüüü ben bayrak görcem.”

Şeytan dedi, al bebeyi, götür dik bayrağın direğine, çek göndere, orada bırak gel, kurtul. En güzeli bu bebelere uzaktan el sallamak. Bu ne lan? Dediğime diyeceğime, ağzımı açtığıma açacağıma pişman oldum. Onun bağırtısına oğlan kalktı oturdu. Uykuyu almamış bir de o zırladı. Ona koş, buna koş, en sonunda ciyak ciyak ciyakladım valla. Olaydan beş saat sonra bile hâlâ bebe bayrak diye iç geçiriyordu iyi mi? Ulen hiç mi aklım yok, ne diye ağzımı açarım, şunlarla konuşurum, yamuk düzenimi biraz daha yamulturum ki? Verilir mi bebenin ağzına bir gever? Hiç verilir mi?

 

* Gever ne bilmiyorum. Türkçe ağızları sözlüğünde rastladım ama buradakini karşılayan bir anlam bulamadım. Telefonum da kayıp anneanneme de soramadım. Geviş getirir gibi sürekli tekrarlanan laf gibi bir anlamı var herhalde.  

26 yorum

  1. Gülerken gözlerimden yaşlar akti Secce. Harikasin gene!

    Kafayi iki elinin arasina alip nişanlayabilirsin.. Oyyy cok guldum yaa.

  2. ben de tam fotografini cekip ordan gostermeyi onerecektim, telefon kayipmis 🙂 Allah cokcocuklu insanlara cok sabir ve parlak fikirler versin, amin 🙂

  3. gever bir tür yemiş, ağızında çevirip durur tat alırsın. keçi boynuzu gibi bir şey. salladım umarım tutar.

  4. uyanan çocuk yatağında ağlamaya başlar, hemen odaya koşulur;
    “günaydın prensesim”
    “hayıy”
    “aşkım uyanmış, çok tatlıymış”
    “hayıy,hüüü”
    “alayım mı seni yatağından”
    “hayıy,hüüüüüü”
    “tamam o zaman keyif yap birazdan alırım”
    “hayıy,hüüü”
    “gel o zaman oyuncaklarına bakalım”
    “hayıy,hüüü”
    “oyun hamuru yapalım”
    “hayıy,hüüü”
    “tamam o zaman sen yat, bak kardeşin de uyandı onu alayım”
    “hayıy,hüüüüü, hayıyyyy, omasssss”
    “tamam seni alayım o zaman”
    “hayıy,hüüü”

    diğer çocuk yataktan alınır içeri götürülür. yataktan hala “hayıy”lar yükselir. ana sinir krizi geçirir. yeter lan sizle mi uğraşacam, kim benim keyfimi düşünüyor sanki çürüdüm lan diye naralar atar.korkan diğer bebe de ağlamaya başlar.. ve 3’ü bir arada bir kriz yaşanır..hiç teklemez, her gün…

  5. Selcen abla senin icin arastırdım. Gever vermek, birinin agzından laf almak icin onu konusturmak demekmis.bebeleri konusmanın icine cekip bir daha susturamadıgımız icin kullanılıyor olabilir:) buarada ben de bi tek benim oglan bakar kor sanıyordum.aimdiye kadar o da isabet ettiremedi parmagımla gosterdigim nesneyi.

    1. nerede buldun ayla ben hiçbir yerde bulamadım. büyüksün kızım. sen edebiyat çıkışlı mıydın? aha tariiih hatırladım

  6. yazı süper olmuş,, kızların cırlaması hiç çekilmiyor, benimki bazen iki oğlana bedel oluyor, öğlen uykuları uyurken (ki artık bıraktırlar) kızım 1 saatten kalkardı, oğlanlar en az 2 saat uyumak isterler, kızım herşeye ağlardı ki oğlanlar uyansın diye, zorla gönlünü yapardım, bir an boş bıraktığımda soluğu çocukların odasında alırdı, ne sinir olurdum o zaman …

    1. bu kız milleti beni de öldürecek yemin ederim. bir de oğlan büyütmek zor derler. ne alakaysa

  7. İkiz büyütmüyorum ama vallahi ikiz gibi büyütüyorum. Bu hikayeyle uyku vakti gerginliklerimize ben de gülebildim ama keşke o anlarda da bu kadar keyifli olabilsem 🙂 Elinize sağlık, çok eğlenceli bir yazı olmuş. Blogda okuyabildiğim tüm yazılardan da aynı keyfi aldım. Yazın yazın, çok sevindim rastladığıma 🙂

      1. Evet fark ettim sonradan 🙂 İkiz üçüz analarına lafım yok yahu, her şey ortada zaten. Hani benimkilerin de geri kalır yanları yok dediydim. Aralarında iki yaş bile olmayınca, ve kızım da bebeklik çağına geri dönünce, işte öyle 😉

  8. cok iyi geldi bu gece gece… Gercekten kizlar bi alem butun drama onlarda ve kadin milletinin pratik,isbitirici,cazgir akli bence 2 yasindan basliyor.. Ama oglanlara da 4 yastan sonra dikkat derim – sanki iclerinen bir enerji patlamasi basliyor bir noktadan sonra, o iki saat uyuyan oglanlardan (ki benimki de oyleydi) eser kalmiyor… Her halleriyle guzeller o ayri 🙂 iyi haftalar

  9. Geveri bende “Gevrek” dye yorumladım Secce..
    Gevrek Galeta demek bazı yörelerde..Oda sürekli yerken ses çıkarıyor sinir bozucu oluyor ya anneannen onunla benzetme yapmış olabilir 🙂

  10. Ay gozumden yaslar geldi..cok yasa mutlu huzurlu yasa:)) gever sanirim su atlarin yularinin ucunda olan metal sey..hani agizlarinda kalan kisim..girmustum tvde falan cigneyip duruyorlar…hatta bizim memlekette koylerde hala cignemeye gevmek derler…vay be beynmin derinliklerinde kalmis bunlar ama ciktilar:)

  11. Ayy yeni okudum ya cok güldüm bu kadar da olmaz ki bu benzerlikler gercekten beni düşündürür oldu buncicujlat parmağinla gösterdiğin yere niye bakamaz ki ya? bende benimkiler yapamıyo sanırdım hep??

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.