BoyaMA Duvarı

Bebelerimi boyama kitapları ve kalemle tanıştıralı çok oldu. Başlarda hep yanlarındaydım. Birlikte otururduk kitabın başına. İkisine ayrı ayrı kitaplar verirdim. Karalarlardı. Kesin bir kuralımız vardı: Sadece boyama kitabı boyanır! Başka yeri çizmeye kalkarlarsa kalemi alıyordum ellerinden. Ama zamanla gevşedim. Bebeler de coştu. Ellerinde kalemler duvarları çizik çizik ettiler. Görünce ellerinden kalemi alıyordum, ama açıkçası hiç de dert etmedim, yok duvarım çizilmiş, yok yerler boya olmuş, yok bilmem ne. Başımda on dakika yoklardı ya. O bile yetiyordu bana.

oturma odasının duvarından bir kare

Babaları görünce çizikleri kızdı bana ellerine kalem verdim diye. “Silinince geçiyor,” dedim. “İyi o zaman,” dedi. Sanki kim silecekse? Sonra gelen giden duvarlara laf çakmaya başladı. Yok efendim, mağara devri duvarları gibiymiş de; duvarlar acaba kendinden mi böyle desenliymiş de; bebelerin ellerine birer fırça verip evi boyatmalıymışım da; bu ne kadar pasakmış da…. Zart da zurt da. Aldırmadım vallahi. Geçen annem gelince iyi bir çemkirdi. Öf dedim. Öf tabi yaa. Ulan geberip toprağın altına gireceğiz, böcekler yiyecek dört bir yanımızı. Ha duvarımız çizikli girmişiz ha çiziksiz. Ne olacak yani? Duvar dediğin nedir ki? Bir badanaya bakar. Gerçi böyle söylesem de acaba bende mi bir sorun var, niye dert etmiyorum duvarların halini, yoksa psikolojik manyak mıyım diye içime bir bityeniği düşmedi de değil hani.

O günden beri biraz aldırmaya başladım duvarlara. Evde yeniden sıkı yönetim ilan ettim. Kalemleri kaldırdım. Sadece ben başlarındayken kalem veriyorum ellerine. Birlikte boyuyoruz kitapları. Sizi bilmem ama ben boyama kitabı boyamaya bayılıyorum. Hayatımda bu kadar dinlendirici bir şey görmedim. Bir de bebeler rahat bıraksa, sanatımı hakkıyla icra edebilsem, sergi bile açarım yemin ederim.

Boyama kitabının başındayken bebeler çok çabuk sıkılıyor. Hemen iki çiziktirip duvarlara geçmeye çalışıyorlar. Oğlan kalemleri ok yapıp kıza atıyor. Kız avaz avaz ağlamaya başlıyor. Ben de dikkatlerini çekebilmek için kitabın sayfasında gördüklerini anlatıyordum. İki üç yaş bebesi için olan boyama kitaplarında ne resim olur, Allah aşkına? “Aaaa anneciiiimmm, baaak kocaman bir ayııııı.” Eee başka ne anlatacağım? “Ayı annesini  arıyoooo.” Eeee? “Annesi addaaa gitmiiiişşşşş.” Kız atlıyor: “Annesi hani?” Nah, zort diye oturuyorum işte. Harbiden nerede bu ayının annesi? Konuyu değiştirmek için sayfayı çeviriyorum. Al sana bir kurbağa. Ee anlat bakalım hikâyeni. Minik kurbağa sahi senin kuyruğun nerede? Kurbağa ile iki çift laf ediyoruz. O da bitiyor. Haydi öteki sayfaya geç. Valla bir şey bulup anlatacağım diye beynimi son kapasite kullanmaktan kısa devre yaptırdım, bir ara beynimden yanık kokusu bile geldi.

Meğer bu işin de çözümü varmış da haberim yokmuş. Geçenlerde Günışığı Kitaplığı’ndan bir kitapla tanıştık: Minik Tosbi Evini Arıyor.

şahsı muhterem

Minik Tosbi’nin ödül alan aslını daha önce okumuştum. Onu küçük çocuklar için boyama kitabı şeklinde uyarlamışlar. İlk Kitabını Kendin Boya serisinden. Kitabın bir sayfasında yazı öteki sayfasında renksiz resim var. Bebelerle birlikte boya yaparken ben de Tosbi’nin başına gelenleri anlatıyorum. Detay çok olduğu için anlatacak şey de çok. Uzun süre oyalanıyorlar valla. Bakın sizin için bir de örnek sayfa koydum. Boyama kapasitelerini görün bebelerimin. Şu çiziklere bakın, şu dalgalara bakın, şu şahane renk seçimine bakın. Birer büyük sanatçı olacakları nasıl da belli şimdiden değil mi? (Aslında boyarken bu kadar taşırmıyorlar ama herhalde resimlerini çekeceğimi anladıklarından biraz heyecan yaptılar.)

ahanda örnek sayfa

Uzun lafın kısası şu aralar elimizde bu kitap var. Uyku öncesinde sakinleştirmek için kullanıyorum. Her gün tek sayfa boyamalarına izin veriyorum. Şimdiden bitince ne yapacağımı düşünmeye başladım. Artık ellerine birer silgi verir, boyaları sildirir, tekrar en baştan başlatırım herhalde kitaba. Bunların karalama kapasitesine başka türlü kitap mı yetişir yahu?

36 yorum

  1. benim evimde yıllarca duvarı çizik evlerdendi aynı lafları bana da söylediler..millet bana laf edince bende kızlarıma laf edip bağırıyodum..şimdi ne aptalmışım diyorum hiiç umursamasaymışım..o günlrde geçti gitti..silincede çıkmıyo ayrıca..çıkarsada boyayla beraber çıkıyo:))şidi duvarlar pırıl pırıl gel çiz desen çizmezler..bir arkadaşım demiştiki neden hala eve kalem sokuyosun ben olsam asla almam:))ne garip gelmişti bana:(

  2. :))) Evin belli bir duvarını meditasyon duvarı olarak kullanmalarına izin verilebilir aslında. Bu yöntemi boya badana işlerinden önce kullanmıştım, ana – kız geçerdik başına, çok zevkli oluyor.

  3. duvarının benimkinden farkı yokmuş:)) dediğin gibi bir boyaya bakar:)
    bu arada benim sıpa hiç boyama kitabı boyamıyor.ilk başlarda boyuyordu onu da boya ile değil benim çantamdan bulduğu yarı kırmızı dudak nemlendiricisiyle:) hayatımda ilk kez bir kış en az 10 tane nemlendirici almışımdır:) boyama kitabını boyamayınca bende normal A4 kağıt yada resim defteri aldım. onları veriyorum boyuyor.

    1. seninki büyük yaa.benimkileri resimlere baktırıp anca oturtuyorum.boş defterde ne yaparlar ki. bi deneyim ama

  4. hehe aynı bizim evin duvarları.boyama kıtabına hiç bulaşmayın bol bol kağıt yada resim defteri verin buyuklerinden,derim naçizane.çocuklar da sanat eğitimi diye bir kitap var tasiye ederim…

  5. Analarına çekmişler demek istiyorum. Babaevindeki duvarını ne çabuk unuttun! Doktor odana girince “tövbe tövbe bu genç kız odası mı!” demişti 🙂

    1. alooo evlendin diye herşeyi dökme ortaya. benim de aklıma geldi ama evdeki bekar bacımızı düşünüp sustum.demezler mi o nasıl evmiş, o evden gelen kızdan hayır mı olur? annemi bulaştırma kendine.

      1. Kapi zilinde seccegilin babaevi mi yaziyo? Kim ne bilcek de senle baglantisini kesfedecek?
        Ayrica, gayetle muthis bir referanssin. Bacini alan yasadi. girgir samata, iyi kalpli, mutlu bir ailenin guzel kizi..
        Evini temiz seven, otelde otursun.
        Duvar cizilir, parke yipranir, olsun varsin.
        icinde kalmasin cocugun. Sınır nedir? Kendine zarar vermemesi…

  6. Dur ben çok titiz olduğuma dair bir blog tutayım da toparlayalım durumu. Yoksa blogunu okuyan zaten diyordur onu!

    1. Boyama kitaplarından da, kalemlerinden de oldum bittim nefret ederim. Bir kutuda, oniki tane standart renk, baskasinin egri bugru cizdigi sevimsiz seyler…
      Resim defteri de miniciktir, basladigin resim sigmaz, hevesin kacar…
      Cocuklara:
      Resim icin, ikea’da karma kagit seti, hatta rulo saman kagidi var.
      Renkli tebesir, parmak boyasi…
      Cok sahane. Sinirsiz, delice resim.

      1. senden farklı bir yorum beklyordum. herşey verilmez ellerine, sınır bilsinler, höd diye. şaşırdım.
        şu ikeaya bi uğramam lazım. tahta alayım diyorum direk tahta. o rulolara da bakayım. parmak boyası aldım ama vermedim. bahçede yaparız artık. aman parmak boyası da bir kullanımlık ya. dökerler biter gider valla. sen evde mi yaptırdın?

        1. bak şimdi.. kendisine zarar vermeyecek herşeyi alabilirler.
          duvar, perde, mobilya, halı bilmemne, önemsiz. Bu eve benim çocuklarımdan daha kıymetli hiç kimse gelmeyecek. Ev onların evi, mala gelsin..
          beri yandan, “haşat etme” izni değil bu.
          kazalar olur. kazaya rıza gerekir. dökülür, lekelenir… dert etmem.
          belli bir yaşa kadar zaten anlamıyorlar mal kıymeti.
          yavaş yavaş o bilinç. zaten “annem kızar” diye değil “duvar boyanmaz, kağıt boyanır” diye iş görmeleri lazım. benden korktuğu için değil, normali o olduğu için.
          *-*-
          yere bir örtü seriyorum, üzerine yer sofrasını açıyorum. küçük, alçak bir masa bu. bilirsin. çocuklar bayılıyorlar oturup faaliyet yapmaya..
          mümkünse donla kalana kadar soyuyorum. gerçi parmak boyası su bazlı, leke yapmaz ama gene de….
          ikea rulosundan ellişer santimlik filan bir sürü kağıt yırtıyorum.
          parmak boyalarını açıyorum, her renkten birer kaşık alıp porselen tabağın kenarlarına sürtüyorum. (boyalar temiz kalsın diye..)
          sonra, serbest.. ister o sünger baskılardan yapıyor, ister beş parmağının izini basıyor..oyna Allah oyna..
          ben de beraber boyuyorum tabii. kafama göre.. gökkuşağı mesela, en kolayı…
          en son banyo..
          sonra gelip, ortalığı topluyoruz beraber..
          bazen çıkmıyor işte boya.. tırnaklarımın kenarlarında kalan renklerle işe gidiyorum, çok sevindirik oluyorum..
          tahta alma bence.
          çok pis yer tutuyor. kullanişli da degil.
          rulo kağıt 30 metre.. 10 lira
          http://www.ikea.com.tr/urundetay/20152281/mala_rulo_kagit.aspx
          karisik kağıt 250 parça, 15 lira
          http://www.ikea.com.tr/urundetay/50085742/mala_kagit.aspx

  7. Bu işin bir çözümü var aslında. Duvarlara onların boylarının yetecegi yere kadar beyaz kagıt yapıştırıyorsun. Gelin burayı boyayın diyorsun, boyuyorlar. Ben yapanların yalancısıyım 🙂

  8. Duvardaki, mobilyalardaki her türlü kalemle yapılmış sanat eserlerinizi Carrefoursa ların deterjan bölümünde satılan beyaz sabun kalıbına benzeyen “beyaz sünger silgilerle” rahatça çıkarabilirsin.Suya deterjana ihtiyacın olmuyor. Al eline süngeri çizilen yerin üstünden şööööyle bir sil. Bir daha kimseler laf edemez duvarlarına.(Süngerin ismini bilemediğim için bu şekilde tarif ettim. Arkadaşım da bana böyle tarif etti ve markette hemen buldum)
    Ayrıca duvara yapışan çok basit kağıt yazı tahtaları var. Keçeli kalemlerle çizerler ve sonrada kendi silgisiyle silerler.( kendi blogumda resmi var. http://berrasukuzusu.wordpress.com/2011/11/21/yapiskanli-yazi-tahtasi/)
    Minişlerinle herşey gönlünce olsun… kolay gelsin…

  9. senin duvarlarda ne var ki gayet temiz benim de 2 cocugum var aralari cok az büyügü 5 yasina girdi artik o duvarlari ellemiyor level atladi artik tornavida ve benzeri seylerle oyuk acmaya calisiyor 🙂 birkeresinde el boyasi ile ellerini boyayip duvara basmislardi cok sirin görünüyordu ama gelde millete anlat ramazan dolaysi davetlere gitmiyor cocuklar uyudugu icin ama eve bol bol misafir aliyorum gecen annem bi duvarlara bakti bi benim yemek yapma telasima evin bu kadar pis senin neyine misafir agirlamak hic utanmiyormusun dedi…! öylece kala kaladim cocuklarin eline verme kalem diyenlere onlar birer sanatci sanatlarini kisitlayamam diyorum kalemsiz bir cocuk nasil büyüyebilir ki :)) varsin boyasinlar cok da dert degil sanki duvarlarda yemek yiyoruz 🙂 magra duvarlari güzel fikir girise yazabilirim magra gezintisi icin ücret 5 tl felan dalga olur eve girenler nereye girecegini az bucuk kestirebilir :))

    1. ay var ayşee günümü aydınlattın. tşk ederim. benden beterini bulmak gerçekten iyi geldi:) parmak boyası ben de aldım ama vermemeye karar verdim. pastel vermiştim mahvettiler on dk içinde. sulu boya falan da aldım ama hiç tanıştırmadım. en iyisi kuru boya şimdilik.
      evet mağara gezisi iyi fikir. fikri benden ilham aldığın için kelle başı 1 tl komisyon istiyorum haberin olsun

    1. ayrıca onun kızının el izi olduğu ne malum? bence bir bebenin izini aldılar, tüm sınıfın analarını ağlattılar. parmak izine baktır! elalemin bebesinin elizini saklama boşuna

      1. yok yok bizzat benim kızın el izi.
        kız yazdı diye ağlamadim tabii. insan çok fena oluyor.. o minnacık parmakları özleyeceğime aydım sanırım.
        aman işte be,iki dakka duygusal takildik, pişman ettin yazdığıma..
        hem..
        hmm. bi resim ekleyecektim olmuyor.

        1. demek resim eklenmiyor. ben de sana duvardaki kırmızı el izini gösterecektim. bedava! dünyanın parasını aldılar senden di mi sizin ev dolusu olan birşey için. ben bedavaya yaptırdım. tam duvarın ortasına. iyi ortalamışlar, mobilya da kapatmıyor. neyle acaba. franboğazlı dondurma gibi duruyor. yalasam mı emin olmak için

  10. Secee, bizim bayan Montessori esasen bu boyama kitabına da karşı 🙂
    ÇArşı he rşeye karşı gibi oldu ama :)karşı işte kadın
    boyama kitabındaki resimleri boyamak çocukların hayal dünyalarını sınırlıyormuş. Çocuklar kendileir resim yapmlı ve boyamalıymış, rastgele.. Kendi düş gücüyle resimler üretmelilermiş. Ama işte bu boyamaya ahzır kitaplar bile onları zor oyalıyorken o ;tavsiyeler nasıl yerine gelir kimbilri.
    Benim kızım 1,5 yaşında bir kaç aydır boya kalemleri evriyorum ama sürekli pastel boyaları yiyor, hep ısırıyor sonra dilinden birlitke topluyoruz parçalarını, kaldırıyorum kalemleri, bu sefer sanatsal icraat yok. diyorum picassonunanensi kalemleri ev pislenecke çocuk yutacak diye kaldırsaydı o eserler bugün olmazdı, hadi bir daha çıkarıyorum ama benim kızın resme boyaya hiç hevesi yok. Belki heykel sanatçısı olur deyip oyun hamuru da verdim ama ona da hiç pas vermedi 🙂
    Sevgiler,
    http://www.ceylinolmez.com

  11. evet secce bahsettiğim silgileri bulmuşsun.Ohhh be dünya varmış diyeceksin:)) birkaç bilgi paylaşımında bulunmak istiyorum.
    – Sınırlı boyama denilen boyama türleri çocukların hayal dünyasını ve yaratıcılıklarını sınırladığı için mümkünse hiç verme. Onun yerine çocuklara büyük resim kağıtları ver onun üstünde sanatlarını icra etsinler. Yaptıkları resimleri sergilemek için bir ip ya da alan belirleyin. Koridorda bir yerden bir yere ip askı yaparsın. çamaşır mandalı ya da süslü ataçlarla sergilersin. Çocuklar çalışmalarına önem verildiği için güven duyguları gelişir. Ama bu sergi alanı buzdolabı olmamalı. Fırsatın olursa Susan Striker’ın Çocuklarda Sanat Eğitimi kitabını okumanı tavsiye ederim. Zamanım kısıtlı diyorsan http://berrasukuzusu.wordpress.com/2011/07/04/cocuklarda-sanat-egitimi/ yazıma bir göz at…
    – Birde pastel boyalarını ve keçeli kalemlerini yıkanabilir hatta gıda boyası serisi olan carioca dan tercih etmeni tavsiye ederim.
    – Miniklere sulu boya vermekten kaçma. Uzun süre masalarından kalkmadan resim yapacaklarına garanti veririm. Ben on iki aylıktan beri sulu boya yapması için boyaları odasındaki sanat masasına koydum. Canı istedikçe gidip gelip resim yapmaya alıştı. Su kabını da kırtasiyelerdeki sulu boya kabından alarak sürekli su dökülmesinden kurtulursun.
    – Çocuklarla parmak boyası yap. Çocukları sok küvete. Yoğurt kapaklarına çay kaşığı ucu ile renk renk parmak boyası koy. Boyasınlar fayansları. Aç suyu fayanslara su fışkırtıp yıkasınlar. Sonrada sen onları yıka. Sakın sonuç olumsuz olursa bana bana kızma:)
    – Ya da parmak boya ile kulak çubuğu yardımı ile resimler yapabilirler.Ama asla ve asla parmak boyalarını çocukların ulaşacağı yerde unutmaaaaaa. Kızımın yaptığı çalışmaya bir göz at istersen.http://berrasukuzusu.wordpress.com/2012/04/10/berrasudan-inciler-gozyasi-itiraf-iftira/
    çok uzun oldu ama neyse yazdım artık… görüşürüz

    1. tşk ederim bilgiler ve linkler için.
      niye buzdolabına resim aslımıyoruz??
      kitabı da not aldım, alacağım inşalah

  12. benim de önerim şöyle, buzdolabı bulaşık makinesi gibi beyaz eşyaları streç film ile kaplıyorsun, tahta kalemi yada keçeli kalemle sınırsızca yazıp siliyorsun :))

  13. Tuna’nın kreş yaşı gelene kadar ben kayınvalidemin kiracısıyım.Bize geldiğinde bi çizik bile görse kadının içi parçalanır heralde.

ülkü için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.