Hacı Secce – 9. Bölüm – “Sabır Hacı Sabır!”

Bebeler temizliği denetlerken...

Yine üç gün bir yere gidip bir ömür anlatma dönemine girmiş bulunmaktayım. 😉 Daha İtalya’yı bitirememiştim. 😉 Ay çok seyahat annecim, seyahat blogu mu açsam, ne yapsam. 😉

Şimdi önce şunu söyleyeyim de, son umre yazım üzerine “Ayy ben de çocukları götüreyim diyordum, götürmeyeyim bari” yorumlarına ister istemez üzüldüm. Sabi sübyanın hakkına girmeyeyim. Evet zor, kabul ediyorum ama çocuklarla gitmenin de ayrı güzelliği var. Şimdi düşündüm ne güzelliği var diye, yazacak bir şey bulamadım ahahha. Ama yine de onlarsız olmazdı yaa. Bu aklımla şimdi olsaydı yine götürür müydüm? Evet, götürürdüm. Birlikteyken her şey daha güzel. Elhamdülillah.

Olumsuz mu yansıttım size bilemiyorum ama açıkçası beklediğimizden çok daha güzel geçti umremiz. Dönemimiz harika denk geldi, çok tenhaydı. (Şubat tatili öncesi) Hava bahar gibiydi. Mescitin temizliğine şaşırdım. Daha benim ev böyle temizlik görmedi. Bal dök yala, yeminle! Binlerce insan giriyor, çıkıyor, yiyor, yatıyor, uyuyor, oturuyor… Ama anında herkesi yallahlayıp tertemiz yapıyorlar. Gıpta ettim vallahi.

“Bakın, nasıl yapıyorlar iyice belleyin de bizim evde de yapın çocuuum.”

Görevliler dersen sinirleri alınmış organizma mübarek. Ayrı dilden, ayrı kültürden o kadar insanla uğraşmayı düşünemiyorum bile.

Peki hiç mi olumsuz bir şey yoktu? Ne yalan söyleyeyim, vardı. 😉 İki olumsuzluk benim dikkatimi çekti: Birincisi oteldeki çamaşır makinesi adı altında sergilenen şey.

Puhahaha! Bu ne kız??

Görünce dumur oldum. Ehehe. Ayol bizim köylerde kalmadı bu makinelerden. Bir de Arabistan’a zengin derler.  Kralı görsem söyleyecektim valla. Bu nasıl makine hacııı! Allah’tan tarih uzmanı anneannemi de götürmüştük de kadın aydınlattı makinenin kullanımı konusunda bizi.

İkincisi de şehre serpilmiş chicken translation örnekleri.

Havuzlar kadınlar ne loğ??? Toylet yazsana dölecik 😉

 

😉

Çok fena çevirmen damarıma bastılar. İnsan bir tercüman tutamıyorsa da yoldan geçen bir Türk’ü kolundan tutar sorar “Kardeş şöyle yazdım ya iyi olmuş mu?” diye. 😉

Bunlardan başka da bir olumsuzluk görmedim. Zaten orada kimseye bakmamak lazım. Kendinle uğraşacaksın kardeş. Sen sen olacaksın, kimseyi beğenmemezlik etmeyeceksin. Küçümsemeyeceksin. Hiçbir yerde yapmayacaksın ama özellikle orada daha dikkatli olacaksın. Allah’ın evine ziyarete gelmiş birinin kusurunu görüp de gülmeyeceksin. Hele yanında çocuk varsa asla ve asla yapmayacaksın bunu! Sonra başına gelmedik kalmıyor. He ben yaptım da oradan biliyorum. 😉

Bir sefer toylette çocuk bekliyorum. Bir kadın geldi içeri. Çıplak ayak! Pıtır pıtır girdi tuvalete, çıktı. Pıtır pıtır çekti gitti. Puhahahah dedim ardından. Çıplak ayak toylete mi girilir! Ne insanlar var! Iyyyy.

Ertesi gün ailecek mescide gittik. Annem, anneannem locadan yer kaptı, oturuyorlar. Biz tavafa girelim dedik. Sırtımıza yük olmasın diye de içinde ayakkabımızın bulunduğu sırt çantalarını anama bıraktık. Nasıl olsa anneannem oraya demir attı, kolay kolay kalkmazlar yerlerinden. Biz daha iki tur attık, kız demez mi toylet! Sabır hacı sabır! Neyse kalabalığı yardık, çıktık tavaf alanından. Dışarı çıkacağız. AAAA! Ayakkabılar! Anneannede bırakmıştık, doğru ya! Anneanneye gitmek lazım. Ara da bul anneanneyi! Anneanneyi bıraktığımız yere temizlik ekibi gelmiş, yallah demiş, başka yere postalamış herkesi, harıl harıl temizlik yapılıyor. Kız zıplıyor. Anneanne yok! Çanta yok! Ayakkabı yok! Kız zıplamaya devam ediyor! Anneanneyi bulmak mümkün değil! Kız zıpır zıpır! Biraz oraya koştum, biraz buraya koştum…

Yapacak bir şey yok!

O gün biri büyük biri küçük iki hacı tuvalete gitti. Çıplak ayak. Pıtır pıtır! :/

14 yorum

  1. Gülme hacıya, gelir başına? Orada öğrendiğim şey şeytanlar tutulsa bile insanın kendi nefsi en büyük şeytanıdır başka kimseye gerek yok? Çok farklı şeylerle imtihan olabiliyor insan?

  2. Çok fena ders veriliyor dikkat !
    Eşim, etrafa bakınırken grupta arkasını dönmüş bir bayan farkediyor uzun boylu, ne hoş diyor içinden… Saniyesine yüzümü görüyor, onca kalabalıkta yine beni farketmiş olması çok manidar bence :))

  3. Önceki yazıyi okuduğumda da birsey farketmistim. Ben Kabe de yeme içme gibi insani ihtiyaçlarin olabileceğini hic düşünmemiştim .Sanki hiç öyle ihtiyaçlarimiz olmayacak mesela otelden cikmadan abdest alip birdaha dönene kadar tutariz sanirdim bu yüzden çocuklu gidince neler yaşayacağız görmüş oldum en azından hazırlıklı gideriz

    1. eskiden oraya gidene yiyecek konurmuş ya. ben de hiç gerek olmaz diye düşünüyordum. Sağ olsun çörek, kete denilen şeylerden yapıp verdiler bize. Süper rahat oldu. Her an otele dönmek istemiyorsun. Miden kazınıyor. Bir şey bulup yemek zor. Bisküvi falan bulundur yanında. bebe milletinin boğazı durmuyor ki anacım. 🙂

  4. Bu seriyi hem kahkahalarla hem gözlerim dola dola okudum. Allah umrenizi kabul etsin. İnşallah haccı da evlatlarınızla nasip etsin. Maşallah keyfim yerine geldi.

  5. Bende umreye gittiğimde tuvaletler şapir şupur abdest alıp üstüme sicratanlara çok kizmistim ama ben ne kadar dikkat ettiysemde daha çok vesveselendim feracemi yere degdirdim huylandim demek ki neymiş başkasına manalı bile bakmayacakmisssin.bir de orada çoluk çocuk hiç aklına gelmiyor diyorlar ya sanırım onlar büyük çocukları olanlar için geçerli ben çok özlemiştim

deligibi için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.