Dün Anaevi Dinlenme Tesislerine geldim. Anaevi Dinlenme Tesisleri bizim eve 20 km uzaklıkta. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de hatta dünyada milyonlarca şubesi var. Villasından kapıcı dairesine, cumbalısından asma katlısına bir çok türde hizmet veriyorlar.
Bizim gittiğimiz üç oda bir salon, normal apartman dairesi. Konforumuz için herşey düşünülmüş: 24 saat sıcak su, 3 öğün yemek, hatta acıkana açık büfe ara öğünler, wi-fi, çocuklar için animasyon gösterileri, gece çocuk bakım hizmeti… Bi de saunayla spa olsa yemin ederim hayatta çıkmam ama sanırım bunu bildiklerinden o hizmeti sunmuyorlar.
Bizim dinlenme tesisi orta yaşlı bir karı kocaya ait. Kendilerini o kadar çok seviyorum ki anne, baba diyorum vallahi. Babayı pek görmüyoruz. Her fırsatta dışarı kaçıyor. Tüm yük kadıncağızın üstünde. Tesisi temizliyor, yemek pişiriyor, bebelerime bakıyor, misafir ağırlıyor… Bana yapacak bir şey kalmadığından ben de ne yalan söyleyeyim yan gelip yatıyorum.
Ailece buranın müdavimiyiz. Her fırsatta geliyoruz. Her geldiğimizde de sevinç çığlıklarıyla karşılanıyoruz. Sonra yatılı geldiğimiz ortaya çıkınca sevinç çığlıkları yerini hmmm humm seslerine bırakıyor. Ertesi sabah -artık bebelerin gece uyutmamasından mıdır nedir- suratlar pek bir limoni oluyor. Bir gece daha yatınca kapı aralarında ne zaman gideceğimiz falan konuşulmaya başlıyor. Biz de kös kös evimize dönüyoruz işte. Sonra bir daha gideceğimiz günün hayalini kuruyoruz.
Önceden pek bir kaprisliydim, istenmediğimi hissedeyim suratımı sallar evime dönerdim. Ama baktım olmuyor, artık yüzsüzlüğe vuruyorum işi, kovulana kadar çıkmıyorum. Uzun zamandır uğramamıştım. Dün yine geldim. Bugün de postalandım, evime dönüyorum. Niye mi postalandım? Bilmem. Aslında her şey çok güzel başlamıştı….
İki bebemizi kapıp geldiğimizde henüz saat sabahın 9’u olmamıştı. Tesis işletmecisi anne bizi pembe yanaklar, uykulu gözler ve sabahlıkla karşıladı. Bebelerim onu görünce sevinçten çığlıklar atıp dans ettiler. Biz de sırıta sırıta içeri girdik. Sonra bebeleri bırakıp karı koca kaçtık. Bir iki saatliğine dedik ama akşama kadar gelmedik. Allah’tan işletmeci kadının bacısı da gelmiş. Akşama kadar birlikte bebek bakmışlar. Geldiğimizde pestilleri çıkmıştı. Bak buna sinirlenmiş olabilirler. Bilemiyorum. Eve döndüğümüzde aslında bizi gidecek sanıyorlardı. Ama ben “Süpriiiizzzz burada kalıyoruz,” diye bağırdım. Önce şaka sandılar. Şaka olmadığını anlayınca biraz bozulmuş olabilirler, bilmiyorum.
Gece çocuklara bakım hizmeti istemedim. İki bebemle yattım. Bebeler gece 1,5 sabah 5 arası pek aktiflerdi. Sürekli bağırıp çağırdılar. Anenanneeeee diye zırladılar. İşletmeciler uykusuz kaldılar da ona mı bozuldular acaba?
Sabah 6’da güne başlayan bebelerimi tesis işletmecilerine bırakıp salona kaçıp uykuya yattım. Bak buna da bozulmuş olabilirler ha. Üstelik oğlan uyandığında çişi çıkmıştı. Onu da değiştirme fırsatım olmadı. Şimdi aklıma takıldı, yatak ıslandı diye mi kızdı kadın acaba? İyi de ben işemedim ki, niye bana tavır yaptıysa.
Uykumu alıp 9 gibi güne başladığımda tesis işletmecisi adam işe kaçmıştı. Kadıncağız bebelerime kahvaltı vermeye çalışmış, ama her lokma itinayla sağa sola sürülmüştü. Buna biraz kızmıştı fark ettim. Hiçbir şeye değil de oğlanın yağlı zeytini oturma odasına taşımasına epey söylendi. Vallahi bu konuda da benim bir suçum yok!
Sonra oğlan üç kere içeride olmamamızdan yararlanarak odadaki çiçeğin dibini kazmış. “Len oğlum yapma, sen benim mezarımı mı kazıyorsun, görmüyor musun başımızdaki soğuk yüzlü kadın sinirleniyor,” desem de oğlan anlamadı. Her fırsatta toprağı kazıp sağa sola fırlattı. Birazını da yemiş. Acaba kadın çiçeğinin toprağı eksildi diye mi kızdı?
Bir de iki bebenin bir olup ellerindeki bardakları birbirlerine boşaltacağız derken halıya su dökmeleri var tabi. Kadına bunun aslında yaramazlık olmadığı, eğitim kapsamında kaptan kaba boşaltma aktivitesi olduğunu izah etmeye çalışsam da dinlemedi. Pek kükredi. E suya kızan kadın, bir biberon sütün çaktırılmadan kanepeye boşaltılmasına ses çıkarmaz mı? Ona da kızdı tabi. Bebelerime de kızdı, bana da kızdı. Benim ne suçum varsa?
Bebeleri sokağa götüreyim de şu kadın biraz dinlensin, belki sinirleri yatışır dedim. Ama benim canavarları giydirmek ne mümkün. İki çift çorap için sayısız çifte yedim. Ben de pes ettim, götürmedim. Kadın ona mı bozuldu acaba?
Bebelerin evi dökmesine de pek gerildi kadın. Niye yerlere kuru üzümler atılmış, balkondaki çöp niye deşilmiş, camlardaki minik el, dil izleri de neymiş. Eğitim dedim yaa, faaliyet dedim, Montesssori dedim. Anlamadı! Galiba ona kızdı!
Salondaki kesme şekerlerin bulunup yarısının emilip yarısının halıya sürülmesine de pek söylendi. “Hepsinin sürülmesinden iyidir,” dedim ama onu da dinlemedi. Bunu mu dert etti ki?
Peki ya duvarlardaki çizikleri görüp köpürmesine ne demeli? “Ayol onlar sanatsal faaliyetler, yavrularımın sanat hayatlarının temelleri sizin tesiste atıldı, daha ne istiyorsun,” diyecektim ama lafı ağzıma tıktı. Buna mıydı bütün tepkisi acaba?
Oğlanın ne yerse üzerine dökdüğü, sokakta kumlara bulanıp geldiği için giyecek giysisinin kalmamasına da pek tepesi attı. E napıyım, tüm yedeklerim tükendi. Gardolabı getiremezdim ya yanımda. Büyük valiz getirsem, çok kalacağım diye endişeleniyorlar. Tansiyonları falan fırlıyor. Ben de bizi içeri almamak için evde yok rolü yaparlar diye korkuma küçük valizle geliyorum. İçine de anca bu kadar sığıyor. Ben ne yapayım ya? Ne yapsam suç!
Öyle ya da böyle bir şeylere kızdı işte kadın. Ben de toplandım evime dönüyorum. İstenmediğim yerde durmam! Aslında dururum da tekrar gelebilme ihtimalimi sevdiğim için gidiyorum. Tekrar gelebilme, her istediğimde gelebilme ihtimalimi…
Bayıldım yaa gülmekten.
Bu kadar mı komik anlatılır bu olay.
Benim tek bebem var, onunla bile gitsem diye annemlere gün sayıyorum, gece bakım hizmeti en cazip gelen hizmetleri de, şükür ki bizim tesis sahipleri karı koca seferber olup evdeki muhabbet kuşunu dahi bebem yemeğini yesin diye önüne sürüyorlar kafesiyle, tüm dağınıklıklara da gülüp ne yaptıysa fotoğrafını çekiyorlar, babamız gelip bizi alacağını haber verdiğinde moralleri bozulup bi ona surat yapıyorlar, Alalh razı olsun da işte, bizim de babamız bırakmıyor bizi ne yazıkki bu tesisten arzu ettiğimiz kadar yararlanamıyrouz 🙁
ne güzel. allah güzel ömürler versin, emeklerini zayi etmesin:)
🙂 çok güldüm, ama anneler çocuklarına kızmalar sen yine git yine sevinçle karşılayacaktır eminim:)))
:)) unutuyor tabi çektirdiklerimizi, sonra hatırlayıveriyor yine surat bir karış
Bekarken okumuştum bu yazını,şimdi 2 küçük çocuğumla okudum.
Bizim tesis çok. İlginç.tesis sahibinin iki yeri var,sahibi olan kadın ikisini de geziyi,bir tanesini bekar genc ve oğlanla isletiyo,ama her gittiğimde illa temizliği ve yemeği halletmek zorunda gibi hissedip o işlere dalıyorum,çocuklar ne yapsa sürekli eleştiren işletme sahibinin kızı yüzünden hemen evime donmek zorunda kalıyorum,yahu mutfakta yemek pişti diye gece çocuklarımla yattigim salonun camını da acmazsin tepemizde,yemek temizlik ve bulaşıkları ben yıkıyorum her gidişte,tesis sahibi kadın eve gelemiyo,tek teselli Birlikte çay içmek,öteki evinde kızım hastaydı bı gece kaldık,iyi hizmet verdi ama onda da ortağı olan adam yüzünden odamızdan çıkamadık.bizim tesis işi sıkıntılı.
Allah tesissiz de bırakmasın tesise muhtaç da etmesin kardeş
kızmalar değil kızmazlar olacaktır:)
ohh mis geçmiştir kızgınlıkları onların,ana yüreği işte sen haftaya bir daha git
:)) arayı açmamak lazım tabi
Yine çok güldüm neden kızmış olabilir ki ben anlattıklarınızda kızacakları birşey göremedim 😀 Neyse fazla alıngan olmamak lazım gidebilme ihtimali hatta yine kalabilme ihtimali olması bile güzel 🙂
katılıyorum sana güzelim. kadın kısmı alıngan işte
neticede tesisi işletiyorsan katlanacaksın, müşteri velinimettir. benim tesis de 20 km uzakta haftanın 3 günü oradayım diger günler tesis sahibesi bize gelip yerinde hizmet veriyor. umre bahanesine 3 haftadır kayıp ama bugün döndü dönüs haberini alan ben sabahtan sıpamı bırakıp işe kaçtım 🙂
oo seninki de pek iyiymiş. adresi ver de ara ara da oraya uğrayalım
Tek kelime ile koptum gulmekten ve aynen kendi yasadigim sahneleri gordum yazida. Allah analarimiza zeval vermesin. anane evi candir 🙂
aaaaaaaaaamin
Harikasınız bayılıyorum yazılarına n’olur her zaman devam et
🙂 inşallah berna kızı gelin edene kadar devam:)
yine bayıldım yine çok güldüm. harikasınız. ben bizimkine 5 yıldız otel diyodum haliyle bizim evde pansiyon oluyor. şimdilik bize tepki yok. ama kesinlikle 2.çocuk istenmiyor.:)
🙂 kadro dolu anlaşılan
En son yazlıktaki Anaevi Dinlenme Tesisleri’nden kovulmaktan beter edilişimden sonra trip yapıp apar topar kalkıp geldiğimin ertesi günü tesisin sahibi kadın arkamdan aradı “Niye gittiniz apar topar kalsaydınız hafta sonu da” dedi. Ben de tribimden vazgeçiverdim n’apayım canım, tesisin yeri güzel olmasa, bilirdim ben yapacagımı. Hıh!
hahaha
gülerken kendimden geçtim:) çok yaşa e mi secce!
🙂
yine yine yine güzel bir yazı…
tşk ederim selma
facebook sayfanız olsa eminim 2000 den fazla takipçiniz olur:))
açtık feys ama sinek avlıyoruz henüz
Okurken kahkaha attım, nooldu diyen kocama da okudum birlikte tekrar güldük 🙂 Bizde henüz çocuk yok, annemin beni ve kız kardeşimi sepetledikten sonra aldığı yeni koltukları, ev düzenini filan düşündükçe (biraz titizdir de kendisi üstelik) geleceğimizi gördüm, tekrar güldüm 😀
ooooo sizin durum daha vahimmiş. benim annem yıllardır eve para harcatmıyor hele bi torunlar büyüsün, sonra mahvederler diye. her iki senede bir de yeni bir torun geliyor. bu gidişle taş üzerinde taş kalmayacak kadının evinde
çoktandır okumamuştım özlemişim yazılarını bu gece epey okurum artık
hele sesin hiç çıkmıyordu
Kızılacak ben bir şey görmedim 😀
ben de:)
Kızılacak ben bir şey görmedim
Çok güldüm okurken.Ben de bir ikiz anasıyım,kız ve erkek.Cümleler ne kadar yakın geldi ama.Sizin bu tesis iyiymiş ,yakınlarda bir yerde bize de olaydı böyle bi tesis süper olurdu 🙂
vah canıımm bizimkine gel istersen:)
yine güzel bir yazı…
paylaşımlarınızı çok seviyorum
tşk ederim tabela. ben de böyle yorumları çok seviyorum:)
benim çocuklarım küçükken annem derdiki bir gün kalıyosunuz dört gün ev topluyorum..hahaaa bende alınırdım ..sonra unuturdum..sonra annem bi yere gideceksen beni çağır çocuklar hırpalanmasın demeye başladı ..yalllllaaaan..kuyruklu hemde..olsun benim için farketmez ki hahahaaa.artık büüdüler darısı başına:)).
amin, sağlıkla inşallah
esim doguya goreve gittigi zamanlarda ben de seriliyorum sacak palasa;-) hatta ne yalan soyleyeyim bazen yine goreve gitse de annemde kalsam diye gun sayiyorum. ellerinize saglik super bi yazi olmus yine:-)
tşk ederim pınar
sen çok yaşa emi:) bizde çocuk büyüyünce büyütürken yaşadığımız sıkıntıları unutup bebek görünce imrenmiyomuyuz?aynı şey işte ne serden geçerim ne yardan hesabı 😉
🙂 valla biz de anneanne dinlenme tesislerinde büyümüşüz
Hahaa süpermiş ikiz annesi değilim ama benimde 16 aylık bir oğlum var ehh yaramaz sayılırız ama benim tesis sanırım en iyisi çünkü annemle aynı apartmanda altlı üstlü oturuyoruz özellikle haftasonları sabah erken uyanmışsa oğluşumu kapıp sabahın 7’sinde anane ve dedeye postalanıp hopp yukarı kata uykuya devam edebiliyoruz ama akşam olunca annem artık alın çocuğunuzuda gidin dizi izliycem diyii ama sabah gelişimiz 9’u bulsun özledim nerdesiniz diyii bende anlamıyorum bizim hatunu ama iyi ki anne ve babalarımız var rabbim bizi onlardan ayırmasın tek başına çocuk bakmak çok zor birşey aynı şehirde bile olmak bence bir nimet:)
:))))))))) anneme okutayım şu yazdıklarını da haline şükretsin.
Harika 🙂 Allah anne babalarımızı başımızdan eksik etmesin. Onlar olmasa halimiz nice olurmuş 🙂 Ama siz de dede de pek acımasızmış, anane tek başına zorlanır tabi. Bizde dede sosyal gereksinimleri (evde atçılık oynama, parka gitme gibi), anane temel ihtiyaçları karşıladığı için, iyi bir takım oluşturuyorlar, çok sızlanmıyorlar
takım ruhu diye ben buna derim
allahh seni ben sabah sersemliği ve adana’dan yeni gelmiş olmanın şokuyla anaevi dinlenme tesisleri diye bir yer varmış oleey diye arattım google’dan…mavi ekran:)))yahu ben daha dün geldim ya o dinlenme tesislerinden:)alemsin.
hahaha ben de bunu yapan çıkacak mı diye merak ediyordum:)
o tesise biz de her seferinde koşa koşa gidip, dönerken arkamıza bakmadan kaçıyoruz :))
cok guldum yaa gece gece. esim de yanimda oturuyo neye guluyorsun sen diyip duruyo ama tercume ederken aktaramiyorum espiriyi.. Bizim tesis sahibi kadin hep geziyor hep geziyor hic yararlanamadim ama yine de candir..
off ne güldüm ya 🙂 sinirlerimin bozuk olduğu bir anda pat diye rastladım bu bloga bu yazıyıda okuyunca gözlerimden yaş geldi gülmekten :))) hahhaahy süpersin valla kendime geldim gülünce
🙂 hoşgeldin, sevindim güldüğüne
kendı yasadıklarımı okumus gıbı oldum tek farkla tabı 1 bebek eksık 🙂 Allah anne ve babaları başımızdan eksık etmesin yıne cok guzel bır yazıydı eline sağlık kadrolu okuyucuyum artık burada
1 bebek eksik halde bunları yaşıyorsanız sizin de işiniz var yahu. hoşgeldin kadroya
ben de 5 TANE VALİZ ve ÜÇÜZlerimle birlikte 2 buçuk aydır kendimi Anaevi tesislerine atmış bulunmaktayım :))) Bizim tesisi tonton bi kadınla gençten bi delikanlı işletiyo. Delikanlı kadının oğlu. Kadının tepesinin attığı anlar haricinde pek bişey dediği yok da oğlan bebelerini benim odamda uyutma ders çalışamıyorum diye çemkiriyo arada bir. Napiyim bebelerin her birini ayrı odaya dağıttınca evde oda kalmıyo 🙂 Bunun dışında bizim de konforumuz pek yerinde. Gece bakımı çok iyi, ikisini işletmeci kadın yanına alıyo. Ben de üstüne üstlük biriyle kaldığım halde uykusuzluktan falan şikayet ediyorum sabahları. dinliyo kadın.. :)) Ben çok beğendim burayı 3 ay daha buralardayız. Yaşasın Anaevi tesisleri…. :)))))
üçüzler ne kadarlık?
sizin adres neydi bacım? bizimkinden daha konforlu olduğu kesin
ııh yok ben karar verdim ben evde okuyacam işte değil:))valla işten atılacam okumayı bırakamıyorum
🙂 valla işte okumak daha zevkli diyorlar yine de sen bilirsin:)
valla pek imrendim,bizde annemle aynı şehirdeyiz ama sağolsun kendisi böyle hizmetler vermez.Çocuk gürültüsü-dağınıklığına gelemez asla.Alınganlık yapmıyorum,gerçekten…
Bende misafirliğe gitmişim gibi gerim gerim gerilirim gidince ona.o sebeple akşamları çaya gider,meyveyi zar zor yer yine kürkçü dükkanımıza döneriz.annenin kıymetini bil bence.
Harika bi yazı gülmekten öldüm ancak bu kadar güzel anlatılır
selcen bu çok iyiymiş ya bizde büyüyünce böyle mi olcaz acaba? :)bizim işletmenin müdürü adamcağız kızar kesin bize kadıncagız bişey demez gibime geliyor 🙂
Hahaha :))) uzun zamandir cocuk bakimiyla ilgili bu kadar gulmemistim. Bende de var bir kız bir erkek. Gülerken ağlama konusunda uzmanim. Cocuk buyutmek zor ancak çoğul bebek annelerinin ana tanrıça olduğuna inanıyorum. Güç içinizzzde:)
Selam. .. belke de çox gec yazdim. . Azerbaycan dan rahatsız edirem. … Çox güldüm. .. Allah sizi güldürsün. … kızmak bizde Hirslenmek demekdir…. ve men hirslenmeli bir şey görmedim)))))))) Menim de 2çocuğum var 1de gelir hamileyim…. sevinim mi üzülüm mü bilmedim)))))
:)))) hey maşallah. sağlıkla kucağına al inşallah. allah anana yardım etsin. 😉