Küçükken Allah’la nasıl tanıştım hiç bilmiyorum. Aklımda sadece birkaç sahne var. Birincisi, uyumadan önce Allah’ı hayal etmeye çalıştığım sahneler. Ne hikmetse, Allah’ı hep tuğlalarla örülmüş bir duvar olarak düşünürdüm. (Hâşâ tabi. ) Çoook yüksek bir duvar. Aşağıdan bakıyorum, ucunu göremiyorum. Herhalde “Allah çok büyüktür,” ya da “Allah’ı göremeyiz,” dendiği için böyle bir hayal kurardım.
Sonra rahmetli dedemin namaz kılışını hatırlıyorum. En sevdiğimiz şey, o son rekatta otururken, önünden geçmekti. Hatta önünde durup sinirlendirmek için nanik falan yapardık. Dedemin selam verişini hatırlıyorum. Tehditkâr bir sesle, rahatlıkla duyabileceğimiz bir biçimde, “Esselaaaamü aleyküm ve rahmetullaaaaaaaaaaah,” der, daha selamı biter bitmez, “Hınzır sıpası, namaz kılanın önünden geçilmez!” diyerek kıçımıza yapıştırırdı terliği. Neyse ki bunu acı bir olay değil de komik bir olay olarak hatırlıyorum. Belli ki dedemi gıcık etmek için yapardık. Oyun gibi bir şeydi aramızda.
Bir de anneannemin “Allah vergisi bunlaaaaaaar” diyerek bizi sevişini hatırlıyorum. Biraz daha büyükmüşüm demek ki o dönem. Allah ile vergi kelimesini hiç bağdaştıramaz, “Allah bizden vergi alıyor herhalde,” diye düşünürdüm. Halbuki anneannem “Allah’ın verdiği” demek istiyormuş. El kadar bebeye kelime oyunu yapılır mı anneanne yea!
Sonra tek tek cümlecikler var aklımda. Malumunuzdur, bizde Allah daima çocuğa bir tehdit unsuru olarak kullanılır. “Allah yakar!” / “Böyle yaparsan Allah seni sevmez!” / “Allah taş eder!” / “Ben görmesem de Allah seni her yerde görüyor. Ona göre ayağını denk al!” Önce çocuğu ölümüne Allah’la korkuturuz, sonra da Allah’ı sevsin diye bekleriz. “Çünkü Allah onu sevmeyenleri cehenneme atar!”
Hiç unutmam, benim bebeler iki yaş civarındaydı. Bir gün bir gezmede bir teyze namaz kılıyormuş demek ki. Benimkiler de önünden geçmiş. Kadın velveleye verdi ortalığı. “Namaz kılanın önünden geçerseniz, Allah sizi öyle bir çukura atar ki, düşersiniz düşersiniz düşersiniiiiiiz, en sonunda çukurun en dibindeki en sert taşa kafanızı çarparsınız!” Höh be dedim, ne hayal gücü ama! “Öyle demeyelim, teyze,” dedim, “Diyeceksen sadece ‘Namaz kılanın önünden geçilmez,’ de. Çocukları Allah’la korkutma!”
Allah biliyor ya bebelerimi Allah’la hiç korkutmadım. Daha çok küçüklüklerinden beri daima güzel şeylerle Allah’ı andım. Bize böyle güzel anne-babayı Allah verdi mesela. Sonra birbirinden güzel yiyecekleri de hep o gönderiyor. Sizi severken ben “Maşallah yani Allah seni ne güzel yaratmış,” diyorum. Güneşi sokağa çıkma vakti gelsin diye Allah gönderiyor. Dinlenelim diye geceyi de Allah gönderiyor…
Şimdiye kadar heee, heee deyip geçti bebeler. Ama dört yaşla birlikte sorgulama yaşları da geldi tabi. Bu aralar bizim evde “Allah mevzu” gündemde. Birkaç hafta önce oğlanı seviyorum, sıktım, ısırdım, yaladım filan. En sonunda da “Allahıma şüküüüüüürr, sizin gibi evlat vermiş,” dedim. Anneannemin “Allah vergisi” gibi bir şey yani. Oğlan yüzüme baktı. “Anne bizi sana Allah mı verdi?” dedi. “Evet,” dedim. Şaşırdı. “Biz Allah’ın mıydık ki anne?” dedi. İşte, bizim evdeki “Allah merakının” fitili böylece tutuştu. O günden beri soru üzerine soru. Her soru, yeni bir soruyu doğuruyor. Son noktayı da nedense hep bebeler koyuyor!
Oğlan: “Annecim, Allah nerede?”
Anne: “Her yerde yavrucum.”
Oğlan: “Öf anne yeaaa, nerede deyince hep her yerde diyorsun. Tam olarak yerini söyle bana!”
Anne: “Tam olarak bir yeri yok ki. Her yerde işte.”
Oğlan: “Allah uçuyor mu?”
Anne: “Kuşlar uçar.”
Oğlan: “Allah uçmuyorsa her yere nasıl gidiyor?”
Anne: “Gitmesine gerek yok, zaten her yerde.”
Oğlan: “Yaa yine her yerde dedin!”
*
Kız: “Anne, Allah’ın gözü kör mü?”
Anne: “Tövbe hâşâ, o da nereden çıktı yavrum?”
Kız: “Hiiiiç merak ettim. Göz bandı takıyor mu acaba?”
Anne: “Hayır, korsanlar göz bandı takar.”
Kız: “Bence takıyor olabilir. Senin haberin yoktur.”
*
Geçen gün de Eyüb’e gittik. Ne zamandır çocuklara cami göstermek istiyordum. Şanslıyız, tam da namaz vaktine denk gelmişiz. Fırsat bu fırsat dedim, çocuklarla camiye girdim. İçerisi epey kalabalıktı. Balkonda, tenha bir yer buldum. Cemaatle namaz kılındı. Müezzin tespih öncesi “Allahümme entesselaam…” duasını okuyor. Epey de nameli. Oğlan heyecanlandı.
Oğlan: “Anne bu şarkıyı Allah mı söylüyor?”
Anne: “Hayır, annecim, müezzin dua okuyor.”
Oğlan: “Allah şarkı söylemez mi?”
Anne: “İnsanlar şarkı söyler.”
Oğlan: “Bu şarkıyı Allah’ın söylemediğine emin misin?”
*
Oğlan: “Mikropların Allah’ı var mı?”
Anne: “Yaratılmış her şeyin Allah’ı var.”
Oğlan: “Mikropların Allah’ı da küçük mü?”
Anne: “Hayır, hepimizin Allah’ı aynı. Ve o çok büyük.”
Oğlan: Mikropların Allah’ı ‘Mikrop Allah’ değil mi?”
Anne: “Hayır, bir tek Allah var, hepimizin Allah’ı.”
Oğlan: “Mikropların Allah’ı yok yani!”
Anne: “Var dedim ya lan!”
Ay deli oldum yemin ederim. Şeytan dedi bilinçli analığı koy bir tarafa, çarp bebenin ağzına “Sus bakayım, öyle şeyler sorulmaz, Allah taş eder,” de kapa konuyu. Cik cik cik, her şeyi elimden geldiğince cevaplıyorum, dediğime inansalar bari! Ne rahatmış eskiden ana baba olmak canım!
Not: Bu konu üzerine epey zaman önce şu kitabı almıştım.
Henüz okuyamadım, ama okuyunca konuyla ilgili bir yazı daha yazarım inşallah. Bu arada başka önerileriniz varsa açığım 😉
Şimdi ceremesini çeken ilerde rahat edermiş. Güzel bir hususa değinmiş, güzel emeklerini paylaşmışsın çok hoş bir yazı olmuş.
ay aman inşallah. tşk ederim 😉
bizde en popüler soru allaha ne zaman gidecez, allaha gidelim oluyor. allahı gidilecek bir gezme olarak görüyor.. ben cehennemle değil ama cennete girememekle tehdit ediyorum 😀 iyi insan olmazsak cennete giremeyiz, temiz olmazsak cennete giremeyiz gibi.. ne kadar doğru bilmiyorum.. bi de “Allah bizi çok seviyor” diye bi hikaye kitabı almıştım. içindeki hikayelerin hepsi bir ayetle ilişkilendirilmiş. allah israf etmeyenleri sever, allah sabırlıları sever gibi… oğlum bayağı seviyor ve etkili oluyor..
kitabı merak ettim. bakayım tşk ederim
allah beni seviyor, timaş yayınları. yanlış yazmışım 😀
biz anne baba olarak çok inançlı insanlar değiliz bizim aile değerlerimiz kaynağını iyilikten ve vicdandan alıyor, çocuğumuza da doğruları bu yönde anlatmaya çalışıyoruz. herhangi bir din ya da allah inancı ile ile ilgili davranışlarımız da yok, annemden namazı ve ezanı biliyor, kültürden gelen “allah korusun”, “allah esirgesin” gibi cümlelerimizi oğlum da kullanıyor. ben onun din ve allah konusunda kendi kararını vermesini ve nasıl inanmak isterse öyle inanmasını istiyorum. şuana kadar herhangi bir soru gelmedi. çevresinden gelen bir bilgi akışı olmadan da insan kendi içinde bir tanrıya inanma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ve kendi içinde bu soruların nasıl oluşacağını ne zaman ve hangi soruları soracağını merakla bekliyorum
sevgiler
asude
çocuk neyle karşılaşırsa onu sorguluyor işte asude.
merhaba,
oğlum daha iki yaşında, böyle bir tecrübem yok ama aldığım eğitimin bize öğrettiği kadarıyla bu yaştaki çocuklara Allah’ı biraz kişileştirerek/ somutlaştırarak anlatmanızın zararı olmaz. Elbette ki Allah’ı herhangi bir varlık gibi hayal etmesine neden olacak şeyler söylemek problem çıkartır ama kendi kendine buna meylettiğinde de çok kesin ifadelerle reddetmeye gerek yok. hatırladığım kadarıyla, isterseniz araştırıp tam olarak yazarım, bir hadis-i şerife göre cahil bir arap kadını Allah’ın gökyüzünde olduğunu ima etmiş, Peygamber efendimiz daha fazlasını anlayamayacağını bildiği için gülümseyerek onu tasdik etmişti. bu yaş çocuklarında soyut olanı anlamak çok zor olduğundan bu kolaylık cevaplarınızı biraz daha tatmin edici hale getirmenizi sağlar belki. çünkü çocuklar soyutu idrak ettiğinde Allah’ın tuğladan bir duvar yahut (sürekli yukarı bakılarak Allah hakkında konuşulduğu için) avizenin kenarındaki kırmızı süs olmadığını (bu da benim tecrübem) anlıyorlar. 🙂 sizin cevaplarınızdaki birazcık kişileştirmenin altındaki manayı da büyüdükçe kavrayacaklardır. hasılı zor iş, Allah kolaylık versin 🙂
Katildim.
Ben de bu konuda cok muzdaribim. Kizim 5 yasinda yakinda 6 olacak hatta. Inanc konusunda su ana kadar ne baski ne korkutma yaptik. Ara ara dua babinda bir seyler ogretmeye calisiyoruz, yemege baslarken bismillah demek gibi. Ama kendisi israrla Allahi sevmedigini soyluyor ben musluman degilim diyor ne yazik ki. Biz de aynen senin gibi bize bu guzellikleri esyalari vs O veriyor diyoruz. Ancak fakir bir insan gordugunde O’na niye vermiyor diyor. Ya da istedigi bir sey olmayinca iste Allah beni sevmiyor istedigimi yapmiyor diyor. Bunlar derin mevzular nasil anlatacagimi bilmiyorum. Herhangi bir kitap tavsiyesine veya degisik fikirlere acigim. Simdilik kucuk olduguyla kendimi avutuyorum insallah buyudukce degisir. Selamlar
bence kızının dikkatinizi çekmenin en hızlı yolunu bulmuş. hiç üstüne düşme. sevmiyorum desin dursun. ilgi göstermezsen söner bence.
Bizde de şimdiden bilim din çatışması başladı. Her sene ayrı şaşırıyorum bu çocuğa zaten. Anne bu masaları da Allah mı yarattı diyor. Şimdi o masaları insanlar yapmışlar, insanları Allah yaratmış, malzemeleri de Allah yaratmış, insanlara zeka vermiş, biz buları bir araya getirebiliyoruz. Diye tam gayet sıkıcı bi açıklama yaparken soru soru üstüne yağmur gibi yağıyor. Allah babişkomdan da mı büyük anne? Evet diyorum. Vuuu diyor gözlerini kocaman açıp. He babası da dev sanki adamı o kadar gözünde büyütecek ne buldu bilmiyorum 😀
Bana da kucukken, “Allah kalbimizde!” diye ogretmisti, babam. Kurban kesildigi zamanlarda orda olup Allah’i gormeye calisirdim. Cok kolay anlasilmiyor olsa da oylesi bir yakinlik icinde olmak fikrinden midir nedir, kucukken cok dini butun bir insandim. Sonra baya bir bozdum ama! Bir de bizde de korkutma yoktu, sadede hayvanlara bos yere iskence yapmamizi engellemek uzre, “Allah gunah yazar” derdi annem; hatta onu da somutlastirip torba torba gunah yapmisti. Yaramazlik icgudusune yenik dusup kopege bir tas atttigimda, anneme kac torba gunahim oldugunu sormaya gittigimi hatirlarim.
torba içinde günah iyi fikirmiş. kullanırım ben bunu 😉
10 yasina kadar soyut kavramlari anlayamaz cocuklar. Yetersiz bakiye.
O bakimdan, inatlasma. Senin Sevdiğini gorunce sevecekler konuyu.
“Allah mikroplarin bile Allahi, cok super degil mi??”
Goz bantli deyince Odin geldi kiz aklima.. Melike kuzey mitolojisini uyduracak kivama gelmis aferin.
bence mehmet emin ay hocanın kitabı çok iyi, hızlıca okumanızda fayda var. ayrıca bir de salih suruç hocanın şeyi var, çocuklarımıza peygamberimizi nasıl anlatalım. o da iyi. tavsiye ederim.
böyle de bir kitap var: http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=586229 şu an yeni baskısı hazırlanıyor diye biliyorum.
Şimdi 27 yaşında olan tek çoçuğum oğluma bizde hiiç korkutma şıkkını kullanmadık. Asla. Hep sevgi yönünde anlattık. Senin bebeler kadarken bir gün yemekte komşu kızı bizde, benim oğlandan da bir yaş büyük.
Bizimki hiç ekmek yemezdi, tabağında yemek suları filan kalırdı. Komşu kızı da tombiş, tombiş. Bizimkine dedi ki:
“Tabağında yemek bırakırsan Allah seni taş atar”
Abooow, bu da bir gün arkadaşına taş attığı için bunun çok kötü bir hareket olduğu ile ilgili nutuk dinlemişti zaten.
Dehşete düştü, yemeği, sofrayı filan unuttu. Aklı almadı bunu: nasıl olur? Allah bize nasıl taş atar? Neden atar? O kötü bir hareket değil mi? Beynimizi oydu resmen. Kız gittikten sonra demiştik ki:
“Amaan onun annesi babası bilmiyormuş, yanlış öğretmişler”
ve kurtulduk o sorudan. 😀
-Baba ben neden hasta oldum?
-Mikroplar yüzünden
-Mikropları da mı Allah yarattı?
-Evet
-Neden?
-Euu,sağlıklı olmanın değerini bilelim diye
-Ben hiç sevmedim bu Allah’ı..hapşuuu
hadi buyur burdan yak
🙂 resmen fitlemişsin çocuğu. bağışıklığını güçlendirsin, aslan gibi büyü diye deseydin, bak nasıl sevinirdi 😉
Nurten Ceceli Alkan’ın bir kitabını okurken tam da bu konudan bahsedildiğini gördüm, yorum yazayım dedim. Kitaba göre çocuklara derin derin izah yaparak birşey anlatamayız, bu onların kafalarını daha da karıştırır. Onun yerine biz de onlar gibi şaşırmalı, merak etmeli ve soruya o şekilde cevap vermeliyiz. Örn:
“-Anne Allah nerede?
-Her yerde.
-Anne Allah bir tane ise nasıl heryerde olabiliyor?
-Hakikaten! Ne kadar ilginç değil mi? Allah bir tane ve her yerde.” gibi…
Nurten hanım diyor ki, çocukların merakını devam ettirmek önemli olna, büyüdüğünde nasıl olsa idrak edecek Allah’ın mahiyetini…Bence de bu mantıklı bir yaklaşım.
Secce benim de 4 yasinda bir kizim var sürekli bu konulari soruyor. büyük beklentilerle okudum kitabi ama cok da yarari olmadi.teorik bilgilerden ibaret.keşke adem güneş bu konuda bir kitap yazsa
Sesli güldüm.Yemek yiyordum , boğulacaktım:)))
😉
Buarada hınzır dini kitaplarda domuz yerine kullanılır,bizler bilinçlenelim ve çocuklarımıza kullanmamaya özen gösterelim 😉
😉 biliyorum