Çocukluğumun Ramazanlarını çok hatırlamıyorum. Yalnızca birkaç şey var aklımda kalan.
Mesela ilkokul dörde giderken ilk orucumu tutmuştum. Okula gitmeden çaktırmadan banyo çeşmesinden su içmiştim. 🙂 Eve döndüğümde de önüme bir bardak su koyup “Allah’ım ne olur, unutayım da şu suyu içeyim” diye dua etmiştim. Ama unutmadım. :/
Sonra büyük iftarları hatırlıyorum. Anneanneme gittiğimiz, annemin amcasına, halasına gittiğimiz büyük iftarlar… Birbirinden güzel yemekler. Hazır sofralar. Nasıl mutlu olurdum iftara çağrıldığımızda.
Bir de top atılmasını beklediğimizi hatırlıyorum. Camlarda. Herkes camda ya da balkonda olurdu. Gümm diye topun sesi gelince sevinçle çığrışırdık. Bize ne oluyorsa sanki, oruç bile tutmazdık. Ama yine de güzel olurdu beklemek. Çünkü çok özeldi.
Ben küçükken annem babam teravihe camiye gitmezdi. Çok özenirdim gidenlere. Arkadaşlarım gidiyordu. Zor bela izin aldım, onlarla caminin yolunu tuttum. Geceleyin sokakta olmak ne eğlenceliydi. Ağaçların arasından oynaya oynaya giderdik.
Büyük bir cami diye hatırlıyorum lojmanın camisini. Erkek tarafında birkaç saf er olurdu, bir de apartman görevlileri. Kadın tarafında da apartman görevlilerinin eşleri ve çocukları. Ve ben tabi ki.
Cami büyüktü. Önden bir iki saf anca dolardı. Namaz başlayınca çocuklar cozuturdu. Caminin arka tarafında ip atlayan mı dersin, koşmaca oynayan mı. Ara ara büyükler ikaz ederdi. Biraz durulurdu ortalık sonra yine hurraaa….
Allah biliyor ya ben hiç katılmadım o oyunlara. Namaz ciddi bir işti benim için. Ama yine de secdedeyken öndeki kadının eteğinin altında kalmaya, vitrin üçüncü rekatında hoca Allahu Ekber dediğinde tekrar elleri kaldırmak yerine yanlışlıkla rükuya eğilenlere falan kıkır kıkır gülerdim. Yanımdaki kızlar fısır fısır kulağıma bir şey derlerdi, itişir tepişirlerdi. Ben hiç katılmazdım.
Sonra bir gün ben de dayanamadım onlarla itişip tepişmeye başladım. Millet secdeye eğilince biz kalkıyorduk, gülüşüyorduk falan. Gözler dersen fıldır fıldır, bir oraya bakıyor bir buraya. Derken bir an gözüm caminin penceresine ilişti. Bir karartı gördüm orada. Kesin biri bizi gözlüyordu. Nedense içime bir ateş düştü. Ailemden biriymiş gibi geldi.
Eve geldim ki yanılmamışım. Abimmiş bakan. Koşup babama yetiştirmiş hemen. Babamın suratı bir karış. Bir sürü kızdı bana. Camide öyle yapılmaz, böyle yapılmaz… Bir daha da camiye gitmek yok!
Başka da hiç teravih hatıram yok. Hiç gidemedim bir daha. Alışmayınca da büyüdükçe de zor geldi zaten.
Sonra Ramazanlar da zor gelmeye başladı. E oruç kolay değil. Çocuklarla daha da zor. Anamın evindeki gibi hazır sahur, iftar da yok. Allah biliyor ya Ramazan gelmeden gelecek diye stresten yemeden içmeden kesilmeye başladım. Sonra şu hadisi şerifi gördüm: “Kim Ramazan-ı Şerif ayının girmesiyle sevinirse, Cenab-ı Hak o kimseyi cehennem ateşine haram kılar.” Ne büyük gaflette olduğumu anladım. Tövbe ettim.
Şimdi çocuklarıma güzel Ramazan anıları biriktirmeye çalışıyorum. “Aaah çocukluğumun Ramazan’ı ne güzeldi, ne özeldi” diye hatırlasınlar. Ramazanın gelmesini dört gözle beklesinler. İbadet etmeye erinmesinler, gocunmasınlar.
Artık beş yaşındalar. İlk gün teravihe götürmek istedim ama saati hiç hesaplamamışım. Taa 11’e çeyrek kala başlıyormuş. Çoktan sızdılar. Öğlen uykusuna falan yatırırsam götürmek istiyorum. Yoksa en azından öğle namazına camiye götüreceğim. Oğlan bayılıyor zaten camilere. İçine girmeden önünden geçirmez bizi. Büyüyünce de “camici” olacakmış, her nasıl bir meslekse o işte.
Sonra mukabelemiz var. Geçen sene bir iki kere gidebilmiştik beraber. Bu sene daha istikrarlı olur inşallah. Onlara da oyuncak götürüyorum. Şimdilik bir köşede arkadaşlarıyla oynuyorlar. Maksat havasına alışsınlar.
Ha bir de komşumuz, Allah razı olsun, Kuran-ı Kerim öğretmeye başladı. Şimdilik çok hevesliler. Oynaya zıplaya gidiyorlar. Allah daim etsin.
Daha küçükler ama inşallah günün birinde sahurun ve heyecanla iftarı beklemenin de vakti gelecek. En sevdikleri yemekleri pişireceğim onlara. Arkadaşlarını iftara çağıracağız. Allah o günleri de görmeyi nasip eder inşallah. Daha birlikte ne camiler, ne iftarlar, ne kitap fuarları gezeceğiz. Düşündükçe heyecanlanıyorum. 😉
Harika bir yazı olmuş yine canım bizde küçükken hacı evsahibemiz vardı her teravih namazına kiracılarının çocuklarının birini götürürdü 12 yaşlarımda iken.hep değişik camilere giderdi.onunla camiye kim gidecek diye çocuklar gün içinde hep konuşurduk çok eğlenceliydi Allah rahmet eylesin.şimdide ben her akşam gidiyorum ve kızımı götürüyorum .rabbim kabul etsin inşeallah herkeae hayırlı ramazanlar
vay be, insan kendi çocuğunu götürmeye erinirken ne yüreği geniş insanmış maşallah.
Ya secce niye bilmiyorum yazini okurken gozlerim doldu sonunda ise aglamaya basladim 🙁
Ne guzeldi benim cocuklugumdaki ramazanlar…
annemle teravihe gitmeye basladigimda 3 yada 4 . Siniftaydim.annemin yanindan ayrilmazdim diger cocuklarin yaramazliklarina hic katilmazdim.ama donuste arkadaslarimla karanlikta oynaya oynaya donerdik evlerimize.universiteye gidene kadar mumkun mertebe gittim teravihe.namazi camide kilmanin tadi bir baska gercekten.
evlendikten sonra ise hic gittim mi hatirlamiyorum.inshaAllah bu yil tr ye geldigimde tekrardan camide teravih kilabilirim.tabi once cocuklari birakacak bi uer bulmaliyim.yoksa afacan cocuklarim yuzunden camiden kovulma ihtimalim var.zira evde bile kiz tepemde geziyor ben namaz kilarken.
benimde bugun icim kipir kipir ramazan geldigi icin.cennetin kapilarinin acilip cehennemin kapilari kapatilip seytan ise zincire vurulur diye peygamberimiz.bu ne buyuk bir mujdedir inananlar icin.tevbelerimiz dualarimizin ibadetlerimizin kuran okumalarimizin verdigimiz sadakalarin bol oldugu bir Ramazan gecirmemizi ve ramazanin sonunda gunahlarimizdan arinarak cikmamizi nasip etsin yaradan.Amin
aaamin aaamin. inşallah.
Herkese hayırlı ramazanlar Allah hepimizin oruclatini kabul etsin bayrama sevinmiş ulastirsin inşallah Okurken çok duygulandım kendi çocukluğuna döndüm iftara gitmek benim icinde çok mutluluk vericiydi hala da öyle kalabalaik masada iftar açmak ayrı bir zevk benim kızında 6 yaşında ikindide sahur yapıp iftarda bizimle oruç açacak çok heyecanlı çocukların orucu öyle olur dedik babasıyla
çok güzel fikir. deneyeceğim. 😉
çocuk orucu yarım gun olur Secce. Beraber sahura kalkarsınız ama onlar öğle ezanıyla iftar ederler. Sonra bayrama doğru anneler o oruçları diker iki yarım oruç bir tam oruç olur.
böylece her ramazan 15 gün oruç tutarsın..
😉
Allah kabul etsin
🙂 ikindi akşam arası tuttururum ben. uzmanlar öyle diyor 😉
dün 15 dk sofrada beklediler, oğlan cingar çıkardı. niye ezan hâlâ okunmmamış. 😉
hankı uzmanlar?
haha
:)) annem her cümleyi böyle bitirir. “böyle diyor uzmanlar” 😉
Secce Bacım bu konuda İpek’le aynı düşüncedeyim. (Aaa kıyamet yakın herhalde, aynı düşüncede buluştuk :p ) en güzeli kimi günler sahura kaldır, o lezzeti tatsınlar, öğlen oruç bitsin. Kimi günde ikindide başlat, beraber iftar zevkini yaşasınlar.
Sonunda dikersin o oruçları, bu güzel fikirmiş. Bayıldım 🙂
Not: sen de bizim gibi sahura kaldırmaya üşeniyor musun? Bizim oğlan küçükken
bir uyandı mı hiç susmadan neşeli neşeli konuşur ama bir daha kolay kolay uyumazdı. Biz uykulu uykulu sessiz yiyip, namazı kılıp acuk daha uyumak istediğimizden hiç işimize gelmezdi onu uyandırmak, 🙂
Gerçi şimdi adam emekli, sahurda pür neşe hiç susmadan o konuşuyor. Bu sefer oğlanla birlikte diyoruz ki: ‘bu saatte bu kadar enerji nerden geliyor yaav’
Bak ben istikrarlıyım hep , o zamanda nemruttum, şimdi de öyleyim. 🙂
ay ben sahura kendimi zor kaldırıyorum. 🙁 bi de bebeler. hele biraz büyüsünler bakalım. şimdilik ramazanda dışarıda yemek içmek yok kuralı bile yeterince sarstı çocukları. daha çoook var sahura kalkmaya. 😉
Secce büyümüşler, maşallah!
Ramazanınız mübarek olsun. İnşallah gönlünce bir ramazan geçirirsiniz hep beraber.
Çocukluğumun ramazanlarının nedense hep zor taraflarını hatırlıyorum. Büyüklerin aç olunca sinirli olduğunu biliyorum sadece. Bir de ezan vaktine yakın yaşanan sofra telaşını.Kendimi zorluyorum ya hu hiç mi güzel bi anı gelmez aklıma!
Şimdi tek isteğim çocuklarımın ramazan ayını güzel hatırlaması. Bunun için elimden ne gelirse yapmaya çalışıyorum.
:)) benim annem de çok zor tutardı. hep uykulu hep yüzü asık olurdu. sebebini birkaç senedir gayet iyi anlıyorum. 😉
Gözlerim doldu. ..teşekkür ederim bu hisleri tekrar yasattığınız için. .benim kızlarım büyüdü beraber tutuyoruz artık. .çok keyifli. .darısı basiniza
maşallah. amin inşallah.
En güzel yazilarindan biri olmuş Seccecim..seni seviyoruz.Yazilarinin bu istikamette olmasi dileğiyle. Farkindaysan senin bile zamanla yazi tarzin değişmiş 🙂 önceden de çok tatliydin ama cocuklarinla birlikte sen de biraz daha büyüdün canim….
çok teşekkür ederim nur. 🙂 haklısın birlikte büyüdük bebelerle 😉
aman diyeyim blogu bu tarafa yöneltme. yeşil bloglardan zibilyon tane var, isteyen izler.
senden bir tane daha yok, heder etme blogu..
🙂 daha dur çağrıyı yayınlıycam
ebüvee
Biz de ramazan etkinliklerine başladık 22 aylık Ayşe’mle. İlk olarak Niloyanın sahur, iftar, ramazan bölümlerini izledik 🙂 Ramazan gelince güm güm güm şarkısını söyledik. Davulcuyu anlattım kızıma. gece davulcu gelince seni kaldıracağım diye uyuttum. sahurda bir de ne göreyim. hanım abla çıkmış geliyor Annee pat pat diye.Davula uyanmış 🙂 3 tane salavat repertuarımız var. “başka allahümme” dedikçe ayşe çevirip çevirip söylüyorum. Ayşe doğalı hergün düzenli ilahi alıştırması yaptığıma mıdır nedir sesim bile açıldı. akşama namaza gideceğiz, allahümme söyleyeceğiz diye akşama kadar kızımı hazırladım. 9 buçukta uyudu herkes gitti biz kaldık. kısmet bu günedir belki. velhasıl arkadaşım bize bu ramazan şenlikli geldi 🙂 Hepimize mübarek olsun
maşallah maşallah 😉
Secce Allah kabul etsin oruçlarınızı.
amin cümlemizinkini inşallah asudecim
teravihte çocukları azarlayan teyzeler de bizim kötü anımız olmuştu.oruç tutmamayı teşvik eden hatta zorlayan öğretmenler,zorla yedirmeye çalışan ilkokul veledleri..komşunun kızının teravihte yapıp üstümüze attığı ‘kabahat’sonucu gülen kadınların bizi camiden kovmasıyla teravih olayı bitmişti ta ki oğlum doğana kadar.her şeye rağmen ramazan güzel,heyecan verici ve doğal antidepresan.eşimin adının ve tanıştığımız zamanın ramazan olmasından kaynaklı ayrı bir sempatim de var tabii:)yüzü asık uykulu sinirli ebeveynlere de bir şey demiyorum çünkü günler çok uzun ve sıcak.sonradan müslüman olan yabancı bir arkadaşımın babasının hep en uzun günlerde oruç tuttuğundan bahsettiğini hatırlıyorum yalnız ve bundan ayrı bir zevk aldığını..belki biraz heyecan eksiğimiz vardır ,hidayet heyecanı gibi..
:)) evet heyecanımız eksik. çok sıradanlaştırmışız. gelecek ve gidecek. ama bir daha gelir mi? :/ belki de son fırsat. allahu teala ramazanın bereketinden nasiplenmeyi nasip etsin inşallah.
amin secce.çocuklu çoluklu nice ramazanlar görürüz inşallah
seccee düşündüm de teravihe gidip anılarını yazsan ne matrak şeyler çıkar 😀
🙂 ramazan yazı dizisi: 1- camiden nasıl atıldık? 2-cemaat bizi nasıl taşladı 3-oğlan minareye nasıl tırmandı 😉
Bizleri maziye götüren hoş bir yazı olmuş hatırına sağlık.
Bendeki Ramazan hatırası ise iftar öncesi sıkılan limonlar ve yapılan lezzetini birdaha bulamadığım limonata♥♡♥
Icinede buz koyup soguttugumuz limonata yı ezan okununca bardak bardak içmek isterdik de babam izin vermezdi midemizde yemeğe yer kalmayacak diye.
Birde ezan okununca herkes eline su veya benzeri bişey alıp anne babasına ilk yudumu verip oruç açtırma sevabını almayı kovalardı.Sanki onca yemeği annem hazırlamamışta eline bardağı alıp su vermekle hoooop sevapları aliyormuşuz gibi:)
:)) akşam ezanında cami önünde hurma dağıtırlar ya. ben de ona deli olurdum. kaparlar bütün sevapları 😉
Camidekini bilmem de toplu taşıma araçlarında sevabın büyüğü var. Metrobüste ezan okunurken insanlara dağıtılan hurma, paha biçilemez. Öğrenciyken bir defa şöföre emanet etmiştim iftar vakti dağıt diye.. Bak iyi fikir. Yine yapabilirim 🙂 sen de “hayra vesile olan hayrı yapan gibidir” kaidesinden sevabı kaptın secce bacım 😉
valal süper fikir. sevap komisyonumu unutmadığına da sevindim. 😉