Yine mi bayram!

Bayram temizliklerinden oldum olası haz etmem. Küçüklüğümün bayramlar temizlikleri deyince aklıma annemin gergin ev temizlikleri geliyor. Ellerinde kırmızı naylon eldivenler, saçları diken, bize bağırıyor. Şimdi ben büyüdüm, görevi devraldım. Ellerimde naylon eldivenler, saçlarım diken, bebelerime bağırıyorum. Zaten hiçbir zaman titiz bir insan olamadım. Bari bayramlarda evin şekli şemali değişsin istiyorum ama bir türlü nasip olmuyor.

Yoo delirmedim, sadece uykusuzum

Bebelerim doğduğundan beri doğru dürüst uyku yüzü göremedim. Önce prematüre sıkıntıları, arkasından aylarca bitmeyen doğal gazları, dişleri, çişleri, hastalıkları… derken bugünlere kadar geldim. Bugün tam 16 ay 25 günlükler. Oğlan şükür iyi de kızın hâlâ doğru dürüst gece uykusu yok. Gecede 6-7 kez kalktığımda “Vay be amma iyi uyudum” diye yataktan çıkıyorum. İlk bir sene… Okumaya devam et Yoo delirmedim, sadece uykusuzum

Bakıcı peşinde

Bebeklerime sekiz ay annem ile baktım. Zavallı annem Pazartesi sabahı daha gün ağarmadan evinden çıkar, iki otobüs bize gelir, Cuma günü gecenin bir vakti evine dönerdi. Sanmayın ki hafta sonunu evinde geçirebilirdi. Ya Cumartesi ya Pazar telefon açar, telefonda ağlardım “Yetiş anne” diye. O da kalkar yine gelirdi.

Ortalık fena

Bahardı, yazdı derken hastalık mevsimi geldi kapıya. Havalar iyice soğudu. Herkes birer ikişer öksürüp tıksırmaya başladı. Bebelerin hastalığı –tüm annelerce malum- çok zor. İkizlerin hastalığınıysa Allah düşmanıma bile vermesin. Önce biri hastalanır, anneye yapışır. Onun yapıştığını gören diğeri dikkat çekmek için yapılmadık iş bırakmaz. Anne hasta bebeğinin daha çok ilgiye ihtiyacı olduğu için ona vakit ayırmak… Okumaya devam et Ortalık fena

İki bebeyle post yazmak

Geçen cuma gününe kadar yetiştirmem gereken işler vardır. Öyle böyle hallettim gönderdim. Cumadan beri de aklımda sürekli bloga yazı girmek var. Hafta sonu çocuklara babalarıyla bakıyorum. Yani bu birazcık ben çocuklara bakıyorum, babaları da uzaktan bize bakıyor durumu gibi bir şey oluyor. Cumartesiyi kaldır at. İki çocuğa bakmışım, bir de blogla mı uğraşayım? İnsan sınırlarını bilmeli,… Okumaya devam et İki bebeyle post yazmak

Bir Kız Bir Oğlan

Bebeğinin cinsiyeti belli olmamış birine en çok sorulan sorudur:     “Ne istiyorsun? Kız mı erkek mi?” Bu soruya verilen en yaygın cevap ise şudur: “Ayyy eli ayağı düzgün olsun da, ne olursa olsun, fark etmez.” Bunun gayet içten bir cevap olduğu su götürmez. Bir anne/baba adayı her şeyden ve her şeyden çok bebeğinin sağlıklı olmasını… Okumaya devam et Bir Kız Bir Oğlan

Şu an saat sabahın 10’u. Çocuklarım ablalarıyla birlikte teptiğim odadan çıkabilmek için var güçleriyle bağırıyorlar, kapıyı tırmalıyorlar. Ama çıkamayacaklar. En azından ben dün gece yaptıklarını bir bir dökene kadar oradan çıkamayacaklar!

Dün yine çok sıradan bir gece yaşadık: Saat 9’da bebekleri yataklarına koyduk. Sevdiğim dizinin eşliğinde ortalığı biraz toparladım. Eşimle gündüzümüzden söz ettik. Biraz gülüştük. Çay içtik. 11’e doğru sabah erken kalkacağımız için yattık. Gözümü bir açtım ki gün doğmuş, dersem tabi yalan olur. Böyle bir şey olsaydı, bizim için ekstra-manyak-ultra sıra dışı bir gece olurdu.

Bizim sıradan gecemiz şöyle oluyor: misal dün gece. Saat 8.30’da babası oğlanı alıp yan odaya gitti, ben de kızı aldım ve bebeleri uyutma girişimimiz başladı. Muhtemelen 10’a doğru başarıya ulaşmışızdır. Muhtemelen diyorum çünkü uyuyup kalmışım. En son baktığımda saat 9 buçuk falandı.

Gece 1’de kızımın zırıltısıyla uyandım. Yatağımın bir ucunda yatan kızıma ulaşıp pışpışlayayım dedim. Ama başaramadım. Çünkü külçe gibi kaskatı olmuşum. Üstüm açık kaldığı için donma tehlikesi geçiriyormuşum meğersem. Allah’tan kız uyandırdı da hayata yeniden tutundum. Neyse ne diyordum? Biraz ısınma hareketlerinin ardından kızı pışpışladım. Hemen geri daldı.